Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1686 E. 2023/1529 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1686 Esas
KARAR NO: 2023/1529 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/531 Esas – 2023/329 Karar
TARİH: 26/04/2023
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin sebze ve meyve Toptancısı Halin de faaliyet gösterdiğini, davalı tarafa çeşitli tarihlerde mal satarak fatura düzenlediğini, 72 adet fatura bedeli olan 29.294.89 TL ödemediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, şirketi münferiden temsil yetkisine sahip olan kişinin şirket müdürü … olduğunu, … ‘ın ise Şirketi … ile atacağı müşterek imza ile temsil edebileceğini, borçlu tarafından icra dosyasına ibraz edilen … ‘ın tarihsiz olarak düzenlediği müvekkili şirketin davalıdan hiçbir alacağının olmadığı beyanının hukuki geçerliliğinin olmadığını, yetkisiz kişiye yapılan ödemenin davacı şirkete yapılmış sayılamayacağını iddia ederek davalarının kabulünü, davalı tarafın kötü niyetli itirazlarının iptalini, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı tarafa bir borcu olmadığını ve davacı tarafa tüm borçlarını ödediğini, müvekkili gibi İstanbul Merkez halinde faaliyet gösteren birçok esnafla ilgili olarak paralarını ödemiş oldukları halde davacı tarafın bunlara da icra takibi başlattığını, … ‘in hiç kimse tarafından tanınmadığını, haldeki esnafların şirketin %50 ortağı olan … ‘ı tanıdığını, … ‘in tahsilatın yapıldığı yıllara hiçbir itirazı olmadığını daha sonraları … ile arası açılınca 5 yıl sonra tahsilatların geçersiz olduğunu iddia ederek takip başlattığını, 2012 yılında alacaklı olduklarını bilmiyorlar mı da 5 yıl sonra itiraz ettiklerini iddia ederek davanın reddini, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/04/2023 tarih 2022/531 Esas 2023/329 Karar sayılı kararında; “….Davacı şirketin ortağı …’ın tahsilat yaptığı …, … Ltd. Şirketi, …şirketi, … tarafından yapılan ödemelerin davacı şirketin ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı, davacı şirket defterler ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı tespitinin talep edilmiş olup, yapılan incelemede incelemeler bölümünde 8.maddede ilgili firmalara ait tespit edilebilen faturalarına ait bilgilerin açıklanmış olduğu, işbu fatura bedellerinin 30.12.2012 tarihinde 1196 yevmiye maddesi ile toplu olarak kasaya girdi çıktı yapılarak bu tutarların 331 Ortaklara Borçlar hesabı alt hesabı olan 331.00 … hesabının borçlandırılmış olduğu görülmekte olup, bu virmana ait dayanak bir belge görülmemiş olduğu, Davalı yan tarafından bu faturalardan …, … ve …’ den … tarafından tahsilatların yapılmış olduğuna dair belgeler sunulmuş olduğu, bu belge üzerlerinde yazan tarihlerde işbu tahsilatların yapıldığına dair ticari defter kaydının olmadığı, bu nedenle anılan şahısların davacı tarafından para tahsil edilmesi konusunda görevlendirildiklerine ilişkin bir örf ve uygulamadan bahsedilemeyeceği, davacı ile davalı arasında düzenlenen onaylı bir sözleşmeye ve davalıyı temerrüde düşürecek bir ihtarnameye rastlanmamış olduğu tespit edilmekle, bilirkişi raporunun denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 29.845,18 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-5.969,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin gerekçe kısmında davacı şirketin 2012 ve 2013 yılına ait ticari defterin geçersiz olduğunu, davalı vekilinin ise ticari kayıtlarını sunmamış olduğunun bildirildiğini, dosyanın incelemesinden de anlaşılacağı üzere davalı müvekkilinin ticari kayıtlarının iş yerindeki tadilat sonucu kaybolduğunu, ticari kayıtların şirketin muhasebecisinde birebir kayıtlı olduğundan iş bu kayıtları da suret şeklinde ve tasdiklemek suretiyle bilirkişiye verildiğini ancak bilirkişi mali müşavir tarafından tasdiklenmiş olan ticari kayıtların ve envanterlerin kabul etmeyerek bilirkişi raporunu düzenlediğini, bu durumun davalı müvekkili aleyhine bir durum olduğunu, aslında Ticari defter ve envanter kayıtlarında davacı şirket ve onun yüzde elli ortağı …’a tüm ödemelerin yapıldığının görüldüğünü, ayrıca %50 Ortak …’a yapılan ödemelerin makbuzları da aslı şeklinde dosyaya ibraz edildiğini, bilirkişi davalı müvekkili lehine olan ve olabilecek bütün bu durumları göz ardı ederek rapor verdiğini, yerel mahkemenin de bu rapora dayanarak gerekçe oluşturduğunu, yerleşik içtihat kararlarına göre taraflardan birinin ticari kayıtlardan birinin kaybolması veya yok olması durumunda muhasebecisinin vermiş olduğu tasdikli ve onaylı örneklerinin geçerli olacağının kabul edildiğini ancak müvekkilinin kayıtlarının hiç bir şekilde göz önüne alınmadığını, davacı şirketin aynı dönemde başka hal