Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/73 E. 2022/62 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/73 Esas
KARAR NO: 2022/62 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021 Tarihli Karar
NUMARASI: 2021/348 D.İş Esas – 2021/378 D.İş Karar 2021/348
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, müvekkiline olan borcuna karşılık davalı borçlu tarafından 01.07.2021 tarihinde müvekkilinin göndermiş olduğu dava dilekçesi ekinde sundukları dekonttan da anlaşılacağı üzere müvekkilimin açıklamada döviz alımı olarak belirtmesine rağmen 01.07.2021 tarihinde müvekkilinin hesabına gönderilmesi gereken döviz miktarının 01.07.2021 tarihindeki döviz Kuruna göre ödemesi gereken döviz miktarının 667.000,00 TL’lik meblağlı olmak üzere borçlu olduğunu, davalı tarafın yukarıda bildirilen tarihten itibaren müvekkilini sürelik olarak oyalamakta olduğunu her defasında borcunu ödeyeceğini beyan etmesine rağmen borcunu ödemediğini, müvekkilin son dönemlerde borçluyu borcunu ödemesi için sıkıştırdığını, borcunu ödemediği gibi mallarını kaçırma yolunda bazı adımlar attığı duyumlarını aldığını, gelinen aşamada borçluya ilamsız icra takibi tahsili yoluyla icra emri gönderildiği taktirde elindeki diğer mallarını kaçırma ihtimalinin mevcut olduğunu, böyle bir olasılık karşısında müvekkilinin mağdur olacağını ve alacağını tahsilatta sıkıntılar yaşayacağını, 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun Dokuzuncu babı olan 257. Ve devamı maddelerinde İhtiyati Haciz ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler yapıldığını, bu çerçevede özellikle 257/2 maddesinde düzenlenen şartların oluştuğunun açık olduğunu, keza borçlu taraf bu güne borcunu ödemedi gibi çeşitli yollara başvurarak müvekkilini oyaladığını ve her an da müvekkilden mallarını kaçırma eğiliminde olduğunu, böyle bir durum karşısında müvekkilimin mağdur olacağının da açık- olduğunu belirterek mahkemeden müvekkilimin mağduriyetinin önlenebilmesi adına borçluya ait tapu kayıtlarına ve araçlar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarına ve de menkul mallarına alacağımıza yetecek miktarı kadar ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirketin döviz alımı açıklaması ile, müvekkil şirket hesabına 01.07.2021 tarihinde 667.000.TL ödeme yaptığını, davacı şirketin dövizi elden almak talebini müvekkil şirket yetkilisine ilettiğini, müvekkil şirket de şirket yetkilisinin kimliği, imza sirküleri ve sicil belgeleri ile birlikte şahsen hazır olması halinde dövizin elden teslim edilebileceğini ilettiğini, bunun üzerine, davacı şirket yetkilisi …’in kimliğini, ticaret Sicil gazetesini ve imza sirkülerini ibraz etmek sureti ile aynı tarihte müvekkil şirkete ait döviz bürosundan 30.773. EURO ve 46.625.USD dövizi nakden ve elden teslim aldığını, 30.773.EURO 01.07.2021 tarihinde 10.180 TL/EURO kur üzerinden 46.625. USD ise 01.07.2021 tarihinde 8.600293 TL /USD kur üzerinden hesap edilerek tam olarak ödendiğini, davacı şirket yetkilisinin, davacı şirketin gönderdiği 667.000.TL nın karşılığı olarak yukarıdaki bedelleri tahsil ettiği ekte sunduğumuz davacı şirket yetkilisinin imzasını havi döviz satım belgeleri ile sabit olduğunu, yine aynı tarihte davacı şirket yetkilisinden alınan Ticaret sicil gazetesi örneği ve imza sirküleri örneği incelendiğinde teslim alan …’ in davacı şirketi münferiden temsile yetkili müdür olduğunun anlaşıldığını, davacının müvekkil şirket hesabına gönderdiği bedel karşılığı tam olarak davacıya ödenmiş olup, müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin gerek tahsil ettiği bedeller gerekse ödediği bedeller ticari defterlerine işlendiğini, her ne kadar davacı taraf, iddiasını güçlendirmek ve ihtiyati haciz kararı alabilmek için, müvekkil şirketi sözde borcunu ödemesi için sıkıştırdığını ancak alacağını alamadığını beyan etmişse de bu beyan külliyen gerçek dışı olduğunu, müvekkilin aynı gün ödediği bir bedel için aranması ya da sıkıştırılması zaten mümkün olmadığı gibi bu güne kadar da böyle bir talep müvekkile ulaşmadığını, böyle bir talebin müvekkile iletilmesinin mümkün veya anlamlı olmadığını, her ne kadar davacı