Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/526 E. 2022/441 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/526 Esas
KARAR NO: 2022/441 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2021
NUMARASI: 2021/489 Esas
DAVANIN KONUSU: Kayyımlık – İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili …’in … Limited Şirketi ‘nin ortağı olduğunu, Davalı …’nun ise … Petrol’ün hem ortağı hem de ayrıca Şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunu, Davalı … ise davalı …’nun oğlu olduğunu …’nun … Petrol’ün ortağı olmayıp yalnızca Şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür olduğunu, … Limited Şirketi ‘nin esas sermayesinin 7.100.000- Müvekkil 700 adet hisseye sahip olduğunu, sahip olduğu hisselerin itibari değeri 700.000-TL olduğunu, davalı müdür …’nun ise 4200 adet hisseye sahip olup sahip olduğu hisselerin itibari değerinin 4.200.000,00-TL olduğunu, … Petrol’ün ana faaliyet alanı esas itibariyle akaryakıt istasyonu kurmak ve işletmek olduğunu, şirketin sahip olduğu malvarlığı dahilinde iki adet taşınmazı bulunduğunu, … Petrol’ün taşınmazlarından İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mahallesi … ada … parsel numaralı taşınmazında “…” marka adıyla akaryakıt istasyonu işletildiğini, … Petrol davalı … tarafından kurulduktan sonra müvekkilinin …’e ortak olduğunu, davalının ortağı ve müdürü bulunduğu … Ltd. Şti. ‘nin 3 adet taşınmazı bulunduğunu, davalının ortağı ve münferiden temsile yetkili müdürü olduğu … A.Ş.’nin Kuşadası Aydın’da iki adet taşınmazı olduğunu, …’de ise davalı …’nun ortak sıfatıyla müdürlük görevinde şirketi idare ettiğini, halihazırda …’in yönetim yetkisinin davalıda olduğunu, davalı …’nun ortağı ve müdürü olduğu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ticaret unvanına sahip bir şirketi olduğunu, …’nun ortaklık ve müdürlük yetkisinden ayrılarak Beyazada’daki sahip olduğu tüm paylarını diğer davalı …’ya devrettiğini, …’nun Beyazada’da ortak olarak yer aldığını, davacı müvekkilinin … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti’yi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda … ve …in de ortağı olduğunu, Davalı …nun ise müvekkili ile birlikte … ve …’i münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunu, müvekkili gibi davalı …’nun da … ve …’de ortak sıfatını taşıdığını, davalıların yıllardan beridir … Petrol’deki müdürlük yetkisini plansız ve pervasızca kullanmakta, müdürlükleri sürecinde kötü yönetim sergileyerek, söz konusu Şirketlerdeki malvarlığını kendi malvarlığı gibi kullanarak, müvekkilinin de ortağı olduğu Şirketleri ciddi zararlara uğrattığını, … Petrol’ün petrol ofisi markasıyla akaryakıt istasyonu işleten ve bu suretle kar elde eden bir Şirketten davalıların kötü ve pervasız yönetimleri neticesinde mevcut durumda akaryakıt istasyonu maddi anlamda işletemeyecek hale gelen ekonomik olarak ciddi krizlerle uğraşan bir Şirkete dönüştüğünü, Bunun üzerine davalıların 01.03.2019 tarihinde … Petrol’ün 2 yıllık borcuna mahsuben … Petrol’ün maliki olduğu akaryakıt istasyonunu … Anonim Şirketi’ne 53.750-TL+KDV bedel karşılığında 6 yıllığına kiraya verdiklerini, …’nden aldıkları kira gelirlerini kar payı adı altında … Petrol’ün ortaklarına dağıtmamak amacıyla, … adına çekilen ve …’ün bizzat kefil olduğu dosyalardan doğan borçların ödenememesi sebebiyle … aleyhinde açılan icra dosyalarına akaryakıt istasyonunun gelirlerinin icra dosyalarının alacaklıları tarafından tahsil edilmesine engel olmak için davaya konu akaryakıt istasyonu … petrol firması tarafından davalı …’nun kızı …’nun şirketi … Petrol’e kiralandığını, yaklaşık bedeli 35-50 milyon TL olan bir akaryakıt istasyonunun yıllık 12.000-TL gibi gerçek değerinin çok altında cüzi bir bedele kiralandığını, … Petrol’ün akaryakıt istasyonun … Petrol’e kiraya verilmesi akabinde, … Petrol, … A.