Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/109 E. 2023/201 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/109 Esas
KARAR NO: 2023/201 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/350 Esas – 2022/483 Karar
TARİH: 22/06/2022
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili banka tarafından davalının müşterek ve müteselsil kefaletiyle, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. lehine açılan ve kullandırılan krediler kat edildiğini, hesabın kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususlarını içerir Gebze … Noterliği’nin 10.06.2019 tarih, ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ve eki hesap özeti borçluya tebliğ edilmişse de borç ödenmediğinden borçlu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, konu alacağın tahsili ve çözümü için arabulucuya başvurulmasına rağmen görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlandığını, Genel Kredi Sözleşmesinin 11. maddesi kredi borcunun muacceliyetini ve temerrüt faiz oranının düzenlendiğini, kredilerin cins ve niteliğine bakılmaksızın BANKA nın mevzuat gereğince TCMB ye bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda üzerinden temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini, kabul, beyan ve taahhüt eder.” Şeklinde düzenlendiğini, bu nedenle Gerek Genel kredi sözleşmesi hükmü, gerek Merkez Bankası bildirimi, T.T.K nun 8. Maddesi ve 3095 sayılı kanunun 2. Maddesi hükümleri gereğince Banka’nın tespit ettiği akdi faiz oranının yasal olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesi nin 13. Maddesi ve Genel Kredi Sözleşmesi nin 10/9 gereğince, kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluğunun düzenlendiğini, Genel Kredi Sözleşme maddesi gereğince, kefillerin sorumlulukları ve sorumlu oldukları miktarların hesaplanma usulü çok açık bir şekilde tamınlanmış olduğunu, konu sözleşmeler taraflar arasında imza altına alındığını belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Huzurdaki davada görevli ve yetkili Mahkemenin Küçükçekmece Asliye Hukuk mahkemesi olduğunu, davacı talepleri bakımından zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin dolduğunu, asıl borçlunun mallarına müracaat edilmeden icra takibi yapılmasında hukuki yarar olmadığını, genel kredi sözleşmesinde sorumlulukların açık olmadığını, dava konusu kefalet sözleşmesi TBK 583 maddesinde belirtilen yazılı şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmediğini, kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen kefalet sözleşmesi şekil şartlarına uyularak yapılmadıkça geçerli olmayacağını, genel kredi sözleşmesinde belirtilen faiz miktarının hukuka aykırı olduğunu, kredi sözleşmesi hükümlerinin müzakere edilerek kararlaştırılmadığını, hükümler bankanın müşterilerine imzalatmak üzere matbu olarak hazırlanmış olduğu sözleşme maddeleri olduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu sözleşmelerdeki imzalarının müvekkiline ait olmadığını ve incelenmesini talep ettiklerini, icra inkar tazminatına itiraz ettiklerini, kötü niyet tazminat taleplerinin olduğunu belirterek davanın reddini, dava konusu alacak iddiasının % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/06/2022 tarih 2020/350 Esas 2022/483 Karar sayılı kararında; “Taraflar arasında akdedilen sözleşme, hesap özetleri, davacı banka kayıt ve belgeleri, TCMB faiz oranları, hesap kat ihtarı ve tüm dosya kapsamına göre alınan bankacı bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli görülmüş, mahkememizce de, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, imzalanan sözleşme kapsamında dava dışı şirkete verilen kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek, hesap kat ihtarnamesinin dava dışı asıl borçlu ve davalı kefile keşide edildiği