Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/789 E. 2022/682 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/789 Esas
KARAR NO: 2022/682 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2022
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkili davacı şirketin, makine halısı üretimi ve pazarlaması ile uğraşan bir şirket olduğunu, davalının, müvekkili şirketin bayisi olduğunu, davalının, davacı taraftan almış olduğu ve alacağı mallar ile her ne nedenle doğmuş ve doğacak olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere; 23.07.2018 tarihli 11860 yevmiye numaralı resmi senetle müvekkili şirket lehine Kahramanmaraş İli, Dulkadiroğlu İlçesi, … Mahallesi, … Mevki, … pafta, … sayılı parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın davalının payında düşen 10/123 hissesi üzerinde, 1. Derecede 1. Sırada 1.000.000,00 TL bedelli F.B.K. Süreli %11,75 değişken faizli ipotek verdiğini, davalının 28/09/2020 tarihi itibariyle 183.185,02 TL bakiye borcu bulunmakta olup, bu borcun halen ödenmediğini, bu nedenle bakiye borcun tahsili amacıyla İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesi’nin 2021/202 esas numaralı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığını, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafından, yetkiye, tüm borca, takipte talep edilen faize, faiz oranına ve tüm feri’lerine itiraz edildiğini, İstanbul Anadolu Adliyesi icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, davalının itirazında İstanbul İcra Müdürlükleri’nin yetkisiz, Kahramanmaraş İcra Müdürlükleri’nin yetkili olduğunu iddia ettiğini ancak takibin İstanbul Anadolu Adliyesi Gayrimenkul Satış Dairesi’nde açıldığını, İstanbul (Çağlayan) Adliyesi İcra Müdürlükleri’nde açılmadığını, İpotek akit tablosunda “İş bu resmi senet hakkında doğacak ihtilaflar hakkında İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemelerinin ve İcra Müdürlüklerinin yetkisini kabul ederim.” şeklinde yetki şartının mevcut olduğunu, dolayısıyla bu yetki şartı gereği ve tarafların da tacir olmaları nedeniyle takibin açılmış olduğu İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesinin yetkili olup, davalı tarafın mesnetsiz yetki itirazının reddini talep ettiklerini, faiz oranının mevzuata uygun olduğunu, dava konusu takipte talep edilen faiz oranının TCMB avans faiz oranı olduğunu, tarafların tacir olmaları nedeniyle faiz oranı mevzuata uygun olup , faize yönelik itirazın iptali gerektiğini, davalı tarafın borcunun bulunmadığını, Davalının itiraz dilekçesinde müvekkili şirkete karşı hiçbir borcunun bulunmadığını beyan ettiğini, davalının, müvekkili şirketten aldığı ürünlerin fatura bedellerini ödemediğini, davalının borçlu olduğunu, takibin yetkili yerde açılmadığını ve takipte talep edilen faiz ile faiz oranının mevzuata uygun olduğunu, davalının İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesi’nin 2021/202 esas numaralı dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali için dava açma ihtiyacı doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle; davalının İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesi’nin 2021/202 esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile 183.185,02 TL. üzerinden takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile, davacı tarafından talep edilen miktarda borcunun olmadığını, defaten davacının icra takip öncesi tarafına tebliğ ettiği ihtarnamesine karşı itirazda bulunulduğunu, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, çünkü icra takibinde talep edilen kadar borcunun olmadığını, davacının öncelikle icra takibi yapmadan alacak davası açması ve alacağını belirlemesi gerektiğini, davacının kendine düşen özenli tacirlik görevini yerine getirmediğini, konkordato ilan edip üretimi durdurduğunu taraflarına mal vermediğini, bu nedenle de iflaslarına sebep olduğunu, alacaklı şirket ile aralarında cari hesap veya işleyecek kredi gibi bir sözleşmenin teminatı olarak kurulmuş bir ipotek bulunmadığını, aralarındaki ticari ilişki gereğince doğacak olan alacağın teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis edildiğini, bu durumda, alacağın varlığı, miktarı, tahsili gerekip gerekmediği yargılamayı gerektireceğinden, söz konusu teminat ipoteğine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılamayacağını, alacaklının, öncelikle