Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1091 E. 2023/1080 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1091 Esas
KARAR NO: 2023/1080 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/398 Esas – 2022/752 Karar
TARİH: 08/12/2022
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Düzce 2. İş Mahkemesinin 2022/44E, sayılı dava dosyasının 02.06.2022 tarihli duruşmasında … Tic. A.Ş.(V.D.No:…) şirketinin ticaret sicil kaydının terkin edildiğini öğrendiklerini, mahkeme şirketin ihyası davası açması için taraflarına 2 haftalık süre verdiğini, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca kurulmuş bir şirketin fesih veya infisah halinin vukuu ile başlayan tasfiye süreci, tasfiye işlemlerinin tamamlanması akabinde şirket kaydının ticaret sicili kayıtlarından silinmesi ile sona ermekte ve bu sürecin tamamlanması ile şirket tüzel kişiliğinin ortadan kalkmakta olduğunu, şirketin bu sürecin tamamlanmasından sonra ortaya çıkan borçlarının tahsilini teminen şirketin geçici olarak canlandırılmasına yönelik ihya davası açılması gerektiğini, Hukuk sistemimizde tasfiye işlemleri bittikten ve şirket ticaret sicilinden terkin edildikten sonra şirkete ait hak ve borçların ortaya çıkması halinde ihya davası açılmasını engelleyecek bir düzenleme bulunmadığını, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmeyeceği hukuksal gerçeği de dikkate alınmalıdır.” denilmek suretiyle şirketin tasfiye süreci tamamlandıktan sonra rücuan alacak davası açıldığını, davacı alacaklının ihya davası açabileceğine karar verildiğini, somut olayda davacı ile ilgili şirket arasında görülmekte olan davanın 08.07.2009 tarihinde açıldığını, buna rağmen şirketin tasfiye işlemlerinin yapılarak 19.12.2014 tarihinde terkin edildiğinden davacıya ihya davası açmak üzere yetki ve süre verildiğini, tasfiye memuru olarak kararın tescil ve ilanına karar verildiğini, kararında tasfiye işleminin eksik yapılması sonucu ihyasının gerektiği belirtildiğini, dava devam ederken … Tic.A.Ş (V.D.No:…) şirketinin sicilden silindiği ve Düzce 2. İş Mahkemesinin 2022/44E. sayılı dava dosyasının halen devam ettiği göz önüne alındığında şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden silinmesi ve terkininin usul ve yasaya aykırı olduğunun görüleceğini, tüm bu sebeplerden ve resen tespit edilecek sebeplere binaen … Tic. A.Ş. (V.D.No:…) şirketinin ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/12/2022 tarih 2022/398 Esas 2022/752 Karar sayılı kararında; “….TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, bu nedenlerle temsil ve infaz işlemlerine münhasır olmak üzere şirketin ihyasına, …’in tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine dair, davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…”gerekçesi ile, 1-Mahkememizde davacı SGK’nın dava dışı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde … Tic.A.Ş’nin ihyasına ilişkin davalılar aleyhine açılan, ihya davasının KABULÜNE, a) İstanbul Ticaret Memurluğunun … sicil numarasına kayıtlı iken tasfiye halinde … Tic.A.Ş’nin Düzce 2. İş Mahkemesinin 2022/44 Esas sayılı dosyası yönünden yapılacak işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, 2-Şirketin ticaret siciline tescil ve kararın özetinin ticaret sicil gazetesinde İLANINA, 3- a) TTK’nın 547/2.maddesine göre, mali müşavir …’in tasfiye memuru olarak ATANMASINA, b-Tasfiye memuru için aylık 2000 TL ücret takdiri ile davacı tarafından 6 aylık 12.000 TL tasfiye ücreti avansının karar kesinleştikten sonra 2 hafta içerisinde mahkememiz veznesine depo edilmesine, tasfiye memurunun görevinin işbu ücretin depo edilmesinden sonra başladığının ilgili tasfiye memuruna BİLDİRİLMESİNE, c-Tasfiye memuru ücretlerinin tasfiye memuru atanan şirketten dava sonunda tasfiye sırasında davacıya yana ÖDENMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava dışı şirket dosyadaki ticaret sicil gazetesi kayıtlarına göre, 17.02.2017 tarihinde tasfiye kararı alındığını, davalı …’ın da tasfiye memuru olarak atandığını ve şirketin 08/12/2017 tarihli tasfiye sonu beyanının 12.12.2017 tarihinde tescil edilmesi ve 18.12.2017 tarihinde sicil gazetesinde ilanı itibariyle tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de, müvekkili kurum tarafından ihyası istenen şirket hakkında alacak istemine ilişkin olarak Düzce 2. İş Mahkemesinin 2022/44 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve dosya derdest olduğundan anılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından şirketin ihyasını istemekte hukuki yararlarının bulunduğunu, şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini, TTK’nın 547/2 maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması gerekli ise de TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete ek tasfiye işlemleri için son tasfiye memurunun atanması gerekirken şirket dışından birinin tasfiye memuru olarak atanması ve tasfiye memuru ücretinin davacı tarafça karşılanmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemece ek tasfiyeyi sağlamak üzere mali müşavir …’in tasfiye memuru olarak atanması ve Tasfiye memuru için 2.000-TL ücret takdiri ile tasfiye memuru ücret avansının davacı tarafça karşılanmasına dair hüküm kurulmuş ise de tasfiye memurları görevlerinin gereğini yerine getirmekle yükümlü olduklarını, işbu davada Tasfiye Memuru …’ın davaya dahil edilmiş olup usulüne uygun olarak duruşma gün ve saatinin kendisine tebliğ edildiğini, davaya son tasfiye memurunun atanması gerekirken şirket dışından tasfiye memuru atanmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu gibi şirket dışından atanan tasfiye memurunun ücretinin müvekkili kuruma bırakılmasının da ayrıca usul ve yasaya aykırı olduğunu, (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1371 E. 2021/553 K. 15.04.2021 T. Kararı) Müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderinin müvekkili üzerinde bırakılması hatalı olduğunu, davalı tasfiye memurunun yasal hasım olmamakla yargılama giderlerinden kural olarak sorumlu tutulması gerektiğini, (İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ 2019/2158 E. 2021/741 K. 10.06.2021 T. Kararı) Tasfiyenin tamamlanmasından sonra tasfiye edilen şirket hakkında rücu davası açıldığını, iş kazasının 17.03.2016 tarihinde meydana geldiğini, tasfiye öncesi gerçekleşen bir iş kazası bulunması nedeniyle, tasfiye işlemlerinin tam olarak yapıldığından söz edilemeyeceği gibi tasfiyenin eksiksiz tamamlandığı kanıtlanamayacağını, derdest rücuen tazminat davası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte müvekkili kurumun haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğunun yerel mahkemece de sabit olduğunu, tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini, Gerekçeli kararda müvekkili kurum aleyhine harca hükmedildiğini, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 36.maddesine göre; “Kurum, (…) faaliyetleri dolayısıyla yapılan işlemler yönünden ilgili kanunlarında yer almamış olsa dahi 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan,… 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile … her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetinden muaftır.” kararın bu nedenle de hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulü ile, Ticaret Sicil Memurluğunun sicil kaydının terkinine ilişkin kararının iptaline, şirketin ihyası ile yeniden ticaret siciline kaydına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilden tasfiye suretiyle terkin edilmiş şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için TTK 547. maddesine göre ihyası talebine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 547/1 maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” hükmü düzenlenmiştir. Yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hallerde, yetki itirazı ilk itirazlardan değildir, davalı tarafından her zaman yetki itirazında bulunabilir, mahkeme de, yargılamanın her aşamasında yetkili olup olmadığını kendiliğinden gözetmekle yükümlüdür. Madde de öngörülen yetki kesin yetki kuralı olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece resen gözetilmesi gerekir. İhyası talep edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde … Tic.A.Ş’nin dosya içerisinde bulunan sicil kaydı incelendiğinde; şirketin sicilden terkin olunmadan önceki adresi … Sitesi, … Cad., No:… Esenler/İSTANBUL olup, adres itibariyle Ticaret Mahkemeleri bakımından Bakırköy Adliyesine bağlıdır. Buna göre şirket merkezi itibarıyla Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun anlaşılması karşısında, 6102 sayılı TTK’nın 547/1 maddesi gereğince anılan yetki kuralı kesin yetki kuralı olduğundan mahkemece re’sen nazara alınması gerekirken bu husus göz önünde bulundurulmaksızın işin esasına girilmek sureti ile yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11 HD.’nin 2016/13132 Esas- 2016/9049 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11 HD. ‘nin 2016/9585 Esas – 2016/7538 Karar sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.) Şirket ihyası davalarında, ihyası istenen şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi kesin yetkili olup bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan ve istinaf aşamasında da resen gözetileceğinden, ilk derece mahkemesince yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken davaya devamla istinafa konu kararın verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 355. maddesi gereğince resen gözetilen sebeple davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile HMK 353/1-a-3 maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davaya bakma yetkisi Bakırköy ATM’ye ait olduğundan gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2022 tarih ve 2022/398 Esas – 2022/752 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın yetkili BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç tahsiline yer olmadığına, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.