Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1419 E. 2023/1244 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1419 Esas
KARAR NO: 2023/1244 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 24/07/2023
DOSYA NUMARASI: 2023/505 Esas
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
YAZIM TARİHİ: 15/09/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında geçmişten süre gelen bir ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin bu ticari ilişki kapsamında davalıya birçok mal sattığını ve teslim ettiğini, davalı tarafın müvekkili şirkete 9.408,46 USD borcu bulunduğunu, davalının borçlarını ödeyeceklerini beyan etmesine rağmen ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi açıldığını, ancak davalı tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığından eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını, borçlunun mal kaçırma gayesi içerisinde hareket ettiğini, mallarını elinden çıkardığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının borca yeter tutarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/07/2023 tarih ve 2023/505 Esas sayılı Ara Kararı ile; “…. İİK 257 ve devamı maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati hacze karar verilmelidir.Bu itibarla Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati haciz kararı verilmesine hukuken imkân bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı vekilinin ihtiyati haciz isteminin koşulları bulunmadığından REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ticari ilişki kapsamında, borçluya birçok mal sattığını ve teslim ettiğini, işbu mallara ve teslimine ilişkin 4 adet fatura ve irsaliyelerin dilekçeleri ekinde mahkemeye sunulduğunu, Davalı tarafın işbu faturalar uyarınca müvekkil şirkete 9.408,46-USD tutarında borcu bulunmakta olduğunu, davalı tarafın ekte sunmuş oldukları 31.05.2023 ve 02.06.2023 tarihli e-postaları ile borçlarını ödeyeceklerini beyan etmelerine rağmen ödeme yapmadıklarını, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı 25.07.2023 tarihli müzekkere cevabı ekinde sunmuş olduğu davalı … Anonim Şirketinin 2023 yılı BA formunun 14’üncü sayfasında satın alınan mal veya hizmet KDV hariç tutarı alanında müvekkil şirketten 4 adet fatura üzerinden mal aldığını açıkça beyan etmiş olduğunu, Sarıgazi Vergi Dairesi Müdürlüğü 25.07.2023 tarihli müzekkere cevabı ekinde sunmuş olduğu müvekkil … Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 2023 yılı BS formunun 1’inci sayfasında satılan mal veya hizmet KDV hariç tutarı alanında davalı şirkete 4 adet fatura üzerinden mal sattığını açıkça beyan ettiğini,Başka bir deyişle her iki şirketin BA-BS formlarının birbiriyle uyuşmakta olduğunu, ancak davalı şirketin göndermiş oldukları maillerde borçlarını ödeyeceklerini beyan etmelerine rağmen ödeme yapmadıklarını, “BA-BS formlarında bildirilen miktarlar kadar ödeme yapıldığı kanıtlanamadığından, dava konusu alacak hususunda ihtiyati haczin kabulüne dair yeterli kanaat oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu.” (YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ 22.12.2015 T. 7352/17418.) “İstem, ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1 hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi yeterli kabul edilmektedir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde, alacaklınıı, fatura sevk irsaliyesi ve teyit formlarına dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunması karşısında, alacağın varlığına kanaat oluşturacak belgeleri ibraz ettiği anlaşılmakla ihtiyati haczin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.” (YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ 2016/2214 E., 2016/2481K., 07/03/2016 T.) Borçlunun mal kaçırma gayesi içinde hareket etmekte olduğun, haricen yaptıkları araştırmalara göre borçlunun, mallarını elinden çıkarmakta olduğunu, İİK 257 maddesinin alacaklıdan mal kaçırma gayesi ile hareket eden borçlu aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilebileceğinden bahsetmekte olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; borçlunun borca yeter tutarda, taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu beyanla; Açıklanan ve re’sen görülecek nedenlerle; İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak taleplerinin kabulü ile müvekkilin ileriye dönük telafisi mümkün olmayan hak kaybına uğramaması dolayısıyla mümkünse teminatsız olarak mümkün değilse uygun görülecek bir teminat karşılığında davalının bankalardaki hesaplarına, taşınır ve taşınmaz varlıklarına ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarını şimdilik (fazlaya ilişkin haklarımızın saklı kalması kaydıyla ) dava değeri olan 253.558,00-TL değerinde ara karar ile ihtiyati haciz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasındaihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK’nun 257/1.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü, İİK’nın 258/1.maddesinde ise; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı tarafından dava dilekçesine ekli faturalar ve irsaliyeler incelendiğinde;faturaların e fatura olduğu, ibraz edilen irsaliyelerinde e irsaliye olarak düzenlendiği, irsaliyede taşıyıcı firma,araç ve şoför bilgilerinin yazılı olduğu, irsaliyeler üzerinde imza olduğu, bu imzanın kime ait olduğuna ilişkin bir açıklık olmadığı, faturadaki malların tam ve eksiksiz olarak davalı tarafa verilip verilmediği, sunulan faturaların iade edilip edilmediği, takibe konu alacağın varlığı ve miktarı açılan davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. İstinafa konu ara karar tarihi itibariyle davalı tarafa ait mal ve hizmet alımına ilişkin BA formlarının istenmesi için vergi dairesi müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verilmediği ve yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen belgeler, alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğuna dair yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Karşı tarafın, mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de sunulmamıştır. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karar, usul ve yasaya uygun olduğundan talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85. TL istinaf karar harcının, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,95 ‬TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.