dava açıp, mahkemeden alacağını belirtir ilam aldıktan sonra takibe geçebileceğini, davacı şirketin hem ipotek hem de senetler aldığını, ancak bu ipoteğin ve senetlerin karşılığı mal yollamadığını, bir miktar yollanan mallar karşılığında ise senetler alındığını ve bu senetlerinde ödenerek elden teslim alındığını belirterek davanın reddi ile takibin iptaline, talep edilen alacak üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/01/2022 tarih ve 2021/534 Esas – 2022/15 Karar sayılı kararında; “…Davacı şirket lehine 23.07.2018 tarihli … yevmiye numaralı resmi senetle Kahramanmaraş İli, Dulkadiroğlu İlçesi, … Mahallesi, … Mevki, … pafta, … sayılı parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın davalının payında düşen 10/123 hissesi üzerinde, 1. Derecede 1. Sırada 1.000.000,00 TL bedelli F.B.K. Süreli %11,75 değişken faizli ipotek verildiği, bu kapsamda davalının borcunu ödemediği, davacı alacaklı tarafından İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesi’nin 2021/202 esas numaralı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalının süresi içerisinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, bilindiği üzere HMK 12/1 maddesi taşınmazın üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesin kesin yetkilidir hükmünün bulunduğu, taşınmazın Kahramanmaraş ili Dulkadiroğlu İlçesi … Mahallesinde bulunduğu, takibin kesin yetkiye rağmen takibin İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış Dairesinde başlatıldığı anlaşıldığından davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kabulüne, usulüne uygun yetkili yerde yapılmış takip bulunmadığından…”gerekçesi ile, Davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın İİK 50. Md. Yollamasıyla HMK 12/1 md. Gereğince kabulüne, Usulüne uygun yetkili yerde yapılmış takip bulunmadığından mahkememizde açılan davanın usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemenin 12/01/2022 tarihli gerekçeli kararı ile davanın usulden reddine karar verildiğini, Mahkeme kararına gerekçe olarak davalının yetki itirazında bulunduğunu, HMK 12/1 maddesi gereğince taşınmaz üzerinde ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açacak davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunu, taşınmazın Kahramanmaraş’ta bulunması nedeniyle yetki itirazının haklı olmasını gösterdiğini,Dava müvekkilinin alacağının teminatı için verilen ipotek nedeniyle açıldığını, Davanın kesin yetki hükümleri ile ilgisi bulunmadığını, Mahkeme davanın HMK. 12. Maddesinde açıklanan taşınmaza ilişkin kesin yetki hükümleri kapsamında kaldığını belirttiğini, ancak bu tespitin hatalı olduğunu, davanın taşınmazın aynı ile bir ilgisi bulunmadığını, davanın itirazın iptali davası olup, icra takibine dayalı olarak açıldığını, dava konusu takip ilamsız ipoteğin paraya çevrilmesi takibi olup dava konusu ipotek senedi ve akit tablosuna dayalı olarak açıldığını, somut olayda dava konusu talepleri arasında taşınmaz davalarındaki 12. maddede açıklanan; “- taşınmazın üzerindeki ayni hakka veya hak sahipliğinde değişikliğine yol açabilecek talepler, -taşınmazdaki zilyetliğe ilişkin talepler veya irtifak hakkına ilişkin talepler” bulunmadığını, Davanın alacak talebine ilişkin olduğunu, davanın itirazın iptali davası olup, amaç davalı-borçlunun itirazının iptali ile müvekkili alacağını tahsil etmeye yönelik olduğunu, dava sonucundaki taleplerinin, dava konusu taşınmazın aynına yönelik olmadığını, mahkemeden taşınmazın mülkiyetinin değiştirilmesine yönelik bir talepleri bulunmadığını, davanın bir eda davası olduğunu, alacak davası olduğunu, davayı açmaktaki amaç davalı-borçlunun itirazının iptali ile icra takibinin devamını sağlamak olduğunu, Prof. …’nun eserlerinde de itirazın iptali davasının; “İtirazın iptali davası (müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) normal bir eda alacak davasıdır” (KURU, B. İcra Ġflas Hukuku, C:1, 3. Baskı, 1988, s:280 –KURU, B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, s:248) şeklinde açıklandığını, Açıklanan nedenlerle davanın HMK. 12. Maddede belirtilen taşınmazın aynına ilişkin davalar ile ilgisi bulunmadığını, bu durumda dava genel yetki kurallarına tabi olduğunu, Davanın konusunun taşınmazın aynına ilişkin olmadığını, Ekte sunulan kararlardan görüldüğü üzere davanın konusunun ipoteğin fekki, kamulaştırmasız el