Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/524 E. 2022/425 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/524
KARAR NO: 2022/425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2021 ( İhtiyati Haciz Talebinin Reddine Dair Karar )
DOSYA NUMARASI: 2020/400 Esas
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların, 728 Ton White Sprint Solvent (Beyaz ispirto çözücü) sözleşme konusu malın davalı satıcı tarafından partiler halinde müvekkili alıcıya gönderilmesi, bunun karşılığında parçalar halinde toplam 400.000 USD’ nin davalı/satıcının … Bankası A.Ş nezdindeki banka hesabına gönderilmesi hususunda anlaşmaya vardıklarını, müvekkili/ alıcı şirketin anlaşma gereğince; davalının hesabına takip ve dava konusu paraları transfer ettiğini, davalı/ satıcı şirketin, anlaşma gereğince müvekkili alıcıya göndermesi gereken parası ödenmiş malları (White Sprint Solvent /Beyaz ispirto çözücü) göndermediğini, bu malların gönderilmesi için davalı/satıcının hesabına transfer edilen dava ve takip konusu paraları da müvekkili / alıcıya iade etmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine icra inkar tazminatına, ayrıca davalı/ borçlu şirketin taşınır taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında davacı vekili ibraz ettiği dilekçe ile; dava dosyasına müvekkili şirket tarafından, davalı şirket hesabına yapılan para transfer belgelerinin asılları ile Türkçe ve İngilizce Yeminli Noter Tercümeleri sunulduğunu, … Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılarak dava konusu para transfer belgeleri ve eklerinin dosya içerisine alındığını, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, davalı şirketin, hesabına müvekkili tarafından gönderilen paraları ticari defterlerine intikal ettirmediğini, hesabına geçen paraları müvekkili şirkete iade etmediğini ve bu paralar karşılığında müvekkili şirkete herhangi bir mal tesliminin de olmadığını, bu hususun dosyaya sunulan 15.11.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında da, “davacının talep edebileceği tutarın 144.175,07 USD olabileceği, takip tarihi olan 16.12.2019 tarihi itibariyle; 144.175,07 USD Anapara alacağına takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun 4/a maddesine istinaden faiz talep edebileceği,” şeklinde tespit edilerek ortaya konulduğunu, hal böyle olunca ihtiyati haciz taleplerini yinelediklerini, davalı/ borçlu şirketin taşınır taşınmaz malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız ya da teminatlı olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/12/2021 tarih ve 2020/400 Esas sayılı İhtiyati Haciz Talebinin Reddine Dair Karar ile; “Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; bilirkişi raporu esas alınarak ihtiyati haciz talep edilmekte ise de bilirkişi raporu düzenlenmesinde esaslı eksiklikler olduğu, müzekkere ile ilgili yerlere yazıldığı, halen yargılamanın devam ettiği ve alacağın varlığı ve miktarı yönünden rapor esas alınarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin şu aşamada hukuken mümkün olmaması nedeniyle… ” gerekçeleri ile; ” İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 4 ayrı banka dekontunun açıklama kısmına “White Spırıt Solvent (Beyaz İspirto Çözücü) İthalatı ve İmport Of Chemcıal Items/ Kimyasal Kalemlerin İthalat” yazarak toplam 144.175,07 USD parayı davalı şirketin hesabına transfer ettiğini ve malları talep ettiğini, dosyada bulunan paraların transfer belgelerinin asılları, Noter Tasdikli Türkçe ve İngilizce Yeminli Tercümeleri, transferin yapıldığı … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü”nün gönderdiği belgeler, bilirkişilerin bizzat bankanın genel merkez kayıtları üzerinde yaptıkları incelemeler ve bilirkişi raporu ile davacının 144.175,07 USD parayı davalı şirkete gönderdiği ve bu miktarda alacaklı olduğu hususlarının sabit olduğunu, Davalı şirket vekilinin süresinden sonra verdiği ve muvafakatlerinin olmadığı davaya cevap dilekçesindeki beyanları kabul etmediklerini, davalı tarafın ticari defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkili tarafından davalının hesabına transfer edilen toplam 144.175,07 USD’nin davalı şirket defterlerine geçirilmediği hususunun sabit olduğunu, davalı şirketin cevap dilekçesindeki mahsuplaşma, iade ve cari hesaba ilişkin ödeme iddialarını kanıtlayamadığını, bu iddiaların bizzat davalı şirket defter kayıtları ile gerçek olmadığının da sabit olduğunu, dosyada sunulu bilirkişi raporunda da ” Davacının talep edebileceği tutarın 144.175,07 USD olabileceği , takip tarihi olan 16.12.2019 tarihi itibariyle; 144.175,07 USD Anapara alacağına takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun 4/a maddesine istinaden faiz talep edebileceği” şeklinde ortaya konulduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketin alacaklarını ödemeyeceği ve bunun için bir takım mal kaçırma işlemlerini yapacağı hususlarının kabul edilmesi gerektiğini, Mahkemenin, ihtiyati haciz taleplerinin ret gerekçelerinin muğlak ve isabetsiz olduğunu, sadece bilirkişi raporu esas alarak ihtiyati haciz talebinde bulunmadığını, dava dosyasına müvekkili şirket tarafından davalı şirket hesabına yapılan para transfer belgelerinin asılları ile Türkçe ve İngilizce Yeminli Noter Tercümelerinin sunulduğunu, … Bankası A.