Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1333 E. 2023/1261 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1333 Esas
KARAR NO: 2023/1261 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/406 Esas – 2021/1090 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Dairemizden verilen 08/12/2022 tarih ve 2022/1743 Esas – 2022/1842 Karar sayılı karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/02/2023 tarih ve 2023/767 Esas – 2023/1093 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA; dosya incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından ihyası istenen … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’ye karşı İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2020/334 Esas sayılı dosyası nezdinde hizmet tespiti davası açıldığını, mahkemenin yapmış olduğu araştırmada … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin sicilden re’sen terkin olduğunu öğrendiklerini, İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin dosyasında müvekkiline şirketin ihyası davası açmak üzere kesin süre verdiğini beyanla … San. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin TTK’nın 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. madde hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 31.07.2013 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi uyarınca resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ibraz etmeleri ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmeleri, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde buna ilişkin yazılı beyanı Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne vermeleri gerektiğini, müvekkilinin söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde, sicil kaydının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin anılan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyanla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 30/12/2021 tarih ve 2021/406 Esas – 2021/1090 Karar sayılı kararı ile; “Dava, terkin edilen şirketin sicil kaydının ihyasına karar verilmesi talebine ilişkindir. Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul 22. İş Mahkemesi 2020/334 Esas sayılı dosyası, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısı dosyaya celp edilmiştir. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazının incelenmesinde … sicil numaralı … San. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti.nin sicil kaydının TTK geçici 7.mad’ne göre 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği, terkin işleminden önce TTK geçici 7/4-A md. Uyarıca davalı şirkete gerekli ihtarın gönderildiği ve ilan edildiği anlaşılmıştır. TTK Geçici 7/15 mad’de ” …Ticaret Sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler ” hükmünü ihtiva etmektedir. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan davada terkin edilen şirketin ticaret sicilinden silinme tarihi 31/07/2013 tarihi olup iş bu davanın açıldığı 09/06/2021 tarihinde de hak düşürücü süre geçirilmiş durumdadır. TTK Geçici 7/15 mad. belirtilen 5 yıllık sürede dava açılmadığından iş bu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemenin davanın reddine dair kararının hatalı olduğunu, müvekkili tarafından … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti. aleyhine, İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2020/334 Esas sayılı dosyası nezdinde hizmet tespiti davası ikame edilmiş olup, halihazırda davanın derdest olduğunu, İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin dosyasında 01.06.2021 tarihli celsede verilen 1. numaralı ara karar ile kendilerine işbu davayı açmak üzere yetki ve mehil verildiğini, işbu davada ihyasını istedikleri … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi adlı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki merkez adresinin; “… Mah. … Cad. No:… Şişli/İstanbul” olduğunu, işbu şirketin ticaret sicilinden 31.07.2013 tarihinde resen silindiğini, Türkeyi Ticaret Sicili Gazetesi’nin 12 Ağustos 2013 tarihli ve 8381 sayılı nüshasında ilan edildiğini, İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2020/334 E. sayılı dosyası nezdinde yapılan yargılamada taraf teşkilinin sağlanabilmesi adına, yargılama safahatında sicilden resen terkin edildiği öğrenilen vaki şirketin ihyasını talep etme zarureti hasıl olduğunu, aksi halde müvekkilinin güncel ve hukuki yararının mevcut olduğu hizmet tespiti davasında yargılama yapılamayacağını, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara duçar olacağını, bu minvalde ihya taleplerinde hukuki yararları gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak esas incelemesi yapılmadan davanın hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddedildiğini, ayrıca anılan ihyası istenen şirketin sicilden terkin edildiği hususunun dava sürecinde öğrenildiğini, hukuk düzenimizin öğrenme tarihine birçok alanda sonuç bağladığını ve kanunda düzenlenen sürelerin belli koşullar çerçevesinde öğrenme/ ıttıla tarihinden itibaren başlayacağı hususunun hüküm altına alındığını, hizmet tespiti davalarının da kamu düzenine ilişkin olduğu ve sosyal güvenlik haklarını güvence altına alınan bu davaların doğrudan anayasal düzeni ilgilendirdiğinin