Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/602 E. 2022/1012 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/602 Esas
KARAR NO: 2022/1012 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/554 Esas – 2021/853 Karar
TARİH: 17/11/2021
DAVA: Şirkete Temsil Kayyımı Atanması
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dışı … ile davalı şirket arasında derdest İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/384 E. sayılı şirketin feshi davasında asli müdahil olarak yer almakta olduklarını, bu davada verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2018/1199 E. 2019/962 K. sayılı 04/07/2019 tarihli hükmü ile TMK 426 doğrultusunda davalı şirkete temsil kayyumu tayini gerektiği gerekçesiyle dosyanın geri çevrildiğini ileri sürerek davalı şirkete bir temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/11/2021 tarih ve 2021/554 Esas 2021/853 Karar sayılı Kararı ile; “Sonuç olarak ticaret sicil kayıtlarına, kayda göre ve söz konusu BAM kararında da belirtildiği üzere davacı …’nın davalı şirketi münferiden temsile yetkili olmasına ve başka bir temsilcinin söz konusu olmamasına, şirket ile davayı açan tek temsilcinin arasında bu şekilde menfaat çatışması bulunmasına, eldeki davayı açan şirketin o davada asli müdahale talebinde ve istinaf talebinde bulunmuş olmasına nazaran eldeki davayı açmada hukuki yararının bulunmasına, BAM kararı ve buna bağlı oluşturulan söz konusu 09/09/2021 tarihli ara karar gereklerine ve o davada davalı şirketin temsilinin sağlanması gereğine, TMK. Madde 426 düzenlemesine ve tüm dosya kapsamına nazaran 2015/384 Esas sayılı davada ve bu davada davalı olan şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması için gerekli yasal ve maddi şartların olayda gerçekleştiği kanaatine varıldığından sübut bulan davanın kabulüne ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçeleri ile; “Davanın KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/384 Esas sayılı dosyasında işlem gören davada “… ANONİM ŞİRKETİ” ünvanlı davalı şirketi temsil etmek üzere Av. …’nun temsil kayyımı olarak görevlendirilmesine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkiline usulüne uygun tebliğ yapılmadan, dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, savunmaları ve delilleri dosyaya sunulmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, Bu davaya dayanak olan İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/384 E. sayılı dosyasında davacı tarafından davadan feragat edildiğini, Söz konusu dava sonrasında şirketteki organ boşluğunun giderildiğini, şirketin temsil ve ilzamına ilişkin olarak şirket genel kurulunun toplandığını ve yönetim kurulu ile denetim kurulunun seçildiğini, yapılan genel kurulla şirketteki organ eksikliğinin tamamlandığını, şirketin yönetim kurulu ve denetim kurulları oluşturulmuşken mahkemece şirkete kayyum atanması hukuka aykırı olup kabul edilemeyeceğini, Ayrıca davacının davalı şirkette herhangi bir hissesi, ortaklığı, yönetim ve denetim kurulu üyeliği vs bulunmamakta olduğunu, hissedar olmayan davacının müvekkili şirkete kayyum atanması için dava açmasının TTK ve yasal mevzuat hükümleri gereğince hukuken mümkün olmadığını, TTK 426 maddesinde belirtilen şartların dava konusu olayda oluşmadığını, menfaat çatışmasını gerektirir bir durumun da bulunmadığını, Davacı yabancı menşeili bir şirket olduğu için teminat gösterme zorunluluğu bulunmasına rağmen teminat alınmadan yargılama yapılmasının doğru olmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 4721 sayılı TMK’nun 426.maddesi uyarınca şirkete temsil kayyımı atanması istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-d m. uyarınca tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olup, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda, öninceleme duruşmasında tebligatların yapıldığı, taraf teşkilinin sağlandığı belirtilmiş, yine gerekçeli kararda davalıya Teb.K. 35.m. uyarınca tebliğ yapıldığı belirtilmiş ise de, dosya incelendiğinde, davalı şirkete yapılan dosya kapsamında mevcut tüm tebliğlerin bila tebliğ iade edilmiş olduğu, dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan karar verildiği görülmüştür. Bu itibarla mahkemece taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilerek savunma hakkını kısıtlar şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a4 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve dosyanın mahkemesine iadesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2021 tarih ve 2021/554 Esas – 2021/853 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.