Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/843 E. 2022/745 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/843 Esas
KARAR NO: 2022/745 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2022 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2021/625 Esas
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 11/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili 23/03/2022 tarihli dilekçesi ile, yargılama aşaması devam ederken davalı şirkette gelişen durumlara bakıldığında, yeni yönetimin işletmenin zararına devam eden işlemleri mevcut olduğu ve yürütmenin durdurulması kararına aykırı davranıldığını, ivedilikle dava dilekçesinde belirtmiş oldukları genel kurul kararının belirtilen maddeler uyarınca yürütmenin durdurulması gerektiğini, davalı şirketin telafisi güç olacak şekilde maddi olarak zarara girdiğini, yönetimin ele geçirildiği andan itibaren aylık cirosu 1.000.000.TL’ yi bulan şirket, usulsüz olarak yeni yönetimin gelmesi ile elektrik faturası ödeyemeyen, maaş geciktiren, küçülmeye gitmek zorunda kalan, personeli işten çıkaran duruma düştüğünü, yeni yönetim şirketin kurumsal yapısına ve işletmenin doluluğuna ciddi zarar verdiğini, davalı şirket yönetiminin ilan edilen 13. maddenin yürütme durdurma kararına aykırı hareket etmiş olduğu göz önüne alınmasını talep ettiklerini, İstanbul Anadolu 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/47 Esas sayılı dosyası dava dışı …’nin alacağı için şirket aleyhine açılan dava açtığını, davalı şirketin İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/684 Esas, İstanbul Anadolu 15. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2022/6 Esas ve İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi 2022/35 Esas sayılı dava dosyaları mevcut olduğunu ileri sürerek, TTK 449.maddesi uyarınca ivedilikle yürütmenin durdurulması talebinin kabulü ile; dava konusu edilen genel kurul kararlarının meydana getirdiği ve ileride telafisi güç zararlar meydana geleceği göz önüne alınarak, dava dilekçemizde belirtilen genel kurul kararlarının TTK 449.maddesi uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasına/ durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 23/03/2022 tarihli dilekçesi ile, davacıların iş bu talebinin mahkemece 21.10.2021 tarihli ara karar ile red edildiğini, söz konusu kararın İstanbul BAM 13. HD. 2021/2296 E., 2021/1853 K. Sayılı ilamı ile istinaf denetiminde onandığını, davacılar vekilinin duruşma sırasındaki iddialarının ve yazılı dilekçesindeki beyanlarının sorumluluk davasının konusunu oluşturduğunu, uyuşmazlık konusu olmayan bir husus hakkında tedbir kararı verilemeyeceğini, davacıların sürekli olarak genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasını talep ettiklerini,watsap konuşmalarının delil vasfında olmadığını, açılan işçilik alacaklarına dair davaların davacıların yönetimde oldukları dönemde alamadıkları ücret ve fazla mesai alacaklarına ilişkin olduğunu,davacıların iddiasının aksine şirketin gayet iyi yönetildiğini, şirketin bankaya olan borçlarının kapatıldığını, davacıların bankaya verdikleri şahsi teminatların kaldırıldığını savunarak talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/03/2022 tarih ve 2021/625 Esas sayılı ara kararında; “….Davacılarca her ne kadar yargılama devam ederken yönetimin şirket zararına işlemler yaptığı, şirketteki yeni yönetimin yeterli bilgi ve tecrübesinin olmaması, şirkette çalışan kişilerin watsapp yazışmaları gerekçe gösterilerek yeniden genel kurulda alınan kararların yürütmesinin geri bırakılması talep edilmiş ise de mahkememiz önceki ara kararında belirtilen hukuki gerekçelerin yerindeliğini devam ettirdiği, sorumluluk davasının konusunu oluşturan hususların genel kurul iptali davasında ileri sürülemeyeceği, bir kısım işçilerin watsapp yazışmalarının tedbir kararı verilmesini gerektirecek delil vasfında olmaması, şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı hususunun yapılacak yargılama neticesinde belli olacak olması,bu amaçla tahkikatın halen devam ettiği, dosyanın bilirkişi heyetinde inceleme aşamasında olması nazara alındığında tedbir kararı verilmesini gerektirecek ölçüde yaklaşık ispat hususunun gerçekleşmediği anlaşılmış…”gerekçesi ile, Davacıların genel kurulda alınan kararların ihtiyati tedbir yolu ile yürütmesinin durdurulması taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, Yargılama aşaması devam ederken davalı şirkette gelişen ve olumsuz olarak şirketi küçültmeye yönelten durumlara bakıldığında; davalı şirket yeni yönetiminin işletmenin zararına devam eden işlemleri mevcut olduğu net bir şekilde ortada iken; mahkemece talepleri ve sunmuş oldukları belgeler ve bilgiler esas alınmadan karar verilmesi hukuka ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, Müvekkillerinin haricen yapılan araştırmalarda ve dilekçe ekinde sunmuş oldukları whatsapp konuşmalarında da görüleceği üzere, davalı şirket yeni yönetimi, şirkete ait işletmenin yönetimini başka bir kişiye devrettiğine yönelttiğine dair bilgiler mevcut olup; iş bu hususa ilişkin şirket çalışanlarının bilgileri ve görgüleri mevcut olduğunu, Davalı şirket yeni yönetiminin faaliyetleri yüzünden şirkette kaos ortamı mevcut olup, davalı şirket ve şirket çalışanları hem maddi hem de manevi olarak zarar gördüğü ve görmeye devam ettiğini, Davalı şirketin … adlı otel işletmesinde müvekkili döneminde olan cirolar ve gelirlere bakıldığında müvekkillerinin otel işletmesinden elde edilen gelir