Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/902 E. 2023/306 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/902 Esas
KARAR NO: 2023/306 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/334 Esas – 2021/660 Karar
TARİHİ: 12/10/2021
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 27.05.2016 tarihli, “…’nın işletme hakkına sahip olduğu “… Mah. … Sok. No:… Tuzla / İstanbul” adresinde bulunan …’ dan oluşan aile eğlence tesislerinde; “Acente’ nin ofis, yetkili acente ve alt acenteleri tarafından perakende veya tur paketine dahil olmak üzere bilet satışı yapılarak getirilecek münferit ve toplu müşterilerin faydalandırılması ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine” yönelik yetkili tur operatörü (acentelik) sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince müvekkili şirketin davalı yana herhangi bir borcu bulunmadığı gibi aksine davalının haksız, hukuka ve sözleşmeye aykırılıkları sebebi İle ciddi mağduriyeti ve zararı söz konusu olduğunu, hem icra takibine konu edilen çeklerden kaynaklı hem de henüz icra takibi başlatılmayan çekler sebebi ile müvekkili şirketin borcu bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından keşide edilen ve yukarıda keşide tarihi, vadesi, numarası ve bedeli belirtilen icra takibine konulmuş 8 adet çek yönünden müvekkili şirketin herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ve sözleşmelere aykırılık sebebi ile müvekkili şirketin nakit ve çek olarak ödediği bedellerden ve uğradığı zararlarların şimdilik 1.000,00-TL’sinin tahsili talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/10/2021 tarih 2021/334 Esas – 2021/660 Karar sayılı kararında; “Mahkememizin 05/10/2021 tarihli duruşmasına katılan davalı vekili beyanında, derdestlik itirazında bulunduğu, bunun üzerine İstanbul 21 ATM nin 2021/508 esas sayılı dosyasının celbeldildiği, dava dosyası incelendiğinde, 11/09/2019 tarihinde davacı, davalı ve dava konusunun aynı olduğu, Mahkemece arabuluculuk dava şartından dolayı davanın reddine karar verildiği, ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 01/07/2021 tarihli kaldırma kararı ile bu kararın kaldırıldığı, dosyanın 2021/508 esas sayılı dosyası olarak yargılama devam edildiği ve halen derdest olduğu anlaşılmakla, Dava Şartları başlıklı HMK’nın 114/1-ı bendinde yer alan “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” hükmü gereğince iş bu davanın derdestlik nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile, Davanın derdestlik nedeni ile usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi karraının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı şirket (…) ile müvekkili şirket (ACENTE) arasında 27.05.2017 tarihli, “’…’nın işletme hakkına sahip olduğu … Mah. … Sok. No:.. Tuzla / İstanbul adresinde bulunan … Tema Park ve Akvaryum’dan oluşan aile eğlence tesislerinde; Acente’nin ofıs, yetkili acente ve alt acenteleri tarafından perakende veya tur paketine dahil olmak üzere bilet satışı yapılarak getirilecek münferit ve toplu müşterilerin faydalandırılması ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine” yönelik Yetkili Tur Operatörü (ACENTELİK) Sözleşmesınin akdedildiğini; söz konusu sözleşmenin sonrasında da bir kısım ilave ve değişiklikleri içerir 27.10.2016 sözleşme ve 02.10.2017 tarihli “Ek Protokol” akdedildiğini; Söz konusu sözleşmenin imza tarihinin 27.02.2016 olup 31.12.2016 tarihine kadar geçerli olduğunu; bu sözleşmenin akabinde süreç içerisinde değişen ve gelişen şartlar çerçevesinde nerede ise aynı mahiyette olan ve sadece davacı müvekkili ACENTE tarafından alınan bilet fiyatları (27.05.2016 tarihli sözleşme bedeli 1.800.000,00-TL, 27.10.2016 tarihli sözleşme bedeli ise 8.000.000,00-TL dir), acente tarafında satılacak tekli ve toplu (grup) bilet fiyatları, yerli, yabancı ve öğrenci bilet fiyatlarına ilişkin ufak güncellemelerin mevcut olduğunu; her iki sözleşmenin paralel hükümleri içerdiğini, Devam eden süreçte yine değişen ve gelişen karşılıklı şartlar sebebi ile taraflar arsında 02.10.2017 tarihli “EK PROTOKOL”ün imzalandığını; bu sözleşmeye göre de müvekkili şirketin münhasırlığının devam ettiğini ve sözleşmenin 3.1. maddesinin; “Sözleşme” ile Acente’ye tanınan satış münhasırlık yetkisi yalnızca okul grubu satışları bakımından sınırlandırılmış olup Acentenin diğer tam münhasırlık yetkileri iptal edilmiştir. (Şüpheye mahal vermemek adına …’in Okul gruplarındaki münhasırlığı ve koşulları aynen devam etmektedir.)” hükmü çerçevesinde okul gruplarında müvekkil şirketin münhasırlık yetkisinin mevcudiyetinin açıkça belirtildiğini, Müvekkili şirket tarafından davalıya verilen çeklerle bütün ödemenin sözleşme imza anında yapılmış olmasına ve yükümlülükler yerine getirilmiş olmasına rağmen süreç içerisinde davalı şirketin sözleşmeye aykırı tutum ve davranışlarının vuku bulduğunu; özellikle münhasırlık yetki ve şartlarının ihlal edilmiş olması sebebi ile müvekkili şirketin çok ciddi zararlara uğradığını, defaatle