Ş.’ye alt kiraya verildiğini, Alt kira bedeli dahilinde … Petrol’ün …’e kestiği faturalarda 7.875,00 TL yemek bedeli, 71.923,55 TL mart ayı personel temini, 64.251,00 TL şubat ayı işletmecilik bedeli ve 169,25 TL olmak üzere toplamda 144.218,80 TL fatura kesildiğini, … Petrol’e yıllık 12.000-TL’ye kiralanan akaryakıt istasyonunun, … Petrol tarafından …’e aylık yaklaşık 60.000-TL bedel ile kiralandığını, 28.11.2012 tarih ve 28481 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esaslan İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin Toplantı ve karar nisapları başlıklı 22. maddesinin 12. fıkrası, “Genel kurul toplantısında, önemli miktarda şirket aktiflerinin toptan satışı kararı, şirket sermayesinin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oylarıyla alınır. İlk toplantıda bu nisabın bulunmaması halinde, yapılacak ikinci toplantıda da aynı nisaplar aranır.” şeklinde düzenlemeleri içerdiğini, anılan yönetmelik hükmüne göre önemli nitelikte şirket aktiflerinin satışı genel kurulun onayına tabi tutulduğunu, Huzurdaki davadaki uyuşmazlıkta da … Petrol’ün şirket merkezi olan ve şirketin faaliyet alanı itibariyle önemli nitelikte malvarlığı kabul edilen akaryakıt istasyonu genel kuruldan bu hususta bir karar alınmadan … Petrol’e kiralandığını, … Petrol’ün ise … şirketine süresiz olarak kiralandığını, … Petrol ile … arasında imzalanan 01.04.2019 tarihli İşletme Sözleşmesi’nin Yürürlük Tarihi ve Süresi başlıklı 5.1. maddesi, “İşbu Sözleşmenin süresi 01.04.2019 tarihinden itibaren 1 yıl olduğunu, sözleşme süresinin sona ermesinden 1 (bir) ay öncesine kadar taraflarca fesih bildiriminde bulunulmaması durumunda, Sözleşme birer yıllık süreler ile uzamış sayılacağı kabul edilmiştir.” şeklinde kararlaştırıldığını, söz konusu tarihlerde işletme sözleşmesi taraflarca feshedilmediğinden belirli süreli niteliğinde olan kira sözleşmesi sözleşmenin 5.1. maddesine göre belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğünü, limited şirket türünde olan … Petrol açısından şirketin en önemli aktifi olan akaryakıt istasyonunun değerinin çok altında 12.000-TL bedel karşılığında … Petrol’e kiralanmasının şirketin tasfiyesi anlamında geldiğini, bu durumda … Petrol’ün akaryakıt istasyonunu … Petrol’e kiraya verilmesi yönünndeki yönetim kurulu karannın sakatlığının gündeme geleceğini, … Petrol tarafından önce … A.Ş’ye aylık 53.750-TL’ye kira bedeline kiralanan akaryakıt istasyonu sırf davalı …’nun kızı … yönetimde olduğu için ve şirket üzerinde haciz ve takyidatlar bulunduğu için …’e yıllık 12.000-TL ye kiralandığını, TTK m. 391/l(d) bakımından ise müvekkil …’in ve diğer ortaklara çağrıda bulunmadan ortakların teşkili ile bir genel kurul oluşturulmadan adeta yetki gaspında bulunarak davalılar tarafından genel kurul adına karar verdiğini, Müvekkilin ortağı olduğu …’den … Petrol’e toplamda 270.000-Euro para gönderildiğini, müvekkilin ortağı ve müdürü olduğu …’dan … Petrol’e “Cari Hesaba Mahsuben” adı altında 300.000-TL ödeme yapıldığını, izah edilen ödemelerin haricinde … Petrolün malvarlığı dahilindeki taşınırları da davalı müdürler tarafından muvazaalı şekilde satışa konu edildiğimi, öncelikle davalı …’nun şirketi … Turizm’in donatan ve işleten olduğu “…” isimli “Ticari Yat” … Petrol’e satıldığını, satışa …’nun yetkilendirmesi ile … ve … vekil tayin edildiğini, … Petrol’ün eski çalışanı …’ye … Petrolün … plakalı taşınır motosikleti …’nun yetkisiyle …’ün yine içinin boşaltılması amacıyla şüpheli şekilde satıldığını, … Şirketi’nin Mersin’de maliki olduğu halihazırda kiraya verilen taşınmazın kira bedeli kiracı … A.