Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1409 E. 2023/1242 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1409 Esas
KARAR NO: 2023/1242 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2023
TALEP: İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dilekçesinde; davalılar … ve … aleyhine bilirkişiler tarafından belirlenen ve ıslah talepleriyle dava değeri olarak talep ettkleri 32.373.346,50 TL nin tahsilini teminen davalılardan … ve …’nun adlarına kayıtlı gayrimenkullerinin haczi ve muhafazası amacıyla alacağın dosyada ispatlanmış olduğu da göz önüne alınarak teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini ya da teminatın adli müzaharet ödeneğinden karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/01/2023 tarih ve 2015/677 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” ….Somut olayda, davacı vekili davalılar … ve … aleyhine bilirkişiler tarafından belirlenen ve ıslah talepleriyle dava değeri olarak talep ettkleri 32.373.346,50 TL nin tahsilini teminen davalılardan … ve …’nun adlarına kayıtlı gayrimenkullerinin haczi ve muhafazası amacıyla alacağın dosyada ispatlanmış olduğu da göz önüne alınarak teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini ya da teminatın adli müzaharet ödeneğinden karşılanmasına karar verilmesini talep etmiş ise de,İİK’da düzenlenen ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, yargılamanın devam ettiği anlaşılmakla talebin reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Açılan tazminat davasında dosyada bilirkişi raporu alındığını, alacaklarının varlığının hesaplandığını ve belirlenen teminat tutarı oranında davanın ıslah edilerek davalılara ıslah dilekçesinin tebliğ edildiğini, bu aşamada davalıların adına olan taşınmazların devredeceği ve sınırlayacağı haberi gelince Mahkemeden ihtiyati haciz talep edildiğini, ancak mahkeme dosyasında ihtiyati tedbir sebebinin takdirinde geniş yetkisi olduğu ve dosyada mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesinin varlığı ispat edilemediğinden bu taleplerini reddettiğini, kararın yasanın düzenlemesine açıkça aykırı olup mahkemenin takdir yetkisinin hatalı kullanıldığını, Derdest bir alacak davasında ihtiyati haczi kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatı gerekmeyeceğini, yaklaşık ispat durumunda ihtiyati haciz kararı verilebileceğini, konu ile ilgili İstanbul BAM 8 HD 23.03.2021 T. 409/502 sayılı kararında bu konunun özetle; ” İİK’nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikte bir dava türü olup, ihtiyati haczin İİK 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş olduğu bu gibi davalarda ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanmasının gerekmediği , ileri sürülüş biçimine ve delil durumuna göre , yaklaşık ispat durumunda ihtiyati haciz kararı verilebileceği konusunda duraksamamak gerektiği , somut olayda dosya içeriğine göre ihtiyati hacze hükmedilmesine ilişkin koşulların gerçekleştiğinin anlaşıldığı, kaldı ki değişen durum ve koşullara göre ilk derece mahkemesi tarafından bu hususta her zaman yeni bir değerlendirme ve karar verilmesinin de mümkün olduğu… ” şeklinde açıklandığını, yine Yargıtay 21 Hukuk Dairesi’ nin 25.09.2015 T. 13677/ 16643 sayılı tam da olaya uyan kararında ” Haksız fiilden kaynaklanan tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği -ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, mahkemece davacının ihtiyati haczi isteminin hangi alacaklara ve taşınmazlara ilişkin olduğu somut olarak açıklandıktan sonra davacının tazminat talebi ile orantılı ve davalı şirketin ticari hayatını etkilemeyecek biçimde bir ihtiyati haciz kararının verilmesi gerektiği ” hususunun belirtildiğini, Olayda davanın konusunun tazminat davası olup, dosyada tüm delillerin toplandığını ve alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin tazminat davası açmakta haklı olduğu ve davalıların müvekkiline 32.373.346,50 TL tutarında zarar verdiğinin belirlendiğini, davanın bu tutar üzerinden ıslah edildiğini ve ıslah dilekçesinin tebliğ edildiğini, dolayısıyla yukarıdaki yargı kararları ve yasal düzenlemeler ışığında dosyada yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiğini, Derdest bir davada ihtiyati haciz kararının alacaklıya henüz kesin haciz isteme yetkisinin bulunmadığı dönemde para alacağının ödenmesini güvence altına almak için verilmesi gerektiğini, olayda alacak miktarının yüksek olduğunu, bugün itibariyle davalıların mal varlığının bu miktarı karşılamaya yeter durumda olduğunu, ancak mahkemece lehlerine karar verilmesi durumunda taşınmazlar el değiştirir ise ya da kısıtlayıcı bir işlem yapılırsa alacaklarının güvencesinin ortadan kalkacağını, bugün itibariyle güvence oluşturacak bu taşınmazlara ihtiyati haciz konması yönündeki taleplerinin reddinin müvekkilinin ağır zararına yol açacağını, bu nedenle işbu istinaf başvurusunda bulunulduğunu beyanla; Açıklanan nedenlerle; Mahkemenin ihtiyati haciz içerikli taleplerinin reddi kararının usule ve yasaya aykırı olmakla kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, Kat karşılığı Daire ve Dükkan inşaatı, Gayrimenkul Satış Vaadi Pazarlama ve Hasılat Paylaşım Sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda, davacı ile davalılardan …’nun davalılardan … San. Tic. Ltd. Şti.nin %50’şer hisseli ortağı oldukları, … Ltd . Şti. ile mülkiyeti 47/100 oranında davalılardan …’na, 53/100 hissesi … Konut Yapı Kooperatifine ait Esenyurt … mevkii, … ada, … parsel, …/a pafta il tapu siciline kayıtlı taşınmaz üzerinde … Ltd. Şti’nin Kat karşılığı Daire ve Dükkan inşaatı, Gayrimenkul Satış Vaadi Pazarlama ve Hasılat Paylaşım Sözleşmesi imzalandığı, … Ltd. Şti.’nin sözleşme imzaladığı … Konut Yapı Kooperatifinin kurucu ortağı ve yöneticisinin davalılardan … olduğu, anılan kişinin aynı zamanda taşınmazda 47/100 oranında hisse sahibi olan davalılardan …’nun eşi olduğu, yapılan sözleşmede … İnş. San. Tic. Ltd. Şti.nin taşınmaz üzerinde işyeri ve konut yapmayı taahhüt ettiği ancak bu taahhüdün gereği gibi yerine getirilmediği iddiasıyla sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafça; sözleşmeye konu taşınmazın Davalı malik …’nun kredi borcundan dolayı taşınmaz üzerinde ipotek olduğu, bu nedenle belediyenin inşaata yapı ruhsatı vermediği, dolayısıyla inşaatın geciktiği, yapılan fesih bildiriminin haksız olduğu, oluşan maddi ve manevi zararların tazmininin talep edildiği, davalı taraf ise, inşaatın zamanında bitirilmeyeceğinin anlaşıldığını, bu nedenle yapılan feshin haklı nedene dayandığının ileri sürüldüğü, mahkemece bilirkişi heyetinden 28/09/2022 tarihli rapor alındığı, bilirkişi raporundan sonra davacı vekili 08/12/2022 tarihli dilekçe ile dava açılırken 8.500.000 Tl olarak bildirilmiş olan kar payından doğan zarar talebini ıslah ederek bilirkişi raporu doğrultusunda kar payı alacak talebini 32.373.346,50 TL olarak belirlenmesine , 32.373.346 ,50 TL kar payından doğan zarar alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiği, bir kısım davalıların bilirkişi raporuna itiraz ettiği, mahkemece 08/12/2022 tarihli duruşmanın ara kararı ile; Bilirkişi raporuna itirazların bilirkişi raporuna karşı tüm davalılar tarafından yazılı beyan sunulduğunda birlikte celse arasında değerlendirilmesine karar verildiği ve istinafa konu ara karar tarihi itibariyle bu yönde bir karar verilmediği ve yargılamanın devam ettiği, anlaşılmıştır. İİK’nın 257/1. fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258. maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. Somut olaya döndüğümüzde; iddia, savunma ve dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alındığında, taraflar arasında yapılan sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedilip edilmediği, buna bağlı olarak davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, dosyanın geldiği aşama itibariyle belirsiz olduğu, mübrez deliller ile yaklaşık ispatın yerine getirilmediği ve İİK’ nun 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı, yargılamanın ilerleyen aşamalarında koşulların değişmesi halinde yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunulabileceği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85. TL istinaf karar harcının, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,95 ‬TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.