Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/912 E. 2022/802 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/912 Esas
KARAR NO: 2022/802 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2022 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/249 Esas
DAVA TÜRÜ: Haksız Rekabetin Tespiti-Önlenmesi ve Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … markalı ürünleri dermokozmetik ürünler olup, cilt, saç ve vücut bakımı için kullanılan, ilaç teknikleri kullanılarak uzman dermatologlar tarafından geliştirilmiş, üretilmiş ve dermatolojik klinik testlerden geçirilmiş cilt bakım ürünleri olarak tanımlanmakta olduğunu, söz konusu ürünler akne, atopik dermatit/egzama, rosacea/kızarıklığa eğilimli hassas ciltler, hiperpigmentasyon, güneş koruması endikasyonları gibi çok çeşitli cilt tipine yönelik dermokozmetik ürünleri olan; bir ilaç olmasa da, ilaçların tedavi ve onarım özelliklerine ciddi destek veren ürünler olduğunu ve bu nedenle ürünler üzerinde “SADECE ECZANELERDE SATILIR” ibaresinin yer almakta olduğunu, bu sebepten içerikleri ve kullanım alanları gereği, bu ürünlerin yanlış kullanımının, istenmeyen cilt ve sağlık sorunlarına sebebiyet verebileceğini, bu ürünlerin piyasadaki kullanımının büyük bir çoğunluğu da dermatologların tavsiyesi ile eczanelere yönlendirme yapılarak sağlanmakta olduğunu, müvekkilinin kamu sağlığı ve marka imajını koruma gereklilikleri sebebiyle, … markalı ürünlerin satışına ilişkin olarak bir seçici dağıtım sistemi kurduğunu, buna göre ürünlerin satışının sadece bizzat müvekkiline ait …com alan adlı internet sitesi üzerinden, satış öncesinde, sırasında ve hatta sonrasında sanal ortamda ve/veya telefon ile destek verilmek suretiyle, müvekkili tarafından sözleşmesel ilişkiyle satışa yetkilendirilmiş olan binlerce eczane üzerinden ve müvekkili tarafından yetkilendirilmiş olan eczanelerle bağlantılı olarak açılan online satış kanalları üzerinden ve eğitimli personeller aracılığıyla, belirlenen kapsam ve sınırlar içinde gerçekleştirilmesine yönelik sistemin kurulabilmesi için müvekkili tarafından 2019 yılından bu yana gerekli girişimlerde bulunulmakta, belirtilen sistem dışında kalan satışlara yönelik önlem ve aksiyonların alınmakta olduğunu, bu minvalde, özellikle yanlış görseller ve içeriklerle, hiçbir destekleyici bilgilendirme sistemi kurulmadan ürün satışı yapan e-ticaret platformlarına sayısız yazılı ve sözlü uyarılar yapıldığını, durumun daha da vahim hale gelmesi durumunda ise ihtarname ve dava yoluna dahi gidildiğini, seçici dağıtım sistemini destekler mahiyette temiz bir satıcı listesi oluşturulduğunu ve bu listede var olan satıcıların internette satışlarına müdahale ihtiyacı duyulmadığını, müvekkili tarafından herhangi bir yetkilendirmeye dayanmaksızın ve böylece eğitimli personelleri bulunmadan ve müvekkilinin sağlık politikaları gözetilmeksizin yapılan online ve fiziki satışların, kesinlikle müvekkilinin sistemine dahil olan satışlar olmadığını ve desteklenmesi imkanının bulunmadığını, davalının … mağazalarının ise çok sayıda farklı markalı güzellik ve kişisel bakım ürünlerinin satıldığı perakende mağaza zinciri olup, satılan ürünlerin dermokozmetik ürün niteliği bulunmayan güzellik ve kişisel bakım ürünleri olup dolayısıyla herhangi bir uzman yönlendirmesi gerektirmeyen ürünler olduğunu, davalı eczane olmadığı gibi müvekkilinin kurduğu sisteme dahil olan satış kanallarından da olmadığını, ancak müvekkilinin … markalı ürünlerinin, ürünlerin üzerinde açık şekilde “Sadece Eczanelerde satılır” ibaresinin yer almasına rağmen davalının … mağazalarında ve www…com.tr alan adlı internet sitesinde satılmakta olduğunu, gerek fiziki gerekse online satışı sırasında tüketicilere, eğitimli uzman personel yönlendirmesi de yapılmamakta olduğunu, bu şekilde satış yapılmasının hem marka algısına, hem satış stratejisine hem de en önemlisi kamu yararıyla, tüketici