Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1623 E. 2023/1696 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1623 Esas
KARAR NO: 2023/1696 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/316 Esas – 2023/439 Karar
TARİHİ: 19/07/2023
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının “…” kullanıcı adlı instagram hesabını 30 ocak 2018 tarihinden itibaren kurumsal hesap olarak kullandığını, Mahkemenin 2023/70 Değişik İş ve 2023/56 Değişik İş sayılı dosyalarıyla da tespit edilen davalının iki adet sosyal medya gönderisinde TTK md. 55’in 1. ve 5. fıkralarına açıkça aykırılık oluşturacak şekilde müvekkili olan kurumun itibarını zedeler reklam yaptığını, rekabet ve iyiniyet kurallarını ihlal ettiğini, müvekkilinin Tekirdağ kapsamında tanınan, yıllardır sağlıklı, özgüveni yüksek, mutlu çocuklar yetiştirmek adına emek veren ve halkın takdirini kazanmış kurumlardan biri olduğunu, instagram hesabı üzerinden davalı tarafça yapılan bu çirkin saldırının müvekkilinin itibarını çok ciddi zarara uğrattığını iddia ederek davalı tarafından gerçekleştirilmiş olan bahse konu eylemlerin haksız rekabet olarak tespitine, davalı aleyhine şimdilik 100,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine, Mahkemenin değişik iş dosyalarında yapılmış olan giderleri ile işbu dava dosyasında ortaya çıkacak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Tekirdağ ilinde faaliyet gösteren 6 farklı jimnastik salonu ve kulübü mevcut olduğunu, davacının Tekirdağ ilinde sadece 2 adet jimnastik salonu varmış ve bunlardan bir tanesinin de müvekkiline ait olan Tekirdağ Cimnastik, diğerinin de davacının kendisine ait olan Artistik Jimnastik salonuymuş gibi bir algı yaratmaya çalışması ve bu algıdan da maddi kazanç gütmeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu, söz konusu paylaşımlarda hiçbir jimnastik salonu ve kulübü hedef olarak gösterilmeden sadece sporcularının başarıları ve turnuvalarda aldığı madalyaların paylaşıldığını, paylaşılan ibarenin hiçbir salon ve kulübe zarar verecek bir ibare olmadığını, yapılan paylaşımların gerçeği yansıttığını, müvekkilinin her yarışmada ödül ve madalya alan sporcular yetiştirdiğini, ortada aldatıcı veya yanıltıcı bir durum olmadığını, davacının iddia ettiği gibi haksız ve gerçeğe aykırı yapılan bir karşılaştırmalı reklamın söz konusu olmadığını beyan etmekle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 19/07/2023 tarih 2023/316 Esas – 2023/439 Karar sayılı kararında; “Dava, haksız rekabetin men’i, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizce dava şartları yönünden ön inceleme yapılmıştır. 6100 sayılı HMK 114/1-c bendine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olup bu husus kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her safhasında resen gözetilmelidir. Özel yetkili olan Mahkememizce ticari davalar incelenebilmekte olup dava konusunun mutlak ticari dava olması halinde veya davanın nispi ticari dava olması halinde davaya bakmaya devam edilebilir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, 6098 sayılı TBK’da rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447. maddelere göre açılan davalar mutlak ticari davadır. TBK 444 vd. Maddelerde, hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içeriğinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” Davacı vekili iddiaları ve dosya kapsamı itibariyle taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunmadığı ve davanın bu hüküm kapsamında sayılmadığı anlaşılmaktadır. (Her ne kadar Mahkememizce davacının delil tespiti istemlerinde isteme dair karar verilmiş ise de, talep konusunun ivediliği ve davacı adına bulunan vergi kaydı nedeniyle Mahkememizin görevli olabileceği kanaatiyle görev yönünden değerlendirme yapılmaksızın karar verilmiştir.) Davacı vekilince davalıya ait işletmede haksız rekabet koşullarına aykırı hareket edildiği iddia edilmiştir. TBK 57. Maddede “(1) Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir. (2) Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.” Dava konusunun niteliği nedeniyle bu hüküm doğrultusunda değerelendirme yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Mutlak ticari davanın mevcut olmadığı hallerde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Yerleşik Yargıtay ve İstinaf uygulaması da bu yöndedir. Mahkememizce yapılan inceleme, toplanan deliller birlikte değerlendirdiğinde, yapılan tacir vasfı araştırması neticesinde davacının işletme defteri tuttuğu, davalının ise defter tutmadığı, tarafların tacir olmadığı, dava konusunun TBK 57. Maddesine dayalı haksız rekabetin tespiti ve maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerekli olduğu, özel yetkili olan Mahkememizce TTK 4. Maddede düzenlenen ticari davaların görülüp karara bağlanabileceği, davaya bakmaya genel yetkili mahkemelerin görevli olduğu hususları nazara alınarak 6100 sayılı HMK 115/2. Madde gereği davanın usulden reddi gerektiği, görevli mahkemenin ise Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılarak davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; Mahkeme nezdinde taraflarınca ikame edilen bahse konu davanın haksız rekabetin men’i, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğunu, ilgili dava konusu itibarıyla mutlak ticari dava olup gerek Yargıtay Kararları’nda gerek doktrinde gerek de kanun nezdinde görüleceği üzere Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde görülmesi gereken davalardan olduğunu, ilgili durumun Yargıtay Kararları ile örneklendirildiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/117 E. 2018/1883 K. 11.12.2018 T) Dosya kapsamından görüleceği üzere, davacı müvekkili …’in Tekirdağ Artistik Cimnastik unvanlı ticari işletmenin sahibi olduğunu, Tekirdağ Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı bir şekilde ticari hayatını sürdürdüğünü, davalının da vergi kaydı bulunduğunu, mahkeme tarafından yazı yazılmaması sebebiyle her ne kadar taraflarınca bilinmese de, Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı olma ihtimali bulunmakta olmaması halinde ise esnaf olarak ticari hayatını sürdürdüğünü, davanın, konusu itibarıyla her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olduğunu, taraflarınca iki delil tespiti yaptırıldığını, işbu tespitlerden birinin dürüstlük kurallarına aykırı şekilde gerçekleştirilmiş olan karşılaştırmalı reklam hususunda olduğunu, ekte sunulan paylaşımın, Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/56D.İş 2023/57 K. sayılı dosyada alınmış olan “10.03.2023” tarihli raporla tespit edildiğini, bahse konu “İnstagram” paylaşımından da görüleceği üzere, davalının “40 dakika değil, 60 dakika & 850TL değil, 600TL” sloganıyla, Tekirdağ’da ilgili hizmeti veren yalnızca “2” adet cimnastik salonu bulunması ve müvekkilinin aylık ücretinin “850 TL” olması sebepleriyle direkt olarak müvekkilini hedef aldığını, bunu yaparken müvekkilinin tanınmışlığından faydalandığını ve tüketiciyi yanıltacak ve aldatacak ibareler kullandığını, müvekkilinin vermiş olduğu cimnastik eğitiminde yalnızca “3” yaş grubu için eğitim süresi “40” dakika olup kalan tüm yaş gruplarında eğitim süresinin “1 saat 30” dakika olduğunu, davalının, yapmış olduğu reklam içerikli paylaşımda, ilgili hususu tüketiciyi yanıltacak ve aldatacak şekilde, dürüstlük kurallarına aykırı olarak; müvekkili kurum nezdinde verilecek olan cimnastik eğitiminin tüm yaş gruplarındaki eğitim süreleri “40” dakikaymış gibi algı oluşturarak paylaşımını yaptığını ve açık bir şekilde “6102” sayılı TTK md. 55/5’e aykırı bir şekilde haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığını, işbu hususun tespitinin uzmanlık gerektirmesi ve yukarıda belirtildiği üzere her iki tarafın ticari işletmesini direkt olarak ilgilendirmesi sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde görülmeyi gerektirdiğini; Davalının, tespiti yapılmış bir diğer