Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1207 Esas
KARAR NO: 2023/1045 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2023 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Karar )
DOSYA NUMARASI: 2023/262 D. İş – 2023/258 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze itiraz
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesi ile;06.03.2023 tanzim tarihli 120.000.000 TL ‘lik senedin müvekkiline verildiğini, borçlu ile yapılan müteaddit görüşmelerin sonuç vermediğini, borçlunun, borcunu ödememe niyetine girdiğini ve mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini, bu yönde eylemleri hakkında ciddi istihbaratlar alındığını, bu nedenlerle ihtiyati haciz isteme zorunluluğu doğduğunu, senedin görüldüğünde ödenir vadeli olduğunu, tüm unsurları ile kambiyo vasfı taşıdığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/14139 E., 2015/16495 K. Sayılı karraında; “Mahkemece, talebe konu senette bononun zorunlu unsurlarından olan ödeme tarihinin bulunmaması ve böylece senedin kambiyo senedi vasfını taşımaması nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz talep eden vekilince temyiz edilmiştir. İhtiyati haciz istemine dayanak yapılan 54.200,00 TL bedelli senet incelendiğinde 6102 sayılı TTK’nın 776. maddesinde bono için bulunması gereken zorunlu unsurları taşıdığı görülmektedir. Her ne kadar senette vade tarihi yazılı değil ise de, vade, senedin bono vasfını kazanması için gerekli olan zorunlu unsurlardan olmayıp vade tarihi olmayan bonolar görüldüğünde ödenir. Bu durum karşısında talebe konu senedin bono vasfında bulunduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmeyle kambiyo senedi niteliğinde kabul edilmeyerek yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. ” denildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 120.000.000,00 TL alacağın şimdilik 30.000.000,00- TL’lik kısmının tahsili zımnında borçlulara ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve avukatlık ücretinin borçlular üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin 14/03/2023 tarih ve 2023/262 D. İş – 2023/258 Karar sayılı kararı ile; “1-İhtiyati haciz talebinin kabulü ile, 30.000.000,00 TL için alacağın yetecek miktarda borçlunun kendisinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarda İHTİYATEN HACZİNE, 2-İİK’nın 259/1. fıkrası uyarınca takdiren alacak miktarının %15’i olan 4.500.000,00 TL tutarında HMK’nın 87/1. fıkrasına göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubunun ihtiyati haciz isteyen taraftan alınmasına, teminat mahkeme veznesine yatırıldığında ya da teminat mektubu ibraz edildiğinde kararın infazı için iş bu kararın mühürlü olarak ibraz edilmek kaydı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına gönderilmesine, 3-İİK’nın 261/1. fıkrası uyarınca ihtiyati haczin verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı borçlu … vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkili … Mernis adresi “… Mah. … Cad. No:… İç Kapı No:… Ümraniye/ İstanbul
” adresi olduğu, mahkemede davacı olan ilgililerin İhtiyati Haciz Kararını koydukları İstanbul …İcra Dairesi … Esas sayılı dosyada tebligatı 15.03.2023 tarihinde müvekkilinin “… Mah. … Cad. No:…’de İç Kapı No:… Ümraniye/ İstanbul” adresine çıkartıldığını, mahkemede müvekkiline ait olmayan adres üzerinden İhtiyati Haciz talep edildiğini, mahkemenin yetkili olmadığını, yetkili Mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, İstanbul 6 Asliye Ticaret Mahkemesi 2023 / 262 D.İş ve 2023 / 258 Karar İhtiyat-i Hacze Konu 06.03.2023 tanzim tarihli olan ve vade tarihi boş bulunan 120.000.000,00 TL Tutarında senedin “Lehtarı olarak gözüken …” ve Lehtar … tarafından ciro edilerek “hamil olunan … A.