telkin ve uyarılara rağmen de sözleşmemenin özellikle 5.2.1 şartının açık ihlali sebebi ile yine sözleşmenin (hem 27.05.2016 hem de 27.10.2016 tarihli) 8 maddesi çerçevesinde Büyükçekmece …Noterliği’nin 29.03.2018 tarihli ve … sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini; ancak davalı şirketin söz konusu aykırılıkları gidermediği gibi, müvekkile tanınan münhasırlık yetkisini de açıkça ihlal ettiğini; başka şirketlere yetki verildiğinin, satışların gerçekleştirildiğinin saptandığını uyarı ve ihtarlara rağmen de sözleşmeye aykırı bu eylem ve işlemlere son verilmediğini; müvekkili şirketin bu sebeple uğradığı çok ciddi zararlar söz konusu olduğunu ve keşide edilen ihtarname 10/04/2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiş olmasına rağmen gereğinin ifa edilmediğini, (aykırılıklara son verilmediğini) müvekkili şirket tarafından bilet satışlarının yapılamadığını; buna rağmen davalı tarafça uhdesinde olan müvekkili şirkete ait çeklerin iade edilmediği gibi aksine söz konusu çeklerin haksız ve hukuka aykırı olarak icra takiplerine konduğunu; müvekkili şirketin davalı yana herhangi bir borcu bulunmadığı gibi aksine davalının haksız, hukuka ve sözleşmeye aykırılıkları sebebi ile ciddi mağduriyeti ve zararının söz konusu olduğunu; hem icra takibine konu edilen çeklerden kaynaklı hem de aşağıda belirtecekleri ve bilgileri dahilinde henüz icra takibi başlatılmayan çeklerin sebebi ile müvekkili şirketin borcunun bulunmadığını; bu sebeple ; “… A.Ş Kartal Şubesine ait, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti, lehdarı … San. ve Tic. Ltd.Şti., olan 28.02.2015 keşide tarihli 31.000,00 TL miktarlı, İstanbul keşide yerli bir adet çekten dolayı borçlu olmadığımızın tespiti ve müvekkil şirket yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibin iptali” istemli davanın (huzurdaki dosya ile derdest olduğu öne sürülen) İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/508 E.(2019/193 E.) Sayılı dosyası ile ikame edildiğini, İstinaf konusu dava ile İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/508 E.(2019/193 E.) görülen davanın sebep, konu ve taleplerinin farklı olup yalnızca taraflarının ayını olduğunu; yukarıda açıkladıkları üzere davalı tarafın müvekkili şirkete haksız ve kötü niyetli olarak beş ayrı icra takibi yaptığını; İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/508 E.(2019/193 E.) görülen davanın talep konusunun “borçlu olmadığımızın tespiti ve müvekkil şirket yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibin iptali” konulu menfi tespit davası olduğunu, Görülen davanın konusunun ise “Bedelsiz (alacaklı olmadıkları) çeklerin takibe konulduğu, İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas; İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas; İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas, İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takip dosyalarının ayrı ayrı iptaline, karar verilinceye kadar da müvekkil şirketin telafisi imkânsız zararlara sebebiyet verilmemesi için takiplerin teminat taktirine mahal olmaksızın durdurulmasına, 4.Sözleşmelere aykırılık sebebi ile müvekkil şirketin uğradığı zarardan şimdilik 20.000,00-TL nin ek protokolün imza tarihi olan 02.10.2017 tarihinden, aksi kanaat halinde dava tarihinden itibaren işleyerek ticari faiz ile birlikte tahsiline” karar verilmesinin talep ve dava konusu edildiğini, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/508E.(… E.) görülen davanın yalnızca menfi tespit davası olduğunu; konusunun da yalnızca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası için borçlu olmadığının tespiti olduğunu; menfi tespit davalarının TTK m.5/a maddesine göre bir miktar alacağın tahsiline yönelik olmadığından zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını ve bu dosya için zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığını, Diğer taraftan görülen davanın ise farklı icra dosyaları için ikame edilen menfi tespit davası ile müvekkili şirketin uğradığı zararlar için bir miktar tazminat ödenmesi olduğunu; görülen davada davaların yığılmasının söz konusu olduğunu; birden fazla taleplerinin tek bir davayla öne sürüldüğünü; bu taleplerinin içerisinde bir miktar para ödenmesi de olduğunu TTK m.5/a gereği zorunlu arabuluculuğa tabi olup, taraflarınca da zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, Her ne kadar ilk derece mahkemesince “davacı, davalı ve dava konusunun aynı olduğu…., … E. Sayılı dosyada yargılamanın devam ettiği anlaşılmakla….” denilerek davanın usulden reddine karar verilse de bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu; iki davanın sebeplerinin birbirinden farklı olduğunu; İstanbul 21. ATM’de görülen 2021/508 E. Sayılı davanın sebebinin yalnızca İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası olduğunu; huzurdaki davanın sebebinin ise mezkur icra dosyasından farklı 4 farklı icra dosyası ve bu dosyalar sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararlar olduğunu; yine iki davanın konusunun da birbirinden farklı olduğunu; İstanbul 21. ATM’de görülen 2021/508 E. Sayılı davanın konusunun yalnızca borçlu olunmadığının tespiti iken, görülen davanın konusunun farklı icra takipleri için borçlu olunmadığının tespiti ile oluşan zararlar için bir miktar paranın ödenmesi olduğunu; ayrıca İstanbul 21. ATM’de görülen 2021/508 E. Sayılı dosyanın derdest olmayıp işlemden kaldırılmış vaziyette olduğunu, Derdestlik sebebiyle usulden reddedilen dosyaları ile stanbul 21. ATM’de görülen 2021/508 E. Sayılı dosyanın; sebepleri ve konular ile netice-i taleplerinin farklı olduğunu; İlk derece mahkemesinin eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı bir karar verdiğini; İleri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davanın; taraflar arasındaki acentelik ilişkisi nedeniyle davacının davalıya verdiği çeklerden ve bu çeklere dayalı başlatılan takiplerden ötürü borçlu olunmadığının tespiti ile ileride davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde belirli hale gelecek nakit ve çek olarak ödenen ve ödenmek zorunda kalınan bedeller ve uğradığı zararlar nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın tespiti ile davalıdan tahsili istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinde davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği, davacı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüştür. İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/193 esas sayılı dosyası incelenmiş; davacının davalıya karşı açtığı menfi tespit davasında netice-i talebinin; acentelik ilişkisi kapsamında davacılıya verildiği ve bedelsiz kaldığı iddia olunan, … Bankası, Yenibosna Çarşı Şubesine ait, … nolu, 31.01.20181 tarihli, 400.000,00-TL bedelli; … Bankası, Yenibosna Çarşı Şubesine ait, … nolu, 28,02.2018 tarihli, 400.000,00-TL bedelli; … Barıkası, … Çarşı Şubesine ait, … nolu, 31.03.2018 tarihli, 350.000,00-TL bedelli; … Bankası, Yenibosna Çarşı Şubesine ait, … nolu, 30.04.2018 tarihli, 300.000,00-TL bedelli; … Bankası, … Çarşı Şubesine ait, … nolu, 31.05.2018 tarihli, 300.000,00-TL bedelli; … Bankası, Yenibosna Çarşı Şubesine ait, … nolu, 30.06.2018 tarihli, 250.000,00-TL bedelli; … Bankası, … Çarşı Şubesine ait, … nolu, 31.07.2018 tarihli, 350.000,00-TL bedelli; … Bankası, Istanbul Caddesi Bakırköy Şubesine ait, … molu, 31.08.2018 tarihli, 390.000,00-TL bedelli sekiz adet çekten ötürü davacıya borçlu olunmadığının tespiti; bedelsiz çeklerin takibe konulduğu, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas; … esas, … esas, … esas, … İflas sayılı icra takip dosyalarının ayrı ayrı iptali istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dava tarihi 11/09/2019 olup, mahkemece 2019/193 esas, 2019/28 karar sayılı, 30/09/2019 tarihli karar ile davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14 Hukuk Dairesi’nin 2021/836 esas, 2021/905 karar sayılı 01/07/2021 tarihli ilamı ile kararın kaldırıldığı, dosyanın İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/508 esasına kaydedildiği ve 2022/418 karar sayılı 30/06/201-22 tarihli karar ile takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın 08/09/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İstinafa konu kararın verildiği İstanbul 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/334 esas sayılı davasında tarafların İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası tarafları ile aynı olduğu, dava tarihinin 07/05/2021 olduğu, dava dilekçesinde netice-i talebin; borçlu olunmadığının tespiti talep edilen çekler ve icra takiplerinin İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesindeki menfi tespit talebine konu çek ve takipler ile aynı olduğu; davacının İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ileri sürmeyip, iş bu davada ileri sürdüğü talebin ise, acentelik ilişkisi çerçevesinde davalıya yapılan ve yapılmak zorunda kalınan nakit ve çek ödemeleri nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tespiti ile HMK’nun 107 maddesine göre şimdilik 1.000,00-TL’sinin tahsili istemi olduğu anlaşılmıştır. Eldeki davada davacının ileri sürdüğü menfi tespit ve tazminat talepleri iki ayrı talep olduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 110 maddesi uyarınca ve madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; dava şartı olan derdestlik her bir talep bakımından ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilerek, öncelikle davacı yana tazminat talebi açıklattırılarak, menfi tespit ve tazminat talepleri bakımından ayrı ayrı derdestlik değerlendirmesi yapılması gerekirken, sadece menfi tespit talebi bakımından değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin buna yönelik istinaf istemi yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın kaldırma kararı doğrultusunda mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2021 tarih ve 2021/334 Esas – 2021/660 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.