Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1355 E. 2023/1718 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1355
KARAR NO: 2023/1718
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2022
DOSYA NUMARASI: 2022/588 Esas – 2022/1397 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 02/11/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile … arasında sözleşmenin iptali konulu Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1053 Esas sayılı dosyasında verilen karar gereğince …’ün … Mühendislik şirketine genel kurul yapması için kayyum olarak tayin edildiğini, verilen karara rağmen kayyum olan …, şirkete ait ticari defterleri ve ilgili evrakları temin edemediğini, bu sebeple davacı ile … arasında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan 2022/164 Esas sayılı dosyaya 13.05.2022 tarihinde genel kurul toplantısının yapılabilemesi açısından ticari defterleri ve ilgili evrakların ivedilik ile davalı …’a çıkartılacak muhtıra ile temin edilmesi için talepte bulunulduğu, … ulaşıldığını, lakin kendisi nin30.05.2022 tarihinde polis merkezindeki beyanında 1,5 yıl önce şirketi tahliye edip boşalttıklarını ve şirkete ait ticari defterleri ve ilgili evrakların kaybolduğunu kendisinde ve şirketin muhasebecisinde dahi bulunmadığını beyan ettiğini, …’ın şirket yetkilisi olarak iyi niyetli olmadığı ve şirkete ait kıymetli evrak niteliğinde olan ticari defter ve ilgili evrakları saklamadığı ve zayi ettiği ayrıca kaybolduğunu bilmesine rağmen herhangi bir dava açarak zayi belgesi talebinde de bulunmadığını, mahkeme tarafından 16/06/2022 tarihinde kurulan ve tarafımıza 17/06/2022 tarihinde e-tebliğ yoluyla tebliğ olunan ara kararı; ticari defter ve kayıtlarının zayi olması nedeniyle zayi belgesi verilmesi talebiyle dava açabilmesi için davacı …’a ile yetki verildiğini, bu nedenlerle … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ait ticari defter ve kayıtlarının zayi olduğuna ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/10/2022 tarih ve 2022/588 Esas – 2022/1397 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ait ticari defter ve kayıtlarının kaybından kaynaklanan zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun “belgelerin saklanması, saklama süresi” başlıklı 82 maddesinde: “(1) Her tacir; a) Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını,topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini,b) Alınan ticari mektupları,) Gönderilen ticari mektupların suretlerini,d) 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür. (2) Ticari mektuplar, bir ticari işe ilişkin tüm yazışmalardır.(3) Açılış ve ara bilançoları, finansal tablolar ve topluluk finansal tabloları hariç olmak üzere, birinci fıkrada sayılan belgeler, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak kaydıyla, görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanabilirler; şu şartla ki; a) Okunur hâle getirildiklerinde, alınmış bulunan ticari mektuplar ve defter dayanaklarıyla görsel ve diğer belgelerle içerik olarak örtüşsünler;b) Saklama süresi boyunca kayıtlara her an ulaşılabilsin ve uygun bir süre içinde kayıtlar okunabilir hâle getirilebiliyor olsun.(4) Kayıtlar 65 inci maddenin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca elektronik ortama alınıyor ise, bilgiler; bilgisayar yerine basılı olarak da saklanabilir. Bu tür yazdırılmış bilgiler birinci cümleye göre de saklanabilir.(5) Birinci fıkranın (a) ilâ (d) bentlerinde öngörülen belgeler on yıl saklanır.(6) Saklama süresi, ticari defterlere son kaydın yapıldığı, envanterin çıkarıldığı, ara bilançonun düzenlendiği, yılsonu finansal tablolarının hazırlandığı ve konsolide finansal tabloların hazırlandığı, ticari yazışmaların yapıldığı veya muhasebe belgelerinin oluştuğu takvim yılının bitişiyle başlar.(7) Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.