Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1599 E. 2023/1374 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1599 Esas
KARAR NO: 2023/1374 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/269 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 06/07/2023
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, “.. Müvekkil şirketin olağanüstü genel kurul toplantısı 02.12.2022 tarihinde gerçekleştirilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iş bu olağanüstü genel kurul toplantısına, belediye başkanı tarafından imzalanan temsilci belgesi ile katılım sağlamıştır. Akabinde davalı müdürlüğe, 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının tescili başvurusunda bulunulmuşsa da, bu talebimiz hukuka aykırı şekilde reddedilmiştir. Müvekkile 11.04.2023 tarihinde tebliğ edilen gerekçeli karar içeriğinde görüleceği üzere; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, T.C Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 15.05.2019 tarihli genelgesini dayanak alarak, ” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı temsilcisinin belirlenmesine ilişkin belediye meclisi kararının ibraz edilmemesi ” sebebiyle ret kararı vermiştir. Kararın süresi içinde tescil edilmemesi nedeniyle geçersiz olduğu belirtilmiştir. Beltur’un telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını bertaraf etmek üzere, tedbiren 02.12.2022 tarihli genel kurulun ve alınan kararların geçici olarak tesciline karar verilmesini talep ediyoruz. Bu hususta kesinleşen emsal kararlar mevcuttur. Mahkemenin vereceği nihai kararın kesinleşmesine kadar ve tensip ile birlikte; kesinleşmiş emsal kararlar da gözetilerek, yine tedbir verilmesi gerektiğine ilişkin İstanbul Bam 12. Hukuk Dairesi’nin 27.12.2022 tarih ve 2022/1747 esas 2022/1858 karar sayılı kesin kararı dikkate alınarak müvekkil şirketin 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının geçici olarak sicile tescil ve ilanına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, nihai olarak, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün hukuka aykırılık taşıyan 06.04.2023 tarih ve … sayılı “tescil talebinin reddi” işleminin iptaline, 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının ticaret siciline tesciline ve tescilin ticaret sicil gazetesinde ilanına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 17/04/2023 tarih 2023/269 Esas sayılı kararında; “…Davacının ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile; davacı şirketin 02.12.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul kararının geçici olarak ticaret siciline tescil ve ilanı için HMK 389 vd.maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine,..” karar vermiştir. Davalı vekilinin 12/06/2023 tarihli talep dilekçesinde özetle; “…Mahkemece tarafımız dinlenilmeden ve herhangi bir delil dahi toplanılmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup; 25.05.2023 tarihinde, tensip zaptının 14 nolu hükmüne binaen dosya üzerinden ara kararla verilen 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının geçici siciline tesciline ilişkin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve buna ilişkin beyan ile itirazlarımızı da tensiplerinize arz ederiz. Geçici tescilin, mahkemeden istenmesinin ve yine, mahkemelerin bu yöndeki talebin kabulünün hukuken mümkün olmadığı hususu açıklanacak olup; sayın mahkemece tedbir kararı verilmesine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.32/f.4’e aykırılık bakımından, daha sonra da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.367/f.2 hükmüne aykırılık yönünden akabinde ise sayın mahkemenizce TTK m. 456/3 hükmünün hatalı olarak değerlendirildiği hususlarındaki itirazlarımız sırasıyla açıklanmıştır. Tedbir kararı ile mahkemenin, adeta idarenin yerine geçerek işlem tesis etmesi sonucunun doğduğu ve bunun, yani idari işlem niteliğinde olan tescile yönelik olarak mahkeme tarafından karar verilmesinin mümkün olmadığı da belirtilmelidi idari işlem niteliğinde olan tescile yönelik olarak mahkeme tarafından karar verilmesi ve geçici tescile hükmedilmesinin mümkün olmadığına ilişkin açıklamlarımız tedbir kararı ile mahkemenin, adeta idarenin yerine geçerek işlem tesis etmesi sonucunun doğduğu ve bunun, yani idari işlem niteliğinde olan tescile yönelik olarak mahkeme tarafından karar verilmesinin mümkün olmadığı belirtilmelidir. Geçici tescilin tedbir kararı olarak mahkemeden istenmesi ve bu yönde sayın mahkemeniz tarafından hüküm kurulması, mevzuata uygun olmadığı gibi; gerek yerleşik içtihatlar kapsamında bu taleplerin reddedilmiş