sağlığına aykırı olduğunu, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, müvekkiline ait … markalı tüm ürünlerin, davalıya ait başta … markalı tüm fiziki ve sanal mağazalarda teşhir, ilan ve satışlarının durdurulmasına, söz konusu satışlara dair kullanılan her türlü marka, sembol, logo, yazılı, sesli ve sözlü iletişim materyali ile sair görsel ve içerikle aynı ya da benzer her türlü içeriğin kullanılmasının durdurulmasına, … markasına ilişkin sesli, yazılı, görsel tüm reklam ve tanıtımların, radyo, TV, internet, gazete, dergi, katalog ve sair tüm mecralardan kaldırılmasına, davalının ilgili kataloglarının imhasına, davalının internet sitesinde; …’a ait bir marka izlenimi yaratan, … ürünlerinin lisanslı satıcısıymış gibi bir satış kanalı yaratmaya yönelik Google Adwords kullanımları da dahil Google veya diğer arama motorları üzerinden yaratılan haksız rekabet fiillerinin de durdurulmasına, yargılama sonunda haksız rekabetin tespitine, önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/04/2022 tarih ve 2022/249 E. sayılı Ara Karar sayılı Kararı ile; ” Somut olayda, dava henüz dilekçelerin teatisi aşamasında olup, dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların sabit olup olmadığı, bu eylemlerin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı gibi konular ispata muhtaç olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, ara karar tarihi itibariyle yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “İhtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli şartlar oluşmuş olup, mahkemece yargılama sonucunun beklenmesinin ciddi zararlara sebep olabileceğini, davalının haksız ticari uygulamaları ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin engellenmemesinin, tüketicilerin önemli sağlık problemleri ile karşı karşıya kalınmasına, müvekkilinin koymuş olduğu standartlarda ve sağlık açısından gereken koşullarda, ürünlerin tanzim ve teşhir standartlarına da uygun olarak tüketicilere sunulup sunulmadığının takibinin yapılamamasına, satış sonrasında da tüketici şikayeti karşılama ve memnuniyet standartlarına ve politikalarına uygun gerekliliklerin yerine getirilmemesi ve müşteri memnuniyetinin sağlanamamasına, belirtilen sebeplere bağlı çok sayıda tüketici şikayetleri alınmasına ve müvekkilinin marka değerinin düşmesine, ürünlerin eczaneler haricindeki ve uzman olmayan kişiler eliyle satılması neticesinde niteliği konusunda tüketicilerde tamamen yanlış algı yaratılmasına sebebiyet vermekte ve belirtilen durumlara bağlı olarak müvekkilinin her an büyük oranda müşteri kaybetmekte ve gelirden mahrum kalmakta, tüketiciler nezdindeki tanınmışlığı ve itibarı zarar görmekte, ve bu durumun müvekkilinin zararlarını her geçen gün daha da artırarak müvekkili yönünden ciddi tehlike arz etmekte olduğunu Davalı fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğine dair delillerin mevcut olduğunu belirterek 11/04/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve tedbir taleplerinin kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve ortadan kaldırılması istemli davada, ürünlerin davalıya ait mağazalarda teşhir, ilan ve satışlarının durdurulması, ilgili içeriklerin kaldırılması, arama motorları üzerinden yaratılan haksız rekabet fiillerinin de durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle istemin reddine karar verilmiştir. TTK 61.m. uyarınca dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, iddia ve dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle, davacı tarafın haklılığının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmadığı, tarafların hak ve menfaatleri de gözetildiğinde ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen ihtiyati tedbir koşullarının mahkemece yeniden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince davacıya tebliğe gönderilmesine, 7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.