Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1339 E. 2023/1239 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1339 Esas
KARAR NO: 2023/1239 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2023
DOSYA NUMARASI: 2023/281 Esas
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile ticari ilişki içerisinde bulunan dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. tarafından keşide edilerek müvekkiline verilen iki adet çekin 18/01/2023 tarihinde kaybolduğunu ve bu durumun tespit edilmesi için Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/48 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, çeklerin kaybolması sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2023/23440 soruşturma numarasıyla soruşturmanın devam ettiğini, kaybolan iki adet çeki davalı şirketin elinde bulundurduğunu, icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin çeki incelediğinde ise müvekkili şirketin imzasının taklit edilmesi sureti ile ciro edildiğini, çeklerin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları ile takibe konulduğunu ve iki dosya da müvekkili şirketin borçlu olarak eklendiğini, bu nedenlerle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/04/2023 tarih ve 2023/281 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” …Somut durumda talep dilekçesi incelendiğinde; davanın takipten sonra ikame edildiği, davacı aleyhine takip bulunmadığının bildirildiği, çeklerin rıza hilafında elden çıktığına dair yaklaşık ispat sağlanamadığı, taraf olunmayan takip yönünden imzaların istiklali ilkesi gözetilerek şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin bu aşama da bu nedenlerle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin lehtarı olduğu çeklerin istirdatı sebebi ile ikame etmiş oldukları davada ilgili çeklerin dayanak yapıldığı icra takiplerinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir taleplerinin ilk derece mahkemesi tarafından reddedildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Müvekkil ile ticari ilişki içerisinde bulunan dava dışı … İnş Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından keşide edilerek müvekkile verilen iki adet çekin 18.01.2023 tarihinde kaybolduğunu tespit etmekle kendileri tarafından Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/48 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, davalı şirket tarafından açmış oldukları çek iptal davasına müdahalede bulunularak çeklerin ellerinde olduğunun bildirilmesi üzerine(davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü … ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları ile takibe konulmuş ) mahkeme tarafından kendilerine çek istirdat davası açılması için süre verilmesi sebebiyle ilk derece mahkemesinde dava ikame edildiğini, İlk derece mahkemesi tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü … ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarının tedbiren durdurulması taleplerinin reddedilmiş olup ilgili icra takiplerinin davadan önce başlatılmış olması, müvekkil şirketin takiplerde borçlu olarak gözükmemesi ve çeklerin rıza hilafında elden çıktığına dair yaklaşık ispat sağlanmadığı hususlarının gerekçe olarak belirtilmiş olduğunu, çeklerin kaybolması/ çalınması sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2023/23440 soruşturma numarasıyla soruşturmanın devam etmekte olduğunu, soruşturma dosyası incelendiğinde ve çekler takibe konulurken müvekkil şirketin bilerek takibe konulmaması birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık ispatın sağlandığı görüşünde olduklarını, zira müvekkil şirketin takip borçlusu olarak eklenmemesinin başka bir izahı bulunmadığını, Müvekkilin çeklerin çalındığını öğrenir öğrenmez Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/48 esas sayılı dosyası ile çek iptali/zayi davası açmış olduğunu, dava açılış tarihinde çeklerin henüz takibe konulmadığını, bu sebeple takiplerin işbu davadan önce başlatılmasının tek başına bir ret sebebi sayılmaması gerektiğini, müvekkilin çeklerin çalındığı andan itibaren yapması gereken her işi ivedilikle ve süresinde yapmış olduğunu, Müvekkil şirketin imzası taklit edilerek çek ciro edilmiş olup dava konusu iki adet çekin müvekkilin elinden istem dışı çıkmasından ve çeklerin ciro silsilesinin bozuk olmasından hareketle davalıların uhdelerinde bulunan çeklerin kendilerine iadesinin zorunlu olduğunu, ciro silsilesindeki diğer şirketlerin ve müvekkilin mağdur olmaması adına takibin durdurulmasının önem arz etmekte olduğunu, takibin durmaması halinde geri dönüşü olmayan zararların ortaya çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, Müvekkil her ne kadar İstanbul … İcra Müdürlüğü … ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyalarında taraf değilse de her iki takibe dayanak çekler incelendiğinde müvekkilin çeklerde taraf olup imzası ve kaşesinin de sahte olduğunu, bu sebeple takibe taraf olmalarının tedbirin tek başına reddi için hukuka uygun bir gerekçe olmadığını beyanla; Açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/281 esas sayılı dosyasında verilen 26.04.2023 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen ara kararın kaldırılarak tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, çek istirdadı davasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyalarının durdurulması istemine ilişkin ihtiyati tedbir talebidir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda, davaya ve icra takibine konu edilen çeklerde davacı lehtar/ciranta olup davacı şirketin imzası taklit edilerek çeklerin ciro edildiği ve dava konusu iki adet çekin davacının elinden istem dışı çıkmasından ve çeklerin ciro silsilesinin bozuk olmasından hareketle davalının uhdesinde bulunan çeklerin istirdadı talep edilmektedir. HMK’nın 209/1. Maddesine göre; adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yargılama usullerini düzenleyen genel nitelikte bir kanun iken, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ise takip hukukuna ilişkin özel nitelikte bir kanundur. Eldeki davadan önce, icra takibine girişilmiş olması nedeniyle takip hukukuna ilişkin kurallar uygulanmaya başladığından özel nitelikteki İİK’nın 72/3. Maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit/istirdat davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği” şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan HMK’nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. HMK’nın 209/1. maddesi mahkemelerdeki yargılamalara ilişkin olarak adi senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını ve delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup icra takibine etkisi yoktur. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/31754 Esas – 2018/3908 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) 6102 Sayılı TTK’nun 792 maddesi uyarınca; çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Somut olaya döndüğümüzde, dava konusu çeklerin davacı elinden rıza hilafına çıktığı, dava konusu çeklerin iktisabında davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu yönündeki davacı iddiasının ara karar tarihi itibariyle yaklaşık düzeyde ispat olunamadığı, bu hususların iddia ve savunma doğrultusunda toplanacak deliller ve yapılan yargılama neticesinde değerlendirilebileceği, ayrıca davanın icra takiplerinden sonra açıldığı sabit olduğundan, İİK 72/3 maddesinin 1. cümlesinin amir hükmü gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit/istirdat davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği, bu hali ile ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli koşulların oluşmadığı anlaşılmakla; İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 179,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.