Ş Genel Müdürlüğü’ ne yazı yazılarak dava konusu para transfer belgeleri ve eklerinin dosya içerisine alındığını, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, mahkemenin “bilirkişi raporu düzenlenmesinde esaslı eksiklikler olduğu” şeklindeki gerekçesinin de yerinde olmadığını, bu esaslı eksikliklerin nelerden ibaret olduğunun, itiraza konu kararda denetime elverişli bir şekilde belirtilmemesinin de isabetli olmadığını, mahkemenin, … Bankası Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü’ne yazdığı müzekkere ile gönderilmesi istenilen para transferlerinin dekontlarının zaten dosya içerisinde mevcut olduğunu, … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından da dosyaya gönderildiğini, bu belgeler ve para transferlerinin dekontlarının bizzat bilirkişiler tarafından ilgili bankanın genel müdürlüğüne gidilerek yerinde de tespit edildiğini ve belgelerinin alındığını, bu nedenlerle mahkemenin “Müzekkerelerle ilgili yerlere yazıldığı” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine yargılamanın devam ettiği esnada da ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususunun İİK madde 264/3’de düzenlendiğini(8. Hukuk Dairesi’nin 2016/13838 E. 2016/12427 Kararı) Bir ihtilafla ilgili olarak ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın varlığı ve muaccel olduğu konusunda mahkemece bir kanaat edinilmesi ve yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete yapılan ödemenin dosyadaki belge, bilgiler ve bilirkişi heyet raporu ile sabit olması, buna karşılık davalı tarafça mal gönderimi ve teslimi konusunda hiçbir belge, kayıt bulunmaması ve dosyaya ibraz edilmemiş olması olguları dikkate alındığında alacaklarının sabit olduğunu, müvekkili tarafından davalıya gönderilen paraların defterlerine intikal ettirmediğini, davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun olarak tutmadığını, dosyada sunulu Ticaret Sicil Kayıtları incelendiğinde 18.02.2016 tarihinde kurulan davalı şirketin 3 yılda 3 kere iş yeri adresi değişikliği yaptığı, iki ortaklı olarak kurulan şirketin bir ortağının ayrıldığı hususlarının görüldüğünü, gelinen aşamada müvekkili şirketin mağduriyetinin giderilmesi için ihtiyati haciz taleplerinin kabulü gerektiğini, Dosyadaki belgelerle müvekkilinin iddiasını kanıtladığını, davalının, davacının ticari defterlerini mahkemeye sunmak zorunda olduğu iddiasının yerinde olmadığını, HMK. m. 222’ye göre; ispat yükü kendisine düşen tacirin, diğer bir tacirle, tarafların ticari işletmesiyle ilgili bir uyuşmazlıkta, iddia ve savunmasını mutlaka ticari defterler ile ispat etmek zorunda olmadığını, davalı tarafın kendi üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediğini, Davalı şirketin cevap dilekçesinin süresinde verilmediğini, hususa itiraz edildiğini ve muvafakatlerinin olmadığının beyan edildiğini, davalı tarafça ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, iddialarının soyut ve dayanaksız olduğunu, cevap dilekçesinin delil kısmının “Mail içerikleri, dekont, makbuz, ticari defterler, bilirkişi, tanık, yemin v.s her türlü delil” şeklinde olduğunu, böyle bir talepte bulunulmasına da muvafakatleri olmadığını, davalı vekilinin sürekli olarak ticari defterlerini sunmak zorunda olduklarını iddia etmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığını, davalının amacının bir takım dayanaksız iddialarla davayı uzatmaktan ibaret olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesince verilen 27.12.2021 Tarihli “ihtiyati haciz talebinin reddine” ilişkin kararının itirazen incelenerek kaldırılmasına, ihtiyati haciz taleplerinin teminatlı ya da teminatsız olarak kabulü ile davalı/ borçlu şirketin taşınır taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, alınacak mal karşılığı verildiği iddia edilen paranın istirdatı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için açılan davada, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların 728 Ton White Sprint Solvent (Beyaz ispirto çözücü) sözleşme konusu malın davalı satıcı tarafından partiler halinde müvekkili alıcıya gönderilmesi, bunun karşılığında parçalar halinde toplam 400.000 USD’ nin davalı/satıcının banka hesabına gönderilmesi hususunda anlaşmaya vardıklarını, müvekkili şirketin anlaşma gereğince, davalının hesabına takip ve dava konusu paraları transfer ettiğini, davalı şirketin, anlaşma gereğince müvekkiline göndermesi gereken malları göndermediğini ve bu malların gönderilmesi için davalının hesabına transfer edilen paraların da iade edilmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 21.12.2021 tarihli dilekçesi ile, davalı şirketin taşınır taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının teminatsız ya da teminatlı olarak ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesinin 27/12/2021 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. cümlesine göre de: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır. Somut uyuşmazlıkta, iddia edilen zararın oluşup oluşmadığı, zarar mevcut ise miktarının ne kadar olduğu, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre karar tarihi itibariyle mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de ibraz edilmediği dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı vekilince ileri sürülen sair istinaf sebepleri İİK 265. maddede sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmayıp, yerinde değildir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin 21.12.2021 tarihli ara kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.