Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/557 E. 2022/567 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA N : 2022/557
KARAR NO : 2022/567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/1557 Esas – 2018/729 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin … markası altında otomatik kapı sistemleri üretip sattığını, davalılar tarafından …markaları altında müvekkili şirketin imal edip sattığı ürünleri satışa sunduklarını, davalıların bu eylemlerinin iltibas oluşturarak haksız rekabete yol açtığını, müvekkilinin markasının imajının sarsıldığını ve müvekkili tarafından olumsuz geri bildirimler alındığını, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, bu hakkız eylem nedeniyle uğranılan ve uğranılacak zararlardan fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tescilsiz tasarımlar için zamanaşımı süresinin 3 yıl olup, davanın zamanaşımına uğradığını, ilke olarak yurt dışında piyaasa sürülmüş ve Türkiye’de herhangi bir kişi adına tescili bulunmayan tasarımların herkesin serbest kullanımına açık olduğunu, davacının beyan ve eylemlerinin, MK2 ve haksız rekabet mevzutanıa aykırı olduğunu, tasarımcıya seçenek özgürlüğü tanımayan tasarımların koruma kapsamı dışında olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 29/05/2018 tarih ve 2016/1557 Esas – 2018/729 Karar sayılı kararı ile;
” …Davacı taraf davalı firmaların kendileriyle aynı iştigal konusu olan otomotik açılır kapı sistemleri alanında faaliyet gösterdiklerini ve kendilerine ait mal ve hizmetin haksız rekabete yol açacak şekilde ürettiklerini belirmişlertir. Dosya sunulan bilirkişi raporlarında ürünlerin belirli noktalarda birbirine benzediği ancak bunun teknik zorunluluktan kaynaklandığı, global ürün pazarı nedeniyle benzer elemanların kullanımını gerekli kıldığı, her iki tarafın ürünlerin benzer tahrik sistemi tercihinden dolayı benzer yerleşimlerin bulunduğu ancak kontrol sistemlerinde farklılıklar bulunduğu, ürünler arasında genel görünüm, ürün tertip şekli, çalışma sistemi ve aksamların tasarımı konusunda benzerlikler ve farklılıklar olduğu, mevcut benzerliklerin teknik zorunluluktan kaynaklandığı ürünün müşteri gurubu olan fotoselli kapı imalatçılarının marka ve fonksiyon olarak karıştırma tehlikesinin bulunmadığı, çünkü bunların belirli bir tecrübeye sahip olduğunun belirtildiği dolayısıyla davalıların eyleminin haksız rekabet yaratmadığı ve davacının, davalıların eylemi nedeniyle zarara uğramadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile;
” 1-Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davanın konusunu, müvekkili tarafından ilk kez üretilip dünyaya tanıtılan ürünlerin davalılar tarafından üretilmesinin Ticaret Kanunu’nun Haksız Rekabete ilişkin 54. vd maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespiti, bu fiillerin önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile maddi maddi tazminat talepleri oluşturduğunu,
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/2046 D.İş sayılı dosyası kapsamında davalıların adresinde ve ürünler üzerinde delil tespiti yaptırıldığını ve bilirkişinin, davalı ürünlerinin müvekkili ürünleri ile neredeyse birebir aynı olduğunu ortaya koyduğunu, Dosyaya sunulan ilk raporda, müvekkilinin sınai hak sahibi olmaması nedeniyle sadece haksız rekabet yoluyla sınai bir hakkın sağlayacağı korumaya sahip olmayacağının ifade edildiğini ve yine aslında davacı ürünleri ile benzer olan davalıya ait ürünlerin teknik zorunluluktan dolayı bu şekilde üretildiğinin ifade edildiğini, raporda, hukuki pek çok yargı içermesi, teknik değerlendirmenin sübjektif yapılması ve özellikle piyasada mevcut modeller ile müvekkili ürünü ve davalı ürünleri arasında çapraz karşılaştırma yapılmamış olması nedeniyle rapora itiraz edildiğini, yeni bir heyetten rapor alınmasının talep edildiğini, İkinci (nihai/karara esas) İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan yeni raporun, itiraz edilen ilk raporu tekrarlamakla yetindiğini, davanın teknik hususiyetlerine dokunulmadığı gibi, itiraza konu olan “teknik zorunluluk nedeniyle haksız rekabetten söz edilemeyeceği” yargısını tekrarlamaktan öteye geçemediğini, yani aslında ortada tek bir bilirkişi kanaati mevcut olduğunu,
