Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1178 E. 2023/1065 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1178 Esas
KARAR NO: 2023/1065 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/51 D.iş – 2023/51 Karar
TARİHİ: 22/02/2023 ( Ek Karar )
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesi ile; müvekkili …’ın davalı/borçlulardan 20.12.2022 vadeli bonodan anlaşılacağı üzere 839.500 TL alacaklı olduğunu, borçluların müvekkiline verdikleri bononun vadesi geçmesine rağmen ödeme yapmadıklarını, müvekkilinin defalarca alacağını talep etmesine rağmen bugüne kadar borç ödenmemiş olup alacağın muaccel olduğunu fakat rehinle de temin edilmediğini, edindikleri duyumlara göre davalılar müvekkilinin alacağının tahsilini güçleştirmek için mal kaçırmaya tevessül etmiş olup borçlu tarafın mal kaçırma ihtimali durumunda müvekkilinin alacağını tahsil edemeyeceği göz önünde bulundurulup ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilin; borçluların yükümlülüklerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemesi, mallarını kaçırmaya hazırlanması, kaçmaya hazırlanması ve müvekkilinin haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunmasından ciddi şekilde endişe duyduğunu, bu noktada güvendiği isimlerden son derece ciddi duyumlar aldığını, halihazırda mal kaçırma olasılığının son derece yüksek olması dolayısıyla mahkemeye başvurma zaruriyetinin hasıl olduğunu beyanla açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, borçluların 839.500 TL borcunu karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 20/01/2023 tarih ve 2023/51 D.iş – 2023/51 Karar sayılı kararı ile; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 257. ve müteakip maddeleri gereğince borçluların 839.500,00 TL borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine, İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 2-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafın 2004 Sayılı İ.İ.K’nin 259 ve 6100 Sayılı HMK’nin 87. maddeleri gereğince yukarıda miktarı belirlenen toplam alacağın % 15’i tutarında ( 125.925,00 TL ) nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve muteber banka teminat mektubunu Mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere İHTİYATİ HACİZ İSTEYENE VERİLMESİNE,” karar verilmiş ve verilen karara karşı … ve … vekili ile … vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz edenler … ve … vekili itiraz dilekçesi ile; alacaklının elinde bulunan senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını, ihtiyati haciz kararına konu senet için düzenlenme tarihi 14.11.2022 olup, 45 gün vade konduğunu, bu türlü vade 19.12.2022 tarihine denk gelirken, ödeme tarihinin 20.12.2022 olarak kararlaştırıldığını dolayısıyla senedin birbirinden farklı iki vade içermesi nedeniyle geçeriz olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu; müvekkilinin kefil olduğu asıl borçlunun mal varlığının ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklının alacağını karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden kefil aleyhine ihtiyati haciz hükmedilmesinin aşırı olduğunu beyanla verilen mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili itiraz dilekçesi ile; alacaklının elinde bulunan senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını, ihtiyati haciz kararına konu senet için düzenlenme tarihi 14.11.2022 olup, 45 gün vade konduğunu, bu türlü vade 19.12.2022 tarihine denk gelirken, ödeme tarihinin 20.12.2022 olarak kararlaştırıldığını dolayısıyla senedin farklı iki vade içermesi nedeniyle geçersiz olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin kefil olduğu asıl borçlunun mal varlığının ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklının alacağını karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden kefil aleyhine ihtiyati haciz hükmedilmesinin aşırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 22/02/2023 tarih ve 2023/51 D.iş – 2023/51 Karar sayılı ek kararında; “2004 Sayılı İİK’nın 265. Maddesi ” Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder….” hükmüne haizdir. Davalıların itirazlarına hasren değerlendirme yapılacaktır. Davalı öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Yapılan incelemede davacı senet lehdarının adresinin Edremit ilçesinde olduğu ve senette Edremit mahkemelerinin yetkili olduğuna dair kayıt olduğu, davacının buna rağmen davalıların