Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1073 E. 2023/1006 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1073 Esas
KARAR NO: 2023/1006 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/322 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 08/05/2023 (Ara Karar)
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … ve diğer ortak … Ticaret Limited Şirketi’nin ortakları olup şirketin başkaca ortağının bulunmadığını, …’in 15.03.2013 ile 15.03.2023 tarihi aralığında şirket müdürü ve imza yetkisine sahip ortak olduğunu, müdürlük ve imza yetkisi sona erme tarihi olan 15.03.2023 tarihinden sonra müvekkilin herhangi bir katılımı ve rızası olmadan, imzasını taklit ederek 16.03.2023 tarihli, 2023/01 Genel Kurul Karar’ını kendisinin hazırladığını ve müvekkilinin imzasını taklit ederek 06.04.2023 tarihinde Kartal … Noterine tasdik ettirmek suretiyle özel belgede sahtecilik yaparak kendisini Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde müdür ve imza yetkilisi olarak 10 Nisan 2023 tarih ve 10808 sayılı gazete ile tescil ve ilan ettirdiğini, söz konusu özel evrakta sahtecilik ve imza sahteciliğiyle ilgili … ve Kartal … Noteri hakkında 04.05.2023 tarihinde Cumhuriyet Savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma dosya numarasının bilahare dosyaya taraflarınca bildirileceğini, tespite konu Genel Kurul Kararında davalı şirket yetkilisi …’in kanuna ve hukuka aykırı olarak Genel Kurulu toplantıya çağırmadan ve müvekkilinin imzasını taklit ederek suç kastıyla düzenlediği Genel Kurul Kararını, Kartal … Noterliğine sunup tasdik ettirdiğini ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil ve ilan ettirdiğini, TTK, TBK ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre bir toplantı yapılmadan düzmece karar alınması, toplantıda karar alınmadığı halde karar varmış gibi düzenlenmesi, toplantı tutanağının imzalanmamış olması veya imzanın ortağının eli ürünü olmamasının Genel Kurul Kararı’nın yok hükmünde olmasını gerektirdiğini, gerek Genel Kurul Kararında, gerek noter tasdiknamesinde imzanın müvekkilinin el ürünü olmadığı Mahkemece yapılacak incelemeyle tespit edileceğinden ve söz konusu Genel Kurur Kararının yok hükmünde olduğundan sonradan giderilmesi olanaklı olmayan durumların söz konusu olabileceğinden ve şirketin yönetimi ve malvarlığına ilişkin önem derecesi yüksek Genel Kurul Kararı olduğundan TTK 449 maddesi gereği ivedilikle Genel Kurul Kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 08/05/2023 Ara Karar Tarihli 2023/322 Esas sayılı ara kararında; “Dava; Genel Kurul Kararının İptali davasıdır. 6102 sayılı TTK’nun Kararın Yürütülmesinin Geri Bırakılması başlıklı 449. Maddesinde ; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açtığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Mahkemenin bu konudaki taktir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK 389vd. Maddelerinden yararlanmak gerekir. Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, mevcut delil durumu itibarı ile yaklaşık ispat koşulunun sağlanılmadığı, tedbir kararı verilmemesi ve alınan kararların icra edilmesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden şu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı gibi ciddi bir zararın doğacağına dair emare ve delilinde bulunmadığı, uyap kayıtlarının tetkikinden anlaşıldığı üzere davalı şirketin halihazırda yetkilisi olan ve davacının iş bu dava ile usulsüz genel kurul yaptığını iddia ettiği …’in davacının boşanma aşamasında olduğu eşi olduğu gözetildiğinde talep edilen tedbirin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemenin taraflar arasındaki boşanma süreci olduğu gerekçesi ile tedbir taleplerini reddetmesinin hatalı olduğunu, …’in davalı şirketteki müdürlük yetkisinin sona erdiği, sahte imza ile düzmece Genel Kurul kararı aldığı, düzmece Genel Kurul kararını tasdiklettiğini, ardından Ticaret Sicil Gazetesi’nde