Mahkeme kararının, davalı fiillerini teknik zorunluluğun gereği olarak değerlendiren bilirkişi raporlarına dayandığını, kararın dayanağı olan bilirkişi raporunda teknik anlamda yanlış ve eksik değerlendirmeler bulunduğu hususunun, rapora karış itirazlarında ifade edildiğini, Y11HD, Esas : 2016/1124 ,Karar : 2017/3694 Tarih : 13.06.2017 Kararında da belirtildiği üzere, dava konusu ürünleri ilk kez üreten konumunda olan müvekkili şirketin haklarının teslim edilmesi gerektiğini, Kararın dayanağı olan nihai raporun yeni hiçbir teknik değerlendirme içermeyip, ilk raporla ortaya konulan kanaatlerle ilgili yorumdan ibaret olduğunu, dava dışı delil tespiti neticesinde dosyaya sunulan (Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/2046 D.iş sayılı dosya) raporunun dikkate alınmadığını, ürünlerin neredeyse birebir aynı olduğu vakıasının gözardı edildiğini,
Dosyaya sunulan tüm raporlarda ve mahkeme kararında, müvekkilinin ciddi emek harcayıp geliştirdiği, ürettiği ve piyasaya sunduğu otomatik kapı sistemlerinin teknik yönden davalı ürünlerinin benzediği, ürünlerin (davalı ve davacı ürünlerinin) ayırt edici özelliklerinin bulunduğu, ancak benzer özelliklerin teknik zorunluluktan kaynaklandığı, bu nedenle haksız rekabet teşkil etmediği sonuç ve kanaatine varıldığını, oysa somut olayda teknik zorunluluk değil birebir taklit vakıası mevcut olduğunu, Dosyaya sunulan tüm raporlarda ürünlerin benzer olduğunun ikrar ve kabul edildiğini, bilirkişilerin farklılık olarak ön plana çıkardığı unsurların makinelerin esas çalışma sistemine etkili olmadığını, geri kalan hususların bilirkişiler tarafından teknik zorunluluk kapsamına sokularak müvekkilinin emek ve çalışmasının kamuya mal edildiğini, ilk derece mahkemesinin de bu kanaat üzerine karar verdiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/2046 D.iş (Karar No: 2016/2120) sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve ilgili dosyaya sunulan kataloglar, ürün örnekleri, davalıların İnternet sitelerinde (http://www…..com/ ile http://….com/ ) yer alan dokümanlar, kataloglar ve teknik resimlerin, müvekkili ile davalılar tarafından üretilen ve satılan ürünlerin birebir aynı olduğunu gösterdiğini, hemen hemen tüm parçaların aynı olduğu hususu tüm raporlarda tasdik ve kabul edildiği halde, “teknik zorunluluk” gibi öznel bir kavramın karara dayanak yapılmasının yerinde olmadığını, Teknik Zorunluluk kavramının sübjektif bir kavram olup somut olaya da tatbiki kabil olmayan bir iddia olduğunu, piyasada farklı sistem kullanan onlarca farklı ürün bulunduğunu, bu ürünlerden 1 -2 tane ürünün seçilmesi suretiyle teknik zorunluluk kavramına dayanılmasının kabul edilemeyeceğini, dosyada Türkiye’de çok iyi bilinen 2 ayrı kapı sisteminin görsellerinin sunulduğunu, bu görsellerin bilirkişiler tarafından incelenmediği ve dikkate alınmadığının görüldüğünü, oysa bilirkişilerin hiç değinmediği motor teknolojisinin davada önem taşıdığını, zira müvekkili Manusa firması dışında Türkiye pazarında … motor ile mekanizma üreten bir firma bulunmadığını, Türkiye’deki rakiplerin tamamının … motor teknolojisi ile üretim yaptıklarını, belli başlı 3 ana rakip, …(Almanya), …(Ana firma adı …diye geçer İsveç) ve … (İsviçre) olup hepsinin de … Motor teknolojisi kullandıklarını, Türkiye’de satışı yapılan tüm markaların web sitelerinin linklerinin ekte sunulduğunu, yine bir kısım görsellerin örnek olarak sunulduğunu, buradan, Türkiye’de satışı yapılan 40’a yakın markanın elektronik ve mekanik aksamları ile alüminyum profiller ve contaları farklı tasarımda iken davalı firma…’in, müvekkili Manusa Activa modelin bu parçalarını bire bir kopyaladığı sonucuna ulaşıldığını, (Ek-1 Türkiye’de satışı yapılan modellerin ad ve Internet siteleri) Ekte müvekkili ve davalı yana ait katalogların sunulduğunu, bu katalogların bile kopyalandığının görüldüğünü, dosyaya sunulan belgelerde Türkiye’de önde gelen şirketlere ait tasarımların yer aldığını, bu ürünlerin hiçbirinin müvekkilinin sistemini kullanmadığını, sadece davalı şirketin müvekkili ile aynı sistemi kullandığını, dolayısıyla davalı bakımından teknik zorunluluk def’ine sığınılamayacağını, sundukları çizelgede davalı şirketin hangi parçaları kopyalayıp hangilerini kopyalamadığının açıkça ifade edildiğini, bilirkişilerin bu konuları ihmal