Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1319 E. 2023/1238 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1319 Esas
KARAR NO: 2023/1238 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2023
NUMARASI: 2023/226 Esas – 2023/265 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun TTK 55. Maddesi uyarınca müvekkili şirketin iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanma ve iş ürünlerinin izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki dürüstlüğe ve rekabete aykırı eylemlerle kendisine çıkar sağlayan davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle, davalı şirketin fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabetin meni ve önlenmesi, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin uğradığı şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız rekabet teşkil eden fillerin işlendiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/03/2023 tarih ve 2023/226 Esas – 2023/265 Karar sayılı kararı ile; “…Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememiz dosyasındaki talep ve içeriklerinin değerlendirilmesinde; davacı tarafından talebinin davalı şirketin, davacı iş ürünlerinden iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanma ve iş ürünlerini izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki eylemlerine dayandırdığı görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafça haksız rekabet yönünden da talepte bulunulmuş ise de internet sitesi üzerindeki verilerin telif haklarının kime ait olduğu, bu hususta bir ihlalin bulunup bulunmadığı, verilerin hangi amaçla ve nasıl elde edildiği hususlarının değerlendirilmesi görevinin diğer bir deyişle somut uyuşmazlığa konu delillerin takdirinin ihtisas mahkemesi olan Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olacağı kuşkusuzdur. Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK m. 115/1) Bu doğrultuda yukarıda açıklanan gerekçelerle, açılan davada Mahkememiz görevli olmadığından davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçesi ile; ” 1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,2-6100 s. HMK’nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulduğu takdirde işbu dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,3-6100 s. HMK’ nun HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına4-6100 s. HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın görevli mahkemece karar altına alınmasına, 5-6100 s. HMK’ nun 333/1. maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesinden sonra gider avansından artan kısmının davacılara iadesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Ticaret Anonim Şirketi’ne (“Müvekkil Şirket”) karşı Yerel Mahkeme nezdinde ikame edilen dava ile davacı şirket … Pazarlama ve Ticaret A.Ş. (“Davacı Şirket”) tarafından kendisine ait olduğu iddia edilen iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanma iddiası ile haksız rekabetin tespiti ve meni ve şimdilik 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talep edilmiş olduğunu, anılan dosya kapsamında yerel mahkeme tarafından 30.03.2023 tarihinde, “Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememiz dosyasındaki talep ve içeriklerinin değerlendirilmesinde; davacı tarafından talebinin davalı şirketin, davacı iş ürünlerinden iş ürünlerinden yetkisizolarak yararlanma ve iş ürünlerini izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki eylemlerine dayandırdığı görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafça haksız rekabet yönünden da talepte bulunulmuş ise de internet sitesi üzerindeki verilerin telif haklarının kime ait olduğu, bu hususta bir ihlalin bulunup bulunmadığı, verilerin hangi amaçla ve nasıl elde edildiği hususlarının değerlendirilmesi görevinin diğer bir deyişle somut uyuşmazlığa konu delillerin takdirinin ihtisas mahkemesi olan Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne ait olacağı kuşkusuzdur.” şeklinde gerekçe ile “işbu dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine” karar verilmiş olduğunu, yerel mahkeme tarafından dosyayı görmeye görevli ve yetkili olması sebebiyle tesis edilen bu kararın kaldırılması gerektiğini, İkame edilen dosyanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine ve Ticari Uyuşmazlığa ilişkin olduğunu, bu sebeple ilgili uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülmesi gerektiğini, Huzurdaki davanın konusunun yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda da tespit edildiği üzere; “davalı tarafın davacı iş ürünlerinden iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanma ve iş ürünlerini izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki dürüstlüğe ve rekabete aykırı hareket ettiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat istemi” ne ilişkin olduğunu, ancak yerel mahkeme tarafından bu hususun tespitinin davacı şirkete ait olan internet sitesinde verilerin telif hakkına dair belirlemeden geçtiği ifade edilerek