kendisini yeniden müdür olarak tescil ve ilan ettirdiği tarihlerde, müvekkiline karşı çekişmeli boşanma davası açmış olup öncesinde ve devamındaki süreçlerde müvekkiline karşı işlediği tehdit ve kasten yaralama suçları nedeniyle müvekkilinin …’den uzaklaştırma kararı aldığını, (İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi 2023/2371 D. İş). aynı zamanda müvekkili …’e karşı zina sebebiyle boşanma davası açmış olup bu davanın İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi’nin 2023/343 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, davalı şirketin ortakları arasında böylesine problemli bir süreç işlerken müvekkilinin genel kurulda …’in şirketin imza yetkili müdürü olması konusunda onay ve imza vermesinin hayatın olağan akışında mümkün olmadığını, bu sebeple …’in müvekkilinin imzasını taklit ederek sahte imza ile düzmece genel kurul kararı hazırlayıp kendisini müdür tayin ettirdiği hususundaki iddialarının ispatlandığını, bu durumun Yargıtay içtihatlarında yer ettiği şekliyle ihtiyati tedbirin yaklaşık ispat şartını sağladıklarını açıkça gösterdiğini; …’in müvekkilini başka bir erkekle aldattığını, boşanma sürecinde olduğunu, müvekkiline karşı suç teşkil eden fiilleri işlemesiyle müvekkilinin uzaklaştırma kararı aldığı bu zaman zarfında hukuki ve fiili imkansızlıklar mevcutken kabul etmemek koşuluyla sözde şirketin genel kurulunu topladığını, müvekkili dışında başkaca ortağı olmayan şirketin genel kurulunda, oy birliğiyle yani müvekkilinin Genel Kurul toplantısına katılmada hukuki ve fiili imkansızları yokmuş gibi ve de boşanma aşamasında olduğu ve kendisine karşı suç teşkil eden fiilleri işleyen ortağı olan eşinin tekrar müdür olması yönünde onay ve imzası varmış gibi gösterdiğini, bunu da müvekkilinin imzasını taklit ederek, müvekkilinin el ürünü olmayan sahte imza ile sağladığını, haddizatında …’in usul ve esas yönünden Türk Ticaret Kanun’u ve diğer ilgili mevzuata uygun bir Genel Kurul toplamadığını, hatta hiçbir şekilde Genel Kurul toplamadan düzmece bir Genel Kurul Kararı hazırladığını, işbu kararı tanıdığı Kartal … Noterine tasdiklettiğini, Kartal … Noterinin ise şirket ortağı müvekkilinin kimlik bilgileri ve imzası gibi unsurları gerektiği gibi inceleyip araştırmadan, doğruluğundan tam emin olmadan düzmece Genel Kurul kararını tasdikleyerek görevini ihmal ve görevi kötüye kullanma suçunu işlediğini; Bu aşamada …, sahte özel belge ile … Tic. Ltd Şti’nin müdürü olarak şirket yönetimi ile şirket malvarlığı ve haklarının devrine dair tüm yetkilere sahip olup diğer ortak müvekkili …’in haklarını zedelemek için tüm koşul ve imkanlara sahip vaziyette olduğunu, haricen haberdar oldukları üzere müvekkili …’in imza ve onayının yanında bizzat emek ve gayretiyle, … – … Anonim Şirketi ile davalı şirket arasında olan Franchise sözleşmesini devretmeye yönelik işlemler içerisinde olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu bu şirketin kuruluşu ve devamında ayakta kalması için çok çaba gösterdiğini, muhasebe, finans, satın alma vs. departmanlarında çalışanların bizzat müvekkilinin söz konusu şirketten ayrı kendi şahsına ait şirketinin çalışanları ile sağladığını ve …’nın ayakta kalabilmesi için satın alma ve müşterilerle anlaşıp iş bağlama ve sözleşme kurma aşamalarında kendi nüfuzunu kullanarak bizzat faaliyet gösterdiğini, görüldüğü üzere … Tic. Ltd. Şti. Ortağı müvekkilinin şirketin her anlamda sürdürülebirliği için çok emek ve çaba sarfettiğini, karşılığında da maddi manevi birçok hakkı bulunduğunu, şu aşamada müvekkilinin şirkette mevcut tüm haklarının, kendisini sahte imza ve düzmece genel kurul kararı ile müdür tayin eden …’in iş ve işlemleri ile tehdit altında olduğunu, …’in sahte imzalar ile düzmece genel kurul kararları ile hileli işlemler içerisinde olduğu aralarında da çekişmeli boşanma sürecinin işlediği nazara alındığında müvekkilinim haklarının ne derece tehlike