Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/584 E. 2022/513 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/584
KARAR NO: 2022/513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2021 ( İhtiyati Tedbir Ara Kararı )
DOSYA NUMARASI: 2019/561 Esas
TALEP: İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket tarafından geliştirilen müşteri portföylerinin, sözleşmelerin, tekliflerin ve genel olarak ticari sır niteliğindeki belgelerin daha önce müvekkili şirket bünyesinde çalışmış olan … tarafından kopyalanmak ve bu kopyaların …, …, … ve… tarafından kurulan … AŞ. (“…”) aracılığıyla kullanılmak suretiyle haksız kazanç elde edildiğini, davalı …’nun rakipleri olduğunu, bu durumun ortadan kalkması ve müvekkili şirketin ciddi miktarlarda maddi ve manevi zarara uğramaması amacıyla davalı şirket …’nun faaliyetlerinin durdurulmasıa ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, işbu taleplerinin reddi halinde dava konusu devam eden hukuka aykırılığın önlenmesi açısından haksız rekabet teşkil edecek bilgi, belge ve dokümanların müvekkili şirkete iadesinin yapılması ve bu dokümanların davalılar tarafından kullanılmasının men’i yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istediklerini belirterek, davalı şirketin ticari unvanının terkinine, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalıların devam etmekte olan haksız rekabetinin men’ine, davalıya ait internet sitesinin kapatılmasına ve davalıların ticari faaliyetlerinin durdurulmasına, HMK 107 uyarınca davalıların hukuka aykırılıkları dolayısı ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla en az 1.000 TL tutarın mevduata uygulanan en yüksek faizi ile müvekkili şirkete ödemelerine, müvekkilinin ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle toplam 20.000 TL tutarındaki manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu taleplerinin reddi halinde Türk Ticaret Kanunu’nun 54 ila 63. maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hükümleri çerçevesinde davalıların müvekkili şirketi uğrattıkları zararın mevduata uygulanan en yüksek faizi ile müvekkili şirkete ödemelerine, 56. maddenin tamamında öngörülen içerikte, bilhassa 56/(1)/son bendi uyarınca gerçekleşen durumlardan ötürü ortaya çıkan zarar ve davalıların elde ettikleri menfaatlerin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile müvekkili şirkete ödemelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 25/10/2021 tarih ve 2019/561 Esas sayılı İhtiyati Tedbir Ara Kararı ile; “Davacı vekili tarafından davalı şirketin tüm faaliyetlerinin durdurulmasının talep edildiği, gelinen aşamada davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri olup olmadığı, var ise faaliyetlerinin tamamında bu eylemlerin bulunup bulunmadığı ve yine var ise davacıya verilen zarar hususlarının yargılamayı gerektirdiği, mahkememizce bu aşamada telafisi güç bir zararın doğacağı yönünde kanaat edinilemediği, tarafların menfaat dengesi de gözetildiğinde , davalının tüm faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik İhtiyati Tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; “İhityati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı … istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, ilaveten; davalılardan …’ın müvekkili şirket bünyesinde çalışırken, eş zamanlı olarak rakip firma olan diğer davalı … (“…”)’da da çalışmak ve müvekkili şirkete ait ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgeleri rakip firma ile paylaşmak suretiyle, diğer davalı … (“…”)’nin ise müvekkili şirket hilafına haksız menfaat elde etmek suretiyle haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunun görülmekte olan davada sübuta erdiğini, Haksız rekabetin men’i ve tecavüzün önlenmesini teminen uyuşmazlığın esası hakkında karar verilinceye dek müvekkili hilafına haksız olarak zenginleşmeye devam eden ve rekabet piyasasında haksız surette rakipleri önüne geçmeye çalışan davalı …’nin ticari faaliyetlerinin durdurulmasına tedbiren karar verilmesi gerekirken mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalılardan … tarafından müvekkili şirkette çalıştığı süre zarfında erişimine açık olan ve rakip firma olan diğer davalı … ile paylaşmış olduğu ticari sır niteliğindeki gizli bilgi ve belgelerin üretiminin dahi müvekkili şirket’in aylar ve yıllar boyu onlarca kişiden müteşekkil ve temini pahalı nitelikli iş gücünün tam zamanlı şekilde -Şirket’e iş kanunlarının getirdiği tüm yükler ile- bağlı çalışmaları ve emekleri ile gerçekleştirilmiş olması sebebiyle, haksız ele geçirilerek (ve ifşa ile özgünlüğü ve değerini yitirmekle) müvekkili şirketin parayla ölçülebilir malvarlığında olağanüstü büyük bir eksilmeye sebep olmakla bu bilgi ve belgelerin davalılarca kullanılmaya devam ettiği müddetçe müvekkili şirketin maddi ve manevi zararına sebebiyet verileceğini,Telafisi güç zararların oluşmaması ve davalı şirketin rekabet piyasalarında rakipleri hilafına haksız rekabet ederek öne geçmemesi adına ticari faaliyetlerinin tedbiren durdurulması gerektiğini, zira davalı şirket …’nun faaliyetleri devam ettiği müddetçe, müvekkili şirketin gizli bilgileri, ticari sırları ve tekniklerine tecavüz edilmek suretiyle davalı …’nun rakip firma vaziyetinde olduğunu, bu durumun ortadan kalkması ve müvekkili şirketin ciddi miktarlarda maddi ve manevi zarara uğramaması amacıyla davalı şirket …’nun faaliyetlerinin durdurulması, davanın esası hakkında karar verilinceye dek buna ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini,Mahkemece ihtiyati tedbir talebine ilişkin yapılan incelemenin sadece ihtiyati tedbir talebinin kabule değer olup olmadığını takdir edebilecek kanaatin kendisinde uyanması ile sınırlı olmasına rağmen, mahkemenin davanın esasına yönelik yaklaşık ispat kuralının ötesine geçerek bir değerlendirmede bulunduğunu, Dosya kapsamında mevcut bilgi, belge ve açıklamaları ışığında müvekkili aleyhine telafisi güç zararların oluşacağına yönelik yaklaşık ispat kuralının sağlandığını, tedbir için tam bir ispata gerek bulunmadığını, davalı … tarafından ticari sırların ifşası atılı suçuna yönelik yürütülen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasında İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 01/10/2018 tarih ve 2018/4744 Değişik İş sayılı arama, el koyma ve inceleme kararına istinaden davalı şirket … bünyesinde kolluk tarafından yapılan arama ve el koyma işlemleri ve dosya kapsamındaki şüphelilerin dijital materyalleri üzerinde yapılan Adli Bilişim İncelemesinde müvekkili şirkete ait ticari sır niteliğindeki belgelerin e-posta ve Whatsapp üzerinden davalı şirket … kurucusu ve hissedarı … ile paylaşıldığı hususunun açık bir biçimde tespit edildiğini, ilgili soruşturma neticesinde 15/05/2019 tarihli iddianamenin kabulü ile davalı hakkında İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/317 E. sayılı dosyası ile ticari sırların ifşası suçundan kamu davası açıldığını, Davalı …’ın, Davalı şirket …’nun yöneticisi … ile paylaştığı belgelerin bazılarının; a) …’ın, müvekkili şirket tarafından devlet televizyonu olan Türkiye Radyo Televizyonu (“TRT”) için iki yıllık özel bir çalışma ile hazırlanan “TRT’nin bütün içeriklerinin korunması ve daha fazla gelir elde edilmesi hizmeti” konulu, yaklaşık 14 milyon TL’lik ticari değere sahip hizmet teklifini …@gmail.com e-posta adresinden, Davalı … kurucu hissedarı …’ya ait …@….com adresine Google’ın Drive çevrimiçi ortamından ifşa ettiği, b) Müvekkili şirket’in müşteriyle olan sözleşmelerini ifşa ettiği, c) … film şirketi için hazırlanmış teklifi ifşa ettiği, d) Televizyonlardan ATV televizyon kanalı için müvekkili şirketin hazırlamış olduğu yaklaşık 5 milyon TL’lik internet üzerinden video yayıncılığı, …’nin Youtube kanallarının incelenmesi ve tahmini gelirlerin öngörüldüğü gelir verilerini de içeren çalışmasını ifşa ettiği, e) Müvekkili şirket tarafından kendisine tanımlanmış olan …@…com e-posta adresinden müvekkili şirkete ait 65.000 TL’lik bir web sitesi yapım teklifini ifşa ettiği, f) Kendisine tanımlı şirket e-postası üzerinden müvekkili şirket müşterilerine