Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1357 E. 2023/1719 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1357
KARAR NO: 2023/1719
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2023 (Gerekçeli Karar Tarihi)
TARİHİ: 31/05/2023 (Ek Karar Tarihi)
DOSYA NUMARASI : 2022/812 Esas – 2023/60 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile ”Tasfiye Halinde … Limited Şirketi” arasında görülen tespite ilişkin Fethiye 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 2019/5 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören dava sırasında söz konusu şirketinin terkin edilmiş olması nedeni ile ihyası için süre verildiği; bunun üzerine açılan ve İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/303 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören davanın tasfiye memuruna husumet yöneltilmemiş olması nedeni ile usulden reddine karar verildiği o nedenle yeniden ve hem ticaret siciline ve hem de tasfiye memuruna husumet yöneltilmek suretiyle eldeki bu davanın açıldığı ileri sürülerek sonuçta söz konusu şirketin söz konusu 2019/5 Esas sayılı dava yönünden ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiş olup, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/396 Esas sayılı dosyası üzerinden 10/06/2022 tarihinde verilen ve 12/10/2022 tarihinde kesinleşen 2022/454 Karar sayılı yetkisizlik kararına bağlı olarak Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilen dava buna göre 2022/812 Esas sayılı bu dosya üzerinden sonuçlandırılmıştır. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde yasal düzenleme hatırlatılarak ve davalının yasal hasım olması nedeni ile yargılama giderinden sorumlu olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir. Davalı-tasfiye memuru cevap dilekçesinde yetki itirazında da bulunularak tasfiyeye ilişkin tüm işlemlerin usulüne uygun olarak yapılıp sonuçlandırıldığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/01/2023 tarih ve 2022/812 Esas – 2023/60 Karar sayılı kararı ile; ” Dava ticaret sicilinden tasfiyeye bağlı olarak terkin edilmiş olan ”Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi” ünvanlı şirket aleyhine açılan ve Fethiye 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 2019/5 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören dava nedeniyle ihya edilmesinin gerekip gerekmediği hususunun aydınlatılmasına yöneliktir. Ön inceleme duruşmasında tutanağa geçirilen davalı tasfiye memurunun bu konudaki beyanı, dava dosyasının kesin yetki kuralına bağlı olarak Mahkememize intikal etmiş olması, şirketin adresinin Kadıköy/İSTANBUL olması nedeni ile Mahkememizin yargı alanı içerisinde olması, davanın niteliği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek ön inceleme duruşması tamamlanarak engel bir husus olmadığı belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiş ve dava aşağıdaki şekilde sonuçlandırılmıştır. TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547. maddesi: “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir. Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin tasfiyeye bağlı olarak 23/12/2020 tarihinde terkin edildiği, şirketin adresinin “… Mah. … Sokak No:… Kadıköy/İSTANBUL” olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, temsilcisinin-tasfiye memurunun davalı … olduğu belirlenmiştir. Gerekli kısımlarının UYAP içeriği celbedilen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/303 Esas sayılı davanın dava dilekçesinde özetlendiği gibi aynı sebeple ticaret siciline karşı açılan dava olduğu ve tasfiye memuruna da husumetin yöneltilmemiş olması nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiği ve kararın kesinleşmiş olduğu, eldeki davanın söz konusu kesinleşen karar doğrultusunda hem ticaret siciline ve hem de tasfiye memuruna husumet yöneltilerek açılmış olduğu ve engel bir durum bulunmadığı anlaşılmıştır. Gerekli kısımlarının örneği celp edilen Fethiye 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 2019/5 Esas dosyası üzerinden işlem gören davanın davacı tarafından açılan hizmet tespitine ilişkin olduğu ve davalılar arasında söz konusu şirketin de yer aldığı ve 02/03/2022 tarihli duruşmada ihya davası açılması için süre verilmiş olduğu, yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir. Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket hakkında bir dava olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı; yargılaması devam eden söz konusu 2019/5 Esas sayılı davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infaz işlemlerinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu davalı-tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak … tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın TTK’nin 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile; a)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan ”Tasfiye Halinde … Limited Şirketi” ünvanlı şirketin Fethiye 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 2019/5 Esas sayılı dava dosyası yönünden ve Mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline, b)Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru davalı … tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine, c)Kararın İstanbul Ticaret Siciline tescil ve ilanına, 2-Gerekçede açıklanan nedenlerle davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ 31/05/2023 TARİH VE 2022/812 ESAS – 2023/60 KARAR SAYILI EK KARARI İLE; “Davalı-tasfiye memuru … vekili Av. …’na gerekçeli kararın 10/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, 27/04/2023 havale tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulduğu, istinaf başvuru dilekçesi süresinde olmadığından HMK’nın 346/1. Maddesi uyarınca istinaf talebinin REDDİNE,….” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili 27/04/2023 tarihinde verilen gerekçeli kararı istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilin tasfiye memuru olarak atandığı şirkette tüm sorumluluklarını TTK gereğince eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğunu, Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebileceklerini, Mahkemenin, istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar vereceğini ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettireceğini, Kanun metninden de anlaşılacağı üzere ilgili davanın sadece müvekkil yönünden değil diğer şirket yetkilileri, yönetim kurulu üyeleri de dahil edilip açılması ve husumet yöneltilmesi gerekirken şirketin ihyası istenen tarafça açılan davanın usulden reddedilmesi yahut taraf eklenmesi için süre verilmesi gerekirken davanın kabulü yönünde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Şirketler hukukunda ek tasfiyeye ilişkin düzenlemelerin, anonim şirketlere ilişkin hükümler arasında Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinde düzenlenmiş olduğunu, hükme göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebileceklerini, mahkeme de istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar vereceğini ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettireceklerini, bu hükümden hareketle ek tasfiyenin, tasfiyenin tamamlanmasının ardından ticaret sicilinden silinen şirketin, hukuki yarar bulunması halinde, ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını zorunlu kılan nedenlere bağlı olarak yeniden ticaret siciline tescil edilmesine yönelik istisnai ve geçici bir tedbir olduğunu, Ek tasfiyenin geçici bir tedbir olması nedeniyle yeni bir hukuki durum meydana getirerek alınmayan tedbirlerin veya yapılmayan işlemlerin yapılmasının amaçlanmakta olduğunu, şirketin yapılmamış bu tasfiye işlemlerinin yapılması için yeniden tescil edileceğini ve işlemlerin yerine getirilmesinden sonra tekrar ticaret sicilinden silineceğini, Ek Tasfiye Gerektiren Durumlara İlişkin Olarak; Ek tasfiye talep edebilmek için, Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinin gerekçesinde belirtilen ek tasfiye yapılması zorunluluğu doğuran işlemlerin ortaya çıkması gerektiğini, bu durumların; ” -Şirkete ait bazı malvarlığı değerleri, tasfiye sırasında dikkate alınmamaları nedeniyle, dağıtım dışında kalmışlarsa; -Uyuşmazlık konusu olan ve bu nedenle tasfiyeye ilişkin özel hüküm gereği tevdi edilmiş veya teminat altına alınmış bir borç, şirket lehine çözülmüşse ve söz konusu borçların karşılıkları boşta kalmışsa; -Organlara karşı sorumluluk davası açılacaksa; -Şirket lehine sonuç doğuracak bir davanın açılması gerekiyor ya da şirket aleyhine bir dava açılması veya takip başlatılması söz konusu ise; -Pay sahiplerince haksız olarak alınmış olan tasfiye payları için geri verme davasının açılması gerekiyorsa; -Malvarlığının dağıtımı sırasında ilgili kanun hükümlerine uyulmamışsa; -Şirket tarafından yapılması ve internet sitesine konulması gerekli açıklamalar veya şirket tarafından kabul edilmesi zorunluluğu bulunan işlemler varsa ” şeklinde olduğunu, Yukarıda belirtilen