tartışmasız olduğunu, yerel mahkemece davada hukuki yararlarının mevcudiyeti irdelenmeden salt hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine dair kararın adaletli olmaktan son derece uzak olduğunu, yerel mahkeme tarafından davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün terkin sürecinin usulüne uygun yapılmadığının gözetilmediğini, terkin işleminin hukuka aykırı olması nedeniyle verilen kararın hatalı olduğunu, davalının tasfiye halinde … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin sadece sicil adresine 22.04.2013 tarihli ihtarın 02.05.2013 tarihinde iade olarak gelmesine rağmen daha önceki bir tarihte 29.04.2013 tarihli ticaret sicil gazetesinde tebliğ yerine geçmek üzere yayımlamış olduğunu, ihtarı şirket yetkililerine göndermediğini, oysa davalı sicil tarafından düzenlenecek ihtarnamenin şirkete ve şirket yetkililerine ayrı ayrı tebliğinin gerektiğini, bu durumda şirketin sicil kaydının usule uyulmadan silindiğinin anlaşılmakta olduğunu, davalı sicil müdürlüğünün ihtarının bünyesinde yayınlayıp yayınlamadığı hususunun yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, terkin işlemlerinin bu anlamda da usulsüz olduğunu, yerel mahkemenin davalı lehine haksız bir şekilde vekalet ücretine hükmettiğini, verilen kararda müvekkilinin hem eksik prim ödemeleri sebebiyle emekli olamadığını, hem de tasfiye sürecini bilmemesine rağmen aleyhine hükmedilen vekalet ücreti – yargı giderleri ile daha da mağdur edilmekte olduğunu beyanla İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/406 E – 2021/1090 K sayılı ve 30.12.2021 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN İLK KARARI: Dairemizin 08/12/2022 tarih ve 2022/1743 Esas – 2022/1842 Karar sayılı ilk kararı ile; HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen şirketin derdest dava bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir. İhyası talep edilen … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 31.07.2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği, davacı tarafından İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2020/334 Esas sayılı dosyası ile şirkete karşı sigortalı hizmetlerinin tespiti davası açıldığı, davaların derdest olduğu, ilgili dosyada davacıya, adı geçen şirketin ihyası için dava açmak üzere süre ve yetki verildiği anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” denilmek sureti ile kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirket ve kooperatiflerin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre yapılacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde ile belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Mezkur maddenin 15. fıkrası ile “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilerek hukuki menfaatleri bulunanlar ile alacaklılara şirket ve kooperatifin ihyası için dava açma hakkı tanınmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil müdürlüğü tarafından şirket veya kooperatifin sicil kaydı re’sen terkin edilmekle birlikte bu işlemden önce TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine, sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ve ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne ihtar gönderilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta şirketin, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce 31.07.2013 tarihinde sicilden terkin edildiği ancak şirket temsilcisine tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır. Yapılan terkin işlemi, şekil açısından hukuka uygun olmadığı ve geçici 7. madde kapsamında kabul edilemeyeceğinden, Mahkemece anılan maddede düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut dava yönünden uygulanması ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle davacının istinaf başvurusu haklıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına; şirketin ihyasına, kabule göre de yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; 1-Davacının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarih ve 2021/406 Esas – 2021/1090 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin TTK.’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA, Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
YARGITAY BOZMA İLAMI: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/02/2023 tarih ve 2023/767 Esas – 2023/1093 Karar sayılı kararı ile; “Dava, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasının son cümlesi uyarınca, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. Düzenlenen beş yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup terkin işlemlerinin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından kanunda aranan nitelikte yapılmaması, eksik ya da hatalı işlemler sonucunda terkinin yapılması halinde bu durum hak düşürücü süreye etkili değildir. Somut olayda ihyası talep edilen şirket, 31.07.2013 tarihinde terkin edilmiş olup ihya davasının ise 6102 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasında düzenlenen beş yıllık hak düşürücü süreden sonra 09.06.