Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/970 E. 2022/826 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/970 Esas
KARAR NO: 2022/826 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/212 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 28/03/2022 (Ara Karar)
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı …şirketinde bulunan hisselerini, …Yapı şirketine devir ettiğini ve karşılığında dava konusu edilen taşınmazların devri üzerine anlaşma sağlandığını, ancak, davalı şirket ve şahsın hiç bir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilinin yapılan 2. bir anlaşma ile gizli ortak olarak şirkete tekrar dahil edildiğini ancak yapılan anlaşmaya aykırı olarak şirketin ne yönetiminden ne alınan kararlarından haberdar edilmediğini, süreç içerisinde dışarda tutulduğunu ve arada yapılan anlaşmaya aykırı olarak davalılar tarafından bilgi verilmediğini belirterek, öncelikle; devri taahhüt edilen ve protokol gereğince müvekkiline ait olduğu sabit olan İstanbul İli, Pendik İlçesi, … Mah. … Ada, … parselde bulunan … Blok …, … Blok …, … Blok …, … Blok …, … Blok … ve … Blok … no’lu taşınmazlar üzerinde öncelikle teminatsız olarak; aksi kanaatte olunması halinde ise gerekirse teminatı mukabilinde, taşınmazların 3. Kişilere satış ve devrini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkillerine devredilmesi taahhüt edilen dairelerin tapularının iptal edilerek müvekkili adına tesciline, bu mümkün olmaması halinde taşınmaz bedellerinin davalılardan müteselsilen faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir, Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazlar üzerinde konulan davalıdır şerhinin kaldırılmasını ve davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/03/2022 tarih 2022/212 Esas sayılı ara kararında; “1-Davalıdır şerhinin kaldırılması talebi ile ilgili olarak; Davada öncelikli talebin tapu iptal ve tescil olduğu, taşınmazın aynına ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlik olması, davacı tarafın ileride telafisi imkansız zararlara uğrama ihtimali bulunması hususu göz önünde bulundurularak davalıdır şerhinin kaldırılması talebinin bu aşamada REDDİNE, 2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak; Dava tapu iptali ve tescil olmazsa, bedel talebine ilişkindir. HMK 389/1 maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hukuken elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararır verilebilir düzenlemesine yer verilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Pendik ilçesi … Mah … ada … nolu parselde bulunan taşınmaz üzerinden kat karşılığı inşaat işi yapmak için davacı ve davalı şirket ile birlikte dava dışı … San. Ve Tic. Şirketinin, … San. Ve Tic. Ltd. Şirketini kurdukları, dava aşamasına kadar gelinen süreçte bu inşaat işi ile ilgili bir takım kararlar alındığı, karşılıklı anlaşmaların yapıldığı, ortaklık hisselerinde devirlerin olduğu, başka mahkemelerde devam eden yargılamalar olduğu, davacının resmi kayıtlarda ortaklıktan çıktığı, tüm bu konularda tarafların hatta dava dışı şirketlerin ticari kayıtlarının incelenmesinin gerekebileceği, tüm bunların tahkikat aşamasında inceleneceği, bu aşamada dosya kapsamında incelenen belgelerin ihtiyati tedbir verilmesini gerektirir yaklaşık ispata mahkememizce yeterli görülmediği değerlendirilmekle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten; ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi güç zararların doğacağını, yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, yaklaşık ispatta hedeflenenin, iddia veya savunmalara dayanak yapılan vakıaların gerçekleşmiş olduğu konusunda hakimin tamamen ikna edilmesi olmayıp söz konusu vakıaların gerçekleştiği yönünde ihtimal dahilinde de olsa ikna edilmesi olduğunu, Müvekkilleri … Yapı ve … ile … ‘ın, davalı … Tic. Ltd. Şti. ’nin ortakları olduklarını, davacılar ile davalılar bir araya gelerek, İstanbul İli, Pendik İlçesi, … Mah. … Ada, … nolu parselde bulunan taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat işi yapmayı kararlaştırdıklarını ve bu doğrultuda, …’ın sahibi olduğu … Ticaret Limited Şirketi ile …’ın sahibi ve yetkilisi olduğu … Tic. Ltd. Şti, ayrıca … Tic. Ltd. Şti ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti.’ni 27.06.2018 tarihinde kurduklarını, İlerleyen süreçte dava dışı diğer ortak … firmasının durumunun kötüleşmesi sebebiyle ve …’ın anılan şirkette de hissedar olması sebebiyle mevcut şirkete ve projeye zarar gelmemesi adına öncelikle