Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/659 E. 2022/544 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/659 Esas
KARAR NO: 2022/544 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2021 Tarihli Ek Karar
NUMARASI: 2021/810 D.İş Esas 2021/805 D.İş Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haczi talep eden vekili dava dilekçesi ile, karşı taraf borçlunun 20.01.2020 keşide tarihli 60.000-TL bedelli … Girne Şubesi … numaralı çekin yasal hamili olduğunu, borçlulara protesto çekilmesine rağmen çekin bedelinin ödenmediğini, sürekli adres değişikliği yapılarak borcu ödemekten kaçınıldığını, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından açılan takibin borçlu yönünden kesinleşmediğini, bu nedenle borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 07/12/2021 tarihli karar ile, talebin kabulü ile yukarıda yazılı belgeler nedeni ile yine yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı borçluların menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının, yukarıda belirtilen borç tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla ve İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, yukarıda yazılı teminatın yatırılması koşulu ile ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili cevap dilekçesi ile, söz konusu ihtiyati hacizden davalı şirketin ortağı olduğu … Ltd Şti’ne icra dosyasından haciz gelmesiyle haberdar olunduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin Türk vatandaşı olmayıp yabancı uyruklu olduğunu, Türkiye’de yerleşik ikametgah adresi bulunmadığını, KKTC mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu çekin yabancı menşeili bir çek olup T.C. bankalarına ve kanunlarına tabi olmadığını, çek üzerine keşide yeri yazılmadığı gibi karşılıksız olduğunun da çek arkasında yazmadığını, bu çekin kambiyo vasfına haiz olmayıp vadesi gelmiş bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/12/2021 tarih 2021/810 D.iş Esas 2021/805 D.iş Karar sayılı ek kararında; “….Çekin incelenmesinde, muhatap bankanın Girne Çarşı Şubesi olup KKTC sınırları içerisinde kaldığı, borçlunun ikametgahının kayıtlı bulunmadığı, ihtiyati hacze itiraz eden tarafından vekaletnamesinde yurtiçi ve yurtdışı iki adres bildirilmekle … mah … Sokak No:… Avcılar İstanbul adresinin Küçükçekmece Adliyesi yargı sınırlarında, … Mah … Sitesi … Blok D…. Girne KKTC adresinin yurt dışında kaldığı göz önüne alındığında Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğu, talep eden vekilinin borçlunun adresine ilişkin sair itirazlarının yerleşim yeri ispatına yeterli olmadığı, çek ibraz edilmediğinden götürülecek borç niteliği olmadığı, alacaklının yerleşim yeri yetkili olmayacağı, tüm bu açıklamalarla İstanbul Mahkemelerinin yetkisinin bulunmadığı kanaatiyle yetki itirazında bulunan borçlu yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilerek…”gerekçesi ile, İtirazın kabulü ile Mahkememizin 07/12/2021 tarih, 2021/810 D.iş sayılı ihtiyati haciz kararının Yetkisizlik nedeniyle KALDIRILMASINA, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haczi talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mah. 2021/ 810 Değişik İş, 2021/805 Karar Sayılı 27/12/2021 tarihli, davanın reddi yönündeki kararı hukuka ve usule aykırı olduğunu, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası yetkili icra dairesindeki çekte karşılıksızdır kaşesi banka tarafından işlenmediği için takibin örnek 10 yerine örnek 7 olarak genel haciz yoluyla takip işlemine konu edildiğini, bu nedenle borçlunun son bilinen adresinde takip başlatıldığını, Zaten İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi gerekçeli kararında ”Eldeki uyuşmazlıkta dosyaya sunulan çekin incelenmesinde çekin ibraz edilmediği ve çek aslı ihtiyati haciz talep eden elinde bulunduğu anlaşılmaktadır. ” denildiğini, Bu karara göre İlamsız Takiplerdeki Genel Yetki Kuralları gereği Borçlunun, MK gereğince (m. 19-22) ikametgahı (yerleşim