Ş” şirketi tarafından ihtiyati Haciz talebi İİK. 257 uyarınca meşru lehtar ve meşru hamil şartlarını taşımadığı için İhtiyat-i Haciz Kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, müvekkili 07.03.2023 tarihinde dosyada alacaklı olduğunu iddia eden senedin lehdarı olan … hakkında Fatih Asayiş Büro Amirliğine şikayette bulunduğunu ve Fatih Asayiş Büro Amirliğince 2023/457 olay nolu tahkikat evrakı ile dosya oluşturulduğunu, İhtiyat-i Hacze konu olan dava konusu senedin ,müvekkili davalı tarafça tertip edilen bir komplo ile tezgahlanan mekana alınarak, müvekkilinin dışarı çıkartılması da engellenerek tehdit, baskı, korkutma eylemleri ile maddi ve manevi baskı oluşturulması suretiyle müvekkilinin İrade fesadı ile oluşturulduğunu, sanık hakkında Gasp/yağma suçları yönünden dosya oluşturulduğunu ve savcılığa sevk edildiğini, meşru olmayan hamil … A.Ş elinde hukuka aykırı yollar ile bulundurduğu senedi TTK gereği Noter kanalı ile protesto ettirmeksizin İhtiyat-i Haciz talebinde bulunduğunu, mahkemece usul ve esasa ilişkin itirazlarının kabul edilerek, kanuna aykırı olarak verilen İhtiyat-i Haciz Kararının iptaline, mahkemece görevlendirilen İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası ile İhtiyat-i Haciz Kararı esas alınarak hem icra esas dairesince hem de esas dairesinin görevlendirdiği talimat icra dairesince uygulanan ve alınan tüm kararların da ortadan kaldırılmasını, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekili cevap dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz dosyasına ve takibe konu bonoda görüleceği üzere borçlunun adresi “… Cad. No:… Cağaloğlu/İstanbul” olduğunu, İhtiyati haciz dosyasına ve takibe konu bonoda borçlunun adresine bakıldığında İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğunu, bonoya dayalı icra takiplerinde borçlunun ikametgahının bulunduğu yer, bonoda öngörülen yer, bonoda gösterilen ödeme yerinde veya bonoda ödeme yeri gösterilmemişse bononun düzenlendiği yer icra dairesinde takip yapılabileceğini, İhtiyati haciz dosyasına ve takibe konu bonoda da düzenleyenin yani borçlunun adının yanında yazılı olan yer “… Cad. No:… Cağaloğlu/İSTANBUL” adresi olduğunu, bononun düzenleme yeri İstanbul olduğundan İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğunu, borçlunun yetki itirazının reddi gerektiğini, İhtiyati hacze itiraz sebepleri İİK m. 265’te sınırlı olarak sayıldığını, itiraz edenlerin itirazları iş bu davanın konusu olmadığından reddedilmesi gerektiğini, İhtiyati haciz dosyasına ve takibe konu senet görüldüğünde ödenir vadeli olup, tüm unsurları ile kambiyo vasfını taşıdığını, borçlunun iddiaları yerinde olmadığını, bononun keşide tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde icra takibi başlatılması bononun keşideciye ibrazı yerine geçeceğini, takibe konu bononun keşide tarihi 06.03.2023 olup takip tarihi 13.03.2023 olduğunu, süresi içerisinde takip başlatıldığını, borçlu takibe konu bonoda keşideci olup protesto çekilmesi zorunluluğu da bulunmadığını, müvekkili şirket borçludan alacaklı olduğunu, borçlunun itirazları gerçeği yansıtmadığını, reddi gerektiğini, müvekkili ispat yükü kendisinde bulunmadığı halde takibe ve ihtiyati hacze dayanak senedin dayandığı alacağı ekli belgelerle ispat edebildiğini, buna karşılık borçlu, müvekkili tarafından gönderilen dövizlerin karşılıklarının ödendiğine ya da takibe ve ihtiyati hacze dayanak senet bedelinin ödendiğine dair banka dekontu dahi sunmadığını, borçlunun senedin tehditle ve zor kullanarak alındığına dair iddiaları gerçeği yansıtmadığını, borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 11/04/2023 tarih ve 2023/262 D. İş – 2023/258 Karar sayılı ek kararı ile; ” Talep, borçlular hakkında verilen ihtiyati haciz kararının itirazen kaldırılması istemine ilişkindir, Bilindiği üzere ihtiyati hacze itiraz ve sebepleri İcra iflas Yasasının 265/1.maddesinde açıklanmıştır. İcra İflas Yasasının 265/1.maddesi “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” şeklindedir.