ihtisas mahkemesinin görevli olduğu kanaatine ulaşıldığını, Oysa cevap dilekçelerinde izah ettikleri üzere huzurdaki uyuşmazlık kapsamında davacı şirkete ait herhangi bir iş ürününden bahsedilmesinin söz konusu olmadığını, zira kendisi yer sağlayıcı konumunda olup müvekkil şirket tarafından hukuka aykırı yollarla elde edildiği iddia edilen hiçbir ürünün hukuken hak sahibi olmadığını, ancak bu ürünlerin hak sahipliğinin belirlenmesinin ihtisas mahkemesinin konusunu oluşturmamakta olduğunu, zira davacı şirket tarafından internet sitesi içerisinde ve dosya kapsamındaki sair beyanlarında “yer sağlayıcı” olarak faaliyette bulunduğunun ifade edildiğini, bunun da uyuşmazlığa konu iş ürünlerinin telif hakkına dair ayrıca bir inceleme yapılmasını gereksiz kılacak mahiyette olduğunu, Yanı sıra 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) hükümleri çerçevesinde bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için TTK’nın 4. maddesinin hükmü gereği, “her iki tarafın tacir olması” ve uyuşmazlığın “her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması” gerekmekte olduğunu, huzurdaki uyuşmazlık kapsamında da tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlık konusunun da ticari faaliyetlere ilişkin olduğu hususlarının açık olduğunu, davacı şirket tarafından da iddia edilen hususun telif haklarının kendilerine ait olduğu değil, müvekkil şirket tarafından “davacı şirkete ait iş ürünlerinin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, faydalanılması ” olduğunu, Konuya ilişkin TTK hükmü incelendiğinde bir iş ürününden bahsedilebilmesi için bu ürünün bizzat haksız rekabeti ileri süren kişi tarafından belirli bir emek sonucu ortaya konulmuş olmasının şart olduğunu, cevap dilekçelerinde de yer verdikleri üzere TTK md. 55/1-c bendinin ihlali için şu şartların birlikte sağlanması gerektiğinin vurgulanmakta olduğunu, – İhlal edildiği ileri sürülen unsurun meydana getirilmesi için emek harcanmış olması gerektiğini, – Maddi değeri olan bir koruma konusu ortaya çıkmış olması gerektiğini, – Başkasının emeğinden yararlanıldığı hususunun sabit olması gerektiğini, – İhlalde bulunduğu ileri sürülen kişinin ihlale konusu unsuru bağımsız çabasıyla geliştirmemiş olması gerektiğini, – Bir yararlanma söz konusu olması gerektiğini, Ancak huzurdaki uyuşmazlık kapsamında, davacı şirketin yer sağlayıcılık dışında içeriğe yönelik herhangi bir emeği olmaksızın kullanıcılar tarafından girilen veriler bulunmakta olduğunu, aynı zamanda www…com internet sitesinde bulunan; https://www…..com/… linki üzerinden erişim sağlanabilen “Bireysel Hesap Sözleşmesi” isimli belgenin Ek-1’inde yer alan “Kullanım Koşulları” isimli belgede, https://www…..com/sozlesmeler/sahibindencom-icerik-politikasi-36 linki üzerinden erişim sağlanabilen “….com İçerik Politikası” isimli dokümanda yer alan ifadeler incelendiğinde davacı şirketin yalnızca sitenin teknik alt yapısına dair faaliyette bulunduğu, içeriklere dair hiçbir emek ve çabasının olmadığının görülmekte olduğunu, Ayrıca https://www…..com/… linki üzerinden erişim sağlanabilen “Kullanım Koşulları” isimli belgenin 4. maddesinde; “Portal, Hesap Sahibi tarafından “… Veri Tabanı”na yüklenen İçeriklerin görüntülenmesi esasıyla çalışmaktadır. “…”, Kullanıcılar tarafından görüntülenen ilan ve İçeriklerin hiçbir koşulda doğruluğunu, gerçekliğini, güvenliğini ve hukuka uygunluğunu garanti etmemektedir. Söz konusu ilan ve İçerikler dolayısıyla “…”in herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, ortaya çıkabilecek zararlardan ötürü “…”in hiçbir tazmin yükümlülüğü olmayacağını kullanıcılar kabul ve beyan etmektedir.” şeklinde ifadelere yer verilmekte olduğunu, o halde www…..com adlı internet sitesinde yer alan ilan içeriklerinin üçüncü kişi kullanıcılar tarafından girildiği, bu verilerin davacı şirketin uhdesinde olmadığı hususlarının bizzat davacı şirket tarafından kabul ve beyan edilmekte olduğunu, Müvekkil şirketin; davacı şirket tarafından TTK madde 55 kapsamında iş ürünü sayılabilecek şeyler, internet sitesinin tasarımı, altyapısı, ara yüzü gibi söz konusu sitenin faaliyetini sağlayacak teknik ürünler olduğunu, halbuki müvekkil şirket tarafından bu ürünlerin hiçbirisinin kullanılmamakta olduğunu, kaldı ki davacı şirket tarafından da fikri mülkiyet kapsamına girebilecek bu hususlara ilişkin herhangi bir ihlal iddiasında bulunulmamakta olduğunu, dava konusu olan verilerin hak sahipliğinin zaten davacı şirket ait olmadığının açık olduğunu, ayrıca davacı şirket tarafından ibraz edilen dava dilekçesi incelendiğinde, anılan verilerin hak sahipliğine ilişkin hiçbir izahate yer verilmediği, bu iş ürünlerinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde korunması gerektiği yönünde de bir iddiaları bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından davacı şirketin iddia etmediği bir husus dikkate alınarak gerekçeli karar tesis edildiğini, Sonuç olarak davacı şirket tarafından, TTK