Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/840 E. 2022/1471 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/840 Esas
KARAR NO: 2022/1471 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/250 Esas – 2021/288 Karar
TARİH: 06/04/2021 (Gerekçeli Karar tarihi)
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, işbu davaya konu sözleşmeyi, alıcı sıfatıyla imzalayan müvekkilin, sözleşme gereğince satıcı konumunda bulunan … San ve Tic A.Ş.’den 430 kalite paslanmaz çelik hurda teslimi adına, farklı vade tarihlerine ait olmak üzere 4 ayrı çek keşide ederek (her biri 12.500 TL. olan) toplamda 50.000 TL. değerinde bir meblağ ödemesi ifa etmesine karşın, sözleşme uyarınca kararlaştırılan malın teslimatının davalı tarafından gerçekleştirilmediğini, müvekkili sözleşme gereğince ödenen bedelin karşılığı olarak, 430 kalite paslanmaz çelik hurdanın tarafına teslimini defaten istemesine rağmen, davalı tarafın sözleşme kaynaklı bu istekleri göz ardı etmek suretiyle, müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu, 1 ton 430 kalite paslanmaz çelik hurdanın alış fiyatının 1.200,00 TL. ve buna karşılık satış değerinin ise 2.400,00 TL. olduğu nazara alınırsa; ticari alışverişin başlayarak, sözleşmeye konu hurdanın teslimi için davalı tarafa ödenen 50.000,00 TL. değerindeki meblağ ile 41.6 ton 430 kalite paslanmaz çelik hurda temin edilebileceği ve 41.6 ton hurdanın satılması sonucu elde edeilecek değerin para mukabilindeki karşılığı 49.920 TL olması hasebiyle, müvekkilinin 50.000 TL. fiili zararına ek olarak 49.920 TL de mamelekine girecek değerden yoksun kaldığını, ancak sözleşmeyi satıcı sıfatıyla imzalayan davalı taraf izah edilen sözleşme kaynaklı mal teslimatı yükümlüğünü yerine getirmediğinden mütevellit, müvekkilinin hem 50.000 TL. (çeklerin karşılığı) fiili hem de sözleşme gereğince davalı tarafın yükümlü bulunduğu hurda teslimi ediminin ifasının sonucu, temin edilmesi gereken hurdaların satışı neticesinde malvarlığına girecek 49.920 TL.’lik değerden yoksun kalması sebebiyle zarara uğradığını, ezcümle müvekkilinin 50.000 TL. fiili + 49.920,00 TL. yoksun kaldığı kar olmak üzere toplamda 99.920,00 TL.’lik zarara uğradığını belirterek fazlaya ve faize ve dahi her trülü feriye dair hakları saklı kalmak kaydıyla; davacının, fiili ve yoksun kalmış olduğu kar sebebiyle uğramış olduğu zarar tespit edilerek, bu aşamada uğramış olduğu fiili zararın 500,00 TL.’lik, ayriyetten yoksun kaldığı karın 500 TL’lik kısmı olmak üzere toplamda 1.000,00 TL’lik (fazlaya ve faize ve her türlü feriye ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla) zararın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketle davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin 2011 yılında başlamış olmakla birlikte, davacının hileli işlem yaptığının ortaya çıkması neticesinde sona erdiğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında hurda alım satımına ilişkin 2011 yılında başlayan ticari ilişkinin 2017 yılına kadar devam ettiğini, müvekkili şirketin, ücreti karşılığında davacı şirkete hurda satımı yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu hurdaların, tartıma davacı şirkete ait … Plakalı araçla götürülmekte olup, hurda tartımlarının davacının anlaşmalı olduğu … Ticaret Ltd. Şti.’nde yapıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin yıllarca bu düzen içerisinde aynı zamanda güven ilişkisi içerisinde devam ettirildiğini, ancak 30.08.2017 tarihinde hurdaların tartımı esnasında davacı şirketin çalıştığı kantar firması … Ticaret Ltd. Şti. ile aralarında anlaşarak hileli işlem yaptıklarının anlaşılması üzerine taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini, 30.08.2017 tarihli tartımda davacı şirket tarafından davacıya ait … Plakalı araçla hurdalar alındığını, müvekkili şirketten bir çalışanla birlikte davacının anlaşmalı olduğu her zamanki … Ticaret Ltd. Şti.’ye tartım için hurdalar götürüldüğünü, ancak tartım esnasında müvekkili şirket çalışanının davacı şirketin hurdaların tartımını yapan … Ticaret Ltd. Şti. ile anlaşarak hileli işlem yaptıklarını, … Ticaret