Ş. tarafından … isimli şahsın hesabına aktarıldığını, … ile … arasında akdedilen kira sözleşmesinde kira bedelinin …’in şirket hesabına aktarılmasının kararlaştırıldığını, buna rağmen … şirketinde çalışan olmayan üçüncü kişi sıfatındaki … söz konusu meblağı hukuka aykırı şekilde zimmetine geçirmiş ve bu söz konusu kira bedelini …’e geri aktanııayarak zimmetine geçirdiğini, Mevcut durumda … tarafından …a İstanbul Anadolu 7. Sulh Mahkemesi nezdinde ve …’ye ödenmek suretiyle …’e ödenmeyen kira bedelleri için İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, … Petrol’ün eski çalışanı … ve … Petrol’ün yönetim kurulu üyesi şüpheli …nun kardeşi ve halen … Petrol’ün müdürü olan … 2019 yılından itibaren … firmasında sigortalı ve bordrolu olarak çalıştıklarını, İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyasında yapılan … Petrol’ün taşınmazları üzerindeki takyidat sorgusunda … akdedilen kira sözleşmesinden yalnızca 20 gün sonra 21.03.2019 tarihinde …’ün hissesi üzerinde şerh konulduğunu, bu sebeple … Petrol ticaret siciline 22.03.2019 tarihinde tescil edilerek kurulduğunu, muhtelif bankalarla … Petrol arasında banka kredi sözleşmeleri imzalandığını, … Petrol ile müvekkilin ortağı ve münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu … ve …’ in müteselsil kefil olduğu ; … Bankası A.Ş. arasında 16.11.2017 tarihinde 600.000-TL tutarında kredi sözleşmesi, … Bankası T.A.O arasında 30.03.2017 tarihinde 1.000.000-TL tutarında kredi sözleşmesi, … arasında 28.02.2013 tarihinde 5.000.000-TL tutarında kredi sözleşmesi, … T.A.Ş. arasında 01.08.2016 tarihinde 4.300.000-TL tutarında kredi sözleşmesi imzalandığını, … Petrol adına çekilen kredilerin büyük çoğunluğu ödenememiş ve Şirket mali anlamda adeta dar boğazın içine girdiğini, belirtilen krediler yüzünden … Petrol, … ve … aleyhine icra dosyaları açıldığını, …’nun … ve …de ki temsil yetkisini de pervasızca kullanmış olup … ve … fırmalarındaki müdürlük görevinden azli için Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2021/301 E. esas numarası ile dava açıldığını, belirtilen icra dosyaları sebebiyle … ve …’in en önemli gelir kaynağı olan taşınırları çekici ve römorklarına yakalamalar konup ana faaliyet alanı olan lojistik işleri ciddi derecede sekteye uğrayıp, … ve … kurulduğu tarihten bu yana tek müşterisi çok uluslu bir firma olan ve …’in iştiraki olan … tarafından iş sözleşmeleri belirlenen tarihten önce işveren tarafından feshedildiğini, yaklaşık 20 yıldır ilerleyen lojistik faaliyetleri tamamen durma noktasına gelip şu anda işleyemez hale geldiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, davalıların … Petrol üzerindeki yönetim ve temsil yetkisini kullanmak üzere üçüncü bir kişinin davalılann müdürlük yetkilerini kullanmak üzere kayyım olarak atanmasına, yargılama neticesinde davalıların … Petrol’deki müdürlük görevlerinden azline, TTK m.391 hükmüne göre … Petrol’ün maliki bulunduğu akaryakıt istasyonunun … Petrol’e kiralanmasına yönelik alınan yönetim kurulu karannın butlanla sakat olduğunun tespitine, davalıların özen yükümlülüğüne aykırı kusurlu davranışı nedeniyle dava konusu … Petrol Şirketinde neden olmuş olduğu zararlar nedeniyle davacı müvekkilin uğramış olduğu dolaylı zararın tespiti ve davalılardan tahsili için şimdilik 100.000-TL’nin … Petrol şirketine, tazminat olarak, TC. Merkez Bankası avans faizi üzerinden hesaplanacak ticari faiziyle birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 28/09/2021 tarihli beyan dilekçesi ile, müvekkili …’in … Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nce yapılan TAKBİS malvarlığı sorgusuna göre iki adet arsa niteliğine haiz taşınmazı bulunduğunu, davalılar … ve …’nun … Petrol’deki müdürlük yetkilerini plansız kullandığını, müdürlükleri sürecinde kötü yönetim sergilediğini, söz konusu şirketteki malvarlığını kendi mal varlıkları gibi kullandıklarını, … Petrolü ciddi zararlara uğrattığını, eldeki davanın ikame edilmesinin