Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/742 E. 2022/1402 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/742 Esas
KARAR NO: 2022/1402 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/621 Esas – 2022/92 Karar
TARİH: 10/02/2022
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı … Bankası A.Ş.’nin, … Sanayi Ve Dış Ticaret Ltd.Şti borçludan olan kredi alacakları banka ile müvekkili şirket arasında imzalanmış olan temlik sözleşmesi gereğince müvekkili … A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini, kredi borçlusu … Sanayi Ve Dış Ticaret Ltd. Şti’nin kredilerini geri ödememesi üzerine şirket aleyhine Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından taşınır rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, borçlu şirkete karşı açılan mezkur dosyanın yenilendiği esnada şirketin münfesih olduğunun tespit edildiğini, yapılan tasfiyenin eksik olarak sonuçlandırıldığını, zira borçlunun adına kayıtlı ve müvekkili şirkete rehinli olan … aracın tasfiyeye dâhil edilmediğini, tasfiye işlemi gerçekleşmiş bir şirketin tekrar ihyası için tasfiye işlemlerinde bir mal varlığının paraya çevrilmesinin kasten veya ihmalen unutulmuş olması gerekmekte olduğunu, söz konusu şirketin tasfiye işlemlerinin söz konusu araç tasfiyeye katılmadan ve müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadan sonuçlandırıldığını, bu durumun şirketin ihyası için aranan şartı gerçekleştirmekte olduğunu beyanla şirketin ihyasına, rehinli aracın satışının yapılması için sicil kaydının tekrar açılmasına, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü, 6102 Sayılı TTK’nın 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin re’sen terkin işleminin, 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi; Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesi, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında vergi kaydının terkin edildiği ve aralıksız olarak son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı hususunun belirlenmesinin ardından 18/02/2015 tarihinde yapıldığını, müvekkilince şirkete verilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerinin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmesi ya da tasfiye memurunun bildirilmesi hususunda tebligat yapıldığını, şirketin verilen süre içerisinde söz konusu yükümlülükleri yerine getirmediğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü haiz olduğunu, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın şirketi sicile yeniden tescil etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, re’sen terkin edilen şirketlerin borçlarının bulunmasının terkin işleminin yapılmasına engel olmadığını, ihya davasına dayanak teşkil eden icra takibinin re’sen terkin işleminden çok sonra ikame edildiği, bu nedenlerle müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/02/2022 tarih 2021/621 Esas 2022/92 Karar sayılı kararında; ” şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce 18/02/2015 tarihinde sicilden terkin edildiği, ticaret sicil gazetesinde ilan yapıldığı ve şirkete tebligat gönderildiği, şirket yetkilisine tebligat gönderildiğine ilişkin herhangi bir tebligatın dosyaya sunulmadığı, bu nedenle terkin işleminin şekil ve esas açısından hukuka uygun olmadığı kanaatine varılarak davacının mevcut hukuki menfaati de nazara alınmak suretiyle davanın kabulüne, hukuka uygun terkin işlemi yapmayan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmakla aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. …”gerekçesi ile,1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan … Limited Şirketi’nin TTK.’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA, 2-Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkilinin dava konusu şirketi resen terkin etmesine ilişkin işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede; devam eden davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, müvekkili Müdürlüğün, re’sen işlem yapma yetkisinin çok sınırlı hâllerde mevzuatta öngörüldüğü ve bu hususun düzenlenmediği hiçbir hâlde, müvekkilinin, re’sen tescil işlemi yapamayacağı gibi, sicil kayıtlarını re’sen düzeltemeyeceğini, sicil kayıtlarından re’sen terkin edilen dava konusu şirketin, sicil kayıtlarını bir kez silen müvekkilinin, bu kayıtları, herhangi bir mahkeme kararı bulunmaksızın düzeltmesinin hukuken mümkün olmadığını, Dava konusu şirketin sicil dosyasının mahkemece gerekli bir şeklide incelenmediğini, eksik değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.07.2020 tarihli, 2020/1551 E. 2020/3396 K. sayılı ilâmı.) Davacı tarafından re’sen terkin işleminin hukuka aykırı olduğunun ileri sürülmediğini ancak resen terkin prosedürünün denetlenmesi ve müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, içtihatların da bu yönde olduğunu, ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 tarihli, 2020/2299 E., 2020/4113 K. sayılı ilâmı.) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 04.11.2021 tarihli, E. 2021/1753 K. 2021/1571 sayılı ilâmı.) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 15.04.2021 tarihli ve E. 2019/825 K. 2021/494 sayılı ilâmı.) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 17.06.2021 tarihli ve E. 2020/1527 K. 2021/772 sayılı ilâmı. ) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 04.06.2021 tarihli ve E. 2019/1120 K. 2021/687 sayılı ilâmı.) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 31.12.2021 tarihli ve E. 2021/1503 K. 2021/1551 sayılı ilâmı.) İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince resen ticaret sicil kayıtlarından terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı … Bankası A.Ş.’nin ihyası istenen şirketten olan alacaklarının müvekkili şirkete temlik edildiğini, ihyası istenen kredi borçlusu şirketin kredi borçlarını geri ödememesi üzerine şirket aleyhine Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas(… eski esas) sayılı takibi ile taşınır rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, dosyanın yenilenmesi sırasında, borçlu şirketin münfesih olduğunun tespit edildiğini, borçlunun adına kayıtlı ve müvekkili şirkete rehinli olan… aracın tasfiyeye dâhil edilmemesi sebebiyle tasfiyenin eksik olarak sonlandırıldığını ileri sürerek, rehinli aracın satışının yapılması için borçlu şirketin ihyasına, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 Sayılı TTK’nın 547/1 maddesi; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” hükmünü amirdir. Hükmün getirdiği yetki kuralı, kesin yetki kuralıdır ve kamu düzenine ilişkin olduğu gibi, HMK’nun 114/1-ç bendinde aranan dava şartlarından biridir. Bu nedenle taraflarca her zaman ileri sürülebileceği gibi, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınır. İhyası istenen … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin, terkin işlemi yapılmadan önceki adresinin … Mah. … Cad. No:… Kadıköy/İstanbul olduğu, şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 18/12/2015 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği anlaşılmış olup, şirketin terkinden önceki son adresi itibariyle ihya yargılamasını yapmaya İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri kesin yetkilidir. Mahkemece kamu düzenine ilişkin, dava şartı olan kesin yetki kuralının re’sen nazara alınması ve HMK’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz önünde bulundurulmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11 HD.’nin 2016/13132 Esas- 2016/9049 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11 HD. ‘nin 2016/9585 Esas – 2016/7538 Karar sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.) Yukarıda izah edildiği üzere; davacının istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 355. maddesi gereğince resen gözetilen sebeple HMK 353/1-a-3 maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davaya bakmaya İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi kesin yetkili olduğundan, gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih 2021/621 Esas – 2022/92 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın yetkili İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.