paylaşımında, “En iyi eğitim en uygun fiyat” ibaresini haksız rekabet hükümlerine göre aykırılık oluşturacak şekilde kullandığını, Yargıtay kararlarıyla da sabit olmak üzere, karşılaştırmalı reklamın doğru ve gerçek verilere dayanması, bu çerçevede de yanlış ve/veya yanıltıcı şekilde yapılmaması gerektiğinin sabit olduğunu, davalının eğitim hususundaki iddialarının ispatının her ne kadar mümkün olmasa da fiyat konusundaki iddialarının tüketici aldatmaya yönelik olduğunu, müvekkili kurum öğrencilerine saatlik eğitimi davalıdan daha uygun bir fiyata sağlamakta olup bu sebeple davalıca yapılmış olan reklamın haksız rekabet hükümlerine göre TTK’ye aykırı olduğunu; “…Reklam, bir kimsenin ürettiği mal veya hizmetlerin üstün niteliklerinin açıklanmasıdır. Bu reklamlarda, başkalarına ait mal veya hizmetler yönünden açık veya örtülü biçimde karşılaştırılma yapılması da, olanaklıdır. Ancak, karşılaştırmalı reklamın doğru ve gerçek verilere dayanması, yanlış ve yanıltıcı yapılmaması da gerekir…” (Yargıtay 11. HD. 1997/9233 E., 1998/1026 K. 20.02.1998 T. ) Yukarıda verilen kararda görüldüğü üzere karşılaştırmalı reklamın doğru ve gerçek verilere dayanmasının yanlış ve yanıltıcı yapılmaması gerektiğini, davalının müvekkilinin öğrencilerine vermiş olduğu günlük eğitimin süresini “40” dakikaymış gibi göstererek tüketiciyi aldatacak şekilde reklam yaptığını ve bununla birlikte işbu reklamda vermiş olduğu eğitimin en uygun olduğunu ilan ederek bilakis müvekkilinin öğrencilerine sağlamış olduğu fiyat tablosu saatlik bazda daha uygunken işbu reklamdan maddi menfaat elde ettiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının bu iddiaları destekler nitelikte olduğunu, “…Bununla birlikte karşılaştırmalı reklam, belirli şartların gerçekleşmesi durumunda aldatıcı reklam olarak haksız rekabet teşkil edebilmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 55/(1)-a-5 maddesi gereğince “Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek” haksız rekabet olarak düzenlenmiştir. Buna göre karşılaştırmalı reklamın haksız rekabet teşkil edebilmesi için öncelikle bir karşılaştırmanın mevcut olması; bu karşılaştırmanın konusunun kişinin kendisi, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları ile ilgili olması ve nihayet bu karşılaştırmanın yanlış, yanıltıcı, rakibini kötüleyici veya tanınmışlığından yaralanacak nitelikte olması gerekmektedir. Görüldüğü üzere karşılaştırmalı reklamın aldatıcılığı, karşılaştırmanın yanlış veya yanıltıcı olmasına göre iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Yanlış karşılaştırmalı reklam; dayandığı olgular yanlış olan, gerçeğe uymayan, gerçeği saptıran, gerçek ortaya konduğunda (ispatlandığında) doğru olmadığı ortaya çıkan reklamı ifade etmektedir. Buna karşılık yanıltıcı karşılaştırmalı reklam ise; reklam konusu mal veya hizmetin hedefi (muhatabı) olan ortalama tüketicide yanlış anlamalara, zanlara, algılamalara, düşüncelere yol açan (sebep olan) açıklamalar, değerlendirmeler, yargılar vs. içeren reklamlardır. Genel olarak yanıltıcı karşılaştırmalı reklamlarda yanıltma, istatistikî bilgiler, temelleri farklı fiyatlar, önemli ve etkili olanın atlanılması, karşılaştırmanın ilgisiz ve önemsiz konular arasında yapılması ve yapılış şekli ve yöntemi belirtilmeden bilimsel olmayan yöntemle ulaşılmış test sonuçlarına göre karşılaştırma yapılması şeklinde gerçekleştirilmektedir…” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/519 E. 2022/83 K. 08.02.2022 T. Görüleceği üzere davalının reklamlarının direkt olarak müvekkilin ticari işletmesini; dolayısıyla ticari hayatını etkilediğini, tüketicileri aldatmaya yönelik olarak yapılan paylaşımların sonlandırılabilmesi adına Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde alınmış olan haksız rekabetin meni kararı gerektiğini, ilgili paylaşımların halen sosyal medya hesaplarında durduğunu ve sürekli olarak yapılarak tüketiciyi yanılttığını, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/70 D.