Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/16 E. 2023/103 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/16 Esas
KARAR NO: 2023/103 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/202 Esas – 2022/809 Karar
TARİH: 05/10/2022
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 13/03/2018 ve 10/04/2018 tarihlerinde 5 yıl süreli birer Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve onlara ek Çerçeve Protokoller ve Taahhütnameler imzalandığını, davalının EPDK tarafından lisanslarının iptal edilmesi üzerine bayilik yapmasının hukuken imkansız hale getirdiğini, bu sebeple müvekkili tarafından sözleşmenin feshedildiğini, davalı tarafın otomasyon – servis/iletişim gibi hizmetler ve taraftar kart gibi ürünlerden kaynaklı fatura borçlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/10/2022 tarih 2021/202 Esas 2022/809 Karar sayılı kararında; “….Dosyaya ibraz edilmiş olmasa da sözleşme sebebiyle davalı tarafından ipotek verildiği davacının da kabulündedir. İtirazın iptali davasının esasına girilebilmesi için her şeyden önce ortada geçerli bir icra takibi bulunmalıdır. 2004 sayılı İİK’nın 45/1 fıkrası uyarınca rehinle temin edilen alacağın borçlusu iflasa tabi kişilerden bile olsa sadece rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmalıdır. Ne var ki davacı vekilinin 27/05/2021 tarihli dilekçesinden uyuşmazlığa dair rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ortada geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/2286 E. 2019/402 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/4461 E., 2021/5659 Karar sayılı kararı)…”gerekçesi ile, Davanın USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, İşbu dosya alacağının 18.181,56.TL olduğunu, davalının taraflarına verdiği ipoteğin 7.000.000 TL tutarında olduğunu, İİK 45.madde ile amaçlanan hususun borçları için ipotek göstermiş olan borçluyu diğer malvarlığına müraacatın önlenmesi olduğunu, müvekkilinin hakkını MK 2 ye göre aradığını ve 18.181 TL’lik alacak için 7.000.000 TL’lik ipoteği takibe koymak yerine borçlu için en az külfete yol açan ilamsız takip yoluna gittiğini,İpoteğin takibe konulması durumunda; takip masrafları, diğer satış işlemleri, tellaliye, cezaevi harcı, KDV, tahsil harcı gibi borca ekleneceğini ve bu tutarın borcun kat ve kat üzerinde olacağını, Yerel mahkemenin İİK 45.maddeyi davaya hatalı olarak uyguladığını ve borçlunun menfaatinin gözetildiğini göz ardı ettiğini,Dosyaya alınan bilirkişi raporu ile alacağın ortaya konulduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın 18.181,56.TL asıl alacak ve 2.820,87.TL faiz olarak icra inkar tazminatı ile beraber kabulüne yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi sebebiyle düzenlenen faturalardan kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkemece, İİK 45.maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya, dosya kapsamına göre yerinde olup olmadığı noktasındadır. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde; Rehin hakkı, bir taşınır veya taşınmaz yada bir başka hak üzerinde kurulan ve alacak yerine getirilmediği taktirde, hak sahibine öncelikli olarak bu taşınır veya taşınmaz ya da bir başka hakkı paraya çevirmek ve elde edilen meblağdan öncelikle alacağını tahsil etme yetkisi veren sınırlı bir ayni haktır. İİK 45. Maddesinde;” Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir,” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında 13/03/2018 ve 10/04/2018 tarihli iki adet bayilik sözleşmeleri imzalandığı, davalının bayilik lisansları EPDK tarafından iptal edildiği belirtilerek devamında sözleşmelerin davacı tarafından feshedildiği ve sözleşmeden kaynaklı davalının borçlarının temini amacıyla davalı lehine dava dışı … tarafından adına kayıtlı Gebze/Kocaeli adresinde bulunan taşınmazın 7.000.000,00 TL. bedelle ipotek verildiği çekişmesizdir. Somut olayda, davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile fatura alacağının tahsili talebiyle genel haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu,takibe borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde istinafa konu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür. İİK’nın 45. maddesine göre kural olarak alacak rehinle teminat altına alınmışsa borçlu aleyhine takip yapılamaz. Alacaklının elinde İİK’nın 150/f maddesinde öngörülen muvakkat rehin açığı belgesi veya aynı yasanın 152. maddesinde öngörülen kesin rehin açığı belgesi bulunması halinde borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapabilir. Somut uyuşmazlıkta davacı/alacaklı tarafından rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı/alacaklı tarafından İİK.45 madde emrine aykırı olarak davaya konu genel haciz yolu ile takip yapıldığı gözetildiğinde, davanın reddine yönelik mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 19 HD.nin 2013/3865 Esas, 2013/8044 Karar sayılı içtihadı) Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/01/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.