ait isim ve kategori bilgilerinin …@…com adresinden ifşa ettiği, g) Müvekkili şirketin e-posta adresinde iletişim kurduğu müşterilerinin e-posta adresleri ve iletişim bilgilerini içeren Gmail üzerindeki müşteri portföyü klasörünün kendi özel e-posta adresine gönderilerek ifşa edildiği hususlarının tespit edildiğini, Bu saymış oldukları bilgi ve belgeler ile açıklamış oldukları hususların, mahkemenin ihtiyati tedbir isteyenin hakkının mevcut olduğuna kanaat getirmesi, başka bir ifade ile onun haklılığını kuvvetle muhtemel görmesi için yeterli ve somut deliller olup ifşa edilen bilgi ve kayıtların müvekkili şirketin şu aşamada tespit dahi edilemeyecek milyonlarca lira zararına sebebiyet verdiğinin de şüphesiz olduğunu, somut olay şartlarında kanunun aradığı anlamda ihtiyati tedbir şartları oluştuğunu, taleplerinin reddi yönünde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece eksik inceleme ile ret kararı verildiğini, davalı şirketin tüm faaliyetlerinin durdurulması dışında müvekkili şirkete ait bilgi, belge ve dokümanların davalılar tarafından kullanılmasının men’i yönünde ihtiyati tedbir taleplerinin ayrıca göz önünde bulundurulmadığını, dava dilekçelerinde, davalı şirketin ticari faaliyetlerinin tedbiren durdurulması talep edilmiş olmakla; bu taleplerinin reddi halinde dava konusu devam eden hukuka aykırılığın önlenmesi açısından haksız rekabet teşkil edecek bilgi, belge ve dokümanların davalılar tarafından kullanılmasının men’i yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece yapılan incelemede yalnız “davalının ticari faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik” ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde hüküm tesis edildiğini, HMK 391. maddesi uyarınca, muhtemel zararların önüne geçebilmek adına mahkemece her türlü tedbire hükmedilebileceğini, savcılık dosyası kapsamında davalı şirket bünyesindeki dijital materyaller üzerinde gerçekleştirilen adli bilişim incelemesinde müvekkili şirkete ait ticari sır niteliğindeki belgelerin e-posta ve Whatsapp üzerinden davalı şirket … kurucusu ve hissedarı … ile paylaşıldığının tespit edildiğini, üstelik bu bilgi ve belgelerin somutlaştırmak suretiyle tek tek sayılarak, dosyaya ibraz edilmiş olmasına rağmen ve yargılama boyunca söz konusu ticari bilgi, belge ve dokümanların kullanılmasının men’i yönünde tedbir kararı verilmediği müddetçe müvekkili şirketin doğrudan ticari faaliyetlerine ilişkin olması sebebiyle hak kayıplarının ve de maddi zararların yaşanmasının kuvvetle muhtemel olduğunu (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3452 E. 2021/6001 K. ) İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalıların devam etmekte olan haksız rekabetinin men’ini, davalıların ticari faaliyetlerinin durdurulmasını, müvekkili şirkete ait ticari bilgi, belge ve dokümanların kullanılmasının men’i yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, haksız rekabetin men’i, davalı şirketin ticari unvanının terkini, maddi ve manevi tazminat davasında, ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere; mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ve uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür.TTK’nın 61. maddesinde haksız rekabet davalarında talep üzerine mahkemece mevcut durumun aynen korunmasına, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve diğer tedbirlere HMK’nın ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebileceği belitilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, haksız rekabet ve iddia edilen zararın oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi bulunduğuna dair talep ve karar tarihi itibarı ile dosyada mübrez belge ve delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, ayrıca netice-i talebi karşılayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin de mümkün olmadığı anlaşılmakla, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin 25.10.2021 tarihli ara kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 21,4 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.