Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1469 E. 2023/1369 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1469 Esas
KARAR NO: 2023/1369 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/318 Esas – 2023/503 Karar
TARİH: 25/05/2023
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin iş akdinin çalıştığı şirket tarafından feshi sebebiyle tazminat ve işçilik alacaklarının tahsili istemi ile … SAN. VE TİC. A.Ş.’ne karşı Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 2022/305 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılama sırasında bahse konu şirketin tasfiye edildiğinin öğrenildiğini ve mahkemece kendilerine ihya davası açılması hususunda süre verildiğini, …nde kayıtlı dava dışı … SAN. VE TİC. A.Ş. Unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 2022/305 esas sayılı dosyasında taraf teşkilini sağlamak ve ilgili tüm işlemlerin yürütülmesi ve tamamlanması amacıyla ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sicil müdürlüğü vekilinin 12/04/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğünün TTK m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı müvekkili kurumun sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığını bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle müvekkili kurum aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 18/05/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle ; Huzurdaki ihya davasının Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/889 E. Sayılı dosyasında daha önceden açılmış olduğu ve derdest olduğu nazara alınarak HMK m.114/I uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, taleplerinin kabul edilmemesi halinde, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/889 E. Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline, müvekkilinin huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet vermediği dosyalardaki belgeler ile sabit olduğundan, müvekkili aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/05/2023 tarih 2023/318 Esas 2023/503 Karar sayılı kararında; “….Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;TTK’nun 543’ncü maddesi uyarınca, tasfiye halinde bulunan şirketin tasfiyesinin kapanması ve terkin işlemlerinin yapılabilmesi için tüm borçlarının tasfiye edilmiş olması, TTK’nun 545’nci maddesine göre yapılan sicilden terkin işleminin hukuka uygun bir terkin işlemi sayılabilmesi için tasfiyenin de usulüne uygun olarak sona erdirilmiş olması gerekmektedir. Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise , tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile anonim şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez. Somut uyuşmazlıkta; davacının açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve dava ile takiplerin yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde … SAN. VE TİC. A.Ş.’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davalı …’nin şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 916318-0 sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy 6.İş Mahkemesinin 2022/305 esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, 2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı …’ınin(T.C. NO:…) şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, 3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının davacı tarafça KARŞILANMASINA, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Tasfiye Memuru Vekili istinaf dilekçesi ile, işbu davada basit yargılama usulünün uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, duruşma açılmaması ve delillerin toplanılmamasının usule aykırı olup kaldırılması gerektiğini,İhya davasında yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiğine yönelik Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1552 E. Ve 2018/3339 K. Sayılı kararında; “Dava, limited şirketin ihyası talebine ilişkin olup mahkemece, davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmiştir.İhya davalarının yargılamasının 6100 sayılı HMK’nın 316. maddesinde sayılan işlerden olmaması ve 6102 sayılı TTK’da bu konuda basit yargılamaya tabi olduğuna ilişkin hüküm bulunmaması karşısında, yazılı yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensiben yargılamanın basit yargılama usulüyle yapılmasına da karar verilerek, basit yargılama usulü ile yargılama yapılması ve sonuca varılması doğru görülmemiş, davalı tasfiye memuru vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” denildiğini, 05/04/2023 tarihli tensip zaptının 1 no’lu bendinin ve yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Yerel mahkemenin ihyası olan şirket hakkında ikinci kez ihya kararı verdiğini, (Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/540 E. (Eski dosya No: 2022/889 E) Ve 2023/613 K. Sayılı kararı) Yerel mahkemenin davacının hukuki menfaati olmadığı, derdestlik itirazın bekletici mesele yapılmasına yönelik itirazları konusunda gerekçeli kararda ve tensip zabıtlarında hüküm kurulmadığını, Yerel mahkeme gerekçeli kararda; ” Huzurdaki ihya davasının Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/889 E. Sayılı dosyasında daha önceden açılmış olduğu ve derdest olduğu nazara alınarak HMK m.114/I uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, taleplerinin kabul edilmemesi halinde, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/889 E. Sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına” ilişkin dilekçeyi özetlediğini ancak bu talep konusunda