yeri) sayılan yerdeki icra dairesi genel yetkili icra dairesi olduğu, borçlunun bilinen son adresi ise Nişantaşı/İstanbul olduğunu, Borçlunun bildikleri en son adresi İstanbul Adliyesi yargı çevresinde olduğunu, Davalı/ Borçlu … yabancı kimlik numarasına sahip Türkiye’de 6 aydan fazla yaşayan ve bu nedenle yabancılara özgü kimlik numarasına sahip olan tarafımızla da ticari iş ilişkisinde bulunan kişi olduğunu, müvekkili ile Nişantaşı/İstanbul olan ev Adresi olarak bildirdiği yani ”Nişantaşı … Cad No …” de buluşmuşlardır. Aynı zamanda müvekkiliminde bir keresinde davalıya bizzat tanıklık yaptığı … Kargo şirketine ev adresi olarak beyan ettiği adreste ”Nişantaşı … Cad No …” adreside olduğunu, bu adresin … tarafından … kargo firmasına da adresi olarak daha öncede müvekkilinin yanında beyan edildiğini, Yerel mahkeme … KARGO Firmasından adres araştırmasını yapmadığını, dosyanın açtıkları 2020 yılında bildikleri tek adresi Nişantaşı/İSTANBUL olduğunu, bilinen adreste de takibin başlatılması, mernis adres yokluğu nedeniyle hukuka uygun olduğunu, Tebligat Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2.maddesinde ‘’Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.’’ denildiğini, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi aynı zamanda özünde cezalandırmayı da amaçlayan bir düzenleme içermekte olduğu, yasa koyucu 5490 Sayılı Kanuna göre doğru adresini zamanında nüfus müdürlüğüne bildirmeyen vatandaşı cezalandırmak amacını güttüğünü, (T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2012/32459–K. 2013/3328 – T. 11.2.2013) Hal böyle olunca İstanbul Adliyesinden yargı yoluna giderek başlattıkları takip hukuka uygun olduğunu, ayrıca İstanbul Adliyesi …İcra Müdürlüğü borçlu … hakkında yapılan İSKİ sorgulaması da İstanbul Adliyesi Yargı çevresini işaret etmekte olduğunu, İSKİ sorgu ekranı …’ın Sözleşme Tarihi 02/07/2021 olan ”… MAH … CD DISKAPI_NO1:… DISKAPI_NO2: … Bina No: … Ek Bina No:… Daire:… KAĞITHANE/ İSTANBUL ” adresli İSKİ durumu hala aktif olduğu, İski sorgu sonucuna göre de borçlu/davalı İstanbul yargı çevresinin yetkisinde olduğunu, Gerekçeli karar da vekaletnamedeki adrese göre yetkili yer Bakırköy Adliyesi olarak belirtilmiştir ki karar kesinlikle hukuka aykırı olduğunu, çünkü vekaletnamenin çıkarıldığı tarih 16/12/2021 tarihi olduğu, taraflarının ise İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne 15/09/2020 tarihinde, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurusu ise 06/12/2021 tarihinde yapıldığını, tüm bu durumlar davalı …’ın mernis adresi belirtilerek yapıldığını, Davalının ise mernis adresi bildirmemesinin yani adresinin yokluğundan faydalandırılarak vekaletnamede var olan adresinden yetkili yer tayini yapıldığını, bu durumun açıkça hukuka aykırı olduğunu, çünkü taraflarının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan 16/12/2021 tarihli vekaletnamedeki adresi bilebilecek, tespit edebilecek durumda olmadığını, bilmekte zorunda olmadığını, Çünkü mernis adresinin olmadığını, Türkiye’de yaşadığı halde mernis adresinin yokluğundan tarafına sürekli menfaat sağlayarak alacaklılarından kaçma halinde olan iş bu şahsın 14. Asliye Ticaret Mahkemesi yetki itirazını kabul ettiğini, İstanul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyada mernis adresi bulunmadığı için ödeme emri tebliğe çıkmadığını, işbu icra dosyasındaki karar 21/12/2021 tarihinde verildiğini, Adresi bulunmadığı için resmi hiçbir işlemde bulunulamayan davalının belirttiği tüm kamu kurumlarındaki adresi farklı olduğunu, resmi bir ikametgah sahibi olmadığını, beyan ettiği adreslerini taraflarının bilemeyeceğini, resmi adresin varlığı yoksa taraflarının bildirdiği adreslerin varlığı mahkemece araştırılması gerekirken sadece davacının sunduğu vekaletteki ikamet dikkate alındığını, ancak İstanbul … İcra Dairesindeki verilen … tarihli karar vekaletteki adresinde yokluğunu ispatlar konumda olduğunu, yine İstanbul 14. Asliye