İcra İflas Yasasının 265/1.maddesinden anlaşılacağı üzere, itiraz sahibinin ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın yerinde olduğunun kabulü için, a)İhtiyati haciz kararının borçlunun gıyabında verilmiş olması, b)Alacağın vadesi yönünden kanunun belirlediği esaslara aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması, c)Alacağın rehinile temin edilmiş olması, b)Alacaklının hiç teminat göstermemiş ya da yetersiz göstermiş olması, c)İhtiyati haciz kararının görevli ve yetkili mahkemece verilmemiş olması, sebeplerinden birinin somut olayda mevcut olması gerekir. Somut olayda mahkememizin 2023/262 D.İş dosyası ile verilen ihtiyati haczin sonrasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu takibe konu bononun incelenmesinde keşide tarihinin 06.03.2023 olup lehdarının ve birinci cirantanın …, ikinci cirantanın ihtiyati haciz talep eden hamil … A.Ş” ,keşidecisinin … olup takip tarihinin 13.03.2023 olduğu görülmüştür. İtiraz eden tarafından ihtiyati haciz kararının İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası ile infaz edildiğini genel yetki kuralları gereğince İhtiyati Haciz başvurularında yetkili mahkemenin aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme olduğunu, müvekkilinin kanuni ikametgahı adresinin “… Mah. … Cad. No:… İç Kapı No:… Ümraniye/ İstanbul
” adresi olduğunu, bu nedenle yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş ise de İhtiyati haciz dosyasına ve takibe konu bonoda borçlunun adresine bakıldığında “… Cad. No:… Cağaloğlu/İstanbul” olduğu , bonoya dayalı icra takiplerinde borçlunun ikametgahının bulunduğu yer, bonoda öngörülen yer, bonoda gösterilen ödeme yerinde veya bonoda ödeme yeri gösterilmemişse düzenleme yeri ödeme yeri kabul edileceğinden, bononun düzenlendiği yer icra dairesinde takip yapılabileceği nazara alındığında İhtiyati haciz dosyasına ve takibe konu bonoda da düzenleyenin yani borçlunun adının yanında yazılı olan yer “… Cad. No:… Cağaloğlu/İSTANBUL” adresi olduğu, bu kapsamda bononun düzenleme yeri Cağaloğlu/ İstanbul olduğundan İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğu anlaşılmakla borçlunun yetki itirazının reddi gerekmiştir. TTK 777/2 m. uyarınca vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır. Talep dayanağı kambiyo senedinde vade belirtilmemiş olup, bononun keşide tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde icra takibi başlatılmasının bononun keşideciye ibrazı yerine geçeceği, takibe konu bononun keşide tarihinin 06.03.2023 olup takip tarihinin ise 13.03.2023 olduğu nazara alındığında süresi içerisinde takip başlatıldığı borçlu takibe konu bonoda keşideci olup protesto çekilmesi zorunluluğunun da bulunmadığı nazara alındığında itiraz eden tarafından ileri sürülen itirazların İİK’nun 265 maddesinde sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı İİK’nun 257/1 maddesi koşulları oluşmuş olmak kaydıyla ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği, İİK’nun 257/1 fıkrasında fıkrası ile İİK’nun 258 fıkrasında aranan şartların mevcut olduğu ve yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmış olmakla itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1) Yetki itirazının REDDİNE, 2) İİK 265 kapsamında kalmayan diğer itirazların REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile; ihtiyati hacze itirazlarının, gıyapta yapılarak usulüne uygun incelenmediğini, duruşma günü tayin edilerek taraflarının duruşmaya davet edilmediğini, itirazları yerinde olmasına rağmen, gerekli inceleme yapılmaksızın yasaya aykırı karar verildiğini, Talep dayanağı bononun 07/03/2023 tarihinde talep eden tarafından, yanına başka