İş 2023/68 K. sayılı dosyasında alınmış olan “24/03/2023” tarihli bir diğer raporda görüleceği üzere, yapılmış olan İnstagram paylaşımının açıklama kısmında: “Allah kimseyi, yarışmada kazanamayan çocuğa/ salona madalya getirip, takıp üzerine birde tebrik edip gurur tablosu diyecek kadar yüzsüz yapmasın. YALANCININ mumu sahura kadar yandı . Sporcularınızı bedavacılığa değil, çalışma ve kazanmaya alıştırın…” diyerek müvekkili kuruma, yüzsüz, yalancı ve bedavacı ibarelerini kullandığını, bahse konu ibarelerin müvekkil kuruma ithafen söylendiğinin aynı dosyada alınmış olan “28/03/2023” tarihli raporla ispatlandığını, ilgili raporda görüleceği üzere, yorumlar kısmında “mustafa_doganay01” adlı kullanıcının: “Madalyamı bırakmışssın ortada gariban ne yapsın acından ölsünmü Senin yaptığın vicdansızlık” yorumuna, davalının vermiş olduğu: “Gariban olurmu 850₺ aidat alıyor… Yaptırsın madalyacıya kendi salonunda taksın.. (taksın ama bedava olmamalı madalyanın maddi karşılığı yok emek demek madalya )” cevabında 850 TL aidat alıyor diyerek kurumlarını hedef gösterdiğini, müvekkili kurumun aidatı aylık 850 TL olup ilgili durumun tanık, banka hareketleri ve diğer delillerle ispatlanacağını, ilgili hakaret içerikli ve kurumun itibarına zarar veren söylemlerin müvekkili kurumu hedef aldığının bir başka ispatının da; bahse konu yarışmaya müvekkili kurumun yarışmacılarının da katılmış olması olduğunu, bahse konu paylaşımın TCK ve TTK kapsamında cezai müeyyideyi gerektirmesi sebebiyle failleri hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olup ilgili soruşturmanın Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı 2023/6692 Sor. numarası ile görüldüğünü, yukarıda sunulmuş olan tüm delillerin ışığında mahkemece verilmiş olan görevsizlik kararının hatalı olduğunu; Haksız rekabetin men’i’ne ilişkin açılmış olan davanın doktrinde de yer verildiği üzere mutlak ticari dava olduğunu, işbu davada davacı müvekkilinin, Tekirdağ Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı olarak ticari hayatını sürdürdüğünü, ilgili davanın her iki tarafın da ticari işletmesini, hizmet politikalarını, tüketici ilişkilerini ilgilendirdiğini, işbu sebeple, ilgili incelemenin uzmanlık gerektirmesi nedenleriyle Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde gerçekleştirilmesi gerektiğinin aşikar olduğunu beyanla Yerel mahkemece verilen görevsizlik kararının kaldırılarak Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde bahse konu dosyanın görülmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde; tacir olan her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava olarak tanımlandıktan sonra, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar belirlenmiş ve son olarak yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi koşulu ile havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların da ticari dava olduğu kabul edilmiştir. TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Somut dosyada; her ne kadar Mahkemece davanın TBK’nın 57. maddesine dayandığı, tarafların tacir ve davanın ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de, davacı taraf davalının, instagram hesabı üzerinden dürüstlük kuralına aykırı olarak kendisi aleyhine tüketiciyi yanıltacak ve aldatacak şekilde paylaşımlar ve reklamlar yaptığını, bu şekilde TTK’nın 55/1 ve 55/5. maddesine aykırı davrandığını iddia ederek haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. TTK’nın haksız rekabete ilişkin 54 ve devamı maddelerinde düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticaret mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu minvalde Mahkemece davanın dayanağı ve nitelemesinin hatalı yapılması nedeniyle verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2023 tarih ve 2023/316 Esas ve 2023/439 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine İADESİNE,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.