Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/819 E. 2022/685 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/819 Esas
KARAR NO: 2022/685 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2020/567 Esas 2021/1006 Karar
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketine 26.08.2020 tarihinde müvekkili emrine yazılı birden fazla senetin kargo yolu ile gönderildiğini ancak senetlerin müvekkiline teslim edilmeden kargo şirketince taşıma esnasında belirlenemeyen koşullar altında zayi olduğunu belirterek müşteriler emrine yazılı senetlerin kötü niyetli 3. Kişilerce nakte çevrilmesinin müvekkilini prestijini ve ticari itibarını zedeleyeceğinden bahisle dava konusu senetler hakkında teminatsız olarak ödeme yasağı konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/11/2021 tarih ve 2020/567 Esas – 2021/1006 Karar sayılı kararında;”….Tüm dosya kapsamına göre, eldeki davanın niteliği ve TTK gereği davacı tarafından mahkememizce hazırlanan ilan metninin teslim alınarak Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurması gerektiği, bu hususta davacı vekiline 28/05/2021 tarihli duruşmada kesin süre ihtaratının açık bir şekilde yapıldığı, davacı vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmediği, sadece ilan bedelinin dosyaya yatırıldığının belirtildiği, ilan metninin elden teslim alınarak Ticaret Sicil Müdürlüğüne gerekli başvurunun yapımadığı anlaşılmakla HMK 94/3 maddesi gereğince davacının bu hakkının ortadan kalktığı değerlendirilmiş, davanın niteliği gereği kıymetli evrakın iptaline ilişkin ilan prosedürünün usuli işlem niteliğinde olduğuna kanaat getirilmiş, kesin süre içerisinde usuli işlemlerin tamamlanmaması sebebiyle HMK 94/3 maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (İstanbul BAM 13. HD. 2020/298 Esas 2020/736 Karar sayılı ilamı)…”gerekçesi ile, Davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece 28/05/2021 tarihli duruşmada yokluklarında ilan metni ile birlikte gerekli işlemlerin başlatılması üzere Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurmak ve başvuruya ilişkin evrakı dosyaya sunmak için taraflarına 3 günlük kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde eksikliklerin giderilmemesi halinde taleplerinden vazgeçmiş sayılacaklarının ihtar edildiğini, Öncelikle ve önemle belirtmek gerekir ki, Türk Ticaret Kanununun 757-765 maddelerinde belirtilen çek iptali hükümleri gereğince Ticaret Sicil Gazetesinde birer hafta arayla üç kez ilan yaptırılması hükmünün amir olduğunu, hal böyleyken kanun maddesinde açıkça gerçekleştirilecek ilanın çek iptalini talep eden tarafça bizzat yapılması hususunda bir hüküm bulunmadığını, davacı taraf, iptali talep eden taraf olmakla birlikte ilan için gereken masrafları masraflar değişkenlik gösterse dahi- ödemek ve tamamlamak ile görevli olduğunu, ancak, masrafların yatırılması konusunda sorumlu olması davacının ilan için bizatihi başvuruda bulunması şeklinde yorumlanamayacağından taraflarına elden takip yetkisi verilmesinin hukuki hiçbir dayanağı bulunmadığını, Kaldı ki, taraflarınca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine gerekli masrafın miktarı yatırıldığı ve İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesine sundukları 08/06/2021 tarihli beyan dilekçesinde de gereken masrafın yatırıldığı ve “GEREKLİ İLAN İŞLEMLERİNİN YAPILMASI İÇİN İLAN METNİNİN TÜRKİYE TİCARET SİCİLİ MÜDÜRLÜĞÜNE GÖNDERİLMESİNE KARAR VERİLMESİNİ” şeklindeki taleplerinin bulunduğunu, yerel mahkeme bunun üzerine talep gibi işlem yaptığı ancak dilekçe ekine Basın İlan Kurumuna yayınlatılması gereken ilanı koymadığını, bu husus da Basın İlan Kurumunun müzekkeresi ile belirtildiği ve mahkemece eksik işlem yapıldığı düzeltilmesi gerektiğinin bildirildiğini, taraflarının talebi üzerine müzekkereyi hazırlayan mahkeme, ilan metnini dilekçe ekine koymadığı için ilan bedeli belirlenemediği ve ilanın yayınlanmadığını, bu durumda ilanın yayınlanmamasının sorumluluğu taraflarına yükletilemeyeceğini, Bunun yanı sıra yerel mahkemenin taraflarına tebliğe çıkartmış olduğu bazı çeklerin keşidecisi ve adresi belirli olmayan eksik şekilde düzenlenmiş “İLAN BELGESİ” 11/03/2021 tarihinde ellerine ulaştığını, b unun üzerine taraflarınca 30/03/2021 tarihinde eksik olan keşideci isim ve adresleri bildirildiğini, eksik hususların bildirilmesi üzerine taraflarına yeni bir “İLAN BELGESİ” tebliğe çıkartılmadığını, bu sebeple öncelikle mahkemenin görevi olmasına rağmen taraflarına elden takip yetkisi veren yerel