Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1023 E. 2023/1108 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1023 Esas
KARAR NO: 2023/1108 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 25/01/2022
NUMARASI: 2021/570 Esas – 2022/66 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Dairemizden verilen 12/10/2022 tarih ve 2022/898 Esas 2022/1436 Karar sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2023 tarih ve 2022/7267 Esas 2023/340 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dosya incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Limited Şirketi ve Sosyal Güvenlik Kurumu Tekirdağ İl Müdürlüğü hasım gösterilerek, davacı … için Çorlu 1. İş Mahkemesinin 2021/145 Esas sayılı dosyası, davacı … için Çorlu 2. İş Mahkemesinin 2021/83 Esas sayılı dosyası ile, davacıların … Ticaret Limited Şirketinde fiilen çalıştıklarının tespiti talebiyle tespit davası açıldığını, ancak … Ticaret Limited Şirketi’nin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin yapılan yargılamada öğrenildiğini, ilgili dosyalarda adı geçen şirketin ihyası için dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini, şirketin son adresinin Merkez/Tekirdağ olduğunu beyanla … Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, şirketin tasfiye/ek tasfiyesi için karar verilerek şirketle ile ilgili işlemlerin yapılabilmesi için yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanmasına, durumun tescil ve ilan edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davalı sicil memurluğunca yapılan tescil ve ilan işlemlerinin mevzuata ve hukuka uygun olduğunu, ihyası talep olunan şirketin 14.08.2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 15. bendi uyarınca davacının davasının süresinde açılmadığını, Ticaret Sicil Müdürlükleri’nin şirket ihyası davalarında kanun gereği zorunlu yasal hasım olması nedeniyle davanın kabulü halinde davalı kurumun yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını beyanla davanın reddi ile davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/01/2022 tarih 2021/570 Esas – 2022/66 Karar sayılı kararında; “Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi gereği ticaret sicilinden resen terkini yapılan şirketin ihyası talebine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesi ile, … Limited Şirketi ve Sosyal Güvenlik Kurumu Tekirdağ İl Müdürlüğü hasım gösterilerek, davacı … için Çorlu 1.İş Mahkemesinin 2021/145 Esas sayılı dosyası, davacı … için Çorlu 2.İş Mahkemesinin 2021/83 Esas sayılı dosyası ile davacıların … Ticaret Limited Şirketinde fiilen çalıştıklarının tespiti talebiyle tespit davası açıldığını, ancak … Ticaret Limited Şirketinin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin yapılan yargılamada öğrenildiğini, davanın kabulüne, … sicilinde kayıtlı olan … Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, şirketin tasfiye/ek tasfiyesi için karar verilerek şirketle ile ilgili işlemlerin yapılabilmesi için yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atanmasına ve durumun tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosyaya Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sunulan ihyası talep edilen şirket kayıtlarının incelenmesinde; şirketin … Ticaret Limited Şirketi olduğu, münfesih olmalarına veya sayılmalarına rağmen müdürlükçe yapılan ihtar ve 13/05/2015 tarihli ve 8819 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 14/08/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği, sicil dosyasının içerisinde yer aldığı üzere şirkete veya şirketin temsilcisine ihtarın gönderildiğine dair tebliğ mazbatasının veya belgesinin bulunmadığı, ancak ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ilan metnin bulunduğu anlaşılmıştır. Ticaret sicil dosyasında her ne kadar iki adet mazbata numarası yer alıyor ise de yapılan tebliğ mazbatalarının barkod sorgulamalarında herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nın Geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca:” 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre; a-Anonim ve limited şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, b-6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, c- Kooperatifler Kanununu hükümlerine göre herhangi bir nedenle dağılmış kooperatifler, d-Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, e- TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatifler, Resen terkin edilebilirler. (2) Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz… ” denilmiştir. Ayrıca madde gereğince ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında; ”Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. ” hükmü gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun gerekmesi halinde son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların talepte bulunması halinde ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirketin yeniden ihyasına karar verilebileceği ifade edilmiştir. Bu kapsamda Mahkemenin ek tasfiye işlemleri için tescil kararı ile ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere son tasfiye memurlarını veyahut başkaca memur veya memurları atayabileceği ifade edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2021 tarih 2021/471 Esas 2021/1244 Karar sayılı ilamında: “… Davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı halde sicilden ihyası istenen şirketin silindiği gibi, 03/10/2013 tarihinde şirket adresine davetiye gönderildiği, taşınmış olduğundan bahisle tebligatın iade edildiğinin şerh düşüldüğü, şirket temsilcisine çıkartılmış herhangi bir tebligatın söz konusu yazıda yer almadığı, bu hale göre, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7/4.a maddesi gereğince terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla … Sistemleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketine veya şirket yetkililerine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle yapılan ihtarın usulüne aykırı olup, dava konusu … İletişim Sistemleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin terkin işlemi hukuka uygun değildir. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır. İlk derece mahkemesince, ihyası istenen şirketin TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca usulüne uygun terkin edilmediğinden şirkete tasfiye memuru atanmaksızın şirketin ihyasına karar verilmiştir. Kaldı ki silinme sebebine göre de tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar sayılı emsal içtihatı). …”denilerek Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicil kaydından terkin için şirkete ve şirketin temsilcisine öncelikle tebliğ edilmesi gerektiği, şirkete ve şirketin temsilcisine tebliğ edilmeksizin doğrudan ticaret sicil gazetesindeki ilan sureti ile yapılan ihtaratın usulüne uygun olmadığı, bu yüzden şirketin ihyasının gerektiği ifade edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 30/12/2021 tarih 2021/1769 Esas 2021/1662 Karar sayılı ilamında; “…Mahkemece davanın Hak düşürücü süre nedeniyle davanı reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK geçici 7/15 maddesi uyarınca bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun veya esas sözleşmede öngörülen usullere göre hareket edilir. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket yada kooperatifin ihyasını isteyebilirler. TTK geçici 7 maddesin de sicil tarafından yapılan terkin işlemelerine karşı açılacak ihya davası özel olarak düzenlenmiş olup, bu maddeye göre açılan ihya davalarının daha genel bir düzenleme olan TTK 34. maddesi uyarınca sicil kararına itiraz olarak değerlendirilerek yetkili mahkemenin sicilin bulunduğu yer mahkemesi olarak belirlenmesi yoluna gidilemez. TTK geçici 7 maddesinde ihya davasında yetkili mahkeme ile ilgili bir düzenleme yapılmadığından, geçici 7/15 maddesindeki düzenleme gereği bu davada yetkili mahkeme ihya ile ilgili özel düzenleme niteliğinde olan TTK 547 maddesi uyarınca şirket mahkemesinin bulunduğu yer mahkemesidir. TTK’nın geçici 7. maddesine uyarınca yapılan terkin işlemine karşı açılan davalarda husumetin yasal hasım olmayan sicil müdürlüğü yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca tasfiye memuruna yöneltilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından davaya konu sicil adresi Üsküdar/İstanbul olan şirketin TTK geçici 7. madde kapsamında 07/07/2014 tarihinde münfesih olmaların nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Sicil dosyasında davaya konu … Sanayi Tic. Ltd. Şti ve şirketin temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata/belge sunulmadığı gibi sicil dosyasında da rastlanılmamıştır.Buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu, davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden davaya konu ihya talebi TTK nın geçici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının ortağı olduğu davaya konu şirketin adına kayıtlı taşınmazlar bulunduğu iddiası ile terkin edilen şirket ihyasını talep etmiş olup, şirket adına kayıtlı taşınmaz bulunması halinde şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı olacaktır. Buna göre ilk derece mahkemesince davalı sicil müdürlüğü tarafından usulüne uygun bir terkin bulunmadığından hak ve hak düşürücü süreye tabii olmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yetkili olduğu davada işin esasına girilerek davaya konu terkin edilen şirket adına kayıtlı olduğu iddia edilen taşınmazların tapu kayıtları dosyaya kazandırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği husus gözetilmeden eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır…” denilerek resen terkin işlemlerinde ticaret sicil müdürlüğü tarafından şirkete ve şirketin temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata/belge sunulmadığı durumlarda ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu ispatlanamayacağından usulüne uygun geçerli bir terkin işleminin olamayacağı, bu yüzden 5 yıllık dava açma süresi olan hak düşürücü süreye tabi olmadığı ifade edilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davacı vekili dava dilekçesi ile … Ticaret Limited Şirketi ve Sosyal Güvenlik Kurumu Tekirdağ İl Müdürlüğü hasım gösterilerek, davacı … için Çorlu 1.İş Mahkemesinin 2021/145 Esas sayılı dosyası, davacı … için Çorlu 2.İş Mahkemesinin 2021/83 Esas sayılı dosyası ile davacıların … Ticaret Limited Şirketinde fiilen çalıştıklarının tespiti talebiyle tespit davası açıldığını, ancak … Ticaret Limited Şirketinin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin yapılan yargılamada öğrenildiğini, davanın kabulüne, … sicilinde kayıtlı olan … Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, şirketin tasfiye/ek tasfiyesi için karar verilerek şirketle ile ilgili işlemlerin yapılabilmesi için yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atanmasına ve durumun tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep ettiği, dava dilekçesinin davada yasal hasım olan Ticaret Sicil Müdürlüğüne tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İhyası talep edilen Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 8566 numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi gereğince 14/08/2015 tarihinde sicilden resen terkin edilerek kaydının silindiği anlaşılmaktadır. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi yapılmamış ve tasfiye gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Dava dışı şirketin sicil dosyasının incelenmesi neticesinde şirketin … Ticaret Limited Şirketi olduğu, münfesih olmalarına veya sayılmalarına rağmen müdürlükçe yapılan ihtar ve 13/05/2015 tarihli ve 8819 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 14/08/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği, sicil dosyasının içerisinde yer aldığı üzere şirkete veya şirketin temsilcisine ihtarın gönderildiğine dair tebliğ mazbatasının veya belgesinin bulunmadığı, ancak ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ilan metnin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7/4-a maddesi gereğince terkin işlemi öncesinde yapılması gereken ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkililerine tebliğ edilmesi gerektiği, ticaret sicil dosyasının incelenmesi neticesinde dava dışı şirkete veya şirketin temsilcisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata ya da belgenin bulunmadığı, şirkete veya şirket yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan ticaret sicil gazetesinde ilan sureti ile yapılan ihtarın usule aykırı olduğu, bu yüzden dava dışı şirket olan … Ticaret Limited Şirketi’nin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden davaya konu ihya talebinin Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreye tabi olmadığından davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının devam eden davalar kapsamında resen terkin edilen şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararın bulunduğu, şirkete veya şirket yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan ticaret sicil gazetesinde ilan sureti ile yapılan ihtarın usule aykırı olduğu, bu yüzden dava dışı şirket olan … Ticaret Limited Şirketi’nin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden davaya konu ihya talebinin Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreye tabi olmadığından davanın kabulü ile, Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin Çorlu 1. İş Mahkemesi’nin 2021/145 Esas sayılı dosyasının ve Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2021/83 Esas sayılı dosyasının yargılaması ve verilecek kararın infazı ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiştir. Dava dosyasında şirketin temsilciliğinin yapılması ve şirket yönetiminin sağlanması amacıyla şirketin ortağı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin hususların kararın kesinleşmesine müteakiben tescil ve ilanına da karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2021/471 Esas 2021/1244 Karar sayılı ilamı ile Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/09/2018 tarih 2018/2834 Esas 2018/5605 Karar sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere ticaret sicil müdürlükleri tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçeklemeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden resen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına davalı … sicil müdürlüğünün sebebiyet verdiği…” gerekçesi ile 1-) Davanın KABULÜ İLE, Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı … Limited Şirketi’nin Çorlu 1. İş Mahkemesi’nin 2021/145 Esas sayılı dosyasının ve Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2021/83 Esas sayılı dosyasının yargılaması ve verilecek kararın infazı ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, Dava dosyasında şirketin temsilciliğinin yapılması ve şirket yönetiminin sağlanması amacıyla şirketin ortağı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, Kararın kesinleşmesine müteakiben Çorlu Ticaret Siciline tescili için bir suretinin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile İLANINA, bu konuda davacıya yetki verilmesine, karar verilmiş ve verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemece yürütülen yargılamada davanın kabulüne ve yargılama giderleri, harçlar ile vekalet ücretinin müvekkili davalı sicil müdürlüğüne yükletilmesine karar verildiğini, Müvekkili kanun gereği zorunlu işlem tesis eden taraf olup davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilemeyeceğini, Ticaret Sicil Memurlukları Tasfiye/Ek tasfiye, şirket ihyası davalarında kanun gereği zorunlu yasal hasım olduklarından davanın kabulü halinde müvekkili kurum yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını ve müvekkili davalı kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmediğini, Yargıtayın yerleşik içtihatlarının bu yönde olduğunu, içtihatlarla yasal hasım konumunda olan ticaret sicil memurluğu aleyhine yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretine hükmedilemeyeceği açıklanmış olup davacının yapmış olduğu yargılama giderleri ve ücreti vekaletin kendi üzerinde bırakılması gerektiğini, ihyası talep olunan şirket mevzuata uygun olarak terkin edilmekle 14.08.2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği tescil ve ilan olunmakla Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 15. bendi uyarınca davacının davasının süresinde açılmadığını belirttiklerini, maddede düzenlenen süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmekte olduğunu, ihyası talep olunan şirket TTK’nın geçici 7. maddesi gereği sicilden resen terkin edilmekle, müvekkili sicil müdürlüğünce tesis edilen işlemlerin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7/4-a maddesi gereği, müvekkilince şirketin ticaret sicilindeki adresine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ihtar yollanmış olduğunu, kanunun, müvekkili sicil müdürlüğünü ihtarı yollama noktasında görevli kılmakla, ihtarın tebliğ alınmaması/alınamaması halini de düzenlemiş bu halde de ilanın ihtarın ulaşmadığı durumlarda tebligat yerine geçeceğini belirtilmiş oldğunu, müvekkili sicil müdürlüğünün kanunun yüklediği görevi yerine getirmiş olduğunu, bu husus sicil dosyasında sabit olmakla, dilekçe ekinde de ihtarlara ve ihtarın yollandığına dair posta barkotlarına yer verilmiş olduğunu, mahkemenin ” şirkete