nedeninin, davaya konu … Petrol Şirketini büyük zararlara uğratan olayın davalıların davaya konu … Petrol Şirketi adına kredi çekmesi ve söz konusu kredinin ödenmemesi sebebiyle şirketin büyük miktarda borçlanması ve davalı …’nun diğer şirketinin kredi borçlarına … Petrol’ün kefil gösterilmesi işlemleri olduğunu, davalı … tarafından çeşitli bankalarla akdedilen kredi sözleşmelerinde … ve … şirketlerinin müteselsil kefil olarak yer aldığını, davalı tarafından çekilen kredilerin geri ödenmediği durumlarında müteselsil kefil ve bazı durumlarda asıl borçlu … Petrol söz konusu borçları ödemek zorunda bırakıldığını, davalı …’nun dava dışı şirketi borçlu … Turizm ile alacaklı … A.Ş arasında 30.000.000,00-TL tutarında 01/03/2019 tarihli banka kredi sözleşmesi imzalandığını, işbu kredi sözleşmesinde … Petrolün müteselsil kefil ettiğini, söz konusu kredi ödenmediği için … A.Ş tarafından davalı ile birlikte … Petrol’e Aydın İcra Dairesi … Esas sayılı icra dosyasında 20.631.978,74-TL icra takibi başlatıldığını, bu kapsamda Kadıköy …Noterliğince … T.A.Ş.’ e gönderilen 15.09.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameye binaen … T.A.Ş. tarafından 29.06.2021 tarihli “Borç Tasfiye Protokolü” nün teslim edildiğini, söz konusu protokolün … ile borçlular … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve kefilleri arasında imzalandığını, işbu protokol neticesinde … Petrol’ün İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel ve İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Parselde Söz konusu taşınmazları üzerinde haciz ve ipoteklerin kaldırılacağını, bu taşınmazların şirketin ana taşınmazları olduğunu, İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel sayılı taşınmazın … Petrol’ün şirket merkezi olduğunu ve bu taşınmazın … Petrol’ün esas iştigalini oluşturan akaryakıt işlemlerini gerçekleştirdiği akaryakıt istasyonu olduğunu, söz konusu taşınmaza tedbir konulmaması halinde mülkiyetinin üçüncü kişilere devrinin yapılması halinde, … Petrol’ün halihazırda yaşadığı ekonomik mahvın önüne geçilemeyeceğini, bu nedenlerle müvekkilinin ortağı olduğu İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel ve İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Parselde yer alan taşınmazların üçüncü kişilere satışının ve mülkiyetinin devrinin önlenmesi yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davaya konu olayın niteliği itibariyle ihtiyati tedbir işleminin teminatsız yapılmasına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 05/10/2021 tarihli ara kararı ile, davacı tarafından tarafların ortağı ve davalıların müdür olarak görev yaptıkları … Ltd Şti’nin adına kayıtlı olduğu ve üçüncü şahıslara devir ve temliki hazırlıkları yapıldığı ifade edilen, a- İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel b- İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Parselde kayıtlı taşınmazların, davalıların görev müdür olarak görev yaptıkları … Ltd. Şti. ‘ye ait olduğunun tespiti halinde davanın niteliği gereği dava sonuna kadar şirket malvarlığında mutad olmayan şekilde azalmaya sebebiyet vereceği kanaatine varılan taşınmazların üçüncü şahıslara devir ve temlikinin dava sonuna kadar önlenmesinin, şirketin faaliyetini devam ettirmesi için önemli olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddeleri gereğince taşınmazların üçüncü şahıslara devir ve temlikinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, Davaya konu olayın niteliği, tarafların şirket ortağı olmaları dikkate alınarak ihtiyati tedbir işleminin teminatsız yapılmasına karar verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalılar itiraz dilekçesi ile, dava konusu şirket vb gayrimenkulleri üzerine konulan ihtiyati tedbirin müvekkilin ve dava konusu şirketin mağduriyetine ve giderilmesi olanaksız