Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1134 E. 2023/1126 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1134 Esas
KARAR NO: 2023/1126 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/261 Esas – 2023/97 Karar
TARİHİ: 14/02/2023
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı borçlu … arasında 19.160 kg ”çelik çekme boru” satımı konusunda 5,25TL/kg birim fiyatı üzerinden bir anlaşma yapıldığını, müvekkili tarafından anlaşılan miktardaki çelik çekme boruların davalı borçluya teslim edildiğini ve 17.03.2021 tarih ve … irsaliye ile … fatura numaralı KDV dahil 118.696,20 TL bedelli e-faturanın düzenlendiğini, davalı borçlu tarafından müvekkilinin … Bankası Haliç Şubesinde bulunan hesabına ”cari hesaba mahsuben” 50.000,00 TL ödeme yapıldığını ancak bakiye cari hesap borcunun ödenmediğini, bakiye cari hesabın ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine davalı borçlu tarafından borcu olmadığı beyan edilerek itiraz edilmişse de cari hesap ilişkisini kabul eden borçlunun itirazının hukuki karşılığının bulunmadığını, huzurdaki davayı açmadan evvel dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulsa da İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun … Arabuluculuk Numaralı dosyası ile görüşme sonunda anlaşmama son tutanağı düzenlendiğini beyanla davalı borçlu tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında haksız olarak yapılan ödeme emrine itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 14/02/2023 tarih ve 2022/261 Esas 2023/97 Karar sayılı kararında; “…Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği e-arşiv faturası, vergi beyannamesi, ticari defter kayıtları ile ortaya koyduğu, bilirkişi raporunun davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davacının 30.000 TL harca esas değer üzerinden itirazın iptali davası ikame ettiği gözetilerek yargılamaya bu miktarla sınırlı olarak devam edilmiş; davaya konu edilen alacağın miktar itibarıyla hesaplanabilir olduğu değerlendirilmiştir. Davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunduğu değerlendirilmiş ve davanın 30.000,00 TL kısım yönünden kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel Mahkemede yapılan yargılama sürecinde düzenlenen bilirkişi raporunda davalının takip konusu tutar yönünden müvekkiline ödeme yapmadığının ve borçlu olduğunun tespit edildiğini, Yerel mahkemenin harcın 30.000 TL’lik kısım kadar yatırıldığı gerekçesiyle eksik harcın ikmali için süre vermeden, davanın başlangıcında yatırmış oldukları harca tekabül eden 30.000 TL üzerinden karara çıkarıldığını, Yerel mahkeme kararının HMK’nın 120 ve devamı maddeleri, Harçlar Kanunun 30. maddesi ciheti ile eksik harcın tamamlanması için taraflarına süre verilmeden, açmış oldukları davanın takibe konu alacağın tümü yönünden ikame edilmişken, eksik harç ikmal ettirilmeksizin dosyanın yalnızca harç ödenen kısmı yönünden karara çıkarılması nedeniyle yasa ve usule aykırı olduğunu; Müvekkili şirket ile … Tic. A.Ş. arasında müvekkilinin çelik çekme borularının teslimi, karşı tarafın ise bunun karşılığında 118.696,20 TL ödemesi hususunda anlaşma yapıldığını, müvekkili tarafından anlaşma konusu çelik borular teslim edilmiş olmasına rağmen davalı şirketin bakiye cari hesap borcunu ödememesi üzerine, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esaslı dosyasıyla 17.03.2021 tarih, … irsaliye, … numaralı faturaya istinaden 68.696,20 TL bakiye cari hesap alacağı ile 10.100 TL işlemiş faiz yönünden icra takibi yapıldığını, borçlu şirketin borcunun olmadığı şeklindeki haksız ve mesnetsiz iddiaları üzerine dava dilekçesi ile sabit olduğu üzere, herhangi bir ayrım yapmaksızın tüm alacak yönünden itirazın iptali talebinde bulunduklarını, sunmuş oldukları faturaların, ticari defter kayıtları, vergi beyannameleri itibariyle dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda bakiye cari hesap alacağının davalı şirket tarafından ödenmediği tespiti yerinde ise de, temerrüt faizi yönünden yapılan değerlendirmelere itiraz ile ek rapor talebinde bulunduklarını, 14.02.2023 tarihli duruşmada ana para ve faizler yönünden davanın kabulü talebinin, duruşma sırasında mahkeme hakimi tarafından itirazın iptali dava dilekçesinde 30.000 TL’lik kısma tekabül edecek harcı yatırmaları nedeniyle harcını yatırmadıkları kısımlar yönünden itirazlarının değerlendirilemeyeceği nedeni ile reddedildiğini; 14.02.2023 tarihli aynı oturumda eksik harcın her zaman ikmal edilebileceğini belirterek süre talep etmişlerse de mahkemece dosya karar aşamasında olduğu, harç ikmalinin mümkün olmayacağı belirtilerek yalnızca 30.000 TL’lik kısma tekabül eden harcı yatırdıkları gerekçesi ile 30.000 TL yönünden kabul kararı verildiğini, eksik harcın mahkemece tespiti halinde bu durumun yargılamanın tüm aşamalarında tamamlattırılabileceğini, yargılamanın başından bu yana takip talebinin tümü yönünden itirazın iptalini talep etmelerine rağmen Mahkemece verilen kararın eksik ve hatalı olduğunu, Mahkemenin re’sen de gözetebileceği eksik harcın ikmali işlemini, taleplerine rağmen tamamlamadan yargılamanın bu şekilde sonlandırılmasının 1 yıldır alacağını bekleyen müvekkilini daha da mağdur ettiğini; Konuya ilişkin Harçlar Kanunu’nun Noksan Tesbit Edilen Değer Üzerinden Harcın Ödenmesi başlığı altında düzenlenen 30. maddesinin ” Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde düzenlendiğini; Harcı Ödenmeyen İşlemler başlığı altındaki 32. maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harclar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz” denilmekle, mahkemece