adreslerinde ( İhtiyati hacizde yetki hususunda HMK hükümlerine atıf yapılmakta olup, birden fazla davalısı olan olaylarda davalılardan birinin yerleşim yerinde dava açılabileceği açıktır. ) ihtiyati haciz talebinde bulunduğu görülmüştür. … Talebe dayanak yetki şartının düzenlendiği bonoda, keşideci ve lehdar gerçek kişiler olup; tacir olduklarına dair herhangi bir iddia ve savunma ileri sürülmediğinden geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmadığından davacının aranacak borç mahiyetinde olan kambiyo senedi borçlularının yerleşim yerinde ihtiyati haciz talep etmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu itiraza itibar edilmemiştir. İtiraz edenler vekili davalılara herhangi bir ihtarname veya protesto gönderilmediğini belirtmiş verilen karara itiraz etmiştir. Yargıtay11. HD. 19.9.2006 T. 8036/8940; 3.10.2005 T. 10609/9103; 11.4.2005 T. 1166/3443 sayılı kararlarında “…Alacaklının, bonoyu tanzim edene (keşideciye), onun lehine aval verenlere ve bunların yetkisiz temsilcilerine karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için bononun vadesinin gelmiş olmasının gerekli ve yeterli olduğunu, bundan başka yetkili hamilin ayrıca ödememe protestosu çekmiş olmasına ve bu protestoyu bono ile birlikte ihtiyati haciz talebine eklemesine gerek bulunmadığını; ancak alacaklının (yetkili hamilin) bonoda cirantalara, bunlar lehine aval verenlere ve bunların yetkisiz temsilcilerine karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için TTK.’nun 730. maddesi hükmü uyarınca- ödememe protestosu çekmiş olması ve bu protestoyu ihtiyati haciz talebine eklemiş olmasının gerekli olduğunu ” belirtmiştir. Somut olayda aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenler keşideci ve avalist sıfatına haiz olduklarından protestoya gerek yoktur. İtiraz yersiz olduğundan itibar edilmemiştir. İtiraz edenler vekili senette çift vade olduğunu bu nedenle senedin batıl olduğunu, bu nedenle mahkemenin de görevsiz olduğunu ileri sürmüştür. TTK’nın 776. maddesinde bononun unsurları arasında vade de sayılmış olmakla birlikte, TTK’nın 777/2. maddesi uyarınca vade, zorunlu unsurlardan değildir. Senet üzereinde vade hiç yoksa, senet görüldüğünde ödenir. Ancak, bono üzerinde çift vade varsa bu hüküm uygulanmaz. Bonolara da uygulanması gereken aynı Kanun’un 703/2. maddesi uyarınca, vadesi başka bir şekilde yazılan veya birbirini takip eden çeşitli vadeleri gösteren bonolar batıldır. İstanbul BAM 14. HD. 2021/2274 E. 2022/62 K. Sayılı ilamı) Somut olayda talebe dayanak senette ödeme tarihi olarak 20.12.2022 gösterilmiş, keza senet içeriğinde de yazı ile 20 aralık 2022 tarihinde ödeme yapılacağı belirtilmiştir. İtiraz edenler senet ön yüzünde sol üst köşede 45 gün yazdığını, bu durumda ödeme tarihinin 19.12.2022 olacağını belirtmiştir. Ödeme tarihi ve vade iki farklı kavram olup vade para borcunun muaccel olması için geçmesi gereken süre iken ödeme tarihi ise muaccel olan bir para borcunun fiilen ödenebileceği günü ifade eder. Senedin keşide tarihi 04.11.2022 olup 6100 sayılı HMK’nın 92 ve 6102 sayılı TTK’nın 753. Maddeleri gereği gün olarak belirlenen sürelerde sürenin tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaplamaya dahil edilmez. Aynı madde gereği gün olarak belirlenen sürelerde süre son günün tatil saati sonunda sona erer. 05.11.2022 tarihinden başlayarak sayıldığında 45. Gün bitimi 19.12.2022 tarihi olup davalılara verilen vade 19.12.2022 günü tatil saati sonunda bitmiş olup bir sonraki gün olan 20.12.2022 günü ödeme tarihidir. İtiraz yersiz olduğundan itibar edilmemiştir. İtiraz edenler vekili davacıya ödemeler yaptıklarını ileri sürmüş lehine ihtiyati haciz kararı verilen vekili ise ödemelerin bonoya istinaden yapılan ödemeler olmadığını ileri sürmüştür. Bu husustaki ihtilaf yargılama gerektirmekte olup ancak açılacak bir menfi tespit davasında dikkate alınabilir. Keza davalıların mal kaçırma gayeleri olmadığı yolundaki itirazlar da verilen kararın İİK’nın 257/1’e göre verilmiş olması nedeni ile yersizdir.” gerekçesi ile itirazın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı itiraz edenler … ile … vekili ve diğer itiraz eden … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler … ve … vekili istinaf dilekçesi ile; ihtiyati haciz kararına dayanak senedin, birden fazla vade içermesi sebebiyle kambiyo senedi vasfında olmadığını, uyuşmazlığa