Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/735 E. 2022/1597 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/735 Esas
KARAR NO: 2022/1597 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/901 Esas – 2022/78 Karar
TARİH: 09/02/2022
DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli), Kıymetli Evrak İptali (Hisse Senedi İptali)
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil memurluğunun … sicil nosu ile kayıtlı 21.05.1969 tescil tarihli … Sanayi A.Ş.’nin kurucu ortaklarından olduğunu şirketin esas sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin adı geçen şirketin 16 nolu kurucu ortağı olduğunu ve şirket adresinin … Mah. D 100 Karayolu No:… Tuzla/İSTANBUL olduğunu, şirket esas sözleşmesinin kurucu intifa senetleri başlıklı maddesinin ” Madde 9: “Şirket 2000 adet bedelsiz ve serbestçe devri kabil kurucu intifasenedi çıkarmıştır. Bu kurucu intifa senetlerinin 850 adedi …’ya ve 150 adedi …’ya şirketin kurulmasında, müsbet bir çalışma sahası sağlanmasında ve mesaisinin tanziminde ifa ettiği hizmetten dolayı verilmiş ve artan 1.000 adedi ise ilk sermayeyi teşkil eden 10.000.000 TL’nin kurucular tarafından taahhüt edilen beher 10.000-TL’na bir adet verilmek üzere, ilk sözleşmede ismi bulunan kuruculara dağıtılmıştır. … Sanayii Anonim Şirketi’nin şirketimize devri ile ilgili olarak yapılan sermaye artırımı. sebebiyle, … Sanayii Anonim Şirketi ortakları için artırılan 11.067.108.547.000 TL sermayeyi temsilen birinci paragrafta konu edilen 2000 adet Kurucu İntifa senedine ilaveten aynı hakları haiz, 2.709 adet bedelsiz ve serbestçe devri kabil kurucu intifa senedi çıkarılmıştır. Bu kurucu intifa senetleri, … Sanayii Anonim Şirketi ortaklarına devir öncesi sermayesindeki payları oranında bedelsiz olarak dağıtılmıştır. Böylece kurucu intifa senedi sayısı 4. 709 adede ulaşmıştır.” hükmü yer almakta olduğunu, esas sözleşmenin ilgili maddesinden de anlaşılacağı üzere şirketin kuruluş sermayesinin 10.000.000 TL olduğunu, kuruluş sermayesinin ödenmesi karşılığı her bir kurucu ortağa verilmek üzere 1.000 adet intifa senedi ihraç edildiğini, aradan çok uzunca bir zaman geçmiş olması ve müvekkilinin hem işlerinin yoğunluğu ve hem de fazlaca mekan değişiklikleri nedeniyle başlangıçta kendisine, tevdi edilen kurucu intifa senetlerini kaybettiğini, dava tarihi itibariyle de tüm aramalara rağmen bulunamadığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin sahibi bulunduğu (lakin zayi olan) … Sanayi A.Ş. nezdindeki kurucu intifa senetlerinin adetinin mülkiyet yönüyle tespitine; tespitle birlikte Ticaret Sicilinde gerekli ilanların yapılmak suretiyle zayi olan Kurucu intifa senetlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/02/2022 tarih 2020/901 Esas – 2022/78 Karar sayılı kararında;”Mahkememizce; … Bankası Anonim Şirketi’nden ve … Anonim Şirketi’nden … Sanayi A.Ş.(Ticari sicil No:…6) ‘nin kuruluş sermayesinin ödendiği şirket sermaye hesabının 1969 ve 1970 yıllarına ait hesap dökümleri istenilmiş, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1969/401 Esas Sayılı dosyası ve 1970/768 Esas, 777 Karar sayılı dosyası istenilmiş, … Sanayi’nden şirketin kurucu intifa senetlerinin kurucu ortaklara teslim edildiğine dair tutanak veya kayıt defteri bulunup bulunmadığı sorulmuş, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden … Sanayi A.Ş. kuruluşundan bu yana tüm ticari sicil kayıtları celp edilmiş, davacı tarafın sunduğu ve bildirdiği deliller toplamıştır. Dava; davacıya ait olduğu belirtilen … Sanayi A.