eksik harç tespiti halinde harcın ödenmesi için taraflara süre verilmesi sonrasında yargılamaya devam edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, davanın takip talebindeki alacakların tümü yönünden açıldığı sabit olmakla, yasal mevzuat ve Yargıtay İçtihatlarına aykırı olacak şekilde harç ikmali gerçekleştirilmeden eksik ve hatalı verilen kararın kaldırılması gerektiğini; Taraflar arasında yapılan mal tedariki anlaşması çerçevesinde müvekkile olan 68.696,20 TL borcunu yaklaşık 1 yıl boyunca ödemeyen davalı borçluya karşı başlatmış oldukları icra takibinde asıl alacağa işlemiş olan temerrüt faizinin de talep edildiğini, yargılama sürecinde alınan 29.09.2022 tarihli bilirkişi raporunda her ne kadar dosyada temerrüde ilişkin belge olmadığı belirtilerek faiz hesabı yapılmamış ise de, rapora beyan dilekçesinde sundukları emsal istinaf mahkemesi kararıyla, Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. maddesiyle temerrüt tarihi taraflar arasında kararlaştrılmamış olsa da faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden 30 günün sonuna ihtara gerek temerrüdün gerçekleşmiş kabul edileceği nazarı dikkate alınarak faiz hesabının yapılması gerektiğini belirterek ek rapor talebinde bulunduklarını, Ticari İşlerde Para Borçlarının İfasındaki Gecikmelerle Mücadeleye dair 2011/7 sayılı Avrupa Birliği Yönergesi uyarınca Türk Ticaret Kanununa eklenilen “Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları” başlıklı 1530. maddenin 4. fıkrasında ” Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır: a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda. c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.” denilerek taraflar arasında temerrüt tarihi kararlaştırılmamış olsa dahi, faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden 30 günlük süre sonunda özel bir ihtara gerek kalmaksızın borçlunun temerrüde düşmüş sayılacağı ve bu temerrüt tarihinden itibaren alacaklının faize hak kazanacağının hüküm altına alındığını; Dava konusu somut olayda, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacı müvekkili tarafından düzenlenen e-fatura, e-fatura arşiv kullanıcısı olması nedeniyle davalıya elektronik olarak tebliğ edildiğini, davalı borçlu vekilinin icraya vermiş olduğu itiraz dilekçesinde “müvekkilimize tebliğ edilen fatura iade edilmiştir” denilerek (iade olmadığının bilirkişi tarafından saptandığını) tebliğ işleminin gerçekleştiğinin doğrulandığını, Mahkemenin tebliğ tarihini izleyen 30 gün sonrasından itibaren borçlunun temerrüde düştüğünü göz önüne alarak avans faizi hesabı yapılması için dosyayı bilirkişiye tevdi etmesi gerektiğini, faize ilişkin itirazları dikkate alınmadan eksik ve hatalı değerlendirmelerle hukuki sorunun tam olarak çözüme kavuşturulmadan dosyanın karara çıkarılmasının Yerel Mahkeme kararının yasa ve usule aykırılıklar barındırdığını ortaya koyduğunu beyanla verilen Yerel mahkeme kararının yasa ve usule aykırı olması nedeni ile yapılacak istinaf incelemesi neticesinde lehlerine olacak şekilde kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, fatura ve bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya kapsamından; davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 68.696,20 TL asıl alacak ve 10.100 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 78.796,20 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, davalı tarafından süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz edilmesi ile takibin durduğu, davacı tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunduğu ve taraflar arasında anlaşma sağlanamaması üzerine somut davanın açıldığı, dava dilekçesinde; davalı borçluya çelik çekme boruların teslim edildiği ve 17.03.2021 tarihli, … irsaliye ve … fatura numaralı KDV dahil 118.696,20 TL bedelli e-faturanın düzenlendiği, davalının faturaya karşılık yalnızca 50.000 TL’lik ödeme yaptığı beyan edildikten sonra sonuç kısmında davalı borçlu tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin talep edildiği, bununla birlikte dava açılış formunda harca esas değerin 30.000 TL olarak gösterildiği ve peşin harcın 118,35 TL olarak yatırıldığı, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, bilirkişi raporunun davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu ve fakat davanın 30.000 TL harca esas değer üzerinden ikame edildiğinden bahisle itirazın 30.000 TL yönünden iptali ile takibin devamına karar verildiği anlaşılmıştır. Dava itirazın iptali talebine ilişkin olup, davalı tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile takip konusu tüm alacağa, faize ve ferilerine itiraz edilmiş, davacı tarafın da, her ne kadar dava açılış formunda harca esas değer 30.000 TL gösterilerek bu miktar üzerinden peşin harç yatırılmış ise de, dava dilekçesinin talep sonucu kısmında, dava konusu icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş olduğundan Mahkemece, davada harca esas değerin takip talebine konu edilen toplam 78.796,20 TL alacak olduğunun kabulü ile 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a, 30 ve 32. maddeleri gözetilerek dava değeri olan bu miktar üzerinden eksik peşin harcın ikmal ettirilmesi ve delillerin değerlendirilmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 30.000 TL dava değeri üzerinden karar verilmesi hatalı olmuştur. Davacı vekilinin bu kısma yönelik istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2023 tarih ve 2022/261 Esas – 2023/97 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/07/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.