altında olduğunun açıkça anlaşıldığını; Yapılacak yargılama neticesinde esas hakkında verilecek kesin hükme kadar ki ön inceleme duruşmasının 04.10.2023 tarihinde yapılacak olması nazara alındığında bu süreç içerisinde şirketin mevcut durumunda değişiklik olacağı ve bu değişiklik neticesinde müvekkilinin haklarının geri dönüşü güç ve telafisi imkansız şekilde zarara uğrayacağı açık ve net olarak ortada olduğundan 6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbir başlığı altında düzenlenen hükümleri ile 6102 TTK’nın 449 maddesi çerçevesinde tedbiren Genel Kurul Kararı hakkında yürütmenin durdurulmasının talep edildiğini, dosya münderecatındaki dilekçe ve beyanlarla birlikte işbu istinaf dilekçesinde ekte yer alan ve Yargıtayda yerleşik hale gelen içtihatlar dairesinde genel kurul kararının yürütmesinin geri bırakılması yönündeki ihtiyati tedbirin şartları somut durumda mevcutken ve Genel Kurul Kararının yoklukla maluliyetinin tespiti için açılmış iptal/butlan davası varken, 6102 sayılı TTK’nın 449 maddesi gereğince şirket ortağı müvekkilinin görüşü alınmadan Yerel mahkemenin tedbir taleplerini reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, gerek 6100 sayılı HMK ve 6102 sayılı TTK ile gerek Yargıtay içtihatları çerçevesinde ihtiyati tedbir şartlarının işbu dosyada müvekkili … lehine mevcut olması nedeniyle 2023/01 numaralı Genel Kurul Kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken Yerel mahkemenin 08.05.2023 tarihli ara kararıyla, beyan ve ifade ettikleri tüm bu hususları göz ardı ederek Genel Kurul Kararının yürütülmesinin durdurulması, tedbir taleplerini reddetmesinin usule, yasaya ve hakkaniyete aykırı olup kaldırılması gerektiğini beyanla Yerel mahkemenin 08/05/2023 tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak talepleri doğrultusunda genel kurul kararının TTK’nın 449 maddesinin yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, limited şirket genel kurul kararının iptali davasında, iptali talep edilen genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemenin 08.05.2023 tarihli ara kararı ile talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Limited şirketlerde genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü davalarında 6102 sayılı TTK’nın 622. maddesinin atfıyla anonim şirketlerin genel kurul kararlarının iptalini ve butlanını düzenleyen aynı Kanun’un 445 vd. maddeleri uygulanır. TTK’nın 449. maddesinde genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Maddede mahkemeye takdir hakkı tanınmış olup, mahkemece durum ve şartlar gerektirmesi halinde genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilebilecektir. Söz konusu karar tedbir mahiyetinde olacağından HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin genel hükümleri uygulanacaktır. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir için yaklaşık ispat yeterli görülmüş olup sunulan belgelerle talep edenin, davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi ve diğer şartlarında varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.Somut olayda, davalı şirket tarafından ( dolayısıyla davalı şirketin müdürü ve diğer ortağı tarafından) yürütmenin durdurulması talebi ile ilgili beyanda bulunulduğu, davacının iddiası eşi olan dava dışı şirket müdürü ile arasında çekişme olduğu, genel kurul kararında kendisi adına sahte imza atıldığı, bu nedenle genel kurul kararının iptalinin gerektiği yönünde olup uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, henüz delillerin toplanmadığı, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi bulunduğuna dair talep ve ara karar tarihi itibarı ile dosyada mübrez belge ve delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-22/05/2023 tarihinde sayman mutemedi alındısı ile davacı vekili tarafından sehven yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde iadesine,5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.