mahkeme, tamamlanmış ve eksiksiz olan ilan belgesini taraflarına tebliğe çıkartmadığını, Mahkemenin öncelikle ilanı tebliğe çıkartması ve kabul anlamına gelmemek şartıyla ardından süre vermesi gerektiğini, bu sebeple davacı vekili olarak işlemlerin yapılması için gider avansı yatırmak haricinde ilan metninin mahkeme kaleminden alınarak yayınlanması ve ilan belgesini tebliğe çıkartılmadığı için uyap sisteminden öğrenme gibi kanuni bir yükümlülükleri de bulunmadığını, Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ilanın yayınlanmama sebebi elden takip yetkisinin yerine getirilmemesinin aksine yerel mahkemenin “İLAN BELGESİ” metnini taraflarına tebliğ etmemesi ve ilgili kuruma sunmamasından kaynaklanmakta olduğunu, Ek olarak, işbu davanın usulden reddini gerektirecek durumlar oluşmadığını, taraflarınca ödenmesi gereken ilan masrafı süresi içerisinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine havale edildiği ve bu durum mahkemeye açıkça bildirildiğini, hal böyleyken işbu davanın takip edilmediği ve usuli işlemlerin tamamlanmadığı gerekçesiyle usulden reddi hatalı olup işbu kararı istinaf etme zorunluluğu doğduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 6102 sayılı TTK’nin 778.maddesi yollaması ile aynı Kanun’un 764 madde hükmüne göre, bononun zayi nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Kıymetli evrakın iptali, kıymetli evraka ilişkin “umumi hükümler” arasında 6102 sayılı TTK m. 651 ve 652’de genel bir şekilde düzenlenmiş, ayrıca nama (TTK m. 657) ve hâmiline senetlerin iptali hakkında (TTK m. 661-668) özel hükümler öngörülmüştür. TTK’da … yazılı senetlerin iptaline dair ayrık hükümler bulunmamaktadır. Bunun yerine poliçenin iptali için özel bir düzenleme (TTK m. 757-765) getirilerek bu hükümlerin TTK m. 778/1-ı yollamasıyla bonolar bakımından da uygulanacağı öngörülmüştür. Kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması nedeniyle, senedin zayi olması halinde hak sahibine iptal kararı alarak hakkını senetsiz olarak ileri sürme ya da yeni bir kıymetli evrak tanzimini isteme olanağı tanınmak istenmiştir. TTK’nun 757-764.maddelerinde yer alan yasal düzenlemeye, yerleşik uygulamaya ve ilmi açıklamalara göre zayii nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteme hakkı hamile aittir.Somut olayda, iptali talep edilen bonoların aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağına karşılık dava dışı … Tic. A.Ş. Tarafından kargo ile gönderilen dava dilekçesinde ayrıntısı belirtilen bir kısmı davacı emrine yazılı bono ile bir kısmı müşteriler emrine yazılı bonoların kargoda henüz davacıya ulaşmadan kaybolduğu anlaşılmaktar. Talebe konu bonoların bir kısmında lehdar olarak davacı yazılmış ise de bonolar henüz davacıya teslim edilmeden kaybolduğu anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK hükmü uyarınca, … yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen bono, ciro ve teslim yolu ile devredilebilir. … yazılı senetlerin devri iki tasarruf işleminin bir arada yapılması ile gerçekleşir. Bu işlemlerin birincisi senedin ciro edilmesi, ikincisi de buna ek olarak senedin zilyetliğinin devralana geçirilmesidir. Dolayısıyla, kambiyo senedinde mündemiç hakka sahip olmak için senet üzerindeki zilyetlik zorunludur. Dava konusu bonoların düzenlendikten sonra davacı lehtar/cirantaya teslim edilmeden kargoda kaybolduğu ileri sürüldüğüne göre, davacının davaya konu bonoların hâmili olmadığının kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla yetkili hamil sıfatını haiz olmayan davacının iş bu davayı açma hakkı olmadığı, bir başka anlatımla hukuki yararının bulunmadığı açıktır. Bu durumda, davacının hamil olmadığı bonolar yönünden iptal davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından,mahkemece davanın bu gerekçe ile reddıne karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2021 tarih ve 2020/567 Esas 2021/1006 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davanın REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 2-Dairemiz karar tarihi itibari ile Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 80,70.TL karar ilam harcından peşin alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Bakiye gider avansı varsa talep halinde iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN; 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Bakiye gider avansı varsa talep halinde iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince davacıya tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.