gerekçeli kararda hiçbir hususa değinilmediğini, delillerin takdirinde hata edildiğini, Bakırköy 6. İş Mahkemesi’nin 2022/305 Esas sayılı dosyasında şirketin ihyasına karar verildiğinin açık olduğunu, Yerel mahkemece müvekkili aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, Davacı ile ilk arabuluculuk görüşmesinin 18/04/2022 tarihinde yapıldığını, geçen süre zarfında davacı tarafından herhangi bir dava açılmadığını, haksız menfaat temini peşinde olan davacı tarafın, akabinde ikinci defa ara buluculuğa başvurduğunu, dava açmayıp ikinci defa arabuluculuğa başvurulması nedeniyle dava açılıp açılmayacağını veya ne zaman açılacağının müvekkili şirketin veya tasfiye memurunun bilmesinin imkan dahilinde olmadığını, Bakırköy 6. İş Mahkemesi’nin 2022/305 E. Sayılı dosyasından, müvekkiline 2022 Kasım ayında ilk kez dava dilekçesi ve tebligat gelmiş olması üzerine davadan müvekkilinin haberdar olduğnuu ve müvekkili şirket yetkilisi de ihya davası açtığını dosyaya 28/11/2022 tarihinde bildirdiğini, davacıya ve vekiline bilgi verildiğini, ihya davasının açıldığı bilgisine vakıf olmalarına rağmen davacı, haksız ve hukuka aykırı olarak ikinci kez dava açmak için yetki istediğini ve derdest olan davayı açtığını, müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağnı, İleri sürerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nun 320/1 fıkrası uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2924 Esas, 2018/1935 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, ihya davaları basit yargılama usulüne tabidir. Mahkemece 05/04/2023 tarihli tensibin 12 nolu kararı ile bu işlemlerin takibi yönünden dosyada yapılan işlemlerin taraflar katılmaksızın 23/06/2023 günü Heyetce kontrolüne karar verilebileceği taraflara ihtar edilmiş, dilekçe teatisi tamamlanarak, tüm deliller toplandıktan sonra dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmiş olup, davalı vekilinin, işbu davada basit yargılama usulünün uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı, duruşma açılmaması ve delillerin toplanılmamasının usule aykırı olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İstinaf dilekçesinde ileri sürülen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/889 E. Sayılı dosyasının uyap kayıtları mahkemece getirtilmiş, incelendiğinde; Tasfiye memuru … tarafından 03/10/2022 tarihinde …ne karşı … SAN. VE TİC. A.Ş. TTK 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nin 2020/1402 Esas Sayılı, Bakırköy 30. İş Mahkemesi’nin 2016/672 Esas Sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi’nin 2020/1402 Esas Sayılı dosyası, Bakırköy 26. İş Mahkemesi’nin 2017/482 Esas sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/948 Esas Sayılı, Bakırköy 22. İş Mahkemesi 2018/384 Esas Sayılı, İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyaları ile sınırlı olmak kaydı ile ihyasına karar verilmesi talebiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu 24.11.2022 tarih ve 2022/889 E. – 2022/1066 K. Sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 14 HD.’nin 27/04/2023 tarih ve 2023/62 Esas – 2023/707Karar sayılı kararı ile İDM kararının HMK. 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/889 E. Sayılı dosyasında eldeki davaya konu Bakırköy 6.İş Mahkemesinin 2022/305 esas sayılı dosyası içinde ihya talebinde bulunulmadığı, Bakırköy 6 İş Mahkemesi’nin 2022/305 esas sayılı dava dosyasının 10/02/2023 tarihli duruşmasının ara kararı uyarınca davacı vekiline davalı …Şirketi hakkında ihya davası açması ve açtığı takdirde mahkemeye bildirmesi için 2 aylık kesin süre verildiği ve verilen süre üzerine istinafa konu ihya davasının açıldığı, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/889 E. Sayılı dosyasının davacısı ile dava konusu dosyaların aynı olmaması sebebiyle eldeki davada derdestlik oluşturmayacağı anlaşılmıştır. TTK’nın 547/1 maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” hükmü düzenlenmiştir.İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilen ihyası istenen Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin tasfiyenin sona ermesi nedeniyle şirketin 22/08/2022 tarihinde sicilden terkin edildiği, şirkete tasfiye memuru olarak …’nin atandığı anlaşılmıştır. Celbedilen Bakırköy 6 İş Mahkemesi’nin 2022/305 esas sayılı dava dosyası incelendiğinde, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine terkin tarihi olan 22/08/2022 tarihinden önce 09/08/2022 tarihinde alacak davası açıldığı, açılan ve görülmekte olan derdest dava bulunmakta iken şirketin tasfiye suretiyle terkin edildiği, dolayısıyla belirtilen dosyada taraf teşkilinin sağlanması için ihya davası açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu, buna göre ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında görülmekte olan bir davanın bulunması halinde tasfiye işlemlerinin tamamlandığından söz edilemeyeceğinden davalı tasfiye memuru tasfiye işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur. Davalı tasfiye memuru aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ihyası istenilen şirketin tasfiye masasından alınmak üzere tasfiye giderlerine sonradan eklenebileceğinden ve HMK’nın 326. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumlu olduğundan ve davalı Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmasını gerektirir bir durum bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 179,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.