Ltd. Şti. ile davacı şirketin anlaşması üzerine hurdaların gerçek kilogramından daha az gösterildiğini fark ettiklerini, müvekkili şirket çalışanı tarafından şahit olunan bu durum üzerine müvekkili şirket tarafından hurdaların başka bir firmaya tarttırılarak tartımın doğru yapılıp yapılmadığı kontrol edilmek istendiğini ve dışarıdan bir firmaya götürülerek tartımın tekrar yaptırıldığını, bu tartım sonucunda hurdaların gerçek net kilogramının 4.900 kg. olduğunun görüldüğünü, hurdaların kilogram olarak eksik gösterildiğini 3350 kg. farkın ortaya çıktığını, tartım fişleri incelendiğinde de açıkça görüleceği üzere davacı şirketin müvekkili şirketten hurdaların kilogramının eksik gösterilmesi suretiyle menfaat sağlamaya çalıştığını, müvekkilini dolandırdığını, tartımları gösteren fişlerin belge niteliğinde olup taraflar arasındaki ilişkiyi de ortaya serer nitelikte olduğunu, yazılı delil başlangıcının varlığından dolayı müvekkilinin tanık dinletme hakkının mevcut olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasındaki son yapılan sözleşmenin 20.02.2017 başlangıç tarihli 20.02.2018 bitiş tarihli sözleşme olduğunu, bu sözleşmenin 1. Maddesi gereği davacı … Ltd. Şti. tarafından müvekkili şirkete 50.000,00 TL. kapora bırakılacağını, bu kaporanın çek olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, Sözleşmenin 2. Maddesi gereği ise bırakılan kapora miktarı alıcıya her hurda satışında hurda satış fiyatı toplamı kadar kesileceğini, sözleşmenin 5. Maddesi gereği ise hurda rayiç bedeli hurdanın o anki satış günündeki piyasa fiyatlarına göre belirleneceğini, sözleşmenin ilk iki maddesi gereği davacı şirket tarafından müvekkili şirkete bu çeklerin verildiğini, müvekkilin şirketin davacının her hurda alışında, davacının getirdiği tartım fişlerine göre hurdaların satış fiyatının bu kaporadan düşüldüğünü, davacının tüm bunları bilmesine rağmen 50.000,00 TL. karşılığı hurdayı almadığını iddia ettiğini, davacının, müvekkili şirketi hem hileli işlemlerle kandırmaya ve müvekkili şirketten haksız menfaat sağlamaya çalıştığını bunun üzerine asılsız iddialarla müvekkili şirkete 50.000,00 TL.nin karşılığı hurdayı almadığını iddia ederek işbu davayı açtığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/04/2021 tarih ve 2019/250 Esas – 2021/288 Karar sayılı kararında; “…Davacı ile davalı arasında sözleşme akdedildiği, her iki tarafından tacir olduğu, ticari kayıtları üzerinde inceleme kararı verildiği, inceleme günü tarafların ticari kayıtlarını sunmayarak imtina ettikleri, hilenin her türlü delil ile ispat edileceği, davalının savunmasında belirtmiş olduğu hile hususunu dinlenen tanıklar ile doğrulandığı, verilen bu çeklerin bu işler ile verilip verilmediğinin belli olmadığı, çeklerin illetten mücerret olduğu, anlaşıldığından davacı tarafından iddiasının ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2021 tarih ve 2019/250 Esas – 2021/288 Karar sayılı ek kararı ile; “Davacılar vekili tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırması gereken harçların yatırılmaması üzerine HMK 344 maddesi uyarınca mahkememizce tanzim edilen muhtıra 31/10/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Muhtıra ile yatırılması gerekli haçların muhtıranın tebliğinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması aksi taktirde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarının yapıldığı, davacılar vekilinin verilen kesin süreye rağmen muhtıra belirtilen eksik harçları yatırmadığı…” gerekçeleri ile,HMK 344 maddesi uyarınca davacıların istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, istinaf talebinin bu nedenle REDDİNE, karar verilmiş ve verilen bu ek karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesi ile, harç muhtırasının davacı vekillerinden birine tebliğ edildiğini ancak duruşmaya giren vekile yapılması gerektiğini, duruşmayı takip eden vekile yapılmayan tebligatın muteber sayılamayacağını, yerel mahkeme ek kararının hatalı olduğunu, tebliğ tarihi öğrenme tarihi olacağından sürenin kaçırılmasından bahsedilemeyeceğini, dosya kapsamında müvekkilinin iki avukatı