(8) Gerçek kişi olan tacirin ölümü hâlinde mirasçıları ve ticareti terk etmesi hâlinde kendisi defter ve kâğıtları birinci fıkra gereğince saklamakla yükümlüdür. Mirasın resmî tasfiyesi hâlinde veya tüzel kişi sona ermişse defter ve kâğıtlar birinci fıkra gereğince on yıl süreyle sulh mahkemesi tarafından saklanır.” denilerek tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterlerin veya belgelerin yangın, su baskını gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle saklama süresi içerisinde zayi olması durumunda mahkeme tarafından zayi belgesi verileceği ifade edilmiştir. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/11/2014 tarih 2014/9636 esas 2014/16867 karar sayılı ilamında: “… Mahkemece, iddia, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından, kanunda sayılan yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afete eşdeğer veya benzer etkiye sahip bir olayın vuku bulduğunun iddia edilmediği, bu itibarla kanunda aranan bu şartın yerine gelmiş sayılamayacağı, muhasebecide kaybolma iddiasının TTK’ya göre zayi belgesi verilmesi için yeterli sebep sayılamayacağı, bu itibarla 15 günlük süreye ilişkin şartın da gerçekleşemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir…” denilerek davacı tarafından kanunda sayılan afetlere eş değer veya benzer etkiye sahip bir olayın meydana geldiği iddia edilmediği takdirde zayi belgesi için şart oluşmadığından muhasebecide kaybolma iddiasının zayi belgesi verilmesi için yeterli sebep olmayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 82 maddesi gereğince tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin yangın, su baskını veya buna benzer bir afet durumunda yada hırsızlık sebebi ile saklama süresi içerisinde defterlerin veya belgelerin zayi olması durumunda zayi belgesinin verilebileceği belirtilmiş, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre zayi belgesi verilebilmesi için kanunda sayılan olayların veya benzer etkiye sahip bir olayın meydana gelmesi gerektiği, davacı taraf Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesinde sayılan nedenler kapsamında … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ait ticari defter ve kayıtlarının zayi olduğunu ispat edemediğinden ve davacının dava dilekçesindeki iddiası bakımından zayi belgesi verilmesi için yeterli sebep olmadığından davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; “1-) Davacının davasının REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararı ile davanın reddine karar verilmişse de verilen bu kararın usule, yasaya ve yüksek mahkeme kararlarına aykırı olduğu kanaati ile kararın kaldırılması talepli olarak istinaf kanun yoluna başvurduklarını, Müvekkil ile söz konusu … Ltd. Şti. Müdürü … arasında sözleşmenin iptali konulu Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1053 Esas sayılı dosyasında verilen karar gereğince … şirketine genel kurul yapması için kayyum olarak tayin edildiğini, verilen karara rağmen kayyum olan …, şirkete ait ticari defterleri ve ilgili evrakları temin edemediğinden, davacı ile … arasında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan 2022/164 Esas sayılı dosyada kendileri tarafından 13.05.2022 tarihinde genel kurul toplantısının yapılabilmesi açısından ticari defterleri ve ilgili evrakların ivedilik ile davalı … çıkartılacak muhtıra ile temin edilmesi için talepte bulunulduğunu ve …’ın 30.05.2022 tarihinde polis merkezindeki beyanında 1,5 yıl önce şirketin taşınma sırasında şirkete ait ticari defterleri ve ilgili evrakların kaybolduğunu, kendisinde ve şirketin muhasebecisinde dahi bulunmadığını beyan etmiş olduğunu, …’ın şirket yetkilisi olarak iyi niyetli olmadığından ve şirkete ait kıymetli evrak niteliğinde olan ticari defter ve ilgili evrakları saklamadığını ve zayi ettiğini ayrıca kaybolduğunu bilmesine rağmen herhangi bir dava açarak zayi belgesi talebinde de bulunmadığını, bu hususun …’ın 30.05.2022 tarihli beyanı ile sabit olduğunu, Akabinde zayi belgesi talepli dava açabilmek