Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1415 E. 2023/1256 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1415 Esas
KARAR NO: 2023/1256 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/134 D. İş – 2023/137 Karar
TARİHİ: 29/05/2023
TALEP: İhtiyati Haciz (Finans)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, fazlaya ilişkin alacak ve haklarının saklı kalmak kaydıyla 21.04.2023 tarihi itibarı ile 284.423,45 TL alacaklarının tahsilini teminen borçluların gerek yedinde ve gerekse üçüncü şahıslar yedinde mevcut bilumum menkul, gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 29/05/2023 tarih 2023/134 D. İş – 2023/137 Karar sayılı kararında;”İhtiyati haciz isteyen vekili mahkememize verdiği dilekçesi ile alacağını alabilmesi için borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini istemiştir.İhtiyati haciz; İcra ve İflas Kanununun 257.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa.” şeklinde düzenlenmiştir. İstemin niteliğine göre, duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin dilekçeye ekli olarak sunulan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi aslı, ihtarname aslı , üyelik sözleşmesi aslı , bankacılık hizmetleri sözleşmesi aslı ve mahiyetindeki diğer belgeler ve evrak kapsamına göre, Asıl Borçlu … yönünden ihtiyati haciz için aranan İ.İ.K.nun 257. maddesindeki yasal şartların gerçekleştiği anlaşılmakla talebin kabulüne dair aşağıdaki hükmün verilmesi gerekmiştir.Talebe konu sözleşmede … müteselsil kefil sıfatıyla yer almakta olup, asıl borçluya gönderilen tebliğin sonuçsuz kalması halinde kefil hakkında da ihtiyati haciz talep edilebilecek ise de, asıl borçluya yönelik düzenlenmiş olan hesap kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı adresin sözleşmede belirtilen adresten farklı olması ve tebliğ yapılamamış olması dikkate alındığında, borçlu … yönünden ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından müteselsil kefil açısından talebin reddine dair aşağıdaki hükmün verilmesi gerekmiştir.”gerekçesi ile, “1-TALEBİN KISMEN KABÜLÜ KISMEN REDDİNE, -Asıl Borçlu … Ticaret Limited Şirketi yönünden ihtiyati haciz TALEBİNİN KABULÜNE -Müteselsil kefil kefil yönünden ihtiyati haciz TALEBİNİN REDDİNE 2-İİK’nun 257/1 maddesi gereğince alacaklının, 284.423,45.-TL alacağının alınabilmesini sağlamak için borçlu …nın borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE, 3-Borçlu ile 3. kişilerin uğrayabilecekleri zararı karşılamak üzere taktiren alacağın %15 oranında HMK’nun 87. maddesinde yazılı türden teminat alınmasına, 4-a-Teminat olarak 42.663,52.-TL teminat ödendiğinde kararın yerine getirilmesi için karar suretinin mahkemiz yargı çevresinde İcra Müdürlüğüne gönderilmek üzere alacaklıya (vekiline) tevdine, b-HMK nun 392. maddesi gereğince karşı tarafın teminat iadesine açıkça rıza göstermemesi halinde ancak mahkememize icra dairesi tarafından uyap üzerinden e-imzalı olarak bildirilen takibin kesinleşme tarihinden veya ihtiyati haciz kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davası açıldığının dosyamıza belgelendirilmemesi halinde teminatın iadesine,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi tarafından 29.05.2023 tarihinde verilen karar ile “…Talebe konu sözleşmede … müteselsil kefil sıfatıyla yer almakta olup, asıl borçluya gönderilen tebliğin sonuçsuz kalması halindekefil hakkında da ihtiyati haciz talep edilebilecek ise de, asıl borçluya yönelik düzenlenmiş olan hesap kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı adresin sözleşmede belirtilen adresten farklı olması ve tebliğ yapılamamış olması dikkate alındığında, borçlu … yönünden ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı” gerekçeleriyle müteselsil kefil … yönünden ihtiyati haciz taleplerinin reddedildiğini; Müvekkili Banka ile asıl borçlu … TİC. LTD. ŞTİ. arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi, Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, … Üyelik Sözleşmesi’nin imzalandığını ve diğer davalı …’ın da söz konusu Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi ve … Üyelik Sözleşmesi’ni müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, Tarafların sözleşmelere aykırı davranarak borcunu ödememesi üzerine müvekkili banka tarafından, İstanbul … Noterliğinin 26.04.2023 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek; imzalanmış olan sözleşmeler uyarınca mezkur borçların 21.04.2023 tarihi itibarıyla kat edilerek muaccel hale geldiğinin, muaccel hale gelen 284.423,45 TL’nin 3 gün içinde ödenmesi gerektiğinin, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının her iki borçluya da ihtar edildiğini, ancak asıl borçlu ve kefil tarafından herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, Her ne kadar asıl borçlu şirketin sözleşmedeki adresinden farklı bir adrese ihtarname gönderilmiş ise de ihtarnamenin gönderildiği adresin borçlu şirketin ticaret sicilde kayıtlı olan güncel adresi olduğunu, borçlu şirketin 12.04.2022 tarihinde sözleşmede bildirdiği adresinden taşındığını ve bunu tescil ettiğini; müvekkili banka tarafından güncel adres sorgulanarak adres değişikliği dolayısıyla ticaret sicile tescil edilen son adresi olan … Mah. … Sok. … Plaza No: … Şişli / İstanbul adresine ihtarname gönderildiğini; aksi halde müvekkili bankanın borçlu şirketin sözleşmede bildirilen adresten taşındığını, gönderilen ihtarnamenin bu adrese yapılamayacağını bildiği halde sözleşmedeki adrese ihtarname göndermesinin kötü niyetli olacağını; borçlu şirketin mersis adresine ihtarname gönderilmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık olmayıp tam aksine müvekkili banka tarafından borçlunun gerçekten de tebligata elverişli adresi araştırılarak bu adrese ihtarname gönderilmesinin iyi niyetini gösterdiğini, Ayrıca alacağın muaccel hale gelebilmesi için kredi hesabının kat edilmesinin yeterli olup ayrıca hesabın katına ilişkin ihtarnamenin borçluya tebliğinin zorunlu olmadığını; bu sebeple borçluya gönderilen ihtarname ile hesap kat edilerek alacağın muaccel hale geldiğini, gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilememesi, sonuçsuz kalmasının kefil hakkında ihtiyati haciz talep edilmesine engel olmadığını, Nitekim TTK 7/2 maddesine göre ticari borçlara kefalet halinde, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça kefilin, borçluyla birlikte müteselsilen sorumlu tutulduğunu; dolayısıyla bu halde alacaklının öncelikle borçluya gitmek ya da rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunda kalmadan doğrudan kefile başvurabileceğini, ancak bunun için TBK 586. maddesi uyarınca; borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerektiğini (Arkan, 2019, Ticari İşletme Hukuku, Ankara:Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, s.78) Borçlunun ifada geciktiğini, usule uygun olarak gönderilen ihtarnameye rağmen de herhangi bir ödeme yapılmadığını; dolayısıyla müteselsil kefilin sorumluluğu doğduğundan ihtiyati haczin koşullarının da oluştuğunu, ihtiyati haciz taleplerinin kefil Kadri Toprak yönünden reddine dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Ayrıca kefil …’a da hesap kat ihtarnamesinin tebliğe çıkartıldığının tebliğ şerhinden görüldüğünü, ihtarnamenin 27.04.2023 tarihinde tebliğ edildiğini; müteselsil kefil …’ın bizzat kendisine muacceliyet ihtarnamesinin sözleşme ve Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edildiğini; buna rağmen herhangi bir ödeme yapmayan … yönünden ihtiyati haczin koşullarının oluşmuş olup ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair verilen kararın müvekkili bankayı zarara uğratmakta, haksız sonuçlar doğurmakta olduğunu, Sözleşme hükümleri gereğince, bakiye tüm borcun muaccel hale geldiğini; ihtiyati haciz talebinde bulunabilmek için alacağın muaccel olmasının yeterli olduğunu,(İİK m.257) ayrıca borçlunun temerrüde düşmüş olmasının aranmayacağını; bu nedenle, borçlu hakkında ihtiyati haciz talep edebilmek için hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmiş olması gerekmeyeceğini; Yerleşik Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu (Yargıtay 11.HD., 18.09.2008, E.9613, K.10190, Yargıtay 11. HD. 20.03.2014 T. E: 3295, K: 5472), Müvekkillerinin alacağının muaccel bir alacak olduğunu ve borçlu açısından rehinle temin edilmediğini; dosya içeriğine göre müvekkili banka alacağının varlığı, yaklaşık ispat kuralı gereğince gerçekleşmiş olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin E.2016/6523 K:2017/860 -07.02.2017 tarihli, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E.2015/14938 K:2016/50 – 11.01.2016 tarihli kararlarının bu yönde olduğubu, İhtiyati haczin niteliği itibarıyla, tüm hakların müstakbel icrasını davadan önce ya da dava sırasında güvence altına aldığını, yani mevcut durumu değişikliklere karşı koruduğunu; bu haciz ile mevcut durumun muhafazasının temininin amaçlandığını; yargılamanın makul sürede bitirilememesinden ötürü hukuki korumanın etkinliğinin zayıfladığı durumlarda bir hukuki koruma boşluğunun oluştuğunu; haczin karşı tarafa vereceği zararlar ile haczin reddedilmesinin talep sahibine vereceği zararların tartılması gerektiğini, talep sahibinin zararları ağır basıyorsa tedbire karar verilmesi gerektiğini, gönderilen ihtarnameye rağmen davalı borçlular tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacaklı olan müvekkilinin alacağına kavuşamadığını ve mağdur olduğunu, davalıların müvekkili banka tarafından gönderilen ihtarnameye itiraz etmemesine rağmen ödeme yapmayarak mal kaçırma çabasında olduğunu, İleri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının müteselsil kefil yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kısmının kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kefil yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi lehdarına kullandırılan kredilere ilişkin alacağın tahsilini teminen kredi lehdarı ve kefil aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle talebin kefil Kadri Toprak yönünden reddine karar verilmiş, bu red kararına karşı talepte bulunan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nun 68/b maddesinin birinci fıkrası uyarınca; borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır. TBK’nun 586/2 fıkrası uyarınca; kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Dosyaya mübrez deliller, genel kredi sözleşmesi, kat ihtarı ve tebliğ şerhi içeriklerinden; kredi lehdarı asıl borçlu … firmasının sözleşmedeki adresinin … Mah. … Sok. … No:… olduğu, banka tarafından kat ihtarının şirketin sözleşmede yer alan adresine değil, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde yer alan adresine gönderildiği ve ihtarın tebliğ edilemediği, kat ihtarı sözleşmedeki adrese tebliğe çıkarılmadığından İİK’nun 68/b maddesi uyarınca kat ihtarının asıl borçluya tebliğ edilmiş sayılacağının kabul edilemeyeceği, bu nedenle TBK’nun 586/2 fıkrasının son cümlesi uyarınca asıl borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığı ve müteselsil kefile başvuru koşullarının oluştuğu hususunda yaklaşık ispatın sağlanamadığı yönündeki mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.