bulunduğunu, Davalı tarafından hurda tartımında hile olduğu iddiasının öne sürüldüğünü, sözleşme hükümleri uyarınca hurda tartımının davalı tarafından; ya kendisi ya da dışarıdan belirleyeceği üçüncü kişi aracılığıyla gerçekleşeceğini, davalı vekilinin dosyaya sunduğu CD’de belirtilen plakanın sözleşmede belirtilen ve hurdayı taşıyacak araç olarak saptanan arabanın plakası olduğunu, müvekkilinin hurdaları alıp götürdüğü iddiasında bulunulmasının mümkün olmadığını, Yerel mahkemeden davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinin talep edildiğini ancak davalı tarafında ticari defterlerinin sadece kapak kısımının bilirkişiye gönderdiğini, ticari defterlerde dava dilekçesinde ek olarak sunulan çeklerin hangi nedenden dolayı verildiğine ilişkin kayıtların bulunmadığını, bu durumda ticari defteri sunmayan davalının aleyhine olan hususları kabul etmiş sayılacağını, ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas : 2016/3164 Karar : 2017/938 Tarih : 6.03.2017) Yerel mahkeme tarafından çeklerin mücerret olması nedeniyle sözleşmeden bağımsız olduğunun belirtildiğini; sözleşme hükümleri ve tarihi incelenir ise sözleşmeye istinaden verildiğinin ortaya çıkacağını, bedel arttırımı için süre ve inceleme talep edildiğini ancak bu talebin değerlendirilmeden karar verildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sözleşmeden kaynaklı zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesinin 06/04/2021 tarih ve 2019/250 Esas – 2021/288 Karar sayılı kararının davacılar vekili AV. …’a 27/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından 20/10/2021 tarihinde gerekçeli karar tebliğ edilmeden istinaf dilekçesinin verildiği, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılması gereken harçların yatırılmaması üzerine mahkemece 25/10/2021 tarihinde, İstinaf Karar Harcı:59,30 TL. ile İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcı:162,10 TL. ‘nin iş bu muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren HMK. nun 344. Maddesi gereğince bir haftalık kesin süre içinde dosyaya yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin karar verileceği yönünde muhtıra hazırlandığı, muhtıranın davacılar vekili Av. …’a e tebligat yolu ile tebliğe çıkarıldığı, tebligatın 31/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, sürenin 01/11/2021 tarihinde başladığı ve son günün hafta sonuna (pazar gününe) rastladığından sürenin 09/11/2021 Salı günü sona ermesine rağmen verilen kesin süre içerisinde istinaf harçları yatırılmadığından mahkemece 16/11/2021 tarih ve 2019/250 Esas – 2021/288 Karar sayılı ek kararı ile; HMK 344 maddesi uyarınca davacıların istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına, istinaf talebinin bu nedenle REDDİNE, karar verilmiş ve verilen bu ek kararın davacılar vekili Av. …’a 21/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekili Av. … tarafından 16/11/2021 tarihinde istinaf harçları yatırılmak suretiyle ek kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır. Dosya dairemize geldikten sonra ilk derece mahkemesince istinafa konu kararın tebliğ edildiği ve davacı …’u temsilen istinaf kanun yoluna başvuran Av. …’a, davacı … tarafından verilmiş bir vekaletnamenin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla; Dairemizin 02/02/2022 tarih ve 2021/2341 Esas-2022/167 Karar sayılı geri çevirme kararımız ile, ”İstinafa konu karar tarihini, kararın Av. …’a tebliğ tarihini ve Av. … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulma tarihini kapsayacak şekilde, davacı … tarafından Av. …’a verilmiş bir vekaletname var ise vekaletnamenin dosyaya sunulması hususunda vekile muhtıra çıkartılması, vekaletname sunulamazsa ilk derece mahkemesi kararının davacı …’a usulüne uygun olarak tebliğ edilerek ve çıkarılacak tebligata “HMK 77/1 maddesi uyarınca davacı …’u temsilen Av…. tarafından yapılan işlemlere muvafakati olup olmadığının sorulması, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle bildirmediği takdirde davacı …’u temsilen gerçekleştirilen işlemlerin yapılmamış sayılacağına karar verilebileceğinin” ihtar olarak