Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/958 E. 2022/1625 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/958
KARAR NO: 2022/1625
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2022
DOSYA NUMARASI: 2022/170 Esas – 2022/209 Karar
DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalıların kayyım sıfatı ile yönettikleri … A.Ş.’nin %100 hissedarı olan … A.Ş.’den alacaklı olduğunu, denetim raporlarında alacağının belirlendiğini, müvekkiline ödenmediğini, TMSF tarafından … Bütünlüğünün satış kararı alındığını, şikayet konusu yapılan işlemlerin bu fon kurulu kararı ve bu karar doğrultusunda düzenlenen ihale şartnamesi ve satış işlemleri olduğunu, alınan kararın haklı ve hukuka uygun bir gerekçesinin olmadığını, şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmadığına ilişkin bir rapor alınmadığını, kararın usule ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, Tahsilat Daire Başkanlığı’nın ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulması talebinin hukuka uygun ve mantıklı bir gerekçesinin olmadığını, farklı tüzel kişilikleri olan şirketlerin bir araya getirilerek satılmasına herhangi bir menfaat ya da mantıklı bir gerekçe olmadığını, yapılan diğer işlemlerin de hukuka aykırı olduğunu beyanla 14 Aralık 2021 tarih ve 31689 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “… Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün Satışına” ilişkin ilanın dayanağı olan TMSF kararının, ihale şartnamesi ve bu doğrultuda gerçekleştirilen ihale ve satış işlemlerinin denetlenmesini, öncelikle hukuka aykırı işlemlerin ve tüm işlemlerin dava sonuçlandırılıncaya kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıların söz konusu işlemlerinin hukuka aykırı olduğunun tespitini, davalı kayyım TMSF, TMSF üyeleri ve kayyım sıfatıyla tasarruf yetkisine haiz olan davalılar tarafından … Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün Satışına ilişkin olarak tesis edilen tüm karar, iş ve işlemlerin CMK 133/33 maddesi doğrultusunda TTK ve TMK hükümleri dikkate alınarak denetlenmesine, söz konusu şirkete ilişkin ilanın dayanağı olan TMSF Fon Kurulu Kararı, İhale Şartnamesi ve bu doğrultuda gerçekleştirilen ihale ve satış işlemlerinin usule ve hukuka aykırı olması nedeni ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/03/20222 tarih ve 2022/170 Esas – 2022/209 Karar sayılı kararı ile; “Dava; … A.Ş’nin yönetim kayyımlarının denetlenmesi ve işlemlerinin iptaline ilişkindir. Şikayet edilen kayyımların yönetici tayin edildiği … A.Ş’nin adresinin “… Cad. No: … Gebze/Kocaeli” olduğu ve bu davanın şirket merkezinin olduğu yerde görülmesi gerektiği, HMK’nun 14/2 maddesi uyarınca kesin yetki kuralı bulunduğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile Mahkemenin yetkisiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel Mahkeme Kararı’nın kaldırılması gerektiğini, Mahkemece her ne kadar HMK’nın 14/2. maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmiş ise de, huzurdaki “Kayyım İşlemini Şikayet” başvurusu bakımından söz konusu hükmün uygulanmasının hukuken söz konusu olmadığını, HMK madde 14/2 hükmünde “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmünün yer aldığını, huzurdaki başvurunun CMK madde 133 hükümleri doğrultusunda gerçekleştirilen “Kayyım İşlemini Şikayet” başvurusu olduğunu, bir hukuk davası olmadığını, bu başvuru ile Mahkemenin, kayyımlar üzerindeki denetim yetkisini kullanmasının talep edildiğini, oysaki HMK madde 14/2 hükmünün ise açıkça; ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davaları düzenlemekte olduğunu, bu bakımdan kayyım işlemini şikayet başvurusu hakkında hukuk davalarına ilişkin yetki kuralının uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin şirket ortağı da olmadığını, yine şikayetin …’ün bir ortağına yöneltilmediğini, CMK hükümleri doğrultusunda kayyım olarak atanan TMSF’ye de yöneltildiğini, ayrıca CMK hükümleri doğrultusunda İstanbul Hakimlikleri tarafından atanan ve İstanbul ilinde ikamet edip, İstanbul ilinde işlem tesis eden kayyımların işlemlerinin de İstanbul Hakimlik/Mahkemeleri tarafından denetlenmesi Gerektiğini, söz konusu kayyımları CMK hükümleri doğrultusunda görevlendiren Hakimliklerin, İstanbul’da olduğunu, kayyımların İstanbul’da ikamet ettiğini ve şikayet olunan işlemleri de İstanbul ilinde tesis ettiklerini, bu nedenle söz konusu kayyımların işlemlerini denetleyecek olanın yine İstanbul Mahkeme ve Hakimlikleri olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılama yapmak üzere ivedilikle yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TMSF tarafından alınan … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’nün Satışına ilişkin kararının ve bu karar sonrasında düzenlenen şartname ve yapılan ihale işlemlerinin denetlenmesi ile kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkemece davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili taarfından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 14/2 maddesi hükmü uyarınca özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Somut davada her ne kadar Mahkemece, … A.Ş’nin adresinin “… Cad. No: … Gebze/Kocaeli” olduğu ve bu davanın şirket merkezinin olduğu yerde görülmesi gerektiği ve HMK’nun 14/2 maddesi uyarınca kesin yetki kuralı bulunduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; davacı adı geçen şirketin ortağı olmadığı gibi davayı da şirketin yönetim kurulu üyeleri ya da ortaklarına karşı açmamış olduğundan Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle Mahkemece davada taraf teşkili sağlanıp, deliller toplanarak davacının dava dilekçesindeki talebine göre diğer dava şartları yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Sonuç olarak davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2022 tarih ve 2022/170 Esas – 2022/209 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.