tarafların 16/09/2020 tarihinde bir araya gelerek toplantı yaptıklarını, işbu toplantıda müvekkili …’ın inşaattan ayrılma şartlarında taraflar ve şahitler huzurunda anlaşma yapıldığını, işbu anlaşmaya göre ; müvekkili …’ın inşaat bitimi neticesinde oluşacak olan … Blok …, …Blok …, … Blok …, … Blok …, … Blok … ve … Blok … nolu dairelere karşılık gelecek arsa hissesinin kendisine tapuda satılması ile birlikte … firmasındaki hisselerini …’a yani (… şirketine) devrederek, ortaklıktan ayrılacağı hususlarının taraflarca kararlaştırıldığını, akabinde tarafların yeniden bir araya gelerek ortaklığa ilişkin şartları detaylı olarak düzenleyen gizli bir anlaşma yaptıklarını, protokole göre; öncelikle … şirketinin 5 adet daire karşılığı tüm haklarını diğer ortak … firmasına devrederek ortaklıktan çıkacağı üzerine anlaştıklarını, protokolün 3. maddesi gereği davacı … şirketinin hissesini … Tic. Ltd. Şti. şirketine devredeceği böylelikle davalı … firmasının tek yetkilisinin … – … olacağı hususunda anlaşma yapıldığını, yine Protokolün 4. maddesinde “Her ne kadar … (… İNŞAAT) … GRUP ORTAKLIĞINDAN ayrılmış olsa dahi şirket üzerindeki ortaklık şeklinin açıktan resmi olmadan (GAYRİ RESMİ) ortak olarak kalacağı”nın kararlaştırıldığını, protokol’ün 6. maddesinde, … Blok … Nolu Daire/ … Blok …-…-…-… nolu dairelerin iş bitimine kadar satılmayacağının kararlaştırıldığını, Protokol’ün 11. maddesinde ise, … – …’ın bu protokolün imzasıyla birlikte 27.04.2021 tarihinde … grup firmasında yer alan hisselerini geri kalan davalı … SAN. TİC. LTD. ŞTİ.’ne ve …’a devredeceğinin kararlaştırıldığını, Bu anlaşma doğrultusunda davacılar tarafından davalı şirkette yer alan hisselerin …’ın sahibi olduğu … şirketine 29.04.2021 tarihinde devredildiğini ve resmi ortaklıktan çıkılarak gayri resmi – gizli ortak olarak kalınmaya devam edildiğini, Mahkeme tarafından her ne kadar iddiaların yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş ise de gerekçenin aksine; huzurdaki dava tapu iptal ve tescil davası olup müvekkilinin ortaklığı ve dava konusu taşınmazların müvekkiline devredileceğinin dosyaya ibraz edilen taraflar arasında ve şahitler huzurunda imzalanan protokole dayandığını, dolayısıyla; davaya konu taşınmazların müvekkillerine devredileceği dosyaya ibraz edilen protokol ve sair delilleri ile sabit olup talep konularının yargılamayı gerektirdiği yönündeki gerekçe yerinde olmadığı gibi ihtiyati tedbir himayesinin özüne aykırı olduğunu, İhtiyati tedbirin şartlarının somut olayda oluştuğunu, dava dışı … ve davalı şirket tarafından; protokol hükümleri gereği müvekkiline hiç bilgi paylaşılmadığını, ortaklaşa karar alınarak ilerlenmediğini, şirket bilançolarının müvekkillerinden gizlendiğini, bunun üzerine 01.07.2021 tarihinde Gebze … Noterliği … Yev. Numaralı ihtarı keşide edilerek, ortaklığa olan güveninin sarsıldığı, biran önce protokol gereği davranılması, sözleşmeye aykırı davranışlara son verilmesinin ihtar edildiğini, davalı … Grup Yapı nezdindeki ortaklıklarının tespiti için Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/905 Esas sayılı dosyasından ortaklığın tespiti ve şirkete kayyum atanması talepli olarak dava ikame edilen davanın halen derdest olduğunu, işbu davada da davalı tarafın açıkça ortaklığı inkar ettiğini, bu sebeple, davalıların hisse devri karşılığında müvekkiline devrini taahhüt ettikleri taşınmazların kaçırılmasının söz konusu olduğunu, Müvekkilleri, her ne kadar davalı … Grup nezdindeki hisselerini taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden … şirketine devretmiş ise de 16.09.2020 tarihli protokolde hisse devrine karşılık müvekkiline devredilmesi taahhüt edilen taşınmazların hiçbiri müvekkiline devredilmediği gibi taşınmaz bedellerinin de bu zamana kadar ödenmediğini, Davalı şirket tarafından; müvekkilinin de ortağı olduğu projenin bitme aşamasına geldiğini, kat irtifakları kurularak 3. Kişilere devirler yapılmaya başlandığını, öte yandan işbu davanın açılması ile davalı tarafça bahse konu taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümlerin tamamen satılarak elden çıkarılması, dava sonucunda elde edilecek menfaatlerinin büyük ölçüde zarar görmesinin muhtemel olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2022 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddi kararının kaldırılarak, ileride telafisi güç zararlar meydana gelmemesi adına talepleri gibi öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde ise gerekirse teminatı mukabilinde, taşınmazların 