kişiler de alınmak suretiyle bir ortam tertiplenerek, müvekkilinin sözde borcu olduğundan bahisle zorla ve ölüm tehditleri ile senet imzalatıldığını, muterizin bu ortamdan kurtulur kurtulmaz, karakola giderek zorla senet imzalatma eylemleri sebebiyle şikayetçi olduğunu, akabinde 11.03.2023 tarihinde ‘iradesinin yanıltılarak, korkutma ile imzalatılan senetle ilgili borçlu olmadığının tespitine’ ilişkin menfi tespit davası ikame ettiğini, menfi tespit davası ikame edildikten 2 gün sonra, karşı tarafın usul ve yasaya aykırı olarak ihtiyat-i haciz talep ettiğini, Gıyaplarında verilen ihtiyati haciz kararına süresi içerisinde sunulan haklı itirazlarının, yine gıyaplarında olmak üzere, reddine karar verildiğini, İİK 265/ son maddesine aykırı inceleme yapılmış olup, kararın öncelikle bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, itiraz dilekçesini karşı yana tebliğ eden mahkemenin cevap dilekçesini taraflarına tebliğ etmediğini ve duruşma açmaksızın itirazı inceleyerek, silahların eşitliği ilkesine aykırı davranarak savunma hakkını da alenen kısıtladığını, yalnızca davacı taraf hazır edilerek karar verilmiş ise, bunun da başka bir hukuk garabeti olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2008/13846 K. 2009/52 , 12.01.2009 tarihli kararında;, duruşma yapılmaksızın itirazın incelenmeyeceğinin belirtildiğini, duruşma yapılmadan, dosya üzerinden incelem yapılması nedeniyle ek kararın kaldırılması gerektiğini, Yerel mahkemenin itirazlarını ayrıntılı ve gerekçeli olarak değerlendirmediğini, birçok itirazın, İİK 265 de sayılan itiraz sebeplerinden olmadığından bahisle, gerekçesiz olarak reddedildiğini, yukarıda sunulu Yargıtay İçtihadında, itirazlar hakkında tek tek değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, Yetki itirazının yerinde olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili …’un ( TC … ) Mernis adresinin “… Mah. … Cad. No:… İç Kapı No:… Ümraniye/ İstanbul” olduğunu, ilgililerin İhtiyati haciz kararını koydukları İstanbul …İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasında tebligatı bu adrese çıkardıklarını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, İhtiyati hacizde yetki itirazına dair emsal olarak İstanbul Bam 18. Hukuk Dairesi 2022/2150 Esas ve 2022/2039 Kararında “davacı vekili 01/12/2021 tarihli dilekçesi ile borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunduğundan mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; yetkili icra dairelerinin İstanbul İcra Daireleri olduğunu, öncelikle bu yöndeki itirazlarını sunduklarını,…. İİK.nun 258.m.si hükmüne göre;” İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. (Ek fıkra:17/7/2003-4949/60 md.) (Değişik üçüncü fıkra:22/7/2020-7251/50 md.) İhtiyati haciz talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilen taraf da istinaf yoluna başvurabilir…” İİK.m.258/1 maddesi uyarınca ; İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre ancak yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Somut olayda,dosya kapsamına göre ihtiyati haciz kararı veren mahkemece yetkisizlik kararı verildiğinden,bu durumda yetkisiz mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiş olduğundan, kararın kaldırılması gerekir. Davalı vekili istinaf taleplerinde haklıdır. Bu değerlendirmeler ve yasal düzenlemeler uyarınca, davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK m. 353/1-b-2 uyarınca ihtiyati haciz kararının şartları oluşmadığından, 17/02/2022 tarihli duruşma ara kararıyla verilen ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin verilen kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla” denildiğini, senette başka bir adres yazdığından bahisle haklı itirazlarının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yaklaşık ispat söz konusu olmamasına rağmen ihtiyat-i