durumlar varsa söz konusu davada ilgili şartlar mevcut olmayıp davanın reddi gerektiğini, diğer yandan müvekkilin herhangi bir kusuru olmayıp ek tasfiyenin duruma göre her zaman yapılabilecek olup şirketin yeniden ihyasının yapılabileceğini, bu durumda şirketin ihyası yapılıp ihya durumunda gerek alacaklılar gerek borçlular ya da hak sahibi üçüncü kişiler şirket lehine yada aleyhine kazanımda bulunurken şirketin tasfiyesi durumunda tasfiye memurunun sorumluluğuna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin söz konusu şirketin tasfiyesinde gerekli tüm özen ve yükümülükleri yerine getirdiğini ve söz konusu şirketin hukuka uygun olarak tasfiye edildiğini ve terkininin yapıldığını, tüm bu işlemlerden sonra davacı yanın müvekkile hukuka aykırı taraf gösterdiği davanın reddi gerektiğini beyanla; Açıklanan nedenlerle; Müvekkil hakkında verilen usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına ve yeniden karar verilerek davanın reddine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili tarafından 02/06/2023 tarihinde verilen ek kararı istinaf dilekçesinde özetle; ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve gerekçeli kararı istinaf dilekçesinde belirttiği aynı gerekçeler ile ek kararın ve gerekçeli kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın tümden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; ticaret sicilinden tasfiye sonucunda terkin edilen dava konusu Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 Sayılı HMK’nın 345. maddesine göre; İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.6100 sayılı HMK’nın 346. maddesine göre; İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.Somut davada; İlk Derece Mahkemesince 25/01/2023 tarihli gerekçeli karar davacı vekiline 10/04/2023 tarihinde, davalı tasfiye memuru vekiline 10/04/2023 tarihinde, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekiline 11/04/2023 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili tarafından gerekçeli karara ilişkin istinaf süresinin son günü 25/04/2023 tarihi olmasına rağmen davalı tasfiye memuru vekili tarafından süresinden sonra 27/04/2023 tarihinde istinaf dilekçesi sunulmuş ve aynı tarihte istinaf başvuru harcı ve istinaf karar harcı yatırılmıştır. Bunun üzerine İlk Derece Mahkemesi’nin 31/05/2023 tarihli ek kararı ile davalı tasfiye memuru vekilinin süresinden sonra istinaf yasa yoluna başvurması sebebiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, ek karar davalı tasfiye memuru vekiline 05/06/2023 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından ek karara karşı 02/06/2023 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı tasfiye memuru vekiline gerekçeli kararın 10/04/2023 tarihinde tebliğ edilmesine, davalı tasfiye memuru vekili tarafından gerekçeli karara ilişkin istinaf süresinin son günü 25/04/2023 tarihi olmasına rağmen süresinden sonra 27/04/2023 tarihinde istinaf dilekçesi sunulmasına ve aynı tarihte istinaf başvuru harcının ve istinaf karar harcının yatırılmış olmasına göre İlk Derece Mahkemesince istinaf başvurusunun süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olup, aksi yöndeki davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görüldüğünden, davalı tasfiye memuru vekilinin gerekçeli kararı istinaf dilekçesi incelenmemiştir.Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davalı tasfiye memurunun ek karara yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı Tasfiye Memuru …’ın İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2023 tarih ve 2022/812 Esas – 2023/60 Karar sayılı İstinaf Başvurusu Değerlendirme Kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı Tasfiye Memuru …’ın İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2023 tarih ve 2022/812 Esas – 2023/60 Karar sayılı Gerekçeli Kararına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından gerekçeli kararın ve ek kararın istinafına yönelik olarak ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Harçlar Kanunu gereğince ek kararın istinafı yönünden davalı tasfiye memurundan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalı Tasfiye Memuru …’ dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davalı Tasfiye Memuru … tarafından gerekçeli kararın istinafı yönünden yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine iadesine, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 02/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.