zararlara yol açmakta olduğunu, 05.10.2021 tarihli ihtiyati tedbirin kararının kaldırılmasına karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte olur ise müvekkilin ve dava konusu şirketin meydana gelen/gelecek mağduriyeti, ticari itibar kaybı, ihtiyati tedbir konulan gayrimenkullerin değerleri vb dikkate alınarak bunlara uygun olarak takdir edilecek teminat mukabilinde uygulanmasına karar verilmesini talep ederek ihtiyati tedbire itiraz etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/12/2021 tarih ve 2021/489 Esas sayılı ara kararında; “Mahkememiz tarafından 6100 sayılı HMK.nın 394 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbire itirazın incelenmesine geçilmiş ve tedbire itirazın mürafaalı olarak 15.12.2021 tarihinde değerlendirilmesine karar verilmiştir. Mahkememizce incelenen 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemelerde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 389/1 “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessessi 389. madde başlığında “geçici hukuki korumalar” olarak vasıflandırılmış ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usûl ve prosedür açıklanmıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davanın niteliği gereği, davacının davalı müdürlerin iddiaları konusunda haklı olup olmadığının tespit edilebileceği göz önüne alınarak yargılama aşamasında, davalı müdürlerin eylemiyle dava dışı şirkete oluşabilecek zararlarının önlenmesi için mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının taşınmaz kaydına konulmuş ve şirketin mal varlığının korunmasına yönelik olduğu anlaşılmakla; Davalı müterizin ihtiyati tedbir kararına ve teminat alınmamasına ilişkin itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak…”gerekçesi ile, Davanın niteliği gereği davacının iddiaları konusunda yargılama aşamasında davalı müdürlerin eylemiyle dava dışı şirkete oluşabilecek zararlarının önlenmesi için mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının taşınmaz kaydına konulmuş ve şirketin mal varlığının korunmasına yönelik olduğu anlaşılmakla; Davalı müterizin ihtiyati tedbir kararına ve teminat alınmamasına ilişkin itirazlarının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, Verilen ara kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2021/2019E. – 2021/1646K. Sayılı ve 17.11.2021 kararına ve gösterilen sebeplere aykırı olduğunu, Davacı tarafından açılan dava ile özetle; müvekkili …’in … Limited Şirketi ‘nin ortağı olduğunu, Davalı …’nun ise … Petrol’ün hem ortağı hem de ayrıca Şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü olduğunu, davalı … ise davalı …’nun oğlu olduğunu …’nun … Petrol’ün ortağı olmayıp yalnızca Şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür olduğunu, … Limited Şirketi ‘nin esas sermayesinin 7.100.000- Müvekkili 700 adet hisseye sahip olduğunu, sahip olduğu hisselerin itibari değeri 700.000-TL olduğunu, davalı müdür …’nun ise 4200 adet hisseye sahip olup sahip olduğu hisselerin itibari değerinin 4.200.000,00-TL olduğunu, … Petrol’ün ana faaliyet alanı esas itibariyle akaryakıt istasyonu kurmak ve işletmek olduğunu, şirketin sahip olduğu malvarlığı dahilinde iki adet taşınmazı bulunduğunu, … Petrol’ün taşınmazlarından İstanbul İli Sancaktepe İlçesi … Mahallesi … ada … parsel numaralı taşınmazında “…” marka adıyla akaryakıt istasyonu işletildiğini, … Petrol davalı … tarafından kurulduktan sonra müvekkilinin … Petrol’e ortak olduğunu, davalının ortağı ve müdürü bulunduğu …Ltd. Şti’ni iyi idare etmediğini belirterek öncelikle şirkete kayyım atanmasını talep ettiğini, Bu tedbir talebi davacı tarafça istenilen ihtiyati tedbir talebinin davanın esasına ilişkin olması ve uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi yanında, bu aşamada tedbire talebine müteallik yaklaşık