3. Kişilere satış ve devrini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Davalılar vekili katılma yolu ile sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair itirazlarının reddi gerektiğini, … ve ….’nin tüm hisselerini aktif ve pasifleri ile birlikte müvekkili şirkete sattıklarını, bu noktadan sonra hak iddia etmesinin hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, kaldı ki iş bu inşaata şamil olmak üzere …’ın kendisi ve … den hiç bir şekilde bir kuruş ödeme yapılmadığını, İlk derece mahkemesi her ne kadar 28.03.2022 tarihli ara kararıyla “Davalıdır” şerhinin kaldırılmasına yönelik taleplerini reddetmişse de, reddin hukuken bir gerekçesi olmayıp, mahkemenin bu anlamda hukuka aykırı bir karar verdiğini, tapu iptal ve tesciline yönelik dosyada usulüne uygun ne bir satış vaadi sözleşmesi ne de Kat Karşılığı İnşaat Satış Vaadi Sözleşmesi bulunmadığını, müvekkili şirketin, aleyhine verilen davalıdır şerhinden dolayı mağdur olduğunu, UYAP sisteminden bakıldığında davacının dava dilekçesinde “DAVALIDIR” şerhi talebinde bulunmadığını, davacının tensip zaptının hazırlandığı tarihte “DAVALIDIR” şerhi için ek bir dilekçe sunduğunu, bu durumun davanın ıslahı mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiğini, yine tensip zaptı oluşturulma tarih ve saati 18.03.2022 saat 10:12 olup, davacının dosyaya göndermiş olduğu ek dilekçe mucibinde “Davalıdır” şerhinin aynı tarihte saat 11.06’ da ayrı bir dilekçe ile gönderildiğini, dava dilekçesinde talep edilmeden tensip zaptında davalıdır şerhi konulmasına ilişkin verilen karara istinaden söz konusu şerhin kaldırılması gerektiğini, HMK gereği taleple bağlılık ilkesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, Davalıdır şerhinin koyulabilmesi için davacının davasını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, oysa davada dosyadaki belgelere göre, davalıdır şerhi veya tedbir verilmesinin müvekkili şirketler açısından hukuksuz bir uygulama olacağını, davacı tarafından dosyaya sunulan protokol başlıklı evraka istinaden Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/905 E. sayılı dosyası ile tespit davası açtığını, o dosyadan alamadığı tedbir veya şerhleri iş bu dosyada mesnetten yoksun aynı evrakı sunarak almaya çalıştığını, (eki:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/905 es sayılı dosyası tedbire ve şerhe ilişkin red kararı) belirterek, Davacı lehine verilen davalıdır şerhinin kaldırılmasına, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, şirket hisse devri sözleşmesi ile devirlerinin taahhüt edildiği iddia edilen taşınmazların tapularının iptal edilerek davacı adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde taşınmaz bedellerinin davalılardan tahsili talepli davada, taşınmazların 3. kişilere satış ve devrini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve “Davalıdır” şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçeler ile ihtiyati tedbir talebinin ve “Davalıdır” şerhinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça ve katılma yolu ile davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati tedbir genel olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir için yaklaşık ispat yeterli görülmüş olup sunulan belgelerle talep edenin, davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi ve diğer şartlarında varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Somut olayda, talep ve karar tarihi itibariyle henüz delillerin toplanmamış olması, dosya kapsamı ve yargılamanın bulunduğu aşama dikkate alındığında, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Davalı vekilince, mahkemece taşınmazlar hakkında verilen “Davalıdır” şerhinin kaldırılması talep edilmiş ise de; “davalıdır” şerhinin tapu kaydına konulmasının tapu kayıt malikinin tasarruf yetkisini kısıtlamayacağı, bu şerh (TMK m.1010) ilgili taşınmaz yönünden dava açıldığını gösterecek olup, davacı tarafça tapu iptali ve tescil talep edildiği ve “davalıdır” şerhinin hüküm ve sonuçları dikkate alındığında tarafların karşılıklı hak ve menfaatlerine göre mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmayıp, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 220,70.’er.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70’er.TL istinaf karar harçları taraflar tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden tahsiline yer olmadığına, yatırılan harçların hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/05/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.