taraf, iddiasını güçlendirmek ve ihtiyati haciz kararı alabilmek için müvekkil şirketin mallarını kaçırma çabasında olduğunu iddia etmişse de, müvekkilin olmayan bir borcu nedeniyle mallarını kaçırma çabasında olduğu iddiası akla hayale gelmeyecek bir iddia olduğunu, müvekkil şirketin 35 yılı aşkın sektörde faaliyet gösteren, 2 şubesi bulunan şubeleri kuruldukları günden bu yana aynı adreslerde faaliyet gösteren, en ufak bir mali sorunu olmayan bahse konu bedeller her zaman nakden sahip olduğu günlük işlem hacminin çok altında bedeller olduğunu belirterek davacının talebi ve iddiaları, fiili ve yasal dayanaktan yoksun olup, söz konusu beyanlarda bulunan, haksız yere müvekkil şirket aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunan , müvekkil şirketin ticari itibarını ve saygınlığını zedeleyen kişiler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı Nezdinde yasal başvurularda bulunma hakkımızı saklı tuttuklarını belirterek davacının haksız ve mesnetsiz ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/11/2021 tarih ve 2021/348 D.İş Esas – 2021/378 D.İş Karar sayılı kararında;”…Tüm dosya kapsamı belgeler davacının ihtiyati haciz isteminde haklı olduğuna dair mahkememizde olumlu kanat uyandıracak nitelikte bulunmamış olup, keza karşı tarafın mallarını kaçırdığı dair herhangi bir somut bilgi ve belge ibraz edilmemiştir. Sunulan belgelerin İİK.nun 258.maddesinde belirtildiği ölçüde ihtiyati haciz talebinin kabulüne yeterli bulunmadığı kanaatine varılmakla öte yandan ihtiyati haciz isteyen vekilince sunulan dilekçe ve eklerinin incelenmesi neticesinde, talebe dayanak taraflar arasındaki faturalar kapsamında tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı tarafça iddia edildiği şekilde yönündeki davacı iddiası yargılamaya muhtaç olup, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafında mal kaçırma çabası içinde bulunduğuna dair bir delil sunulmadığından koşulları oluşmayan ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin…”gerekçesi ile, İhtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmüş olan 2021/348 D.İş sayılı dosya da müvekkilinin borcuna karşılık davalı borçlu tarafından 01.07.2021 tarihinde müvekkilinin hesabına gönderilmesi gereken döviz miktarının 01.07.2021 tarihinde ki döviz kuruna göre ödenmesi gereken döviz miktarının 667.000,00 TL’lik meblağlı olmak üzere borçlu olduğunu ve borçlunun bu belirtilen miktarı ödememesi ve müvekkili sürekli olarak oyalayarak her defasında borcu ödeyeceğini söyleyerek kandırdığını ve borçlu tarafın mallarını kaçırma yönünde ki hareketlerini gözlemlemekte olduklarını, Böyle bir olasılık karşısında müvekkilinin mağdur olacağını ve alacağını tahsilatta sıkıntılar yaşayacağını bilerek İİK m 257 ve devamı maddelerinde İhtiyati Haciz ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler yapıldığını, bu çerçevede özellikle 257/2 maddesinde düzenlenen şartların oluştuğunun açık olduğunu ve borçlunun borcunu ödemeyerek müvekkili oyaladığını, her an müvekkilinden mallarını kaçırma eğiliminde olduğunu belirterek mahkemeden mağduriyetin önlenebilmesi adına borçluya ait tapu layıtlarına ve araçlar ile 3. Kişilerde ki hak ve alacaklarına ve de menkul mallarına alacağımıza yetecek miktarı kadar ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Davacı taraf ise itiraz ederek söz konusu olan 667.000 TL nin 01.07.2021 tarihinde elden ödendiğini ve bununla ilgili bedelin müvekkile ödendiğine dair makbuz kesildiğini ve bu makbuzlara müvekkilinin parayı teslim aldığına dair imzasının bulunduğunu beyan ettiğini, Bu aşamada ilk derece mahkemesi İİK m 257 ye göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu bulunması halinde ihtiyati haciz istenebileceği, vadesi gelmemiş bir borçtan ise, ancak borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya yahut kaçar yada bu maksatal alacaklının haklarını ihlal eden işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği hükme bağlandığını, yine İİK m 258 gereğince alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirerek deliller göstermek zorunda olduğunu belirtiğini, ilk derece mahkemesi incelemesinde İİK m 258 belirtildiği ölçüde