ispata yeterli bilgi ve belge de bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle mahkemece reddedildiğini, Ret kararının davacı tarafça istinaf edildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi Sayın Başkanlığı’nın 2021/2019E. – 2021/1646K. Sayılı ve 17.11.2021 tarihli kararı ile özetle; … “HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, TTK. 644/1-a madde atfıyla TTK. 553/1 maddesi uyarınca açılan şirket yöneticilerinin sorumluluk davası, TTK. 630/2 madde uyarınca açılan davalıların müdürlük görevinin azli ve davalıların hukuka aykırı olarak aldıkları iddia olunan yönetim kurulu kararlarının butlanla sakat olduğunun tesbiti davasında dışı şirkete tedbiren kayyum atanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının/vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının iddiaları yargılamayı gerektirmekte olup dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat şartı gerçekleşmediği gibi, asıl olanın şirketlerin ortakları tarafından alınan kararlar ile belirlenen yöneticiler tarafından yönetilmesi olduğu, dava dışı şirketin organlarının tam olduğu, bu konuda eksiklik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Talep ve ara karar tarihi itibariyle henüz delillerin toplanmamış olması, mevcut delillere göre yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözönünde bulundurulduğunda; ilk derece mahkemesince verilen ara karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek,… “ denilerek davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine oybirliği ile karar verildiğini, Verilen bu karar üzerine bu sefer davacı tarafça dava konusu şirketin gayrimenkullerine vb ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi talep edildiğini, mahkemece davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi teminatsız olarak kabul edildiğini, Tarafları ve konusu aynı olan ve yine Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Sayın Başkanlığı’nın 2021/301E. sayılı dosyasında görülen davada da aynı gerekçelerle davacı tarafça Mersin’de bulunan ortak oldukları şirkete kayyım atanmasını talep edildiği, mahkemece davacı tarafın bu talebinin reddedildiğini, davacı tarafça yapılan istinaf başvurusu da istinaf dairesince reddedildiğini, Bunun üzerine davacı tarafça bu sefer dava konusu şirketlerin malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edildiğini, mahkemece davacı tarafın bu talebi de reddedildiğini, Mahkeme ret kararında; “…Her ne kadar mahkememizden İhtiyati Tedbir talep edilmiş ise de ; İhtiyati tedbir kararı HMK’nun 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup HMK’nun 389. Maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Mahkememizce 07/05/2021 tarihinde, davalının müdürlük yetkisinin kısıtlanmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, Mahkememizin bu kararı istinaf edilmiş, istinaf incelemesini yapan Adana BAM 11. Hukuk Dairesinin 2021/1289-1307 E ve karar sayılı kararında; “….somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalı şirket müdürünün şirketi kötü yönettiği, şirketin mal varlığını kendi çıkarları için kullanarak, ekonomik açıdan şirketizarara uğrattığı ve faaliyette bulunamaz hale getirdiğinden bahisle müdürlük görevinden azlini ve davalının yönetim ve temsil hak ve yetkilerinin tedbiren kaldırılarak, dava konusu şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Geçici hukuki koruma türlerinden olan İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. HMK’nın 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır. Şirketlerin seçilmiş organları eliyle idaresi asıl olup, bir şirkete kayyım atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerekmektedir. Somut olayda dosyada davalı olarak gösterilmeyen şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi mevcut delil durumu