ve icra takibine geçildiği, davacı bankanın davalıdan, icra takip tarihi itibariyle sözleşmeye istinaden bilirkişi tarafından hesaplanan tutar kadar alacaklı olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın yerinde olmadığı, kanaati oluştuğundan, davacının davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın 40.769,01 TL asıl alacak, 1.134,06 TL işlemiş faiz , 56,70 TL BSMV olmak üzere toplam 41.959,77 TL üzerinden iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, takip tarihinden itibaren yıllık %33 (ve değişen oranlarda) faiz uygulanmasına, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si olan 8.391,95 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen tutar bakımında davacının kötüniyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın 40.769,01 TL asıl alacak, 1.134,06 TL işlemiş faiz , 56,70 TL BSMV olmak üzere toplam 41.959,77 TL üzerinden iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, takip tarihinden itibaren yıllık %33 (ve değişen oranlarda) faiz uygulanmasına, 2-Kabul edilen alacağın %20’si olan 8.391,95 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili adli yardım talepli istinaf dilekçesi ile, davanın tümden reddedilmesi gerektiğini, kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, kredi sözleşmesindeki kefaletin geçersizliği ve diğer sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, davacı tarafın alacak iddiasının likit olmadığını, dosyanın bilirkişiye intikal ettiğini, bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabul kararı verildiğini, icra takibine itirazında müvekkilinin haklı olduğunu ve itirazda hukuki yarar bulunduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davacı tarafın dava konusu alacak iddiasının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına sorumlu tutulmasını, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını ve müvekkilinin yargı harçlarını, masraflarını karşılayacak mali durumu olmaması nedeniyle adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZ TARAFINDAN VERİLEN 13/10/2022 TARİH VE 2022/1889 ESAS SAYILI ARA KARAR İLE; ” HMK 336/2 maddesinde belirtilen belge sunma zorunluluğu kanundan kaynaklanan bir yükümlülük olup talepte bulunanın kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin harç ve giderleri ödeme gücünün bulunmadığına dair belgeleri sunması gerekir. Mahkemenin bu konuda araştırma yükümlülüğü yoktur. Talepte bulunan ödeme gücünün bulunmadığını isbat etmelidir. (Yargıtay HGK. 2020/147 Esas- 2020/679 Karar sayılı emsal kararı.) Davalı vekili bu ispat yükünü yerine getirmemiştir. Davanın özelliği, yatırması gereken harç miktarı ve davalının kendisini özel vekille temsil ettirdiği de gözetildiğinde; davalı vekili adli yardım talepli 01/09/2022 tarihinde gönderdiği dilekçe ekinde ekinde sunduğu belgede kanaat oluşturmaya yeterli görülmemiştir. Şartları oluşmayan adli yardım talebinin reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçesi ile; 1-HMK 337/1. maddesi uyarınca Davalı … Vekilinin adli yardım talebinin REDDİNE, 2-HMK 337/2. maddesi uyarınca kararın Davalı … Vekiline tebliğine, kararın tebliğden itibaren bir hafta içinde dilekçe vermek suretiyle karara itiraz edebileceğine, 3-İtiraz edilmesi halinde dosyanın itirazı incelemekle görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, karar verilmiştir. Karara süresi içerisinde itiraz edildiği ve itirazın değerlendirilmesi için dosyanın İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği anlaşılmıştır. İSTANBUL BAM 14. HUKUK DAİRESİ 25/10/2022 TARİH VE 2022/4 D. İŞ ESAS – 2022/4 D.İŞ KARAR SAYILI KARAR İLE; Adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kesin olarak reddine karar verildiği ve dairemiz kararının da kesinleştiği anlaşılmıştır.