esnaflarının dava dışı %50 ortak …’a yaptıkları ödemeleri kabul ettiğini, ve bu şirketlere de hiç bir şekilde icra takibi yapılmadığını ve dava açılmadığını, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalı müvekkilinin şirketle ödemelerini …’a yaptığının belli olduğunu Müvekkili gibi Merkez Hal de faaliyet ve ticaret yamakta olan bir çok esnafla ilgili olarak da paraları ödenmiş olmasına rağmen icra takibi yapılmadığını, bunun nedeni de alacaklının belirtmiş olduğunun tam aksine ödemelerin yapıldığı tarihte şirket müdürü ve yetkisi olarak görünen …’in hiç kimse tarafından tanınmadığı ve muhatap olmadığı gibi tam tersine halde ki bütün esnaflar … San. Tic. Ltd. Şti nin sahibi ve yetkilisi olarak … adındaki şirketin %50 ortağını bilmesi olduğunu, …’ta şirketin yetkilisi ve sahibi olarak şirket adına almış olduğu ödemeler sonrasında müvekkiline ve diğer esnaflara da şirket olarak alacaklarının olmadığını belirten yazı, faturalarla ilgili ödemelerin alındığına dair makbuzlar ve cari hesap defterine de yapılan son mutabakatlarla ilgili imzasını da koyarak, alacak verecek ilişkisini teyit eden gerekli belgeleri müvekkili ve diğer esnaflara da verdiğini, … San. Tic. Ltd. Şti ni temsil ve nizama yetkili şirket müdürü olarak gösteren … bu ödemelerin …’a yapıldığı tarihte hiç bir itirazda bulunmadığını, ödemeleri kabul ettiğini ve bu tarihte ne müvekkine ne de halde ki diğer esnaflara … ‘a yapılan ödeme ve tahsilatlarla ilgili hiç bir itirazı kaydı olmadığını, aradan uzunca bir süre geçtikten sonra aynı şirket yetkilisi diğer %50 ortağı olan … ile kendi aralarında problem ve anlaşmazlıklar yaşamaya başladıktan sonra gerek müvekkiline gerekse ticaret yaptıkları diğer hal esnaflarına ödemelerini yapmış olmalarına rağmen icra takibi yapıp devamında dava açtığını, müvekkili ve diğer hal esnafı şirketin yetkilisi ve sahibi olarak gördükleri …’a tüm ödemelerin iyi niyetle yaptıklarını ve makbuzlarını aldıklarını, 2012 ve 2013 yıllarında bütün Hal esnafı davacı şirkete olan ödemelerini %50 ortak …’a yaptıkları ve bunun da bir teamül haline geldiğini, davacı şirkette 2013’ten sonraki 5 yıl boyunca hiç kimseye icra takibi yapılmadığını ve dava açılmadığını, Davalı müvekkili şirketin değil davacı şirketin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacı şirketin iç ilişkilerinde ve diğer %50 ortak … ile sorunlar doğduktan sonra nasıl olsa Hal esnafı temsil yetkisine haiz olmayan %50 ortak … a yapılan ödemelerle ilgili ve hukuki boşluk yakalamış olmakla bu hukuki boşluğu kullanarak haksız kazanç elde etmek istediklerini, Davalı müvekkili ile ilgili verilen icra inkar tazminatının da yanlış olduğunu, davalı müvekkili şirketin kötü niyetli olmadığını ve makbuzlardan da anlaşılacağa üzere ödemelerini yaptığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dairemizin 06/4/2022 tarih ve 2020/206 Esas – 2022/528 Karar sayılı kaldırma kararımız doğrultusunda mahkemece bilirkişi raporu alınmak suretiyle istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Dava, fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının dosya arasında bulunan sureti incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 72 adet fatura alacağından kaynaklı 19/12/2016 tarihinde 29.845,18 TL. Asıl alacak,13.713,77 TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam 43.558,95 TL. Lik ilamsız icra takibinde bulunulduğu, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, süresi içerisinde 43.558,95 TL. Alacak yönünden itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan ticaret sicil gazetesi sureti incelendiğinde, 08/04/2010 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen şirket ana sözleşmesinin temsil başlıklı 9 maddesinde, şirketi müdürlerin temsil ve izam edeceği, şirketi temsil ve izam edecek imzaların ortaklar kurulu tarafından tesbit tescille ilan ettirileceği, ilk 20 yıl için müdür seçilen …’in münferit imzası ile …’ın, … ile atacağı müşterek imzası ile temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafça Bayrampaşa Halinde komisyonculuk yapan davalı …’ya 2012 yılında 29.961,16 TL., 2013 yılında ise 550,29 TLmiktarlı olmak üzere toplam 72 adet fatura düzenlediği, fatura bedellerinin ödenmediği iddiasıyla davaya konu icra takibinin başlatıldığı, davalının itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı cevap dilekçesi ile,mal bedelini davacı şirketin ortağı …’a ödediğini, ödeme yapıldığına dair ödeme makbuzlarını ve borcu olmadığına dair davacı şirket ortağı ve müşterek yetkilisi … imzalı adi yazılı belgenin ibraz edildiği, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen makbuzlara göre ödemelerin davacı şirket adına şirket ortağı ve müşterek