Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/577 E. 2022/1516 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/577
KARAR NO: 2022/1516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2021
DOSYA NUMARASI: 2018/906 Esas – 2021/677 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı/borçlu …’ın sebepsiz zenginleşmesine neden olan, hükümsüz olduğu tespit edilen şirket genel kurul kararına istinaden huzur hakkı adı altında ödenen 24.841,61 -TL’nin şirkete ödenerek iadesi için davalı borçlu aleyhinde icra takibine girişilmiş ise de, davalı borçlu tarafından takibe haksız ve kötüniyetli şekilde itiraz edildiğini, davalı borçlunun müvekkili şirketin 29.01.2014 tarihinde gerçekleşen Genel Kurul toplantısında alınan karar ile yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, aynı genel kurulda yönetim kurulu üyelerine toplantı başına 5.000-TL huzur hakkı ödeneceğine dair de karar alındığını, ancak İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/90E ve 2015/785K sayılı ilamı ile 29.01.2014 tarihinde gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantısında alınan genel kurul kararlarının tamamının mutlak butlanla malul olduğu, eş bir deyiş ile baştan itibaren hükümsüz olduğunun tespit edildiğini, bu ilamın kesinleşmesi ile davalı borçlunun hiç yönetim kurulu üyeliğine seçilmemiş ve yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödemesine ilişkin karar alınmamış sayıldığını, Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/90E ve 2015/785K sayılı ilamının 10.05.2017 tarihinde kesinleşmesi ile yapılan ödemenin borçlunun sebepsiz zenginleşmesine yol açtığının şüphesiz olduğunu, mezkur ödemenin iadesi için davalıya yazılı ve sözlü olarak defalarca başvurulmuş olmasına karşı davalının huzur hakkı ödemesinin iadesinden imtina ettiğini belirterek, davalarının kabulü ile davalı/borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı/borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafca davanın reddi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/10/2021 tarih ve 2018/906 Esas – 2021/677 Karar sayılı kararı ile; “….Davacı tarafından 7 nolu celsede de mazeret dilekçesi sunulmuş ve ve davalı tarafça mazeret kabul edilmemiştir. 8 nolu celsede davacı vekilince duruşmadan bir gün önce 26.04.2021 tarihli mazeret dilekçesi sunulduğu, ancak gerekçelendirilmediği görülmüş, davalı davayı takip etmediğini ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiştir bu nedenle davacı vekilinin mazeretinin son kez kabulüne, bundan sonraki duruşmaların takip edilmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılacağı ihtaratı yapılmış, ihtarat tebliğ edilmiştir. 9 nolu celsede davacı vekilince vekillikten istifaya ilişkin dilekçe ile mazeret dilekçesi sunulduğu davalı tarafından, dosyanın takip edilmediği bildirildiğinden, dava dosyası bilirkişide olduğundan, dosyanın uyapta kayıtlı evraklarının incelenmesi için dosya incelemeye alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden, davacı vekilinin duruşmadan 1 gün önce istifa dilekçesi sunduğu, ihtaratın yapıldığı, davacı şirketin yargılama sırasında ünvan değiştirdiği, birden fazla vekille temsil edildiği, ihtaratın her iki vekil tarafından öğrenildiği, tüm bu nedenlerle 28/09/2021 tarihli celsede verilen mazeret dilekçesi kabul edilmiyerek basit yargılamaya tabi olan davada davanın açılmamış sayılmasına ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-HMK 340/4 atfı ile HMK 150/5 maddesine göre DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, … ” karar verilmiş ve karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/906 E. numarasıyla görülmekte olan dosyanın;
A) 03.03.2020 tarihli 5. celsesinde İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/90 E. ve 2015/785 K. Sayılı kararının kesinleşmesine dair müzekkere cevabı beklenirken kendileri tarafından müzekkere cevabının beklenmesi, ülkemizdeki COVID-19 bulaş sayısının zirveyi görmesi ve başka duruşmalarının bulunmasından bahisle mazeret sunulduğunu, ancak mahkemenin mazeretlerini kabul etmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdiğini, dosyayı yenilediklerini ve bir sonraki duruşma olan 19.01.2021 tarihli 6. celsede bilirkişi incelemesi talep edilmiş olsa da hala İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/90 E. ve 2015/785 K. sayılı kararının akıbetine dair müzekkere cevabı beklendiğinden dosyanın bilirkişiye tevdi edilemediğini, 27.04.2021 tarihli 7. celsede ise nihayet dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verildiğini ve gerekli giderler yatırılarak dosyanın bilirkişiye teslim edildiğini,