ihtiyati haciz talebinin kabulüne yeterli bulunmadığı kanaatine vararak ihtiyati haciz talebini reddettiğini, Davalı borçlunun, borcu müvekkiline elden teslim ettiğine dair dekont ve makbuz içeren belgelerde müvekkilinin imzası ve bilgisi olmadığını, müvekkilinin imzası başka kişilerce taklit edilerek sahte bir belge düzenlendiğini, ancak müvekkilinin o belgeye imza atmadığı, elden teslim edildiğine dair bir belge imzalamadığını, bu imzalar başka şahıslar tarafından atıldığı gerekli incelemeler yapıldığını açık ve net bir şekilde ortaya çıkacağını, Asıl borçlu olan davalı tarafından sunulan belgelerin imza incelenmesinin yapılmadan hızlı bir şekilde talebimizin reddedilmesinden dolayı itiraz etme nedenleri hasıl olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, paranın elden ödendiğine dair müvekkilinin imzasının bulunduğuna dair belgenin imzasının incelenmesine,dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Talep eden vekili talep dilekçesi ile, müvekkilinin 01/07/2021 tarihinde 667.000 TL’lik döviz alımı yapmak amacıyla karşı taraf borçlu şirket banka hesabına dosyaya sunulan … bank A.Ş.dekontundan da görüldüğü üzere eft yaptığını ancak bu yapılan eft sonucu müvekkiline geri dönen herhangi döviz transferi gerçekleşmediği için müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkilinin mağduriyetinin önlenebilmesi adına borçluya ait tapu kayıtlarına ve araçlar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarına ve de menkul mallarına alacaklarına yetecek miktarı kadar ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, talep dilekçesinin karşı tarafa tebliğ ederek talebin duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Karşı taraf vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirketin döviz alımı açıklaması ile, müvekkil şirket hesabına 01.07.2021 tarihinde 667.000.TL ödeme yaptığını, davacı şirketin dövizi elden almak talebini müvekkil şirket yetkilisine ilettiğini, müvekkil şirketin de şirket yetkilisinin kimliği, imza sirküleri ve sicil belgeleri ile birlikte şahsen hazır olması halinde dövizin elden teslim edilebileceğini ilettiğini, bunun üzerine, davacı şirket yetkilisi …’in kimliğini, ticaret Sicil gazetesini ve imza sirkülerini ibraz etmek sureti ile aynı tarihte müvekkil şirkete ait döviz bürosundan 30.773. EURO ve 46.625.USD dövizi nakden ve elden teslim aldığını, 30.773.EURO 01.07.2021 tarihinde 10.180 TL/EURO kur üzerinden 46.625. USD ise 01.07.2021 tarihinde 8.600293 TL /USD kur üzerinden hesap edilerek tam olarak ödendiğini, davacı şirket yetkilisinin, davacı şirketin gönderdiği 667.000.TL nın karşılığı olarak yukarıdaki bedelleri tahsil ettiğini, ekte sundukları davacı şirket yetkilisinin imzasını havi döviz satım belgeleri ile sabit olduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık konusu, ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) Talep dilekçesinde ileri sürülen iddialar, karşı taraf vekilinin savunması da gözetildiğinde ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, açılacak eda davasında iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Talep tarihi dosyaya ibraz edilen belgeler HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispata yeterli olmadığı gibi talep edenin karşı taraftan alacaklı olup olmadığıda, yargılamayı gerektirmektedir. İhtiyati haciz talep edenin İİK 257/2. Maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının mevcut olduğuna (borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığına) dair dosya içine herhangi bir belge sunmamıştır. İİK 257. Maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının oluştuğuna ilişkin talep ve karar tarihi itibariyle yaklaşık ispata yeterli delil dosya içine sunulmadığından ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati haciz talep edilebileceği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin takdirine göre talep edenin ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinin reddine yönelik verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden taraftan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/01/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.