Ş nezdindeki kurucu intifa senetlerinin adedinin tespiti ile zayi olduğu belirtilen senetlerin iptali istemine ilişkindir. Kurucu intifa senetleri anonim şirketlerin kurucu ortaklarına verilen intifa senetleridir. Sadece kuruluş ana sözleşmesinde yazılı olmak şartıyla geçerli olurlar. Kurucular için çıkarılanlar da dahil olma üzere, intifa senetleri emre veya hamiline yazılı olarak çıkarılabilir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın zayi olduğu iddia edilen intifa senetlerinin nama yazılı olduğu anlaşılmakla, TTK 657/1 md gereğince aksine özel hükümler bulunmadıkça nama yazılı senetlerin hamile yazılı senetlere ilişkin hükümlere göre iptal olunacağı yazılıdır. TTK’nın 661/1 maddesine göre pay senetleri …gibi hamile yazılı senetlerin iptaline hak sahibinin istemi üzerine mahkemece karar verileceği düzenlenmiş olup aynı maddenin (3) nolu bendinde dilekçe sahibinin senedin zilyedi bulunduğu ve onu zayi ettiği yolunda ki iddialarının mahkemece inandırıcı bulunması gerektiği düzenlenmiştir.Davacı tarafça veya dava dışı ilgili şirket tarafından zayi davasına konu intifa senetlerinin fotokopisi ve kaydedilmiş listesinin sunulamadığı, talep konusu senetlerin örnekleri veya ayırt edici özelliklerinin sunulup bildirilmediği, zayi olduklarına dair inandırıcı delil sunulamadığı anlaşıldığından, Ankara BAM 21. HD’nin 2018/2350 Esas, 2020/821 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak, ispatlanamayan davanın reddine dair…”gerekçesi ile, 1-Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemenin redde ilişkin gerekçesinde; “davacı tarafça veya dava dışı ilgili şirket tarafından zayi davasına konu intifa senetlerinin fotokopisi ve kaydedilmiş listesinin sunulamadığı, talep konusu senetlerin örnekleri veya ayırt edici özelliklerinin sunulup bildirilmediği, zayi olduklarına dair inandırıcı delil sunulamadığı…’ gerekçesinden hareketle davanın reddine karar verildiğini, Mahkemenin bu kararının hem somut olaya, hem anayasaca teminat altına alınan mülkiyet hakkına, açıkça aykırı olduğuna istinafen bozulmasını talep ettiklerini, Şöyle ki; Müvekkilinin tespitini talep ettikleri, intifa senedi sahibi olduğu … San. A.Ş. (…) dahil, … Ticaret A.Ş.(…), … Sanayii A.Ş. (… Sanayii) ve … A.Ş.’nin (…) şirketleri 31.12.2019 tarihli finansal tablolar esas alınarak tüm aktif ve pasifleriyle birlikte bir bütün halinde devralınması suretiyle dava dışı … Fabrikaları A.Ş. nezdinde birleşmesi talebi Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 23.07.2020 tarih ve 47/937 sayılı kararı ile uygun görülmüş ve birleşmesi nedeniyle birleşme raporunda kurucu intifa senetlerinin (KİS) belirlenen 24.750 TL bedel üzerinden mülkiyet haklarının sona erdirilmesine ve iptaline karar verilmesine karar verildiğini, Yani dava dışı … A.Ş. ‘nin, her ne kadar davada taraf değilse de menfaat zıtlığı ve sebepsiz zenginleşmenin tarafı olduğunu, bu hususun önemli olduğunu, çünkü; Celselerde müteaddit kereler … A.Ş.’den; kurucu intifa senedi listesi veya kuruluş sermayesine kurucuların katkı payları veya kuruluş sermaye muavin kayıtları veya kuruluş genel kurul kayıtlarının ısrarla talep edilmesine rağmen, mahkeme dosyasına sunulmadığını, davanın ispat edilememesi için ellerinde olmadığından bahisle, hiçbir bilgi ve belgeyi dosyaya sunmadıklarını, İzah ettikleri üzere davanın hasımsız ikame edilse de, zayi nedeniyle mülkiyetin tespit edilememesi ve davanın ret edilmesi nedeniyle bu kısma tereddüt edecek mal varlığı … Cam A.Ş mülkiyetinde kalacağı için bu cevapların verilmemesinin, belgelerin sunulmamasının gerekçesinin bu olduklarını düşündüklerini, Mahkemenin bu zıt menfaat çelişkisine rağmen dava dışı şirketin zayi davasına konu intifa senetlerinin fotokopisini veya kaydedilmiş listesinin sunulmamış olmasının red gerekçesi olarak kullanmasının menfaatler dengesi açısından hatalı bir takdir olduğunu, … A.