Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/886 E. 2022/762 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/886 Esas
KARAR NO: 2022/762 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2022
NUMARASI: 2021/939 Esas 2022/163 Karar
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının hissedarı olduğu … Ticaret Limited Şirketi firmasının … tarafından ölüm tarihi olan 20/10/2019 tarihine kadar şirket müdürü ve tek imza yetkilisi sıfatıyla yönetildiği, davacının eşi olan …’in ölümünden sonra, şirket hisselerinin tamamının davacı ve çocuklarına miras yoluyla intikal ettiğini, davacının ticaret hayatına aşina biri olmadığını, tüm işleri yönetmesi için şirketin muhasebecisi ve eski avukatına işlemleri bıraktığını, daha sonra davacının karar defterinin olmadığını öğrendiğini, bu hususu muhasebecisi ve avukatı ile görüştüğünü, ancak gerekli işlemlerin yapılmadığını, davacının eski avukatı tarafından Çorlu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açıldığı ancak 2021/147 Esas 2021/194 Karar sayılı karar ile aktif husumet yokluğu nedeni ile reddedildiği, dosyanın istinaf edilmeden kesinleştiği, bu nedenlerle şirket yetkilisinin ölmüş olması ve davacının tek yetkili olması sebebiyle şirket karar defterlerinin kaybolduğuna ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/02/2022 tarih ve 2021/939 Esas – 2022/163 Karar sayılı kararında; “….6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 82 maddesi gereğince tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin yangın, su baskını veya buna benzer bir afet durumunda yada hırsızlık sebebi ile saklama süresi içerisinde defterlerin veya belgelerin zayi olması durumunda zayi belgesinin verilebileceği belirtilmiş, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre zayi belgesi verilebilmesi için kanunda sayılan olayların veya benzer etkiye sahip bir olayın meydana gelmesi gerektiği, defterin muhasebeci tarafından kaybedilmesi durumunun kanunda sayılan şartı meydana getirmediğinin ifade edildiğinden davacı karar defterinin muhasebeci tarafından kaybedildiğini beyan etmiş olduğundan, davacı taraf Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesinde sayılan nedenler kapsamında karar defterinin zayi olduğunu ispat edemediğinden ve karar defterinin muhasebeci tarafından kaybedilmesi iddiası zayi belgesi verilmesi için yeterli sebep olmadığından…”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemenin somut olayda yaşanan mağduriyeti göz önüne almadığı ve somut olay bazında detaylı inceleme yapmadığını, Müvekkilinin mevcut koşullarda bu davadan başka bir çıkış yolu kalmadığını, Mahkemenin müvekkilinin içine düştüğü koşulları hiç gözetmeden yalnızca süre bazında karara vardığını, Yasadaki sürenin emredici nitelikte olmadığı ve özellikle hakkaniyet ilkesi gözetiminde, sonradan azledilen avukat tarafından zayi davası gerektiği şekilde savunmadığı ve itiraz etmeden kesinleştirmiş olması ve bu durum hakkında müvekkiline bilgi verilmemiş bir ev hanımının bu şekildeki süreleri kaçırmış olmasından kendisine bir kusur atfedilmemesi gerektiğini, Mahkemenin gerekçeli kararını, somut olayın incelenerek detaylandırması ve buna ilişkin karar oluşturması gerekirken hiçbir gerekçe göstermeksizin karar verdiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2018/3237 K. 2019/4891;T. 26.6.2019) Şirket yetkilisinin ölmüş olması karşısında, yapılması gereken, şirkete yeni bir müdür ataması yapılması olduğunu, ancak karar defteri olmadığından, işbu müdür ataması yapılamamakta olduğunu, Çorlu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da yetkili kişi tarafından dava açılmadığı gerekçesiyle, müdür ataması için gerekli karar verilememekte olduğunu, işbu