olması gerekse tarafları ve konusu aynı olan, cevap dilekçemizde de yer alan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 27.04.2023 tarihli, E. 2022/1647 K. 2023/694 sayılı ilâmıyla davacı tarafın bu yöndeki talebinin reddine yönelik “…tedbir talebinin yargılama sonucunda verilecek nihai karara yönelik netice-i talebin konusunu oluşturmadığı anlaşılmış olup, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır.” kararının dahi dikkate alınmaması ve son olarak yukarıda açıklandığı üzere, mahkemenizce hatalı bir biçimde davacı tarafça üç aylık süre içinde tescil başvurusunun yapıldığı nedeniyle geçici tescil talebinin kabulüne karar verilmesi hukuka, mevzuata ve yerleşik içtihatlara aykırı olup; sayın mahkemenizin ihtiyati tedbire ilişkin kararına itiraz edilmesi gerekmiştir. Mahkemenizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını….” talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/07/2023 tarih 2023/269 Esas sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı itibariyle; her ne kadar davalı tarafça mahkememezin ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmişse de, davacı tarafça 02/03/2023 tarihinde üç aylık süre içinde tescil başvurusunun yapıldığı, sermaye artırımı kararının oybirliğiyle alındığı,kesin tescil ve geçici tescil 6102 sayılı TTK’nda ayrı ayrı düzenlenmiş olsa da; her iki müessesenin hukuki sonuçlarının aynı olduğunun kabul edilemeyeceği, benzer mahiyetteki davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2022/1747 Esas, 2022/1858 karar sayılı kararı içeriği itibariyle iş bu davada da geçici tescilin ihtiyati tedbirin şartlarının mevcut olduğu, geçici hukuki koruma kararının koruyucu ve önleyici amacına uyduğu geçici tescil koşullarının varlığı hususunda yaklaşık ispat koşulunun da sağlandığı, anlaşılmakla ihtiyati tedbire itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, Davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkili müdürlüğün dava konusu işleminin hukuka uygun olduğu halde verilen kararı hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, Müvekkili müdürlüğün hukuk dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, İtiraza konu olayda da, TTK m. 456/3 hükmünün mahkemece hatalı/eksik yorumlandığı hususunun defaatle ve detaylıca izah edilmesine rağmen hiçbir tartışmaya yer verilmeksizin üç ay içinde tescil başvurusunun yapılmış olması hususunun esas alınarak tedbir kararı verilmesi hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu,”…davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı yönündeki itirazlarının değerlendirilmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına…” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 23.05.2018 tarihli, E. 2018/29 K. 2018/478 sayılı ilâmı. Gerek davacının gerekse mahkemenin, aslında birbirinden ayrı nitelikteki iki hükmü (6102 sayılı türk ticaret kanunu m.32/f.4 ve 6100 sayılı hukuk muhakemleri kanunu m.367), birbiri ile ilintili kabul ederek ve sanki, 6102 sayılı Türk Ticret Kanunu m.32/f.4, 6100 sayılı kanun kapsamındaki tedbir müessesinin özel bir hâliymiş gibi değerlenirerek hatalı bir sonuca ulaştığını,Geçici tescil talebinin ancak sicil müdürlüğünden talep edilebileceğini, geçici tescil talebinin kabul edilmesi hakinde ise üç içinde geçici tescil nedenine ilişkin dava açılması gerektiğini, red kararı yazılan herhangi bir hususun geçici olarak tescil edilmesinin ne hukuken ne de fiilen mümkün olmadığını; böyle bir durumda, müvekkili müdürlük tarafından tereddüt hasıl olan bir husus bulunmadığından, müvekkilinin geçici tescil yetkisini kullanmasının beklenemeyeceğini, Yerel mahkeme tarafından “her iki müessesenin hukuki sonuçlarının aynı olduğunun kabul edilemeyeceği” şeklinde bir değerlendirme yapılmış ise de; yerleşik içtihatlarda ve öğretide de kabul edildiği üzere, geçici tescil kesin tescilin tüm hüküm ve sonuçlarını bünyesinde barındırdığını, (Duygu DEMİREL, Ticaret Sicili. Ankara: 1. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2016, s. 189., Mehmet Emin BİLGE, Ticaret Sicili. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yayımlanmış Doktora Tezi, 1998, s. 139., Oruç Hami ŞENER, Ticari İşletme Hukuku Ders Kitabı. Ankara: 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, 2020, s. 462., Merve Beyza TEZCAN, Ticaret Sicili Müdürünün İnceleme ve Araştırma Görevi. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2021, s. 69. )“geçici tescil” hukuki sonuçları bakımından “kesin tescil” ile aynı sonuçları doğurduğundan, mahiyeti itibariyle ihtiyati tedbire konu edilebilecek bir hususlardan olmadığını, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 22.02.2017 tarihli, E. 2017/49 K. 2017/52 sayılı ilâmı. Tedbir kararı ile mahkemenin adeta idarenin yerine geçerek işlem tesis etmesi sonucunun doğduğu ve bunun yani idari işlem niteliğinde olan tescile yönelik olarak mahkeme tarafından karar verilmesinin mümkün olmadığını, Yerel mahkemece, “…davalı tarafça olağanüstü genel kurul kararının üç aylık süre içinde tescil edilmediği ileri sürülmüşse de davacı tarafça 02/03/2023 tarihinde üç aylık süre içinde tescil başvurusunun yapıldığı…” şeklindeki değerlendirme itibariyle de, talebin kabulüne karar verilmesinin bu husustaki itirazların dikkate alınmaması da hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, TTK m. 456/3’e göre sermaye arttırımına ilişkin genel kurul kararının karar tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilmesi gerektiğini aksi halde genel kurul kararının geçersiz hale geleceğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.02.2018 tarihli, E. 2016/6920 K. 2018/774 sayılı ilâmı). İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ticaret sicil müdürlüğünün tescil talebinin reddi kararının iptali davasında, tescili talep edilen hususların TTK 32/4 maddesine göre geçici olarak tescili talebine ilişkindir. Mahkemece 17/04/2023 tarihli ara kararı ile; Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; davacı şirketin 02.12.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul kararının geçici olarak ticaret siciline tescil ve ilanı için HMK 389 vd.maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmiş, verilen karara davalı vekilinin itirazı üzerine mahkemece 06/07/2023 tarihli ara kararı ile; Davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile, şirketin 02/12/2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurulu Kararının tescil ve ilanı talebinin ve 20/03/2023 tarihli geçici tescil talebinin davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 06/04/2023 tarihli karar ile usul ve yasaya aykırı şekilde reddedildiğini davalı ticaret sicil müdürlüğünün bu kararının iptali ile genel kurul kararının tescil ve ilanına, dava sonuçlanıncaya kadar genel kurul kararlarının geçici olarak tesciline dair tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.TTK’ nın 32/4 maddesinde çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususların, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunacağı düzenlenmiştir. Maddeye göre geçici tescil ilgililerin talebi üzerine ticaret sicil müdürlüğünce yapılacak bir işlemdir. Somut davada talep, davacı şirketin 02.12.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul kararının ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına ilişkindir. Talep edilen tedbir ise iş bu genel kurul kararının TTK 32/4 maddesi gereğince geçici olarak tesciline ilişkindir. Uyuşmazlığı esastan çözecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceği gibi TTK’nın 32/4. maddesindeki geçici tescile ise sadece sicil müdürlüğü karar verebilecek olup mahkemenin verebileceği bir geçici hukuki koruma kararı olarak değerlendirilemez. Bu konuda ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuken mümkün olmadığından ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararı yerinde olmayıp davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür. (Nitekim Dairemizin 16/04/2021 tarih ve 2021/499 Esas – 2021/594 Karar Sayılı kararımız ile benzer mahiyetteki davada nihai kararla verilen ihtiyati tedbir kararı kaldırılmış ve dairemiz kararı taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/12/2022 Tarih ve 2021/5134 Esas- 2022/9187 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.) Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin 06/07/2023 tarihli ara kararının HMK. 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davalının ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının kabulü ile 17/04/2023 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına yönelik dairemizce yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2023 tarih ve 2023/269 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının KABULÜ ile; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2023 tarih ve 2023/269 Esas sayılı ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, karar harcının talep halinde iadesine,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 738,00.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 122,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 998,70.TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.