Ş’nin 1969 yılında kurulmuş olması nedeniyle müvekkilinin dönem içersinde çok değişik iş kollarında faaliyet de bulunması nedeniyle söz konusu intifa senetlerinin kaybolduğunu zaten kabul ettiklerini, bu haliyle zayinin tespitini talep ettikleri, kis fotokopilerini dosyaya sunmalarının beklenemeyeceğini, mahkemenin bu konuyu da red gerekçesi olarak kabulünün hatalı olduğunu, davanın konusunun da zaten bu olduğunu, Bu iki hususu özetlediklerinde, dava dışı şirketin kurucu intifa senetlerine ilişkin gerekli bilgi ve belgeleri sunmaması, müvekkilinin de senetleri kaybetmesi nedeniyle fotokopisini sunamayacak olması, intifa senetleri listesinin ancak dava dışı şirket tarafından verilebilecek olmasına karşın listenin sunulmamış olmasının davalarının tek başına ret gerekçesi olamayacağını, Dava her kadar kıymetli evraktan kaynaklanan kurucu intifa senetlerinin iptaline yönelik bir dava olsa da, dava dışı şirketin, ispata yarayacak evrakları sunmamasının dikkate alınarak ispat koşulu yönünden farklı bir değerlendirmeye tabi tutulmasını zaruri kılmakta olduğunu, Şöyle ki; Müvekkilinin dava dışı şirketin kurucu hissedarı olduğunu, şirketin esas sözleşmesinin 9.maddesinde kurucu intifa senetlerinin, ilk sözleşmede ismi bulunan kuruculara başlangıç sermayesi olan 10.000.000 TL katkıları oranında ve her bir 10.000 TL ödeme karşılığında 1 adet olmak üzere verildiğini ve bu şekilde toplam 1.000 adet kurucu intifa senedi (KİS) tahsis edildiğini ve kurucu paydaşlara teslim edildiğini (Esas sözleşme md.9) hususları izahtan vareste olduğunu, Davanın ispatı tahdında yapılan yazışmalar çerçevesinde dosyaya giren 11.01.2022 tarihli cevapta zorla da olsa 1975 yılına ait GK tutanaklarının dosyaya sunulduğunu, bu bilgi ve belge ışığında mahkemenin anlayacağı şekilde 14.01.2022 tarihli dilekçe ile adım adım izah edilerek müvekkilinin toplam 122 adet intifa senedi sahibi olduğunu, ispat edilmesine rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almadan ret kararı verdiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, Dosyaya sunulu olan 14.01.2022 tarihli dilekçelerinde, müvekkilinin 122 adet kurucu intifa senedinin müvekkiline verildiğinin ispat olunduğu yönünde ayrıntılı açıklamalarda bulunulduğunu, Dava dilekçesinde arz edilen sebepler çerçevesinde zayi olan ve tüm aramalara rağmen bulunamayan 122 adet KİS zayi nedeniyle iptaline ve gerekli ilanların yapılmasına devamla 122 adet KİS sahibi bulundukları mülkiyet yönüyle tespitine karar verilmesi talep ettiklerini,Mahkemenin bu maddi hakikate rağmen kurucu intifa senetlerinin fotokopilerinin veya dava dışı şirketin listeyi vermemesinden hareketle inandırıcı delil sunulamadığından bahisle davayı reddetmesinin kabul edilebilir olmadığını ve hukuki de olmadığını,Müvekkilinin kurucu ortak olduğu kurucu esas sözleşmenin eki niteliğindeki listede yer almasından da açıkça anlaşıldığını, kurucu ortak olduğuna göre en azından 1 adet KİS senedi sahibi olmasının kaçınılmaz olduğunu, mahkemenin bu kısmı da dikkate almamış olduğunu,Müvekkili … Sanayi A.Ş’nin kurucu ortağı olduğunu, her kurucu ortağa kuruluş sermayesine katkısı oranında ve esas sözleşmenin yukarıda atıf yapılan 9.maddesi çerçevesinde kurucu intifa senedi verildiğini, müvekkilinin 24.03.1975 tarihinde yapılan genel kurula 1.872.000 tl sermaye payı ile 42. sıra numarası ile katıldığı,1975 yılı GK katılım gösterdiği sermayesinin kuruluş sermayesine doğru arttırım oranları dikkate alınarak elemine edilmek suretiyle yapılan hesaplamada 122 adet kurucu intifa senedi sahip olduğunun mahkeme karar gerekçesinin aksine inandırıcı bir şekilde ispat edildiğini; Dava dışı … A.