konu senedin üzerinde düzenlenme tarihi 04.11.2022 iken, ödeme tarihinin 20 Aralık 2022, vadesinin ise 45 gün olarak görüldüğünü, düzenlenme tarihi olan 04.11.2022 tarihinden itibaren 45 günlük süre sayıldığında, vadenin 19 Aralık 2022 olarak tespit olunduğunu, kanunda belirtilen şekil şartlarına aykırılığın senedi batıl hale getireceğini, Yerel mahkemenin “ödeme tarihi ve vade iki farklı kavram olup…” şeklindeki ret gerekçesinin yerinde olmadığını, uyuşmazlığa konu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığından bahisle ihtiyati haciz istenecek mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ihtiyati haciz kararını veren İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsiz mahkeme olduğunu; Taraflarca ihtiyati hacze konu adi senet üzerinde, “…ihtilaf vukuunda Edremit Mahkemeleri yetkili kılınmıştır” ibaresinin yer aldığını, Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay’ın duraksamaya yer vermeyecek içtihatları doğrultusunda, uyuşmazlığa konu senedin kambiyo senedi vasfında olmayıp, adi senet olduğunu, bu nedenle kararına itiraz ettikleri Yerel mahkemenin “Talebe dayanak yetki şartının düzenlendiği bonoda, keşideci ve lehdar gerçek kişiler olup; tacir olduklarına dair herhangi bir iddia ve savunma ileri sürülmediğinden geçerli bir yetki sözleşmesi bulunmadığından davacının aranacak borç mahiyetinde olan kambiyo senedi borçluların yerleşim yerinde ihtiyati haciz talep etmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından…” şeklindeki gerekçesinin yerinde olmadığını, Asıl borçluya müracaat edilmeden kefile müracaat edilmemesinin istikrarlı içtihatlar uyarınca olduğunu, bir an Yerel mahkeme kararının doğru olduğu düşünülse dahi, asıl borçlu davalının ikamet adresinin Büyükçekmece İstanbul olduğunu, bu haliyle İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin yetkili olmadığını, yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nin değil, Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Yerel mahkemenin eksik inceleme ve yanlış değerlendirme neticesinde vermiş olduğu kararın kaldırılması gerektiğini, istinaf kanun yoluna başvuran davalı müvekkillerinden … lehine değerlendirme yapıldığında Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinin; asıl borçluya müracaat edilmeden ve istisnai haller oluşmadan (borçlu hakkında aciz belgesi alınması, borçlu aleyhine Türkiye’de takibin imkansız hale gelmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi gibi) kefile müracaat edilmesi mümkün değildir. şeklinde olduğunu, Yargıtay’ın uygulamalarının da bu yönde olduğunu; Uyuşmazlığa konu senet adi senet vasfında olduğundan karara itiraz eden davalı müvekkili kefil …’a müracaat edilmesinin mümkün olmadığını, Yerel mahkemenin kararına bu yönüyle de itiraz ettiklerini, ihtiyati hacze konu senede ilişkin borçların ödendiğine yönelik dekontların Yerel mahkemeye sundukları itiraz dilekçesinin ekinde dosyada mevcutsa da, bu hususun menfi tespit davasına konu olması gerekçesiyle itirazın reddedildiğini, ihtiyati hacze karar vermek için “alacağın varlığı hakkında kanaat edinilmiş olmasının yeterli olacağı” esas olsa da, sunulan dekontlar yönünden Yerel mahkemenin yanlış hüküm kurduğunu beyanla İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/51 Değişik İş, 2023/51 Karar sayı ve 22.02.2023 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf dilekçesi ile; uyuşmazlık konusu senet için ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi değil, Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, uyuşmazlık konusu senet kambiyo senedi vasfında olmayıp, tarafların tacir olmadığını, ihtilafa konu senet incelendiğinde, üzerinde birden fazla vade tarihinin bulunduğunu, senedin düzenlenme tarihinin 04.11.2022, vadenin 45 gün ve ödeme tarihinin 20.12.2022 olduğunu, düzenlenme tarihi olan 04.11.2022 tarihinden itibaren 45 günlük süre hesaplandığında, bu defa vadenin 19.12.2022 olarak tespit edildiğini, davacı taraf her ne kadar vade ve ödeme gününün farklı kavramlar olduğuna yönelik itirazda bulunmuşsa da, kendi dava dilekçesinin ilk cümlesinin “Müvekkilim …, davalı/borçlulardan işbu dilekçe ekiyle sunduğumuz 20.12.2022 vadeli bonodan da anlaşılacağı üzere 839.500 TL alacaklıdır.” şeklinde olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının Yerel mahkemenin vade ve ödeme gününün farklı kavramlar olduğuna yönelik gerekçesine