göz önüne alındığında, davalı şirketin yeni yönetimin şirketin borçlarını ve şirket çalışanlarının borçlarını ödeyemeyecek duruma düştüğü ve yeni yönetimin otel işletmesinde çalışan bir çok kişiyi işten çıkardığı, şirketin büyümeye gitmesi gerekirken, davalı şirket yeni yönetimin işletmenin zararına hareket ederek müvekkillerin emek ve çabaları ile geliştirdikleri davalı şirkete ait otel işletmesinin yerle bir olması an meselesi olduğunun göz önüne alınması gerekirken iş bu husus göz önüne alınmadığını, Müvekkillerinin kendi emek ve çabaları ile büyüttüğü, geliştirdiği … işletmesi, davalı şirketin yeni yönetiminin usulsüz işlemleri ve şirketi yönetmekte yeterli bilgi ve tecrübesi bulunmaması nedeniyle; davalı şirkette çalışan kişilerin ekte belirtmiş oldukları whatsapp konuşma beyanlarında ve ekte sunmuş oldukları vergi borçları, SGK borçları, kira borçları, elektrik borçlarında da görüleceği üzere davalı şirket telafisi güç olacak şekilde maddi olarak zarara girdiğini ve her geçen gün zararın boyutunun arttığını, Davalı şirketin 08.09.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında “gündem 13 (İlan edilen 10.madde) ile şirket yöneticisi seçilen …’a 6102 sayılı TTK’nın 395.ve 396.maddeleri uyarınca yürütmenin geri bırakılmasına” denilmişse de; davalı şirket yönetiminin iş bu karara yönelik de aykırı davrandığı hususu net bir şekilde ortada iken; yargılama aşamasında iş bu beyanları da dikkate alınmaması hukuka ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, Orman Genel Müdürlüğüne yapılan başvuru ve kamp alanının kiralanmasına yönelik işlemlerin mahkemece alınan yürütmenin durdurulması kararını ihlal ettiğini, Davalı şirket çalışanı …’ın beyanına ve dilekçe ekinde sunulan belgelerde açıkça ifade edildiği üzere, işletme devri yapacağını belirten usülsüz yönetimin bu konuyla ilgili şirketin kurucu ortakları olan müvekkillerinin bilgisi ve onayı olmadan, davalı şirket yönetiminin ilan edilen 13. maddenin yürütme durdurma kararına aykırı hareket etmiş olduğu göz önüne alınmasını talep ettiklerini, Yukarıda sunulan bilgiler ve dilekçe ekinde sunulan belgeler göz önüne alındığında; yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı ve genel kurulda alınan kararlara yönelik yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; talepleri irdelenmeden karar verilmiş olması, davalı şirket yönetiminin borçlandırıcı ve zarar verici eylemlerine devam etmesi için imkan tanındığı hususunun göz önüne alınması gerekmekte olduğunu, müvekkilleri tarafından açılan iş bu dava da yürütmenin durdurulması kararı verilmemesi halinde; davalı şirketin dava sonucunda gelinen aşamada davalı şirketin iflas eşiğine geleceği göz önüne alınması gerektiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 24/03/2022 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, dava dilekçesinde belirtilen genel kurul kararlarının TTK 449.maddesi uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasına/ durdurulmasına karar verilmesinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, davalı … A.Ş’nin 08.09.2021 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul’unda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti veya iptali talebiyle açılan davada, TTK’nın 449. maddesi uyarınca kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına dair ihtiyati tedbir talebidir. Mahkemece 21/10/2021 tarih ve 2021/625 Esas sayılı ara kararı ile; Talebin kısmen kabulü ile; Davalı şirketin 08.09.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündem madde 13 ( İlan edilen 10. madde) ile şirket yöneticisi seçilen …’a 6102 sayılı TTK’nın 395 ve 396. Maddeleri uyarınca verilen yetkilere dair alınan kararın 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasına, davacıların diğer iddiaları yargılama gerektirdiğinden bu aşamada yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizin 22/12/2021 tarih ve 2021/2296 Esas – 2021/1853 Karar Sayılı kararımız ile; Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dairemiz karar tarihinden sonra davacılar vekili tarafından verilen 23/03/2022 tarihli dilekçe ile; TTK’nın 449. maddesi uyarınca davalı … Tur.A.Ş’nin 08.09.2021 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul’unda alınan kararların yürütmesinin geri bırakılmasına dair yeniden ihtiyati tedbir talep edilmiştir. Mahkemece, 25/03/2022 tarih ve 2021/625 Esas sayılı ara kararı ile;Davacıların genel kurulda alınan kararların ihtiyati tedbir yolu ile yürütmesinin durdurulması taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK’ nın 449- (1). Maddesinde “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Davacı tarafça, davalı … A.Ş’nin 08.09.2021 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul’unda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu olağanüstü genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına dair tedbir kararı verilmediği takdirde, HMK 389/1 maddesinde belirtilen mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin gerçekleştiği hususunda yeterli delil bulunmamaktadır. İstinafa konu ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulunun sağlanılmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince yürütmenin durdurulması yönünde tedbir talebinin reddi ara kararı usul ve yasaya uygun olup davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere, yargılamanın bulunduğu aşamaya, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/05/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.