adına Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/164 Esas sayılı dosyasında, öncelikle şirkette halihazırda bulunan kayyum …’e mümkün olmadığı taktirde kendilerine yetki verilmesini talep ettiklerini, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan 2022/164 Esas sayılı dosyanın 16/06/2022 tarihinde kurulan ve kendilerine 17/06/2022 tarihinde e-tebliğ yoluyla tebliğ olunan ara kararı ile; ticari defter ve kayıtlarının zayi olması nedeniyle zayi belgesi verilmesi talebiyle dava açabilmesi için müvekkil …’a yetki verildiğini, açılan dava neticesinde taleplerinin ilk celsede reddedildiğini, Ret gerekçesi olarak ise TTK md 82/7’de sayılan sebepler söz konusu olayda vuku bulmadığından bahsedilerek karar verilmiş olduğunu, işbu sebeple hukuki dayanaktan yoksun olan kararı istinaf etme zarureti hasıl olduğunu, TTK md 82/7. maddesinde sayılan zayi sebeplerinin sınırlayıcı olmadığını, somut olayda söz konusu müdürün samimi ikrarı olmasına rağmen söz konusu şirketin tahliye sebebiyle boşaltılıp boşaltılmadığı araştırılmadan, defter ve belgelerin kaybolduğuna ilişkin beyanların samimi olup olmadığı araştırılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Taraflar arasında süre gelmiş birçok dava ve husumet mevcut olduğunu, ayrıca söz konusu şirketin müdürünün kolluk makamında vermiş olduğu ifadesinde açıkça ticari defter ve belgelerini yaklaşık 2 sene evvel tahliye sırasında kaybettiğini söylemesine rağmen dava açmadığını ikrar etmiş olduğunu, bunun yanında taraflar arasındaki davaya bakan ve söz konusu istinaf ettikleri davaya bakan heyetin aynı hakimlerden oluşmakta olduğunu, hukuki yarar yokluğundan bahisle kendileri tarafından istenen zayi belgesi talepli dava açma yetkisini ret edebilecekleri halde kendilerine masraf yaptırılarak işbu davayı açma yetkisi vermiş olduklarını, Söz konusu şirkete halihazırda kayyum atanmış olup, kayyumun ve şirket müdürünün samimi beyanları ile defter ve belgelerin kayıp olduğu açıkça ortadayken eksik tahkikat ve araştırma nedeni ile verilen ret kararı nedeniyle şirkette olağanüstü genel kurul yapma ihtimali bulunmadığını, zayi belgesi taleplerinin reddi ile de bu durumun sürüncemede bırakılmış olduğunu, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 2019/1870 Esas- 2021/1710 Karar sayılı kararında; ” Dava, 6102 sayılı TTK. 82/7 maddesi uyarınca ticari defter ve belgeler hakkında zayi istemine ilişkin olup mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Ticari belge ve defterlerin zayi olması nedeni ile belge verilmesi 6102 sayılı TTK’nun 82/7 maddesinde düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyai öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinde kendisine bir belge verilmesini isteyebilir…” hükmü uyarınca davanın zayi olduğunun öğrenilmesinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede açılması gerekir. Bu husus dava şartıdır. Yukarıdaki madde hükmünde öngörülen sebepler sınırlayıcı olmayıp, hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılan davada; yerel mahkeme tarafından davaya konu tarihlerde davacının taşınıp taşınmadığını, tacirin defter ve belgelerinin kaybolduğu yönündeki beyanının gerçek, samimi bir olaya dayanıp dayanmadığı, zayi olduğu iddia edilen ticari defter ve belgelerin nelerden ibaret olduğu, hangi yılları kapsadığı, noterden tasdik edilip edilmediği (noterden), bu defter ve belgelerin hangi kurumları hangi nedenle ilgilendirdiği, defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığı (vergi dairesinden), davacının defter tutmakla yükümlü tacir olup olmadığı, iddia edilen olay ya da olayların meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığı v.s. hususlarının resen araştırılması gerekirken bu yapılmayarak yazılı gerekçe ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup 6100 sayılı HMK.353/1-a-6 madde gereğince kararının kaldırılarak dosyanın yerel mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuş olduğunu, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararı da nazara alındığında, söz konusu dosyada eksik tahkikat yapıldığı ve TTK 82/7. maddesindeki sebeplerin sınırlayıcı olmadığı hususunun sabit olduğunu, dolayısı ile taleplerinin ve davanın kabulü gerekirken, yerel mahkemece verilen ret kararının hatalı olduğunu, işbu sebeplerle söz konusu kararı istinaf etme zorunluluğu hasıl olduğunu beyanla; Açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak hususlar doğrultusunda; – İstinaf başvurularının kabulüne, İlk derece mahkemesi hükmünün davacı lehine bozulmasına ve yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Hükmün bozulması yerine, davanın Bölge Adliye Mahkemesinde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün davacı lehine kaldırılmasına ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; TTK’nun 82/7 fıkrası kapsamında zayi belgesi verilmesi talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın ticari defter ve belgelerin saklanması ve ibrasına yönelik 82/1. maddesinde tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin neler olduğu sayılmıştır. Buna göre; tacir ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, alınan ticari mektupları, gönderilen ticari mektupların suretlerini, TTK’nın 64 üncü maddesinin 1 inci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri,sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür. Aynı maddenin 2 inci fıkrasında; ticari mektupların, bir ticari işe ilişkin tüm yazışmalar olduğu hüküm altına alınmıştır. TTK’nın 64/1 fıkrasına göre tacir; ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.TTK’nın 82/5 fıkrasında; aynı maddenin birinci fıkrasının a ve d bentlerinde öngörülen belgelerin saklanma süresi on yıldır. TTK’nın 82/7 fıkrasında; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğraması halinde, tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği, bu davanın hasımsız açılacağı, mahkemenin gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebileceği, düzenlenmiştir. Davacı tarafından şirket yetkilisinin 30/05/2022 tarihinde polis merkezinde verdiği ifade ile defter ve belgelerin kaybolduğunun öğrenildiği beyan edildiğinden davanın 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut davada; davacı vekili, şirketin defter ve belgelerinin şirketin tahliye edilip boşaltılması sırasında kaybolduğunu, bu durumu şirket yetkilisinin 30/05/2022 tarihinde polis merkezinde verdiği ifade ile öğrendiklerini iddia etmiş ve zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. Zayi belgesi verilmesi talep edilen şirketin tacir olduğu, tacirin saklamak ile yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle muhafaza etme yükümlüğünün bulunduğu, ancak talep eden şirketin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi ile özenle koruma ve basiretli davranma yükümlülüklerine aykırı davranmak suretiyle şirkete ait ticari defter ve belgelerin şirketin tahliyesi sırasında kaybolduğunun iddia edildiği, şirketin defter ve belgelerin ne şekilde kaybolduğunun, hangi defter ve belgelerin kaybolduğunun somut bir şekilde ortaya konulmadığı, şirketin zayi belgesi verilmesi talep edilen şirkete ait ticari defterlerinin korunması için gerekli dikkat ve özeni göstermediği ve kaybolmasına sebep olduğu anlaşılmıştır. Bunun yanında zayi belgesi verilebilmesi için ileri sürülen sebebin de yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık gibi defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, şirketin iradesi dışında defter ve belgelerin kaybolması veya yok olması gerekmektedir. Şirketin tahliye sırasında defter ve belgeleri kaybederek ihmali davranışta bulunması ise bu sebepler kapsamında değildir. Somut davada zayi belgesi verilmesi koşulları oluşmamıştır. Bu sebeple davacı tarafından defter ve belgelerin TTK’nun 82/7. maddesindeki koşullarda zayi edildiğine ilişkin dosyaya delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.