veya şirketin temsilcisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata ya da belgenin bulunmadığı, şirkete veya şirket yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan ticaret sicil gazetesinde ilan sureti ile yapılan ihtarın usule aykırı olduğu “yönündeki gerekçesi dosya kapsamına ve gerçeğe uygun olmamakla, hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkili sicil müdürlüğünün terkin işleminde bir usulsüzlük bulunmamakla yargılama giderleri, harç, vekalet ücretinin üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu, Davacıların, TTK’nın geçici 7. maddesindeki şartların gerçekleşmeden şirketin terkin edildiği yönünde iddiaları yokken mahkemece bu hususta değerlendirme yapılarak hüküm kurulmasının hukuka açıkça aykırı olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25.maddesi taraflarca getirilme ilkesini düzenlemekle “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz…” hükmünü havi olduğunu, Davacının dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin ticaret sicilinden resen terkin işleminin TTK geçici 7. maddeye aykırı olduğu yönünde bir iddiası yokken, bu hususta yerel mahkemece kendiliğinden inceleme yapılarak hatalı değerlendirmeler ile hüküm kurulması, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin müvekkili davalı kurum üzerine bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerden ötürü Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.01.2022 tarihli, 2021/570 E. ve 2022/66 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN İLK KARARI: Dairemizin 12/10/2022 tarih ve 2022/898 Esas – 2022/1436 Karar sayılı ilk kararında;”Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen şirketin derdest dava bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir. İhyası talep edilen … Ticaret Limited Şirketi TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 14.08.2015 tarihinde Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği, davacılar tarafından Çorlu 1. İş Mahkemesi’nin 2021/145 Esas sayılı ve Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2021/83 Esas sayılı dosyaları ile şirket ile SGK’ya karşı sigortalı hizmetlerinin tespiti davası açıldığı, davaların derdest olduğu, ilgili mahkemelerde davacılara şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği anlaşılmıştır.Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” denilmek sureti ile kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirket ve kooperatiflerin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre yapılacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde ile belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Mezkur maddenin 15. fıkrası ile “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilerek hukuki menfaatleri bulunanlar ile alacaklılara şirket ve kooperatifin ihyası için dava açma hakkı tanınmıştır.Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil müdürlüğü tarafından şirket veya kooperatifin sicil kaydı re’sen terkin edilmekle birlikte bu işlemden önce TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine, sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ve ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne ihtar gönderilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta şirketin, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce 14.08.2015 tarihinde sicilden terkin edildiği ancak şirket ve temsilcilerine tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca TTK’nın geçici 7. maddesinde, belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiş olup bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil, TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılması gerekir. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydının silinmesi nedeniyle re’sen terkin edilmesi kanunda sınırlı olarak sayılan hallerden olmadığından, yapılan terkin işleminin gerek şekil ve gerekse esas açısından hukuka uygun olmadığı ve geçici 7. madde kapsamında kabul edilemeyeceği, bu nedenle maddede düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut dava yönünden uygulanmamasında bir isabetsizlik olmadığı gibi, Mahkemece davalı müdürlük tarafından usul ve yasaya aykırı işlem yapılmış olduğu kabul edilmiş ve şirketin sicil dosyası içeriğinden de yapılan işlemlerin usulsüz olduğu anlaşılmış olduğundan davanın açılmasına sebebiyet veren davalı müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bununla birlikte TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığı, dolayısıyla tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı gözetilerek, ihya kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca tasfiye memuru atanması ve terkin tasfiye neticesinde olmadığından ihya kararının dava dosyaları ile sınırlı tutulması usul ve yasaya uygun değildir ve kamu düzeninden olan bu sebepler re’sen incelenmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 ve 355. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2022 tarih ve 2021/570 Esas – 2022/66 Karar sayılı kararının HMK’nın 355 ve 353/1-b2 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; Davanın Kabulü ile, Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin İHYASINA, Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilinde tescil ve ilanına, karardan bir suretin kesinleştiğinde Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, karar verilmiş ve verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