DAİREMİZCE İSTANBUL BAM 14. HUKUK DAİRESİ KARARI SONRASINDA VERİLEN 03/11/2022 TARİH 2022/1889 ESAS – 2022/1578 KARAR SAYILI KARAR İLE; “HMK’ nın 344. maddesi gereğince, davalı tarafından 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 716,56.TL nispi istinaf karar harcı ile 200,00.TL gider avansının tamamlanması için davalı vekiline yeniden kesin süreli muhtıra çıkartılması ve HMK’nın 344. maddesi gereğince davalıya verilecek kesin süreye rağmen harcın yatırılmaması halinde HMK’nın 344. maddesi gereğince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılması yönünde ek karar verilerek ilgililere tebliğ edilmesi ve bu karara karşı da davalının istinaf kanun yoluna başvurma hakkı olduğu da dikkate alınarak istinaf sürelerinin beklenmesi, verilecek ek kararın istinaf edilmesi halinde, istinaf harç ve giderleri de yatırıldıktan sonra Dairemize yeniden gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur,” gerekçesi ile; İlk derece mahkemesi dosyasının MAHKEMESİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dairemiz geri çevirme kararı üzerine istinaf harç ve masraflarının yatırılması için tebliğden itibaren 1 haftalık kesin süreli muhtıra düzenlenerek geri çevirme ilamı ile birlikte davalı vekiline 29/11/2022 tarihinde tebliğ edilmiş ancak davalı tarafça harç ve masrafların yatırılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/12/2022 tarih ve 2020/350 Esas – 2022/483 Karar sayılı ek kararı ile; Davalı … vekili Av. … tarafından istinaf harçları ve gider avansının verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmadığı anlaşıldığından HMK’nın 344.maddesi gereğince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, karar verilmiş ve karar karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Adli yardım yönünden; müvekkilinin ortak olduğu Mesken İnşaatın ortaklık devrinden sonra bu şirketin yeni ortakları bankalardan kullandıkları krediler sebebiyle müvekkilinin geçerli bir kefaleti olmamasına rağmen icra takibine giriştiklerini, Müvekkilinin yüksek tutarlı harç ve yargılama giderlerini karşılayacak maddi imkanı bulunmadığını, adli yardım talebinin istinaf mahkemesi tarafından reddedildiğini bunun üzerine harç tamamlama muhtırası gönderildiğini, adli yardıma ilişkin kararların kesin nitelikte kararlar olmadığını, adli yardımlı taleplerin mahkemelere adil yargılanma ve adalete erişim kapsamında sunulabildiğini, Bir davanın gerektirdiği masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak tarafların muaf tutulması yasal düzenleme kapsamında olduğunu, adli yardıma ilişkin usûl ve esasların 6100 sayılı HMK’nin 334-340. maddelerinde düzenlendiğini, adli yardım talebinin her dava bakımından talep edildiği tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerekeceğini, Müvekkilinin vukuatlı nüfus kaydında eşi ve çocukları olduğu, engelli çocuğu olduğunu, 2019 yılından beri müvekkilinin SGK kayıtlarında çalışan olmadığını, eşinin ev hanımı olduğunu, aktif gelirlerinin bulunmadığını, hakkında çok sayıda icra takibi bulunduğunu, ailenin geçiminin yakınları tarafından karşılandığını, UYAP sorgulamasında müvekkilinin mal varlığının olmadığının anlaşılabileceğini, adına kayıtlı gayrimenkul ve aracının bulunmadığını, kronik rahatsızlarının bulunduğunu ancak tedavisinin imkansızlık sebebiyle yaptıramadığını Müvekkilinin harç harç muhtırasındaki giderleri yatırma olanağı bulunmadığını, ileri sürerek adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Esas hakkında; kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İmza aidiyeti konusundaki bilirkişi raporuna yönelik beyanların ve itirazların dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, imza incelemesinin uluslararası uzmanlarca kabul edilen unsurların yeterince araştırılmadığını, bilirkişi raporuna yönelik itirazların gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğunu (Yargıtay 12. Hukuk dairesi 2016/1048 E. sayılı ilamında “Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.5.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 6.6.2001 tarih 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararları) Davanın dayanağı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası olduğunu, iş bu dosyada davacı tarafın borç iddiasının sebebi olarak “kredi taahhütnamesi, sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti” şeklinde açıklama yaptığını, asıl alacağın 40.903,07.TL, toplam alacağın ise 42.163,01.TL olarak belirttiğini, 25.