haciz talebinin kabul edildiğini, talebe konu senedin, müvekkilinden korkutma, ölüm tehditleri ile zorla alındığını, senedin düzenlenme tarihi 06.03.2023 tarihi olarak gözükse de, bu tarihin 07.03.2023 olduğunu, müvekkilinin o esnada yaşadığı korku ve panikle bir önceki günün tarihini senede yazdığını, Vadesi gelmiş bir alacak, vade tarihi olan bir senet söz konusu değilken, ödeme protestosu da mevcut değilken ihtiyat-i haciz kararının kabulünün mümkün olmadığını, talebe konu 06.03.2023 tanzim tarihli senedin vade tarihinin boş olduğunu, TTK Madde 704/1 fıkrası uyarınca görüldüğünde ödenmek üzere düzenlenen poliçenin ibrazında ödeneceğini, böyle bir poliçenin düzenlenme gününden itibaren bir yıl içinde ödenmesi için ibrazının gerekeceğini, bu nedenle vadesi bulunmayan bononun ödenmesi için borçluya ibrazının şart olduğunu, talebe konu senedin ayrıca protesto da edilmediğini, TTK’nun 714 maddesine göre, kabul etmemenin veya ödememenin, kabul etmeme veya ödememe protestosu denilen resmî bir belge ile belirlenmesinin zorunlu olduğunu, 715. maddesine göre protestonun 716. maddede belirtilen şekil ve surette noterlikçe düzenlenmesinin gerektiğini, yine kanunun 730. maddesine göre hamil (senet alacaklısı) ödememe protestosu düzenlemez ise lehtar ve cirantaya başvuru hakkını kaybedeceğini, Meşru olmayan … A.Ş’nin elinde hukuka aykırı yollar ile bulundurduğu senedi TTK gereği Noter kanalı ile protesto ettirmeksizin İhtiyat-i Haciz talebinde bulunmuş olmasının hukuka aykırı olduğunu, senedin miktarı ve yukarı da arz edilen hususlar çerçevesinde senet üzerinde sıhhat şartı ve senedin davacılar tarafından nasıl hukuka aykırı olarak maddi ve manevi baskı ile elde edildiği düşünüldüğünde protesto edilemeden ihtiyati hacze konu olamayacağından bahisle ihtiyat-i hacze haklı ve yerinde olarak itirazlar sunulmuş ise de, haklı ihtiyat-i hacze itirazlarının reddedildiğini, Yerel mahkemenin duruşma dahi yapmadan ihtiyat-i haciz talep eden lehine ücret-i vekalet takdirinin de hatalı olup, kaldırmayı gerektirdiğini, mahkeme dosya üzerinden inceleme yapmasına rağmen, duruşma yapmış ve usulüne uygun bir inceleme yapmış gibi ihtiyat-i haciz talep eden lehine yine usul ve yasaya aykırı olarak vekalet ücretine hükmettiğini, İleri sürerek; yerel mahkemenin 2023 / 262 D.İş , 2023 / 258 K sayı ve 13.04.2023 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, itirazlarının kabulüne, ihtiyat-i haciz kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı ileri sürülen itiraz ise yukarıda belirtilen gerekçelerle reddedilmiştir. İtiraz eden vekilince, itirazın reddine dair ek karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nın 257/1. fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nın 258. maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nın 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder.HMK’nın 394/2. maddesi uyarınca esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.Somut olayda, itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde ihtiyati tedbirin bir türü olan ihtiyati haciz kararının verilmesinden önce İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/172 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını beyan etmiş olup, itiraz dilekçesi ekinde tevzii formu da sunulmuştur. Mahkemece öncelikle anılan dosyanın uyap üzerinden getirtilerek incelenmesi ve buna göre itirazı incelemeye yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple itiraz eden vekilinin istinaf başvurusu usulen haklı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın talebin yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2023 tarih ve 2023/262 D. İş – 2023/258 Karar sayılı – İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin – Ek Kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.