md. 55’te düzenleme bulan “başkalarının iş ürünlerinden haksız ve izinsiz şekilde yararlanma” gerekçesine dayalı olarak müvekkil şirketin haksız rekabet eyleminde bulunduğunun iddia edilmekte olduğunu, yukarıda ifade edildiği üzere davacı şirketin temel iddiasının fikri mülkiyet hukuku kapsamında bir talep olmayıp salt TTK’nın ilgili hükmü gereğince “iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma” yönünde olduğunu, burada söz konusu verilerin FSEK kapsamına girip girmediği, bu verilerin FSEK kapsamında kime ait olduğu vs. gibi değerlendirmeler yapılması gerekmediğini, davacı şirketin iddiası çerçevesinde yapılacak değerlendirmenin, söz konusu internet sitesinde salt yer sağlayıcı olan davacı şirketin bir iş ürününün olup olmadığı, varsa da bunun müvekkil şirket tarafından ihlal edilip edilmediği olduğunu, Davacı şirket tarafından iddiasının ileri sürülüş biçimi, talep olunan hukuksal korumanın niteliği ve TTK’da yer alan haksız rekabet maddesinin açık hükmü uyarınca, davada TTK maddelerinin uygulanması gerektiğini, bu çerçevede Yerel Mahkeme tarafından gerekçede yer verildiği üzere telif haklarının belirlenmesi yönünden davacı şirketin talebinin bulunmadığı, karşı tarafça ikame edilen dosya esasının TTK hükümlerinde yer alan haksız rekabet düzenlemeleri çerçevesinde incelenmesi gerektiği hususunun açık olduğunu, bu sebeple dosya kapsamında esasa dair değerlendirme yapmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu beyanla; Açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle; Yerel Mahkeme tarafından tesis edilen kararın kaldırılmasına, – Huzurdaki davayı tahkik etmek hususunda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, – Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın 54 ve 55. maddeleri uyarınca açılmış olan haksız rekabetin tesbiti/ meni, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin sahibi olduğu Türkiyenin ilk e-ticaret internet sitelerinden birisi olma özelliğine sahip “….com” isimli internet sitesi üzerinden emlak, vasıta, alışveriş, iş makineleri & sanayi, yedek parça-aksesuar-donanım & tuning, hizmetler, iş ilanları, hayvanlar âlemi, özel ders verenler ve yardımcı arayanlar olmak üzere olmak üzere toplam 10 kategoride, yaklaşık 60,7 milyon kullanıcısına ilan ve e-ticaret alanında hizmet verdiğini, ….com üzerinde yer alan ilanlara ait konum, kategori, özellik bilgilerinin, ilan fiyat bilgilerinin, tüm ilan geçmiş bilgilerinin, ilana eklenen ….com tarafından geliştirilen programla iyileştirilmiş ve filigran eklenmiş fotoğrafların, ….com adresinin kullanım koşullarına aykırı olarak ilan sahiplerinin bilgisi olmaksızın Davalı Şirket tarafından kopyalanmak suretiyle haksız bir şekilde ve izinsiz olarak ele geçirilerek, dürüstlüğe ve rekabete aykırı bir şekilde Müvekkil Şirketin iş ürünlerinden yararlanmakta ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu, bu hususların yanı sıra Müvekkil Şirketin iş ürünleri yetkisiz bir şekilde kullanılarak https://….com/… linkinde görülen ücretli paketler karşılığında satıldığını, bu nedenle, Davalı Şirketin haksız rekabet teşkil edecek şekilde kendisine çıkar sağladığını, ayrıca Davalı Şirketin, Müvekkili Şirketin internet sitesinde yer alan ilanlar üzerinden risk analizi gerçekleştirmekte, kullanıcılara gayrimenkulün heyelan, sel vb. risklerine ilişkin tespitlere ….com isimli internet sitesi üzerinden yer verdiğini belirterek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (“TTK”) 55. Maddesi uyarınca, Müvekkil Şirketin iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanarak ve Müvekkil Şirketin ürünlerini izinsiz olarak ele geçiren ve maddi menfaat elde ederek dürüstlük kuralına ve rekabete aykırı davranın Davalı Şirketin “Haksız Rekabet” teşkil eden eylemleri nedeniyle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla Müvekkil Şirketin yoksun kaldığı kar ile birlikte uğradığı şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın ticari temerrüt faizi ile birlikte Davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda davacı tarafça; davalı şirketin, davacıya ait ….com sitesi üzerinden kopyaladığı iş ürünü niteliğindeki ilanlardan haksız ve izinsiz şekilde yararlanmak suretiyle davalı şirketin haksız rekabet eyleminde bulunduğu iddia edilmekte olup iddianın ileri sürülüş biçimi, talep olunan hukuksal korumanın niteliği ve dosya kapsamına göre TTK’nın 54 vd. maddeleri kapsamında yer alan haksız rekabet kurallarının uygulanması gerekmektedir. Ticaret mahkemelerinin görev kurallarını düzenleyen TTK’nın 4/1 (a) maddesi uyarınca eldeki dava mutlak ticari davalardan olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticaret mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu hali ile mahkemece davanın dayanağı ve nitelemesinin hatalı yapılarak görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2023 tarih ve 2023/226 Esas – 2023/265 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.