dikkate alındığında davalı müdürün yönetim görevine devam etmesi durumunun şirkete ve ortaklarına zarar vereceğine dair HMK’nın 389. maddesi anlamında yaklaşık ispatın gerçekleşmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur..” denilmekle, BAM kararının gerekçesi tüm dosyayı kapsadığından Bam kararındaki gerekçenazara alınarak davacının, … Şti’nin talep konusu taşınmazlarının 3. Kişilere satışını ve mülkiyetinin devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir isteminin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle; 1-Adana BAM 11. Hukuk Dairesinin 2021/1289-1307 E ve karar sayılı kararındaki gerekçeler nazara alınarak, davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE, ” olarak belirtildiğini, İhtiyati tedbir talebinin kabulüne karşı yapılan itirazın reddine dair kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kabul manasına gelmemekle birlikte bunun teminatsız yapılması da açıkça usul ve yasaya aykırı olup, şirket zararına olduğunu, Dava konusu şirket üzerinde davacı ve davalı müvekkil …’nun ortak olduğunu, ikisinin de temsil, imza vb hakları eşit olduğunu, birinin diğerine göre bir ayrıcalığı bulunmadığını, bu karardan önce toplanmış/toplanması gerekli delillerden de görüleceği üzerine şirket borçları müvekkili tarafından ödenmekte olduğunu, davacının herhangi bir dahli bulunmadığını, dava konusu şirketin ortağı olan diğer şirketler ise davacını kontrolü ve idaresi altında olduğunu, ancak yine dava konusu şirkete ortak/alakalı olan diğer şirketlerin ticari defter, kayıt ve belgelerinden de görüleceği üzere ortak şirketlerin tüm gelirlerinin nasıl tahsil edildiği belli olmadığını, dışarıdan gelen duyumlara göre 3. Kişiler ve/veya hesapları üzerlerinden tahsilatlar yapıldığı, şirket borçlarının ödenmediği dillendirilmekte olduğunu, müvekkili … diğer ortak şirketin de ortağı olduğu halde ona talep ettiği bilgiler verilmediğini, Kabul manasına gelmemekle birlikte davacı tarafça dava konusu şirketlerin işleyişleri bilerek/bilmeyerek engellenmekte olduğunu, açılan dayanağı bulunmayan bu davalar sebebiyle müvekkillerinin ve dava konusu şirketin ticari itibarı büyük zarar görmekte olduğunu, Özellikle davacı tarafın vb ekonomik-sosyal durum araştırması neticesi yukarıda anlatılan hususları başka bir açıdan da doğrulayarak göstermekte olduğunu, Davacı tarafın ileri sürdüğü hususların şirkete zarar vereceği iddiası isnat durumunda olup müvekkilinin şirket zararına işlemler yaptığı vb ispat edilmiş olmadığını, tersine dinletmek istedikleri tanıkların ve konu şirketin/ortağı şirketin ve davacı tarafından alakalı gösterilen diğer şirketlerin ticari defter, belge ve kayıtları ile … ve … şirketlerinin şirket ortağı ve çalışanları ile bunların 2. Derece dahil hısımlarının banka hesaplarının incelenmesi neticesinde iddialarının doğruluğu bu şekilde de sübuta ereceğini, Açılan davanın değeri, davacıdan talep edilmeyen teminat ile ihtiyati tedbir konulan gayrimenkullerin değerleri karşılaştırıldığında, üzerinde tedbir konulan gayrimenkuller aleyhine çok büyük oranda fiyat farkı meydana geldiğini, verilen tedbir sebebiyle de şirketin ticari itibari zedelendiğini, bu durumun şirketin ticaret hayatına olumsuz etki yapacağını, verilen ihtiyati tedbir kararının takdiren teminatsız uygulanmasından ötürü meydana gelecek zararlar karşısında şirketin ve müvekkilinin zararı doğacağını, davacının bunu karşılayacak bir mal varlığı bulunmadığını, bunun aksine yönelik hiçbir delil dosya kapsamında bulunmadığını, bunun üzerindeki zararın davacı tarafın maddi durumu itibariyle de karşılanamayacağı/karşılanmayacağını, bu durum tarafların ekonomik sosyal durum araştırması ile denetlenebileceğini, Müvekkilinin, dava konusu şirketin ve yine ortağı diğer şirketin ödediği borçları ile alakalı hiçbir