yetkilisi …’a makbuz karşılığında yapıldığı, dosyaya ibraz edilen … imzalı yazıda. … tarafından … Hal No … nolu yazıhaneden tahsil edilmiştir. Hiçbir alacağım kalmamıştır ifadelerinin yazılıp davacı şirket kaşesinin basılıp kaşe üzerinin imzalanarak davalıya verildiği, dosyaya ibraz edilen belgelerden …’ın aynı halde faaliyet gösteren başka komisyonculardan da şirket adına tahsilatlar yaptığının anlaşıldığı, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, davacı şirket ortağı …’ın tahsilat yaptığı … Tarım Ürünleri …. Şirketi, … meyve ve sebze … Şirketi … tarafından yapılan ödemelerin davacı şirketin ticari defterinde kayıtlı olup olmadığı yönünde yapılan incelemede, incelemeler bölümünde 8.maddede ilgili firmalara ait tespit edilebilen faturalara ait bilgilerin açıklanmış olduğu, işbu fatura bedellerinin 30.12.2012 tarihinde … yevmiye maddesi ile toplu olarak kasaya girdi çıktı yapılarak bu tutarların 331 Ortaklara Borçlar hesabı alt hesabı olan 331.00 … hesabının borçlandırılmış olduğu görülmekte olup, bu virmana ait dayanak bir belge görülmemiş olduğu belirtilmiş ise de, benzer konuda Dairemizin 09/03/2023 tarih ve 2021/180 Esas – 2023/382 Karar sayılı kararımıza konu İstanbul 8 ATM.’nin 08/10/2019 tarih 2017/996 Esas 2019/681 Karar sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi ek raporunda, davacı şirket adına 2012 yılı içerisinde dava dışı yaş meyve ve sebze komisyoncusu …’dan 739,53 TL, … San. Ve Ltd. Şti.’nden 235,48 TL, … Ltd. Şti.’nden 634,50 TL, …’dan 652,26 TL, Hep … Ltd. Şti.’nden 44.070,92 TL şeklinde şirket kaşesi ve … imzasına ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin şirket kayıtlarına geçirildiğinin tespit edildiği belirtilmiş olup bu tesbitlerde gözetildiğinde bu konuda fiili uygulama olduğu anlaşılmıştır. Bu halde davacı şirketin, tek başına şirketi temsil yetkisi bulunmayan şirket müdürü …’ın tahsilat yaptığı ve bunun karşılığında makbuz ve belge düzenlediğini bilebilecek durumdadır. Davacı şirketin şirket müdürü …’ın tahsilat yapma yetkisinin bulunmadığı konusunda bir bildirimde bulunulmayarak uzunca süre sessiz kalınmış olması karşısında, …’ın yaptığı tahsilatların ve düzenlediği borcu sona erdiren belgenin davacı şirketi bağladığının kabulü gerekir. Davacı tarafça … hakkında şikayette bulunulmuş olması da şirket ile şikayet olunan arasındaki ilişkiye dair olup davalıya karşı ileri sürülemez. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ki tesbitler gözetildiğinde davalı tarafça ibraz edilen ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan …’a makbuz karşılığında yapılan ödemelerin toplamının 28.672,50 TL. Olduğu, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan elden nakit …’a 2.000,00 TL. Ödeme yapıldığına ilişkin belge sunulmamış ise de davalı tarafça dosyaya ibraz edilen … imzalı yazıda, … tarafından … Hal No 13 nolu yazıhaneden tahsil edilmiştir. Hiçbir alacağım kalmamıştır ifadelerinin yazılıp davacı şirket kaşesinin basılıp kaşe üzerinin imzalanarak davalıya verildiği, dosyaya sunulan adi yazılı belge içeriği de gözetildiğinde, …’ın yaptığı tahsilatların ve düzenlediği borcu sona erdiren belgenin davacı şirketi bağladığının kabulü gerekir. Bu tesbitler doğrultusunda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK. 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle, davanın reddine, şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine yönelik karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2023 tarih ve 2022/531 Esas – 2023/329 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 1-Davanın REDDİNE, 2-Davacı tarafın takip yapmakta kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğu ispat olunamadığından ve şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 3- Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85.TL karar harcının, peşin yatırılan 526,09.TL harçtan mahsubu ile bakiye 256,24.TL.’nin talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde sarf edilen 90,00.TL tebligat/ posta gideri 150,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 240,00.TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 6-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 7-Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN; 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, karar harcının talep halinde iadesine,9-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 738,00.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, istinafa dönüş gideri davacı avansından karşılandığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,10-Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine, 11-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.