Ticaret mahkemesi de gerekçeli kararında adres bulamadığını, Mahkemenin imkanları ile bulamadığı davalı adresini kendilerinin bilmesinin beklenemeyeceğini, mernis adresinin yokluğu borçlunun sebebiyet verdiği bir kusur olduğunu, Avcılar/İstanbul adresinde borçlu gerçekten ikamet sahibi bile olsa bu durumu nüfus ve ikametgah işlerine bildirmediği için taraflarının yetki tayinine hem ev adresini bildiği yerden, hem … Kargo hem de İski kurumundan ulaştığını, Mahkemenin beyanları doğrultusunda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar oluşturduğunu, dosyayı aydınlatamadığını, Davalının sunduğu Beyoğlu … Noterliğine ait vekaletname İSKİ adresi olan adresindeki noterlikten çıkarıldığını, bu durum bile davalının TMK md 2 e aykırı beyanlarda bulunduğuna açıkça delil olduğun, İski adresi … caddesi iken vekaletnamede aynı adresteki noterlikten verilmiş ve Avcılar/İstanbul olarak sadece beyan edildiğini, mernis sistemlerinde davalının adresi ise olmadığını, Avcılar olarak gözükmediğini, Davalının sunduğu Beyoğlu … Noterliğine ait vekaletname örneğinde belirttiği bir başka adres olan Kıbrıs adresinde ise yaşamadığı Girne Kaza Mahkemesi emniyet araştırması sonucu ortaya çıktığını, İstanbul …İcra Müdürlüğünden borçlunu GİRNE/KIBRIS adresine tebligat bila ikmal geri döndüğünü, Yine alacaklısı oldukları ve karşı tarafın borçlu olarak yer aldığı bir dosyada KKTC’de 26.04.2021 tarihinde başvurduklarında Girne Kaza Mahkemesi 679/2021 Dava No’da yer alan …’ın en son 19/02/2020 tarihinde ada dışına çıktığını ve emniyet araştırması sonucunda …’ın Türkiye’de yaşadığını tespit ettiğini, Girne Kaza Mahkemesi talep gibi karar vererek 01/11/2021 tarihinde muadil tebliğ emri verdiğini, …’ın tarafına çıkarılan ödeme emirleri kendisine asla tebliğ edilmediğini, kendisi borçlularından kaçma şüphesiyle hareket etmekte olduğu ve mernis adresi bildirmediğini, tüm hukuki işlerini 3. şahıslara verdiği vekaletname örneği ile yaptırmakta olduğu, bu vekaletname düzenlenme şeklinde yapılmış olup binlerce işleme yetki içerdiği tarafımızca ihtiyati haciz mahalinde tespit edildiğini, Bu vekaletler, icra takibi başlattıkları tarihe daha yakın olmakla beraber bu adreslere göre de yetkili mahkeme yine İstanbul Mahkemeleri olduğunu, Yani borçlu adreslerinin hiçbirinde yaşadığı gerçek adresi beyan etmemekte olduğu, kaçak olarak resmi kurumlara beyan ederek bu şekilde borçlarından kurtulmakta olduğunu, kaldı ki ihtiyati haczin amacıda buna hizmet eder, borçlularından sürekli kaçan kişiler veya kurumlar için alacaklıyı korumak için kanun hükmü getirildiğini, Mernis adresi olmayan sadece vekaletnamede ki tek bir beyanla hüküm oluşturarak borçlu hakkında takibimizin açıldığı tarih veya ihtiyati hacze başvurdukları tarihlerde borçluya ait bir adres araştırmasına konu talepleri dikkate alınmadan doğrudan tek bir adresle yetki tayini hukuka uygun olmadığı gibi, mahkemenin dosyamızı aydınlatmadan eksik araştırma ile hüküm kurduğunun gösterdiğinden kararının kaldırılması gerektiğini, Yetkili yer tayini kararı verilecek ise de, haciz mahalinde buldukları vekaletnamelerdeki adresler, İSKİ adresi ve … Kargo adreslerindeki ev adresi beyanlarının dosya açılış tarihi ile uyum sağladığı ve bilinen son adres olduğu göz önünde bulundurularak İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yeniden karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın kabulü kararının istinaf incelemesi ile kaldırılması istemine ilişkindir. Somut olayda dosyaya ibraz edilen ihtiyati haciz talebine konu çek incelendiğinde; muhatap bankanın … Girne Çarşı Şubesi/KKTC olduğu, çekin keşidecisinin … olup uyap’ta yapılan nüfus kaydı sorgusunda Türk Vatandaşı olmadığı, muterizin beyanına göre KKTC vatandaşı olduğu anlaşılmıştır. MÖHUK 40. maddede “Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder.” hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati hacizde yetki İİK 258 ve 50. Maddeleri yollaması