Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1413 Esas
KARAR NO: 2023/1274 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/358 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 03/07/2023 (Ara Karar)
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından davalı aleyhine Amasya İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile fatura alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının müvekkilinden 06.12.2022 tarihli fatura karşılığı faturada belirtilen miktarda ürünü satın aldığını, söz konusu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, teslim belgesini imzalayan …’in davalının çalışanı olduğunu, İİK’nın 257. maddesi; ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermekte olup, davaya konu borcun rehinle teminat altına alınmadığını, vadesinin de geldiğini, bu nedenle, davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken kanuni şartların oluştuğunu, ayrıca sundukları belgelerle yaklaşık ispat koşulunun da sağlandığını, bu aşamada davalının mallarını gizlemesi, kaçırması veya bu maksatla müvekkilinin haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması ihtimali bulunduğunu beyanla davalının yedinde veya üçüncü şahıslarda olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının, alacaklarına yetecek miktarda ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin 30/05/2023 Tarihli ve 2023/358 Esas sayılı ara kararında; “İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, davacı tarafından dava konusu alacak için ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de, dava dilekçesi ile ekinde yer alan belgeler, davacının vadesi gelmiş bir alacağın alacaklısı olduğu kanaatini uyandırmaya yeter nitelikte olmadığından davacı yanın şartları oluşmayan ihtiyati haciz isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 03/07/2023 tarihli dilekçesi ile; davalının, müvekkilinden, 06.12.2022 Tarihli ve … Numaralı faturada detayları verilen nitelik ve miktarda ürün satın aldığını, söz konusu ürünlerin dava dilekçeleri ekinde sunulan veresiye ürün teslim senedinden de görüleceği üzere teslim edildiğini, faturaya konu ürünleri teslim alan … olup, ürünlerin teslimi tarihinde davalının çalışanı olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin tedarik borcunu yerine getirdiğini, teslim senedi ile faturanın tarihleri göz önünde bulundurulduğunda, alacağın vadesinin geldiğinin açık olduğunu, davalı tarafça alacağın ileri bir vadeye bağlandığının da ileri sürülmediğini, bu durumda davalının herhangi bir ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğünü, alacağın rehinle teminat altına alınmadığını ve vadesinin de geldiğini beyanla davalının, borca yetecek miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 03/07/2023 Ara Karar Tarihli ve 2023/358 Esas sayılı ara kararında; “İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, davacı tarafından dava konusu alacak için ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de, dava dilekçesi, ekinde yer alan belgeler ve 03/07/2023 tarihli dilekçesi davacının vadesi gelmiş bir alacağın alacaklısı olduğu kanaatini uyandırmaya yeter nitelikte olmadığından davacı yanın şartları oluşmayan ihtiyati haciz isteminin reddine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir. “gerekçesi ile ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş ve verilen bu ara karara karşı ihtiyati haciz isteyen davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz isteyen davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili … San. Tic. Ltd. Şti. adına, davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’ye sattığı ve teslim ettiği ürünlere ilişkin fatura alacağından kaynaklanan borç nedeniyle genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve davalının borca ve tüm ferilere itiraz ettiğini, itiraz üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulduğunu; İtirazın iptali için İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/358 E. sayılı dosyası kapsamında dava açıldığını ve ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu,, 03.07.2023 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini; TBK’nın 90. maddesinin; ”İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.” hükmünü, TTK’nın 1530. maddesi’nin 2. fıkrasının; ”Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.” hükmünü, aynı maddenin 4. fıkrasının; ”Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır: a) Faturanın … borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda…” hükmünü içerdiğini; Davalının, müvekkilinden, 06.12.2022 Tarihli ve … Numaralı faturada detayları verilen nitelik ve miktarda ürün satın aldığını ve söz konusu ürünleri dava dilekçesi ekinde sunulan veresiye ürün teslim senedinden de görüleceği üzere teslim aldığını, faturaya konu ürünleri teslim alan …’in ürünlerin teslimi tarihinde davalının çalışanı olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin tedarik borcunu yerine getirdiğini, teslim senedi ile faturanın tarihleri göz önünde bulundurulduğunda, alacağın vadesinin geldiğinin açık olduğunu, davalı tarafça alacağın ileri bir vadeye bağlandığının da ileri sürülmediğini, bu durumda davalının herhangi bir ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğünü; TTK’nın 21. maddesi 2. fıkrasının;”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünü içerdiğini, müvekkilinin, davaya konu faturayı kendi e – posta adresinden (…@gmail.com), davalının e-posta adresine (…@gmail.com), 06.12.2022 tarihinde gönderdiğini, müvekkili ile davalı arasında daha önce yapılan alışverişlere ilişkin olarak yine aynı e-posta adresleri ile faturalar gönderildiğini, bunun üzerine davalı tarafça müvekkiline ödemeler yapıldığını, davalının faturaya yasal süresi içinde itirazda bulunmadığını, faturanın içeriğini kabul ettiğini, iade fatura ve ihtar evrakları ile önceki yazışma ve ödemelere ilişkin evrakların dava dilekçesi ekinde sunulduğunu; İİK’nın 257. maddesinin; ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içerdiğini, davaya konu borcun rehinle teminat altına alınmamış olup vadesinin de geldiğini, bu nedenle davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken kanuni şartların oluştuğunu, sunulan belgelerle yaklaşık ispat koşulunun da sağlandığını, bu aşamada davalının, müvekkilinim haklarını ihlâl eden işlemlerde bulunması ihtimali olması nedeniyle yedinde veya üçüncü şahıslarda olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının, alacaklarına yetecek miktarda ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini beyanla İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/358 E. sayılı dosyası kapsamında, 03.07.2023 tarihinde verilmiş ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına, davalının borca yetecek miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.Mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. İK’nın 257/1. maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü, İİK’nın 258/1. maddesinde ise; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Somut talep yönünden yapılan değerlendirmede; dosya kapsamına göre davacı tarafça iddia edilen alacağın bulunup bulunmadığı, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yapılacak yargılama neticesinde belirlenebileceği, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre karar tarihi itibariyle mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi, borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir nitelikte delil de bulunmadığı dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme ara kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz isteyen davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.