Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/74 E. 2022/107 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/74 Esas
KARAR NO: 2022/107 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/990 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 01/12/2021 (Ara Karar)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirketin “…” satın alımına dair ticaret yaptığını, müvekkili şirketin edimi ve yükümlülüğü olan “…” bedeline ilişkin ödemeyi davalı şirket hesabına banka havalesi yoluyla yaptığını, müvekkili şirketin bu ediminin karşılığında davalı tarafın edimi ve yükümlülüğü olan kumaşları müvekkili şirkete eksik gönderdiğini, müvekkili şirketin davalı taraf ile haricen görüşmeler yaparak eksik yapmış olduğu yükümlülüğün ifasını talep etmişşe de, davalı tarafça bu talebin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin müspet olarak ifa edilmediğini, bu sebeple davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının sırf müvekkilinin alacağını ödememek, icra takibini sürüncemede bırakmak ve bu arada mallarını kaçırmaya ve gizleme amacıyla kötü niyetli olarak borca itirazda bulunduğunu belirterek, müvekkilinin alacağının temini için öncelikle ihtiyati haciz kararı verilmesini, bilahare borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/12/2021 tarih 2021/990 Esas sayılı ara kararında; “…. davacının ihtiyati haciz isteminde haklı olduğuna dair mahkememizde olumlu kanat uyandıracak nitelikte bulunmamış olup, keza karşı tarafın mallarını kaçırdığı ve adres değiştirdiğine dair herhangi bir somut bilgi ve belge ibraz edilmemiştir. Sunulan belgelerin İİK.nun 258. maddesinde belirtildiği ölçüde ihtiyati haciz talebinin kabulüne yeterli bulunmadığı kanaatine varılmakla öte yandan İhtiyati haciz isteyen vekilince sunulan dilekçe ve eklerinin incelenmesi neticesinde, talebe dayanak taraflar arasındaki ilişki kapsamında tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı tarafça iddia edildiği şekilde yönündeki davacı iddiası yargılamaya muhtaç olup, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafında mal kaçırma çabası içinde bulunduğuna dair bir delil sunulmadığından koşulları oluşmayan ihtiyati haciz isteminin reddine karar verme gereği doğmuştur….”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten; davalı taraf edimi ve yükümlülüğünü gereği gibi ifa etmediği için müvekkili şirket tarafından ihtarname keşide edilerek davalı şirketin temerrüde düşürüldüğünü, davalı tarafça gönderilen cevabi ihtarnamede, talep edilen ürünlerin depolarında teslime hazır olduğu, sipariş bakiye ödemesinin yapılması halinde teslim alınması gerektiğinin beyan edildiğini, ihtarnameye verilen cevapta, edim ve yükümlülüklerini eksik ifa ettiklerinin açıkça ikrar edildiğini, İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için aranan koşulların oluştuğunu, mahkemenin kararına dayanak gösterdiği gerekçelerin hukuki dayanağı bulunmadığını, kararın HMK 389. hükmüyle çeliştiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkiline gönderilen ihtarda teslim edilmeyen mallar olduğunu kabul ettiğini, davalının mal kaçırma olanağının engellenmesi adına ihtiyati tedbir konulması gerektiğini, yasaya göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin, alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğunu, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesinin aranmadığını, mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesinin yeterli kabul edildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin 01.12.2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında talep edilen ihtiyati haciz isteminin reddine dair verilen mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili tarafından davalıdan sipariş edilen malların bedeli ödenmesine rağmen davalı tarafça eksik mal teslimi yapıldığını, talep edilmesine rağmen davalının edimlerini yerine getirmediğini, alacağın tahsili için yaptıkları takibe de haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile ihtiyati haciz karara verilmesi talep edilmiş, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça talep edilen alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yargılamayı gerektirmektedir. Davacı tarafça ibraz edilen deliller yaklaşık ispat için yeterli olmadığından, talep tarihi itibarı ile muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi davacı tarafça, İİK 257/2. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının mevcut olduğuna (borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığına) dair de herhangi bir belge sunulmamıştır. Bu hali ile, İİK 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediğinden, mahkeme ara kararı isabetli olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı şirket tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/01/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.