Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/49 E. 2022/64 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/49 Esas
KARAR NO: 2022/64 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2018/1332 Esas 2021/22 Karar
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilİ bankanın, … Şubesi tarafından dava dışı şirket … Ltd. Şti.’ne kredi kullandırdığını, kredinin teminatı olarak davalı … adına kayıtlı İstanbul İli Ataşehir İlçesi … Mahallesi … Pafta … Ada … Paselde kayıtıl … Blok … Kat … Nolu bağımsız bölüm mesken nitelikli taşınmaz 1. Dereceden 143.000,00 USD bedelle davacı bankaya ipotek verildiğini, Beşiktaş … Noterliğinin 05/10/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, borçlu şirket ile ipotek veren hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlanması için yapılan hazıklıklarda borçlu şirketin ticaret sicil kaydından terkin edildiğini, tasfiye işlemleri tamamlanmadan ticaret sicil müdürlüğünden terkin olan … Ltd. Şti. hakkında iş bu ihya davasını açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkil banka alacağının doğumu 09/04/2015 tarihli kredi genel sözleşmesine dayandığını, teminat olarak alınan ipotek 07/04/2015 tarihli olup terkin edilen borçlu firmanın terkin tarihinin ise 13/09/2018 tarihinde olduğunu bildirmiş, 13/09/2018 tarih ve 9659 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ticaret sicilden terkin edildiği ilan edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bağlı … ticaret sicil numaralı … Ltd. Şti’nin TTk’nun 547/2 maddesi gereğince müvekkil bankanın alacağı ile ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memurunun atanıp, anılan şirketin tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile, davalı müdürlüğün TTK’nun 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, maddede gösterilen usulde şirketin resen terkin edildiğini, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirildiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadıklarını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/01/2021 tarih 2018/1332 Esas 2021/22 Karar sayılı kararında; “….Tüm dosya kapsamına göre, davacı ile ihya istenen şirket arasında 09/04/2015 tarihinde çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi imza edildiği ve alacağa dayanak ipotek alınmak suretiyle krediler kullandırıldığı, davacı banka tarafından kredi alacağı olduğu belirtilerek TTK nun 547.maddesi kapsamında ek tasfiye işlemlerinin yapılması için ihya talepli huzurdaki davanın açıldığı, her ne kadar anılan madde hükmünde ihya isteyebilecekler arasında alacaklılar ifadesi yer alıyor olsa da Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/896 E; 2020/2519 K. Sayılı içtihadı ve ve benzer içtihatlarda belirtildiği üzere soyut, belirsiz, ileride açılacak dava ve icra takipleri için ihya kararı verilemeyeceği, bu hususun ihya davasının açılmasına dair davacının hukuki yararının varlığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dava dilekçesinde ve sonrasında sunulan beyanlarda davacı tarafça terkin olunan şirket hakkında devam eden bir icra takibinin veya davanın olduğu ileri sürülmediği, sadece alacağın bulunduğunun belirtildiği, bu sebeple davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından…”gerekçesi ile, Davanın hukuki yarar yokluğu yönünden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili Kamu Bankası ile ihya istenen şirket arasında 09/04/2015 tarihinde çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi imza edildiği ve alacağa dayanak ipotek alınmak suretiyle krediler kullandırıldığı sabit olup, müvekkili Kamu Bankası alacağını hiçbir şekilde tahsil edememiş olup, yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirtilen hukuki yararın olmamasına dair karar hukuka aykırı olduğunu, Dava dilekçesi, beyan dilekçeleri ve yukarıda arz olunan sebeplerle yerel mahkemece verilen davanın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olmasından dolayı istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMES: Dava, TTK.547.maddesi uyarınca, ek tasfiye için şirketin ihyası isteğine ilişkindir. Mahmemece, davanın hukuki yarar yokluğu yönünden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhyası talep edilen Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin ticaret sicil dosyası incelendiğinde, şirketin tasfiyesinin 07/09/2018 tarihinde kapatılması sonucu ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmaktadır. Dava TTK.547.maddesi uyarınca açılmış bir ihya davasıdır. Anılan maddeye