Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/739 E. 2022/614 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/739 Esas
KARAR NO: 2022/614 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2022
NUMARASI: 2021/547 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında gıda ürünlerinin satışı hususunda anlaşma yapıldığını, davacının ürünleri teslim ettiğini, davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağı bulunduğunu, davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek, davalının malvarlığı değerleri üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, alacak talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkili şirkete CMK mad.133 uyarınca kayyım atandığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/01/2022 tarih ve 2021/547Esas sayılı ara kararında; “Mahkememizin 31/08/2021 tarihli ara kararında “Dosya içine sunulan fatura ve belgelerden talep edenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispata yeterli olmayıp faturanın iade olup olmadığı, faturaya konu hizmetin verilip verilmediği, alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yargılamayı gerektirdiğinden ve tek taraflı olarak düzenlenen fatura, alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli olmayıp ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı (Benzer yönde; İstanbul BAM. 13. HD. 2020/1739 Esas, 2020/1422 Karar) anlaşılmakla…” şeklinde açıklanan gerekçeler ile talebin reddine karar verilmiş, delil durumuna göre tekrar ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün 06/09/2021 tarihli yazısı ile davalı şirketin bilanço alış formlarının mahkememize gönderildiği, davalı tarafından beyan edilen herhangi bir fatura olmadığı, davalı şirketin kayyım tarafından idare edildiği anlaşıldığından…”gerekçesi ile, İhtiyati haciz isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/547 Esas sayılı dosyası kapsamında ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu ancak Mahkemenin 12/01/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının yerinde olmadığını, Davaya konu olay özetleyecek olursa, davalı firma, müvekkilinden gıda ürünleri satın almak istemiş ve bu çerçevede taraflar satışa ilişkin anlaşmaya vardıklarını, müvekkili söz konusu anlaşmaya binaen üretilmesi gereken ürünleri eksiksiz ve hatasız olarak ürettiği, davalının tayin ettiği yerlere müvekkilince eksiksiz bir şekilde teslimat gerçekleştirildiği ve davalı tarafından ürünlerin kabulü yapıldığını, bu şekilde müvekkili, üzerine düşen bütün edimleri yerine getirdiğini, Taraflarınca talep edilen ihtiyati haciz yerel mahkemece “…Dosya içine sunulan fatura ve belgelerden talep edenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispata yeterli olmayıp faturanın iade olup olmadığı, faturaya konu hizmetin verilip verilmediği, alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yargılamayı gerektirdiğinden ve tek taraflı olarak düzenlenen fatura, alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli olmayıp ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı…” gerekçesiyle haksız olarak reddedildiğini, Taraflarınca dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan fatura, BS Formları ve cari hesap kayıtlarından müvekkilinin alacaklı olduğu açıkça anlaşılmakta olduğu, yani müvekkilinin bir alacağı bulunduğu yönünde hiçbir şüphe bulunmadığını, ancak bütün bu somut belgelere rağmen yerel mahkeme tarafından hukuka aykırı olarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, Müvekkili basiretli bir tacir olarak üzerine düşen edimi yerine getirmişse de taraflar arasındaki düzenlenen işbu faturalara ilişkin borcun ödeme gününün gelmesine rağmen davalı tarafça borç ödenmediğini, davalıca ödeme yapılmaması üzerine taraflarınca davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı ve ilgili dosyaya binaen borçlu davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı borçlu tarafından yine ödeme yapılmadığı ve takip dosyasına kötüniyetli olarak itiraz edilerek takip durdurulduğunu, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazdan dolayı müvekkilinin alacağı risk altına girdiğini, bu nedenlerle de davalının açıkça kötü niyetli olduğu görüldüğünden ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiğini, Her ne kadar yerel mahkemece ihtiyati haciz kararı için haklılığı yaklaşık olarak ispat koşulunun bu aşamada sağlanamadığı gerekçesi ile ret kararı verilmişse de yukarıda açıklandığı üzere davalı borcunun varlığını bildiği halde takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu husus dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden görüleceğini, ancak yerel mahkeme tarafından araştırma dahi yapılmadan hatalı ve eksik inceleme sonucu ihtiyati haciz talebimizin reddine karar verildiğini, Hal böyle iken haklılığın yaklaşık olarak ispat edilemediğinin kabulünün mümkün olmadığını, ihtiyati haciz kararı için gerekli tüm şartlar oluşmuş olup, haklı alacağın varlığı ile ilgili hiçbir şüphe bulunmadığını, Benzer bir olay ile ilgili Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18758 Esas, 2018/475 Karar, 08.02.2018 tarihli ilamında: “İİK’nun 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, alacağın varlığının tam ve kesin olarak ispatı aranmaz. Somut olayda; ihtiyati haciz talep edilirken bankacılık hizmetleri sözleşmesi, kredi kartı sözleşmesi, hesap ekstreleri, hesap kat ihtarı ibraz edilmiştir. Bu durumda mahkemece yaklaşık ispat gerçekleştiğinden ihtiyati haciz isteminin kabulü gerekirken gerekçe gösterilmeksizin ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde belirtildiği üzere iş bu dosya kapsamı ve sunmuş oldukları belgeler birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati haciz için yeterli şartların sağlandığını, Davanın devamı sırasında davalının üzerinde bulunan mal varlıklarını iyi niyetli üçüncü kişilere devretmesi durumunda hakkın elde edilmesi müvekkilimiz açısından imkansız hale geleceğini, bu nedenle yerel mahkemece İhtiyati haciz talebinin reddedilmesi son derece hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/547 Esas sayılı dosyasında verilen 12/01/2022 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece,İhtiyati haciz isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) Talep, cari hesap ve fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, davacı tarafından ibraz edilen faturadaki malların tam ve eksiksiz olarak davalı tarafa teslim edilip edilmediği, sunulan faturaların iade edilip edilmediği, takibe konu alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği, tek taraflı olarak düzenlenen fatura ve sevk irsaliyesi alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğuna dair yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup dava ve ara karar tarihi itibariyle yaklaşık isbatın gerçekleşmediği, buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara karar usul ve yasaya uygun olup talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/04/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.