Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/945 E. 2022/1015 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/945 Esas
KARAR NO: 2022/1015 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/536 Esas – 2022/28 Karar
TARİH: 17/01/2022
DAVA: Şirket Hisse Devrinin İptali-Tazminat
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkili şirketin mali sıkıntılarının başlaması ve bu konuda kısa vade de çözüm üretmekte zorlanılması iflas erteleme talebiyle dava açıldığını ve şirketin malvarlıklarının korunması için tedbir kararı verildiğini, davalının ise şirketin tüm borçlarının ödenmesi karşılığında kendisine devredilmesini talep ettiğini ve müvekkilince talebin kabul edildiğini, müvekkili … ile davalının 25/09/2018 tarihinde davacı şirketin hisselerinin devri için “Şirket Hissesi Satış Sözleşmesi” imzaladıklarını, bu sözleşmenin bir devamı olarak Bakırköy …Noterliği’nin … yevmiye numarası ve 26/09/2018 tarihli Hisse Satış Sözleşmesinin imzalandığını, ancak bu sözleşmeye iflas erteleme davasına bakan mahkemenin onay vermemiş olması nedeniyle sözleşmenin yok hükmünde olduğunu, mahkemenin hisselerin devrini tedbiren durdurduğunu ve davalının mali durumunun incelenmesine karar verdiğini, ancak davalının ne müvekkilini ne de mahkemeyi şirket borçlarını ödemeye yeter mali gücü olduğu hususunda ikna edici somut hiçbir mali veri ortaya koyamamış olması nedeniyle müvekkilinin satış sürecini iptal ettiğini, ancak davalının batıl hükmünde olan bu sözleşmeye dayanarak devlet kurumlarını ve firma alacaklısı olan üçüncü kişileri yanıltmaya devam etmekte olduğunu, fabrikayı iyice sahiplendiğini ve bir süre sonra da müvekkilini içeri almamaya başladığını, davalının hileli ve aldatıcı davranışlarının da etkisiyle darda kalan müvekkilinin kendisine inandığını ve kendisine ait olan şirket hisselerini noter satışı yoluyla devrettiğini ileri sürerek, telafisi imkansız zararların önlenmesi için davacı şirketin hisselerinin ticaret sicilden devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini, davacı şirketin demirbaşlarının zarar görmemesi için davalı şahsın şirketin faaliyet merkezinden çıkarılması yönünde tedbir kararı verilmesini, Bakırköy …Noterliği’nin … yevmiye numarası ve 26/09/2018 tarih ile imzalanan “Hisse Devir Sözleşmesi” nin iptaline, ortaklar pay defterinde gerekli düzeltmenin yapılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL aylık işgal tazminatı ödenmesine karar verilmesini, davacı şirkete ait olan fabrikanın kullanılmaması nedeniyle oluşan şimdilik 1.000.TL.’lik zararın ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, şirketin 9.700.000,00 TL bedel karşılığında müvekkiline satıldığını, satış ve devir işlemlerinin tamamlandığını, satış bedelinin davacıya ödendiğini ve satış devir işlemlerinin pay ve karar defterlerine işlendiğini, şirketin müvekkiline teslim edildiğini ve müvekkilinin çalışmaya başladığını, şirketin borçlarının ödenmekte olduğunu, ayrıca davacılar Bakırköy … Noterliğinin 26/09/2018 tarih, … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesinin iptalini talep etmişlerse de 26/09/2018 tarih, … yevmiye numaralı işlemin hisse devri sözleşmesi olmadığını, 13/12/2019 tarihli noterlik cevabının bu hususu teyit ettiğini, … yevmiye no’lu işlemin pay devrinin defterlerde tasdikine dair işlem olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/01/2022 tarih ve 2019/536 Esas 2022/28 Karar sayılı Kararı ile; “Davacı tarafça noterde düzenlenen hisse devri sözleşmesinin iptali talep edildiğinden ve sözleşmede hisse devri bedeli belirtildiğinden davanın nispi harca tabi olduğu ve sözleşmede belirtilen 9.700.000 TL değer üzerinden harç tamamlanması gerektiği kabul edilmiş bu amaçla davacı tarafa harcı tamamlamadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağı ihtarı ile bir sonraki celseye kadar süre verilmiş ancak verilen sürede harcın tamamlanmadığı anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.” gerekçeleri ile; “Davacının verilen kesin süre içerisinde eksik harcı tamamlamadığı anlaşıldığından DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Harç yatırılmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılması ve 3 aylık sürenin bitmesinin beklenmesi gerekirken, hatalı olarak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, Mahkemece taraflar arasında satışa konu olan bedel olan 9.700.000,00 TL bedel üzerinden harç tamamlanmasına karar verildiğini, ancak bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, zira hisseleri satışa konu olan davacı şirketin iflas erteleme sürecinde olan bir şirket olduğunu, iflasın eşiğinde olan bir şirketin kaydi hisse bedeli üzerinden değerleme yapmanın hatalı olduğunu, kaydi değeri 9.700.000,00 TL görünen şirketin gerçekte böyle bir değerinin olmadığını, Taraflar arasındaki satış sürecinin tamamlanmadığını ve 28/05/2018 tarihli satış iptal edilmiş olup müvekkil davalıdan bir kuruş bedel bile alınmadığını, sonrasında 25/09/2018 tarihinde tarafların yeniden bir sözleşme imzalamış olduklarını, dava esas değeri belirlenirken bu hususun göz önünde bulundurulmadığını, 26/09/2018 tarihli sözleşmenin 11.maddesinin “Taraflar arasındaki şirketlerin pay defterinde alım satım akdi yapıldıktan sonra süre geçirilmeksizin bu devir işlemi kayyum ve Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin bilgisi ve onayına sunulacaktır. İşbu sözleşme taraflar arasında kalacaktır. Taraflar arasında işbu sözleşmenin gizli kalması konusunda gereken hassasiyeti gösterecektir”. şeklinde olduğunu, zira pay defterinden yapılan hisse devri satış sürecinin tamamlanmış bir devir olmadığını, davalının edimlerini yerine getirmediğini, hisse satış sözleşmesindeki hususlar bilirkişilerce incelenmeden taraflar arasındaki hisse devrinin gerçek değeri ve davanın harca esas değerin de belirlenemeyeceğini, Davalı tarafından müvekkiline ödenen hiçbir bedel olmadığını, son yapılan 26/09/2018 tarihli sözleşmede 9.700.000,00 TL’den bahsedilmediğini, Tedbir taleplerinin olduğunu, zira davalının şirketin içini boşaltmakta olduğunu, tedbir taleplerinin mahkemece reddedildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulü ile tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, şirket hisse devrinin iptali ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dava konusu 26/09/2018 tarihli sözleşme incelendiğinde, davacı …’nun davacı şirketteki hisselerinin davalıya devri konulu olduğu, devir bedelinin 9.700.000,00 TL olarak belirlendiği görülmüş ve bu aşamada sözleşmedeki devir bedeline itibar edilmesi gerekmiş olup, buna göre davacının hisse devrinin iptali talebi yönünden dava değerinin 9.700.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte 5235 sayılı Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, asliye ticaret mahkemelerinde görülen ve konusu para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değerinin “üç yüz bin” TL’nin üzerinde olması halinde davanın heyetçe görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup, 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı kanunun 54.m. ile yapılan değişiklikle, “üç yüz bin” ibaresi “beş yüz bin” şeklinde değiştirilmiştir. Bu itibarla mahkemece dava değerinin 500.000,00 TL’nin üzerinde olduğu dikkate alınarak dosyanın mahkeme heyetine tevdi ile davanın heyetçe görülüp sonuçlandırılması gerekirken, tek hakimle görülüp sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. Mahkemenin kabulüne göre ise, mahkemece verilen sürede harç eksikliğinin giderilmemesi halinde Harçlar Kanunu 30.m. ve HMK 150.m. uyarınca öncelikle dosyanın işlemden kaldırılmasına, HMK 150.maddesinde öngörülen yasal 3 aylık sürede de harç eksikliğinin giderilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de hatalıdır. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-a5 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine, ihtiyati tedbir talebinin de mahkemesince değerlendirilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/01/2022 tarih ve 2019/536 Esas – 2022/28 Karar sayılı ilamının HMK’nın 353/1-a5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.