koyma ve benzeri talepler olması halinde davanın HMK. 12 .madde kapsamına girdiği Yargıtay tarafından belirtildiğini, ancak ekte görülen Hukuk Genel Kurul kararında da açıklandığı üzere uyuşmazlığın bayilik sözleşmesi ve borç mutabakatından kaynaklandığı durumda yetkisizlik kararı verilmesi haklı görülmediğini, (Uyuşmazlığın taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve borç mutabakat ilişkisinden kaynaklanmış olması sebebiyle somut olayda H.U.M.K.un 13. ( H.M.K.nın 12. ) maddelerinin uygulanma yeri bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir… ) Açıklanan nedenlerle davalının yetki itirazının reddini, usul ve yasaya aykırı olarak verilen yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, İstanbul Anadolu Adliyesinin yetkili olduğunu, Dava konusu takibe ait ipotek akit tablosunun koşullar bölümünün 10. maddesinde taraflar arasında çıkacak ihtilaflar nedeniyle İstanbul Anadolu Adliyesi yetkili mahkeme olarak belirlendiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesi tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabilmekte olduğunu, huzurdaki davanın her iki tarafı da tacir ( davalı gerçek kişi tacir ) olup yapılan yetki sözleşmesi gereğince İstanbul Anadolu Adliyesi yetkili mahkeme olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının yetki itirazının reddini, usul ve yasaya aykırı olarak verilen yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iade edilerek yargılamaya devam edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili talebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, Usulüne uygun yetkili yerde yapılmış takip bulunmadığından mahkememizde açılan davanın usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2021/202 E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı … Halı A.Ş. tarafından davalı borçlu … hakkında toplam 186.114, 71 TL alacağın tahsili talebi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra müdürlüğünce örnek 9 ödeme emrinin düzenlenerek borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine ve borca süresinde itiraz etmesi üzerine icra takibin durduğu ve 183.185, 02 TL. Asıl alacak üzerinden itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinde usulüne uygun icra takibi yapılmış olması dava şartıdır. İcra dairesinin yetkisi İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmelidir. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibi taşınmazın aynına ilişkin olmadığından somut olayda HMK 12/1 maddesinin uygulama imkanının olmadığı, takip konusu ipotek akit tablosuna göre teminat ipoteği niteliğinde olduğundan, İİK’nun 148. maddesine göre bu tür takiplerin ipotek konusu taşınmazın bulunduğu yer ya da genel yetkili icra dairesinde başlatılması gerekmektedir. Dosya içerisinde bulunan Aslanbey Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen cevabi yazıya göre davalının bilanço esasına göre defter tuttuğu belirtilip tacir olduğu , buna göre her iki taraf tacir olup HMK’nun 17. maddesine göre yetki sözleşmesi yapmaları mümkün olup ipotek akit tablosunda da taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Anadolu icra daireleri yetkili kılınmıştır. HMK’nın 17. Maddesine göre de usulüne uygun yetki sözleşmesi bulunması halinde takip ancak yetki sözleşmesinde belirlenen icra dairesinde yapılabilecektir.Yetki sözleşmesine göre İstanbul Anadolu icra daireleri yetkili olup davaya konu icra takibininde yetki sözleşmesinde belirtilen yetkili İstanbul Anadolu İcra Dairesinde yapıldığı anlaşılmıştır. Kaldıki somut olayda, davalının taraflar arasında ticari alım-satım ilişkisi olmadığı yönünde açıkça bir savunması olmadığı gibi kabulünde olduğu, takibe konu borcun dayanağı satış sözleşmesi olup sözleşmenin ifa edileceği yer davacı alacaklının ikamet adresinin bulunduğu Beykoz/İstanbuldur. HMK 10. ve TBK 89 maddelerine göre de İstanbul Anadolu İcra daireleri de yetkili olmaktadır. Bu durumda İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü takipte yetkili olup mahkemece TBK’nın 89. ve HMK’nın 10., HMK. 17 maddelerine istinaden davalı borçlunun yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’nin 353/1-a-4. maddesi uyarınca kaldırılmasına, taraf delillerinin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2022 tarih ve 2021/534 Esas 2022/15 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.