ettiğini, otomatik Yana Kayar Yaya Kapısını oluşturan 4 bölüm bulunduğunu, sundukları çizelgede kapının 4 bölüme ayrıldığını, bu çalışmanın altındaki notlarda hangi parçaların kopyalanıp kopyalanmadığının yer aldığını, piyasada yer alan 50’ye yakın şirketin bu komponentlerin hiçbirini bu şekilde yapmazken bilirkişilerin teknik zorunluluk kolaycılığına kaçmasının kabul edilemeyeceğini, bu grubun en önemli parçası olan motorun kopyalanmış olup elektronik kart ve selektörün henüz kopyalanamadığını, operatörlerin yerleşiminin aynı olduğunu, …in sadece ürünü değil müvekkili şirketin kullanma kılavuzunu da bire bir sadece logo değiştirerek kopyaladığını, ekte hem müvekkilinin hem de davalının web sitesinde de bulunabilecek olan davalı kullanma kılavuzlarının sunulduğunu, davalı tarafın, sattığı modelleri “Manusa Activa modelin aynısı” demek suretiyle kapı satışı şeklinde sattığını, yine, davalı tarafın “Manusa Activa model kapılar ile uyumlu tüm “yedek parçaları” aynısı diyerek sattığını, yedek parçalar kopyalanmış olduğu için bu hususta aslında davalı tarafın bir hakikati ifade ettiğini, yedek parçaların sahte ürünlerle değişiminden dolayı orijinal kapıların niteliğini kaybedip müvekkilinin marka imajına da zarar verildiğini, Davalının halen müvekkiline ait ürünleri ve piyasadaki farklı ürünleri kopyalamaya devam ettiğini, ortada bilirkişilerin ifade ettiği gibi bir teknik zorunluluk bulunmadığını, zira her firmanın ürününün (davalı tarafınki hariç) birbirinden önemli oranda farklılık arz ettiğini, davalı tarafın fiilleri yüzünden müvekkilinin yeni ürünlerin de kopyalanması endişesi ile yeni ürünleri piyasaya sunamadığını, Karara dayanak olan bilirkişi raporunda, tüketicilerin esas olarak MARKA tercihi yaptığı, bu bağlamda esas ayırt edici unsurun tarafların kullandığı markalar olduğunun ifade edildiğini, davalılarca üretilen ve … ve … markaları altında satışa sunulan ürünlerin müvekkilinin ürünü ile birebir aynı olduğunu, tüketicilerin çok bilinçli tercihler yaptığı ve özellikle markalara göre tercih yaptığı ifadesinin, davalı tarafın fiillerini meşru gösterme dışında hiçbir amaca hizmet etmediğini (Y11HD Esas : 2002/10561 Karar : 2003/2897 Tarih : 27.03.2003 tarihli kararı –Yargıtay 11 HD. Esas : 2002/7938 Karar : 2002/10327 Tarih : 12.11.2002 tarihli Kararı) belirterek,
İlk derece mahkemesi kararının deliller de takdiren bilirkişi incelemesi yaptırılarak incelenmek suretiyle istinaf incelemesi yapılarak bozulmasına karar verilmesi talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, TTK 54 vd. maddeleri uyarınca açılmış olan haksız rekabetin tespiti, men’i ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin … markası altında otomatik kapı sistemleri üretip sattığını, davalıların ise …markaları altında müvekkili şirketin ürünlerini aynen üreterek satışa sundukları, davalıların eylemlerinin TTK 54 maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği belirtilerek, haksız rekabetin tespitine, men’ine ve davalıların fiilleri sonucu uğranılan maddi zararın tazminine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece, dava konusu ürünler üzerinde keşif ile yapılan inceleme ile ibraz edilen bilirkişi heyetinden rapor alınmış, davacı tarafça rapora itiraz üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, istinafa konu karar verilmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, mahkemece tespit edildiği ve bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere, ürünler arasında genel görünüm, ürün tertip şekli, çalışma sistemi ve aksamların tasarımı konusunda benzerlikler ve farklılıklar olduğu, ürünler belirli noktalarda birbirine benzemekte ise de, bunun teknik zorunluluktan kaynaklandığı, ürünün müşteri grubu bakımından marka ve fonksiyon olarak karıştırma tehlikesinin bulunmadığı, dosya kapsamı ile davacının haksız rekabet ve bundan kaynaklanan zarar iddiasının ispatlanmadığı; HMK 282 maddesi uyarınca mahkemece alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlerle birlikte diğer deliller de değerlendirilerek ve gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu, bilirkişi raporlarının karar vermek için yeterli olduğu, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,8 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.