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda ise büyük oranda davacı tarafından varlığı iddia edilen 26.02.2019 tarihli 2.000.000,00TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinden ve müvekkilinin iş bu sözleşmeye müteselsil kefil olduğundan bahsedildiğini ancak davanın konusu iş bu 26.02.2019 tarihli 2.000.000,00TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi olmadığını, dosya kapsamına uygun olmayan 25.04.2022 tarihli bilirkişi raporuna itirazın dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, Bilirkişi raporunda, davacı tarafından varlığı iddia edilen ticari kredi kartı sözleşmesinde, sözleşmenin taraflarının kimler olduğunun, akdin gerçekleşme tarihinde … İnşaat yetkilisinin kim olduğunun belirtilmediğini, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun karara esas alınamayacağını, Müvekkiline yönelik geçerli bir ihtarname bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Bilirkişi raporunda dava konusu alacak iddiasıyla ilgili hesaplama yapılmasına ve yapılan hesaplamaya itirazın dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, Kredi sözleşme hükümlerinin müzakere edilerek kararlaştırılmadığını, bu hükümlerin bankanın müşterilerine imzalatmak üzere matbu olarak hazırlandığını, kabul etmemekle birlikte hesap kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, TBK 20. Maddesi “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.” belirtildiği üzere müvekkiline imzalatılan çerçeve nitelikli genel işlem koşulu içeren sözleşme olduğunu, TBK 21. maddesinde “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.” hükmü uyarınca müvekkili aleyhine tüm hükümler hakkında müvekkilinin aydınlatılmadığını, davacı bankanın tek taraflı olarak belirlediği faiz oranından müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, faiz oranının usul ve yasaya aykırı olarak talep edildiğini, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranının, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağını, Davacı tarafın dava konusu alacak iddiasının likit olmadığını, davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul kararın hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, adli yardım talebinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine, davacı tarafın dava konusu alacak iddiasının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, İlk derece mahkemesince verilen 22/06/2022 tarih ve 2020/350 Esas – 2022/483 Karar sayılı kararın Davalı Vekili tarafından adli yardım talepli olarak istinaf edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin adli yardım talebi Dairemizce değerlendirilmiş ve Dairemizin 13/10/2022 tarih ve 2022/1889 esas sayılı ara kararı ile; davalı vekilinin adli yardım talebinin reddine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, ara karara süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine itirazın değerlendirilmesi için dosyanın İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’ ne gönderildiği anlaşılmıştır. İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi 25/10/2022 tarih ve 2022/4 D. İş Esas – 2022/4 D.İş Karar sayılı kararı ile; adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kesin olarak reddine karar verilmiş ve dairemiz kararı kesinlemiştir. İlk derece mahkemesince dairemizin 03/11/2022 tarih ve 2022/1889 Esas – 2022/1578 Karar sayılı geri çevirme kararımız sonrasında, adli yardım talebi reddedilen davalı vekiline istinaf harçları ve gider avansının ikmali için HMK’nın 344.maddesi uyarınca 23/11/2022 tarihli muhtıra gönderildiği, muhtıra davalı vekiline 29/11/2022 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, istinaf harçları ve gider avansının verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmadığından İlk Derece Mahkemesinin 28/12/2022 tarih ve 2020/350 Esas – 2022/483 Karar sayılı ek kararı ile; HMK’nın 344.maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ve ek karara karşı Davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda ve yeniden adli yardım talebinde bulunulmuştur. Dairemizce verilen 13/10/2022 tarih ve 2022/1889 esas sayılı ara kararımız ile; davalı vekilinin adli yardım talebinin reddine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, İtiraz üzerine İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesinin 25/10/2022 tarih ve 2022/4 D. İş Esas – 2022/4 D.İş Karar sayılı kararı ile; adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kesin olarak reddine karar verilmiş ve dairemiz kararı kesinleşmiş olup kesinleşen karar karşısında yeniden adli yardım talebinde bulunulması usulen mümkün olmadığından davalı vekilinin adli yardım konusundaki yeni talebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin adli yardım talebinin reddi kararının kesinleşmesi üzerine ilk derece mahkemesince, dairemizin 03/11/2022 tarih ve 2022/1889 Esas – 2022/1578 Karar sayılı geri çevirme kararımız sonrasında adli yardım talebi reddedilen davalı vekiline istinaf harçları ve gider avansının ikmali için HMK’nın 344.maddesi uyarınca 23/11/2022 tarihli muhtıra gönderildiği, muhtıra davalı vekiline 29/11/2022 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, davalı vekili tarafından muhtırada belirtilen istinaf harçlarının yatırılmadığı anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesinin 28/12/2022 tarih ve 2020/350 Esas – 2022/483 Karar sayılı ek kararı ile verilen davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; Davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının ek karara yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılması gereken 492,00.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 .TL istinaf karar harcınının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.