Ş’nin müvekkili ile menfaat zıtlığı içerisinde olmasının davanıın ispat edilememesi durumunda en kötü ihtimalle birleşmede beher intifa senedine önerdikleri 24.750 tl miktarınca sebepsiz zenginleşeceğini ve mahkemece red gerekçesi olarak sunulan hususlara bu sebeple cevap vermemiş olabileceği hususlarının dikkate alınması gerektiğini; İleri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararı ile birlikte mahkemenin TTSG aracılığı ile gerekli ilanları yapılmak suretiyle davalarının kabulüne; 122 adet KİS’in (Kurucu İntifa Senedi) zayi nedeniyle iptali ile müvekkili yönünden mülkiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; davacının kurucu ortağı olduğu, dava dışı … Sanayi A.Ş.(birleşme sonrası … Fabrikaları A.Ş.) tarafından ihraç edilerek kendisine verilen kurucu intifa senetlerinin adedinin ve davacıya ait olduklarının tespiti ve bu senetlerin zayii nedeniyle iptalleri istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, davacı talebi yalnızca nama yazılı intifa senedinin zayii nedeniyle iptali istemi olarak değerlendirilmiş ve davacı tarafça veya dava dışı ilgili şirket tarafından zayi davasına konu intifa senetlerinin fotokopisi ve kaydedilmiş listesinin sunulamadığı, talep konusu senetlerin örnekleri veya ayırt edici özelliklerinin sunulup bildirilmediği, zayi olduklarına dair inandırıcı delil sunulamadığı, gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından ileri sürülen ilk talep; kendisinin kurucu ortak olduğu, sermaye koyma borcunu yerine getirdiği, şirket ana sözleşmesinin 9. Maddesine dayalı olarak sermayenin ödenmesi karşılığında her bir kurucu ortağa verilmek üzere 1.000 adet intifa senedi ihraç edildiği, 08/12/2020 tarihinde şirket sermayesinin 10.000.000,00-TL’den 120.000.000,00-TL’ye çıkarıldığı, bu durumda kurucu ortakların arttırılan sermayeye katkıları oranında intifa senedi sahibi olmaya hak kazandıkları, nitekim sermaye arttırımı öncesi kuruluş sermayesine katkıları oranında tüm kurucu ortaklara intifa senetlerinin basılı ve fiziken verildiği, ancak bu senetlerin kaybedildiği iddialarına dayalı olarak, davacının kuruluş sermayesine katkı oranının, bunun karşılığında kendisine kaç adet intifa senedi verildiğinin ve bunların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti talebidir. Bu talep hukuki mahiyeti itibariyle; davacının dava dışı şirketteki pay oranının tespiti istemini de içermekte olup talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği gibi, bu talebin hasımsız olarak ileri sürülmesinin mümkün olup olmadığı yönünden bir değerlendirme de yapılmadığı anlaşılmıştır. Nitekim … Fabrikaları A.Ş.’nin dosyaya sunduğu yazı cevabında, davacının hak sahipliğinin ihtilaflı olduğu, davacı tarafından İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/367 Esas Sayılı dosyası ile … A.Ş. Aleyhine tazminat davası açıldığı, bu davada davacının sahibi olduğu beher intifa senedi bedelinin gerçek değerinin tespiti ile bu tutarın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiğini belirttiği görülmüş, yazıya ekli cevap dilekçesi kapsamından, davalı tarafından aktif husumet itirazının ileri sürüldüğü, davacının pay sahipliğinin devam edip etmediğinin ihtilaflı olduğu anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 297/2 fıkrası uyarınca mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, kamu düzenine ilişkin bu husus 6100 Sayılı HMK’nun 355 maddesi uyarınca istinaf aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Mahkemece davacının tespit talebi bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş bulunması isabetsiz olmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 355 ve 353/1-a4 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/02/2022 tarih 2020/901 Esas 2022/78 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.