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davanın, hak düşürücü süreden sonra açılmış olması nedeniyle Kanunda düzenlenen ihya sebeplerinden hiçbirisinin dinlenme imkanı bulunmamakta olup davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” şeklindeki gerekçe ile; “Usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmetmek gerekirken aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.” şeklindeki karşı oy ile; “Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,” oy çokluğu ile karar verilmiş ve dairemizce önceki kararda ısrar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen şirketin hakkında derdest dava bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir. İhyası talep edilen … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 31.07.2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği, davacı tarafından İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2020/334 Esas sayılı dosyası ile şirkete karşı sigortalı hizmetlerinin tespiti davası açıldığı, davaların derdest olduğu, ilgili dosyada davacıya, adı geçen şirketin ihyası için dava açmak üzere süre ve yetki verildiği anlaşılmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” denilmek sureti ile kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirket ve kooperatiflerin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre yapılacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde ile belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Mezkur maddenin 15. fıkrası ile “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilerek hukuki menfaatleri bulunanlar ile alacaklılara şirket ve kooperatifin ihyası için dava açma hakkı tanınmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca bir şirketin ticaret sicil kaydının ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından re’sen terkin edilebilmesi için aynı maddede yazılı olan esasa ve usule ilişkin şartların gerçekleşmiş olması, bu minvalde Müdürlükçe esasa ilişkin terkin sebebinin gerçekleştiğinin anlaşılması halinde öncelikle TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı son adresine, sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ve ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne ihtar gönderilmesi gerekmektedir. Açıklanan işlemler yapılmaksızın ilgili şirketin ticaret sicil kaydının silinmesi usulsüz bir işlem olacağından, bu işleme karşı dava açma hakkının aynı maddenin 15. fıkrasında düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulması da mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce, … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle 31.07.2013 tarihinde sicilden re’sen terkin edildiği ancak bu işlem öncesi şirket temsilcisine tebligat yapılmadığı, bu şekilde yapılan terkin işleminin usulsüz olduğu ve geçici 7. madde kapsamında usulüne uygun şekilde yapılmış bir terkin işlemi olmadığından anılan maddede düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut dava yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesin’ce davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, kaldı ki Dairemizce aynı mahiyette verilmiş olan 2022/181 Esas, 2022/974 Karar sayılı kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/6063 Esas, 2022/9101 Karar sayılı ve 14.12.2022 tarihli ilamı ile, Dairemizin 2023/599 Esas ve 2023/599 Karar sayılı kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2023/2912 Esas, 2023/3540 Karar sayılı ve 06.06.2023 Tarihli ilamı ile oybirliğiyle onanmasına karar verildiğinden, – (Dairemiz karar tarihinden 1 gün sonra ancak gerekçeli karar yazım tarihinden önce yani 15/09/2023 tarihinde Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 22/06/2023 tarih ve 2023/33 Esas 2023/117 Karar sayılı kararı uyarınca işbu davalarda 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığına karar verilmiştir.) – açıklanan sebeplerle Dairemizce verilen ilk kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, bu kararda direnilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Dairemizin 08/12/2022 tarih ve 2022/1743 Esas -2022/1842 Karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE, Davacının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2021 tarih ve 2021/406 Esas – 2021/1090 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; a) İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin TTK.’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA, b) Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Harçlar Kanununa göre karar tarihi itibariyle ilk derece mahkemesi yönünden alınması gereken 269,85 TL harçtan, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 127,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 87,10 TL tebligat/posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-Kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 80,70 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 9-İstinaf aşamasında davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 50,00 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş gideri olmak üzere; toplam 270,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 89,50 TL dosyanın Yargıtay’a gidiş dönüş masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,11-Bakiye gider avansı var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dair olarak, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2023