açıklama ve araştırma yapılmadığını, müvekkilinin bu sebeple de dava konusu şirketten alacaklı durumunda olduğunu, Görüldüğü üzere açılan dava sadece iddia aşamasından ibaret olup dava konusu şirketin zararına yönelik davacı tarafın ispat edilmiş bir iddiası bulunmadığını, verilen ihtiyati tedbir kararının hem usul hem de yasaya aykırı olup hem de şirket zararına olduğunu, Müvekkillerinin dava konusu şirketin zararına yaptığı bir durum söz konusu olmadığını, müvekkilinin şirkete vermiş olduğu bir zararın olmadığını, şirketin denetime her zaman açık olduğunu, davacı tarafın buna yönelik bir talebi dahi olmadığını, şirketin defterleri emsal dosyada incelenmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karşı yapılan itirazın reddine dair verilen ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, aksi kanaat oluşması halinde müvekkillerinin ve dava konusu şirketin meydana gelen / gelecek mağduriyeti, ticari itibar kaybı, ihtiyati tedbir konulan gayrimenkullerin değerleri vb dikkate alınarak bunlara uygun olarak takdir edilecek teminat mukabilinde uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, TTK. 644/1-a madde atfıyla TTK. 553/1 maddesi uyarınca açılan şirket yöneticilerinin sorumluluk davası, TTK. 630/2 madde uyarınca açılan davalıların müdürlük görevinin azli ve davalıların hukuka aykırı olarak aldıkları iddia olunan yönetim kurulu kararlarının butlanla sakat olduğunun tesbiti davasında davalıların müdürlük görevini yaptıkları dava dışı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi 05/10/2021 tarihli ara kararı ile, davacı tarafından tarafların ortağı ve davalıların müdür olarak görev yaptıkları … Ltd Şti’nin adına kayıtlı olduğu ve üçüncü şahıslara devir ve temliki hazırlıkları yapıldığı ifade edilen, a- İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel b- İstanbul İli, Avcılar İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Parselde kayıtlı taşınmazların, davalıların görev müdür olarak görev yaptıkları … Ltd. Şti. ‘ye ait olduğunun tespiti halinde HMK. 389 Madde uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmiştr. Davalıların ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine İlk Derece Mahkemesi 23/12/2021 tarih 2021/489 Esas sayılı ara kararı ile, Davalı müterizin ihtiyati tedbir kararına ve teminat alınmamasına ilişkin itirazlarının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’ nın 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Dava, TTK. 553/1 maddesi uyarınca açılan şirket yöneticilerinin sorumluluk davası, TTK. 630/2 madde uyarınca açılan davalıların müdürlük görevinin azli ve davalıların hukuka aykırı olarak aldıkları iddia olunan yönetim kurulu kararlarının butlanla sakat olduğunun tesbiti davası olup HMK. 389. Maddesine göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilecek olup ihtiyati tedbir kararı verilen taşınmazlar uyuşmazlık konusu olmadığı gibi dava dışı üçüncü kişinin (şirketin) leh ve aleyhine ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin 23/12/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulü ile 05/10/2021 tarihli ara kararı ile, verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönünde karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/12/2021 tarih ve 2021/489 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davalıların ihtiyati tedbir kararına itirazlarının KABULÜNE, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2021 tarih ve 2021/489 Esas sayılı ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 80,70.TL karar harcının talep halinde davalılara iadesine, 3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri 115,60.TL. Olmak üzere toplam: 336,30.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK. 394/5 ve HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.