davanın açıldığı Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin verdiği kararda da zayi belgesinin yalnızca TTK’nın 82. Maddesi durumlarında verilebileceği kararı verildiğini, bu durum, müvekkili içinden çıkılmaz bir döngüye sokmaktan başka bir sonuca götürmediğini, adeta bir hukuk boşluğu oluşduğunu, zira şirket yetkilisinin değişmesi için yetkili kişi tarafından davanın açılması gerektiği kararı verildiğini, şirket yetkilisinin değiştirilmesi için açılan defter zayi davasında ise defter zayi belgesi talebi reddedildiğini, bu iki karar doğrultusunda müvekkili ne şirketin tasfiyesi ve kapatılması için gerekli işlemlere başlayabilecek ne de eşinin ölüm aylığına ulaşabileceğini, Kaldı ki, müvekkili şirketin reşit tek ortağı olup, diğer ortaklar da çocukları olduğundan, velisi olarak çocukların yönetimde yasal temsilci olduğunu, daha açık bir anlatımla, huzurdaki davayı, müvekkili haricinde açabilecek hiçbir ilgilisi olmadığını, bu nedenle, ortaklar kurulu kararı tek başına alabilecek müvekkilin aciliyeti olan işbu durum karşısında, şirketi temsil yetkisinin olduğunun ve defterlerin zayiliğinin TTK hükmünde belirtilen koşullardan gerçekleştiğinin kabulü mecburi olduğu, çünkü aksi bir yorum, müvekkilinin hiçbir zaman zayi belgesi alamaması ve hiçbir zaman eşinin ölüm aylğını alamamasına ve şirkette hiçir zaman karar almayarak, şirketi gerek vergi gerek ticari yönüyle her geçen gün daha çok zarara uğratmasına neden olacağını, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması zarureti gerçekleştiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tekrar hüküm tesis edilmesine, şirket yetkilisinin ölmüş olması karşısında, müvekkilinin işbu davayı açmada tek yetkili olduğuna, limited şirket müdürünün ölmüş kişi görünmesi karşısında, ortaklar kurulu kararı alınarak, durumun Ticaret Sicil’den düzeltilmesinin gerektiği ancak karar defterinin kaybolması nedeniyle arar alınamadığına ve işbu durumun hukuka aykırı sonuçlar yarattığına, müvekkilinin, eşinden kalan ölüm aylığını alabilmesi için ve şirketin halihazırda hiçbir karar alamaz hale gelmiş olması durumunun düzeltilebilesi için, huzurdaki davanın kabulüne karar verilerek, şirket karar defterlernin kaybolduğuna ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, dava dışı … Limited Şirketi’ nin karar defterinin ziyaı nedeniyle TTK’nın 82/7. maddesi gereğince açılan zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İptali istenen karar defteri dava dışı … Limited Şirketi’ne ait olup, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ nin 02/05/2017 tarih ve 2015/15331 esas – 2017/2581 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere iş bu davanın dava dışı şirket tarafından açılması gerekmekte ise de, mahkemece gerekçesinde belirtildiği üzere dava dışı şirketin tek ortağının ölümü nedeniyle eldeki davanın ortağın mirasçıları tarafından açıldığı gözetildiğinde aktif husumet ehliyetinin olduğunun kabulü gerekmiştir. Somut olayda, dava dışı şirketin karar defterinin mali müşavirde bulunduğu sırada kaybolduğu ve yapılan aramalara rağmen bulunamadığından bahisle zayi belgesi verilmesi talep edilmiş isede, tacirin TTK 82/7. maddeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması gerekmektedir. Tacirin defter ve belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekir. Davacı tarafça, zayi belgesi verilmesi istenilen defterin ne şekilde ve ne zaman zayi olduğuna dair somut bir kanıt dahi sunulmamıştır. Somut olayda TTK. 82 maddesinde düzenlenen şartların oluşmadığı anlaşılmıştır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/13932 Esas- 2013/20907 Karar sayılı kararı benzer mahiyettedir.) Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.