ile HMK hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir ve yine 9. maddede Türkeye’de yerleşim yerinin bulunmaması halinde yetki düzenlenmiş olup, maddeye göre Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davalının Türkiye’de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Buna göre davalının mutad meskeninin bulunduğu yerin tespiti önem taşımaktadır. Uyap sisteminden İSKİ sorgu ekranında yapılan sorgulamada, …’ın adresinin ”… MAH … CD DISKAPI_NO1:… DISKAPI_NO2: … Bina No: … Ek Bina No:… Daire:… KAĞITHANE/ İSTANBUL ,” olduğu, İSKİ kaydının aktif olduğu, İski sorgu sonucuna göre de muterizin adresinin İstanbul Adliyesi yargı çevresi içerisinde kaldığı, buna göre Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayan muterizin mutad meskeni Kağıthane/ İstanbul’dur. Açılmış olan davada HMK 9. maddesine göre mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.) Süresinde bankaya ibraz edilmeyen talep konusu çek nedeniyle ihtiyati haciz isteyen kambiyo hukukundan doğan haklarını yitirmişse de İİK.’nun 258/1. maddesi gereğince, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden, yaklaşık ispat yeterlidir. Ayrıca alacağın kambiyo senedine bağlanması şart değildir. Bu nedenlerle İİK.’nın 257 maddesinde gösterilen şartlar çerçevesinde talebin ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Kural olarak çek yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği takdirde TTK’nun 808.maddesi uyarınca hamil kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideci yada cirantaya karşı çeke delil başlangıcı olarak dayanarak dava açması yada TTK’nun 818. yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken 732.madde uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciden alacağını talep etmesi gerekmektedir. Eldeki uyuşmazlıkta dosyaya sunulan çekin incelenmesinde keşidecisinin borçlu … olduğu ve çek aslı ihtiyati haciz talep eden elinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Muteriz vekilinin diğer itiraz sebeplerinin İİK 265. maddesinde tahdidi olarak sayılan itiraz nedenleri arasında gösterilmediği, dosyaya sunulan belgelere göre yaklaşık isbatın gerçekleştiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İDM. nin 27/12/2021 tarihli ek kararının HMK. 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurularak muterizin ihtiyati haciz kararına yönelik itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz talep edenin istinaf talebinin KABULÜ ile; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2021 tarih ve 2021/810 D.İş Esas 2021/805 D.İş Karar sayılı ek kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce itiraza yönelik olarak yeniden hüküm kurularak; 1-İtiraz eden …’ın İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2021 tarih ve 2021/810 D.İş Esas – 2021/805 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararına yönelik itirazlarının REDDİNE, 2-İtiraz eden borçlunun itirazı reddedilip ilk derece mahkemesi tarafından verilen 07/12/2021 tarihli ihtiyati haciz kararı aynen geçerliliğini koruduğundan, yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 3-Yasa gereği ihtiyati hacze itiraz yönünden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İhtiyati haciz talep eden vekille temsil edildiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT 2. kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre hesaplanan 1.405,00.TL vekalet ücretinin ihtiyati hacze itiraz edenden alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 6-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 80,70.TL istinaf karar harcının ihtiyati haciz talep edene iadesine, 7-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 40,00.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 260,70.TL’nin itiraz edenden alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine, 8-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 9-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.