YARGITAY BOZMA İLAMI: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2023 tarih ve 2022/7267 Esas 2023/340 Karar sayılı kararında; “Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Dava, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi gereği ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Dava, terkin edilen şirketin ortakları veya yetkilisi dışında üçüncü kişiler tarafından açılmış olup Mahkemece 6102 sayılı Kanun’un 7 inci maddesinin on beşinci fıkrası uyarınca sicilden kaydı silinen şirketin ek tasfiye amacıyla dava dilekçesinde belirtilen dosyalarla sınırlı olmak üzere ihyasına ve tasfiye işlemleri için şirkete tasfiye memuru atanmasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına oy çokluğu ile karar verilmiş olup; Dairemizce duruşma yapılarak, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen şirketin derdest dava bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir.İhyası talep edilen … Limited Şirketi TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 14.08.2015 tarihinde Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği, davacılar tarafından Çorlu 1. İş Mahkemesi’nin 2021/145 Esas sayılı ve Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2021/83 Esas sayılı dosyaları ile şirket ile SGK’ya karşı sigortalı hizmetlerinin tespiti davası açıldığı, davaların derdest olduğu, ilgili mahkemelerde davacılara şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği anlaşılmıştır.Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” denilmek sureti ile kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirket ve kooperatiflerin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre yapılacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde ile belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Mezkur maddenin 15. fıkrası ile “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilerek hukuki menfaatleri bulunanlar ile alacaklılara şirket ve kooperatifin ihyası için dava açma hakkı tanınmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil müdürlüğü tarafından şirket veya kooperatifin sicil kaydı re’sen terkin edilmekle birlikte bu işlemden önce TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine, sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ve ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne ihtar gönderilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta şirketin, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce 14.08.2015 tarihinde sicilden terkin edildiği ancak şirket ve temsilcilerine tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca TTK’nın geçici 7. maddesinde, belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiş olup bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil, TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılması gerekir. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydının silinmesi nedeniyle re’sen terkin edilmesi kanunda sınırlı olarak sayılan hallerden olmadığından, yapılan terkin işleminin gerek şekil ve gerekse esas açısından hukuka uygun olmadığı ve geçici 7. madde kapsamında kabul edilemeyeceği, bu nedenle maddede düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut dava yönünden uygulanmamasında bir isabetsizlik olmadığı gibi, Mahkemece davalı müdürlük tarafından usul ve yasaya aykırı işlem yapılmış olduğu kabul edilmiş ve şirketin sicil dosyası içeriğinden de yapılan işlemlerin usulsüz olduğu anlaşılmış olduğundan davanın açılmasına sebebiyet veren davalı müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Her ne kadar Dairemizce, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına, dolayısıyla tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı gözetilerek ihya kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca tasfiye memuru atanması ve terkin tasfiye neticesinde olmadığından ihya kararının dava dosyaları ile sınırlı tutulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile HMK’nın 353/1-b-2 ve 355. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmuş ise de, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olduğundan bu kez ihyasına karar verilen şirkete, şirket ortağı …’in tasfiye memuru olarak atanması ile ihyanın Çorlu 1. İş Mahkemesi’nin 2021/145 Esas ve Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2021/83 Esas sayılı dosyasının yargılaması ve verilecek kararın infazı ile sınırlı olmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
G.D:Gerekçesi ayrıntılı kararda gösterileceği üzere; 1- Davanın KABULÜ İLE, Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin Çorlu 1. İş Mahkemesi’nin 2021/145 Esas sayılı dosyasının ve Çorlu 2. İş Mahkemesi’nin 2021/83 Esas sayılı dosyasının yargılaması ve verilecek kararın infazı ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, Dava dosyasında şirketin temsilciliğinin yapılması ve şirket yönetiminin sağlanması amacıyla şirketin ortağı …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, Kararın kesinleşmesine müteakiben Çorlu Ticaret Siciline tescili için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile İLANINA, bu konuda davacıya yetki verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 145,60 TL tebligat gideri olmak üzere; toplam 264,2‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri var ise üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davacı lehine hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 8-Karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 9-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 40,45 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş gideri olmak üzere; toplam 261,15‬ TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 10-Davacı avansından sarf edildiği anlaşılan 109,55 TL posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,11-İstinaf yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2. kısım 2. bölüm 17/b maddesine göre hesap ve takdir olunan 5.500 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dair olarak, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023