göre, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa alacaklılar tarafından, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescili talep edilebilir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h.maddesi gereğince davacının dava açmakta hukuki yararı bulunması gerektiği belirtilmiştir. Davacı vekili 13/01/201 tarihli duruşmada;” Dava dilekçemi tekrar ederim. Bankacılık alacaklarımızın tahsili için yapılacak icra takip işlemleri ve açılacak davalarla ilgili olarak dava dışı şirket ihya edilsin,” şeklinde beyanda bulunmuştur.Tüm dosya kapsamına göre, davacı banka ile ihyası istenen şirket arasında 09/04/2015 tarihinde çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi imza edildiği ve alacağa dayanak ipotek alınmak suretiyle krediler kullandırıldığı, davacı banka tarafından kredi alacağı olduğu belirtilerek TTK nun 547.maddesi kapsamında ek tasfiye işlemlerinin yapılması için ihya talepli huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Tüzel kişiliğin ihyası kararıyla; tasfiye işlemleri sonucu ticaret sicilinden terkin ile tüzel kişiliğini kaybetmiş şirketin tekrar tüzel kişilik kazanması sağlanarak şeklen tamamlanmış tasfiye işlemleri sonucu oluşan hak kayıplarının önüne geçilmektedir. Diğer yandan ihya müessesesinin davacı tarafından açılabilecek davanın belirsiz bir sürece bağlanması ile de ilelebet tasfiyenin neticelenmemesi sonucu doğuracağından kötüniyetin de önüne geçilmesi gereklidir. Hukuki yarar, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen araştırılması gereklidir. Davacı yanca, dava dilekçesinde davacının tasfiyesi tamamlanan şirket ile davacı banka arasında 09/04/2015 tarihinde çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi imza edildiği ve alacağa dayanak ipotek alınmak suretiyle krediler kullandırıldığı, davacı banka tarafından kredi alacağı olduğu bildirilmiş olup bu hususta yaklaşık ispatın varlığı halinde hukuki yarar bulunduğunun kabul edilmesinin gerekliliğine rağmen bu konuda hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadan ve deliller toplanmadan ”ileride açılacak bir dava için ihya kararı isteminde hukuki yarar olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacının ihyası istenilen şirkete karşı yönelteceği istemler açısından davacının iddialarını yaklaşık olarak ispat edebilmesi halinde dava açmasında hukuki yararın bulunduğu kabul edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2017/2945 Esas- 2018/58 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir. ) Davacı vekilinin dava dilekçesine eklediği, GKS., ipotek belgesi ve kat ihtarı incelendiğinde; ibraz edilen bu belgelerin yaklaşık ispata yeterli olduğu ve davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararının olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, Dairemizce esas hakkında davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2021 tarih ve 2018/1332 Esas – 2021/22 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davacı tarafın DAVASININ KABULÜ İLE; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … ticaret sicil numarası ile kayıtlı olan … LTD. ŞTİ.’nin ( davacı bankanın ihyası istenilen şirketle yaptığı GKS. Den kaynaklı alacağı ile ilgili yapacağı icra takibi ve açacağı davalar ve müteakip işlemlere münhasıran) TTK.’nun 547/2 maddesi uyarınca İHYASINA, 2-Tasfiye işlemlerinin tamamlanması için tasfiye memuru olarak son tasfiye memuru …’ın (TC. Nolu … ) tasfiye memuru olarak atanmasına, 3-Tasfiye memuru olarak atanan … son tasfiye memuru olduğundan ücret taktirine yer olmadığına,4-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına,5-Bu konuda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına,İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 6-Davacı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 7-Davalı sicil müdürlüğü yasal hasım olduğundan ve davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, 8-Davacı tarafından sarf edilen 236,50.TL yargılama giderinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memurundan alınıp davacıya verilmesine, 10-Bakiye gider avansı var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN:11-Davacı banka harçtan muaf olduğundan istinaf harçları hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına, 12-Davacı tarafından sarf edilen 32,00.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş giderinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, 13-Bakiye gider avansı var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.