aykırı kararlar verdiğini; Somut uyuşmazlık konusu senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığından bahisle Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olmadığını, senet üzerinde ihtilaf vukuunda Edremit Mahkemeleri yetkili kılındığından, görevli ve yetkili mahkemenin Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi olup görevsiz ve yetkisiz mahkemenin ihtiyati haciz kararına tamamen itiraz ettiklerini, senedin adi senet vasfında olduğunu, alacak iddiasında bulunan davacının öncelikle asıl alacaklıya gitmeden ve yapmış olduğu takip konusuz kalmadığından, kefil statüsündeki davalı müvekkiline karşı ihtiyati haciz isteyemeyeceğini; Somut uyuşmazlıkta asıl borçlu … olup, asıl alacaklının mal varlığının davacının iddia ettiği alacağını karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden kefil sıfatındaki davalı müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile koruma altında bulunan mülkiyet hakkının ihlali olduğunu, bu nedenle Yerel mahkeme kararına itiraz etme zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla telafisi imkansız zararların önüne geçmek için öncelikle davalı müvekkili yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, kararın takibe konu edildiği İstanbul Anadolu 25.İcra Müdürlüğü’nün E… sayılı dosyasına ihtiyati tedbir konulmasına, İstanbul Anadolu 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/51 Değişik İş, 2023/51 Karar sayı ve 22.02.2023 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı ileri sürülen itirazlar ise yukarıda belirtilen gerekçelerle reddedilmiştir. Muterizler vekillerince, itirazlarının reddine dair ek karara karşı ayrı ayrı süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nın 258. maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nın 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder.Talep dayanağı senette vade 45 gün olarak belirlenmiş olup keşide tarihinden itibaren 45 gün sonrasının ödeme tarihi olarak belirlenen 20.12.2022 tarihine denk geldiği ve senet üzerinde birbirinden farklı iki ayrı vade tarihi bulunmadığından Mahkemece, senedin bono vasfında kabul edilmesi ile TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca muterizlerin görev itirazlarının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.TTK’nın 701/3. maddesi uyarınca; muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. 702/1. maddesi uyarınca ise; aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacak davası açılmadan önce talep edilen ihtiyati hacze, İİK’nın 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. İİK’nın 50. maddesi ise HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapmıştır. Talep dayanağı bonoda muteriz … keşideci, diğer muterizler ise aval verendir. Muterizler ve talep edenin tacir olduklarına dair bir beyan ve delil bulunmadığından Mahkemece bono üzerinde yer alan yetki sözleşmesi geçerli kabul edilmeyerek, HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesi ve karşı tarafta birden fazla borçlu bulunması nedeniyle 7. maddesi nazarı itibariyle, aval veren muterizler … ve …’ın yerleşim yeri olan “Ataşehir/İstanbul” adresi uyarınca yetkili olduğunun kabulü ile yetki itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Somut dosyada ihtiyati haciz kararı, kambiyo senedine dayalı olarak verilmiştir. Muterizler … ve … aval veren olduklarından, vadenin dolmasını müteakiben haklarında keşideci ile birlikte ihtiyati haciz talep edilmesi mümkündür. Bu minvalde muterizlerin önce keşideciye başvurulması gerektiğine yönelik istinaf sebepleri yerinde değildir. Bono bedelinin ödendiğine yönelik itiraz noktasında kesin bir delil bulunmayıp, bu iddianın doğruluğu ancak yapılacak bir yargılama neticesinde belirlenebileceğinden ve yaklaşık ispat koşulu ile ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257/1. maddesinde sayılan diğer koşullar da oluştuğundan muterizler vekillerinin istinaf başvuruları haksız bulunmuştur. Sonuç itibariyle, muterizler … ile … vekili ile muteriz … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Muterizler …, … ve …’ın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Muteriz …’ın Dairemizden talep edilemeyecek ihtiyati tedbir talebinin reddine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden …, … tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden … tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.