B) 28.09.2021 tarihli 9. celsede dosya hala bilirkişideyken dosyanın bilirkişide olması ve başka duruşma ile mesleki toplantıları bulunduğundan bahisle mazeret verildiğini ve ayrıca dosyanın diğer vekilinin dosyadan istifa ettiğini bildirdiğini, ilk derece mahkemesince dosya bilirkişide olduğundan davalının dosyanın müracaata bırakılması talebinin UYAP üzerinde kayıtlı olan evraklardan incelenmesine karar verildiğini, ancak bu şekilde bir inceleme yapmadan bir sonraki duruşmayı 05.10.2021 tarihine bıraktığını,
C) 05.10.2021 tarihli 10. celsede duruşmaya fiziken katılım sağlandığını, ancak bir önceki celse sundukları mazeret dilekçesinin reddine karar verilerek katılım gösterdikleri duruşmada dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, dosya bilirkişideyken mazeretlerinin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, 28.09.2021 tarihli 9. celsede dosya hala bilirkişideyken dosyanın bilirkişide olması ve başka duruşma ile mesleki toplantıları bulunduğundan bahisle mazeret verildiğini, ayrıca dosyanın diğer vekilinin dosyadan istifa ettiğini bildirdiğini, rapor hazırlanması için bilirkişide olan dosyanın duruşmasına taraf vekili olarak katılım sağlandığında yapılabilecek tek şeyin dosyanın bilirkişiden dönüşünün beklenmesini talep etmek olduğunu, yapılacak diğer taleplerin dosya fiziken bulunmadığından dikkate alınamayacağını, dosya fiziken bulunmadığından usulüne uygun bir duruşma yapılabilmesinin mümkün olmadığını, ilk derece mahkemesinin de aynı sebeple dosya fiziken bulunmadığından mazerete dair herhangi bir inceleme yapamadığını, duruşmayı 05.10.2021 tarihine bıraktığını, Katıldıkları duruşmada daha önce katılmadıkları duruşmadaki mazeretlerinin kabul edilmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasının fahiş hata olduğunu, ilk derece mahkemesinin dosya bilirkişide olduğu için mazerete dair inceleme yapamayıp duruşmayı 05.10.2021 tarihine bıraktıktan sonra 05.10.2021 tarihli duruşmaya fiziken katılım sağladıklarını, ancak fiziken katıldıkları duruşmada, bir önceki celse dosya bilirkişideyken sundukları mazeret reddedilerek davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, dosya fiziken olmadığı için dosyayı inceleyemeyen mahkemenin tarafın katılımını zorunlu görmesinin kendisiyle çelişmekte olduğunu, taraf gelmediği için dosya yürümüyorsa mahkemenin neden o celse karar veremediğinin muamma olduğunu, dosyayı takip ettiklerini, duruşmaya fiziken katılım sağlandığını, dosyayı takip etmiyor olsalardı ilgili giderlerin yazılmayacağını ve dosyanın bilirkişiye tevdii edilmemiş olacağını, fiziken katıldıkları dosyada yüzlerine dosyayı takip etmediklerini beyan ederek dosyayı işlemden kaldırmanın abesle iştigal olduğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/1027 E – 2018/2963 K sayılı ve 09.07.2018 tarihli kararında celse arasında dosya ele alınmaksızın bir sonraki celse kaldırma kararı verilmesini hatalı bulduğunu, İlk düşme kararının COVID-19 pandemisinin tavan yaptığı döneme denk geldiğini, Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile icra-iflas hukuku dışındaki tüm sürelerin 13 Mart-15 Haziran tarihleri arasında durmasına karar verildiğini, ilk düşme kararının verildiği 5. celsenin 03.03.2020 tarihine yani sürelerin durduğu tarihten 10 gün öncesine tekabül ettiğini, bu tarihte COVID-19 bulaş sayılarının ülkemizde tavan yaptığını, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/90 E – 2015/785 K sayılı kararının kesinleşmesine dair müzekkere cevabının gelmemesi ve pandemi koşulları da göz önüne alınarak mazeret sunulmuş olduğunu, olağanüstü koşullar dikkate alınmaksızın verilen ilk düşme kararının hukuka ve vicdana uygun olmadığını, Dosyanın tek avukatla takip edildiğini, davacının birden fazla avukatı olduğu beyan edilmiş olsa da davacının eski vekili Av. …’nun SGK’ lı olarak bir kurumda çalışmaya başladığını ve dosyayı takip etmesinin mümkün olmadığını, buna ilişkin istifasını daha önce mahkemeye sunduğunu, bu istifa dikkate alınmaksızın dosyanın birden fazla avukatla takip edildiği beyanının hatalı olduğunu, üstelik söz konusu istifanın davacı asile de tebliği gerektiğini, bunun yerine getirilmemesinin savunma hakkının ihlaline yol açtığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu bozulmasına/ kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalıya huzur hakkı ödenmesine karar verilen şirket genel kurulunun mahkeme kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak davalıya ödenen huzur hakkı bedellerinin istirdatı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın HMK’nın 340/ atfı ile 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nin; 03/03/2020 tarihli 5 nolu celsesinde; davacı vekilinin geçen celse mazeret nedeniyle duruşmaya iştirak etmediği, bu celse de davacı vekili tarafından bildirilen mazeretin davalı tarafça kabul edilmediği ve davacı tarafın kendisini birden fazla vekil ile temsil ettirdiği dikkate alınarak davacının mazeretinin reddine karar verilerek HMK150. maddesi uyarınca dosya işlemden kaldırıldığı, davacı vekilince dosya yenilenerek yargılamaya devam olunduğu, 19/01/2021 tarihli 7. celsesinde; davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gününün UYAP sistemi üzerinden öğrenilmesine, dosyanın bilirkişiye tevdi ile rapor alınmasına karar verildiği, 27/04/2021 tarihli 8 nolu celsesinde; davacı vekilinin mazeretinin son kez kabulüne, bundan sonraki duruşmaların takip edilmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılacağı ihtaratına (işbu duruşma zaptının tebliği suretiyle ihtaratın yapılmasına) ve dosyanın bir önceki celse 2 nolu ara kararı gereği bilirkişiye tevdiine, rapor geldiğinde taraflara tebliğine karar verildiği ve 27/04/2021 tarihli duruşma tutanağının davacı vekiline 02/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Davacı vekili Av. … 27/09/2021 Uyap kayıt tarihli dilekçesi ile; gördüğü lüzum üzerine dosyadaki vekillik görevinden çekildiğini, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 175. maddesine uyarınca, müvekkilinin vekaletnamesinde bildirdiği adrese avukat tarafından yapılacak her tebliğat kendisine yapılmış sayılacağından müvekkilinin vekaletnamesinde bildirdiği adresine istifa dilekçesinin tebliğ edilmesini talep etmiştir. Davacı vekili Av. … 27/09/2021 Uyap kayıt tarihli mazeret dilekçesinde; SGK’lı olarak bir kurumda çalışmaya başlamış olduğu için; bu dosyayı takip etmesinin mümkün olmadığını, aylık SGK hizmet dökümünü ekte sunduğunu, bu doğrultuda; istifa dilekçesi sunduğunu, müvekkili nezdinde her hangi bir hak kaybına yol açmamak adına, belgeli mazeretinin kabulü ile bundan sonra tebligatların asile yapılmasını talep ettiğini beyan etmiştir. Davacı vekili Av. … 28/09/2021 Uyap kayıt tarihli mazeret dilekçesi ile; İstanbul 10. ATM 2021/204 E. Sayılı dosyasının duruşmasına girme zorunluluğu bulunduğundan geciktiğini, duruşmanın bekletilmesini, aksi takdirde mazeretli sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 28/09/2021 tarihli 9 nolu celsesinde; davacı vekilince vekillikten istifaya ilişkin dilekçe ile mazeret dilekçesi sunulduğu, davalının dosyayı takip etmediğini, dosyanın müracaata bırakılmasını istediğini beyan etmesi üzerine mahkemece, davalı vekilinin dosyanın müracaata bırakılması talebinin dosya bilirkişide olduğundan, UYAP üzerinde kayıtlı evraklarından incelenmesine, davacı asile tebligat çıkartılması hususunun dosya incelendikten sonra değerlendirilmesine karar verildiği, 05/10/2021 tarihli celsede taraf vekillerinin hazır olduğu ve mahkemece, davacı vekilinin 28.09.2021 tarihli mazeret dilekçesinin reddine karar verilerek, HMK 340/4 atfı ile HMK 150/5 maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir. Dava 23/07/2018 tarihinde açılmış olup, basit yargılama usulüne tabidir. Davacı şirketin ünvanı … iken … Sanayi ve Tic. A.Ş. olarak değişmiş, yargılama sırasında davacı şirketi, vekillikten istifa eden Av. … ve 13/01/2020 tarihli vekaletnameye istinaden Av. … ve Av. … tarafından yetki belgesi verilen Av. … vekil olarak temsil etmiştir. Somut uyuşmazlıkta; 28/09/2021 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi sunan Av. … mazeretini belgelendirmemiş ise de, diğer vekil …’nun vekillikten istifa dilekçesi ile birlikte mazeret dilekçesi ekinde SGK’lı olarak bir kurumda çalışmaya başladığına dair belge ibraz ettiği görülmektedir. Av. … tarafından ibraz edilen istifa dilekçesi mahkemece davacı asile tebliğ de edilmemiştir. Bu durumda adı geçen vekilin mazeretini belgelendirdiği ve vekillikten istifasının davacı asile tebliğ edilmediği hususları dikkate alınarak mazeretin kabulüne karar verilmesi gerekirken, davacının vekillerinden hangisinin mazeretinin red edildiği de açıklanmaksızın geriye dönük olarak ve davacı vekilinin hazır olduğu duruşmada mazeretin reddi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2021 tarih ve 2018/906 Esas 2021/677 Karar sayılı kararının kararının HMK’nın 353/1-a5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.