eklenmesine, tebliğden sonra yasal süreler dolduktan sonra yeniden dairemize gönderilmesi için, dosyanın bu aşamada ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine,” karar verilmiştir. Geri çevirme kararımız doğrultusunda mahkemece, davacılar vekili Av. …’a davacı … tarafından verilmiş bir vekaletname var ise vekaletnamenin iş bu muhtıranın tebliğinden itibaren 1 haftalık süre içerisinde sunulması ihtaratını içeren 15/02/2022 tarihli muhtıra ekli davetiye çıkartıldığı, davetiyenin davacı vekili Av. …’a 21/02/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacılardan … tarafından verilmiş vekaletnamenin sunulmadığı anlaşılmıştır. Geri çevirme kararımız doğrultusunda mahkemece ;”…. İş bu muhtıramızın ekinde mahkememiz gerekçeli karar da tarafınıza tebliğ edilmiş olup; tarafınızı temsilen Av. … tarafından yapılan işlemlere muvafakatinizin olup olmadığı hususunda mahkememize beyanda bulunmanız, yapılan işlemleri kabul ettiğinizi iş bu muhtıranın tarafınıza tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yazılı olarak bildirmediğiniz taktirde Av. …’ un tarafınızı temsilen gerçekleştiği işlemlerin yapılmamış sayılacağına karar verilebileceği hususuna ilişkin, ” 22/03/2022 tarihli muhtıra ve gerekçeli karar ekli davacı …’a davetiye çıkartıldığı, davetiyenin davacı asil …’a TK. 21/2 maddesine göre 30/03/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacı … tarafından Av. … tarafından yapılan işlemlere muvafakatinin olduğuna ilişkin yazılı bir beyanda bulunmadığı ve mahkemece verilen kararın istinaf edilmediği anlaşılmıştır. Davacılardan …’a ait vekaletnamenin ibraz edilmediği, davacı … tarafından Av. … tarafından yapılan işlemlere muvafakatinin olduğuna ilişkin yazılı bir beyanda bulunmadığı ve mahkemece verilen kararın istinaf edilmediği de anlaşılmakla; Dairemizce istinaf incelemesi davacılardan …. Yönünden yapılmıştır. HMK’nın 346.maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeden önce, ilk derece mahkemesinin, HMK’nın 346.maddesi uyarınca verdiği ek kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Uyuşmazlık, davacı şirket vekiline muhtıranın usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği ve ilk derece mahkemesince verilen ek kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Davacı şirket vekilinin dosyayı takip etmeyen vekile kararın tebliğe çıkartıldığı ve muhtıranın usulüne uygun tebliğ edilmediğine yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, HMK 75 Maddesinde;” (1) Dava için birden fazla vekil görevlendirilmiş ise vekillerden her biri, vekâletten kaynaklanan yetkileri, diğerinden bağımsız olarak kullanabilir. Aksi yöndeki sınırlamalar, karşı taraf bakımından geçersizdir,” hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda, davacı şirket vekiline ait dosya arasında bulunan vekaletname incelendiğinde vekaletnamede vekil olarak sadece Av. …’a vekalet verildiği, davanın Av. … tarafından açıldığı, yargılama aşamasında dosyanın asıl avukatı Av. … tarafından verilen yetki belgesine istinaden Av. … ve Av. …’ın un davacılar vekili olarak duruşmalara girdiği, dosyanın vekaletli asıl avukatının Av. … olduğu, kaldı ki dava için birden fazla avukat vekil olarak görevlendirilmiş olsa bile HMK. 75 Madde uyarınca vekillerden her biri vekaletten kaynaklanan yetkileri diğerinden bağımsız olarak kullanabileceğinden vekillerden birine çıkartılan tebligatta geçerli olup davacı şirket vekilinin davayı takip etmeyen vekile harç muhtırasının tebliğe çıkartıldığına, duruşmayı takip eden vekile yapılmayan tebligatın muteber sayılamayacağı, yerel mahkeme ek kararının hatalı olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mahkemece verilen ek karar gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı şirket vekilinin ek karara yönelik istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkemece verilen ek karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı şirket vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı şirketin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacı şirketden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.