Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/447 E. 2022/1298 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/447
KARAR NO: 2022/1298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2021
DOSYA NUMARASI: 2020/702 Esas – 2021/948 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının keşidecisi olduğu … 4. Levent Şubesine ait 15/04/2012 tarihli … numaralı 24.800,00 TL bedelli çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe konu olduğunu, söz konusu çekin borçlular ile müvekkilinin ticaret yapmaları ve müvekkiline güven telkin eden beyanları nedeniyle süresinde bankaya ibraz edilmediğinden ilamsız takibe konu edildiğini, çekin davalı tarafından düzenlendiğini, müvekkilinin alacağına karşılık verildiğini ve kambiyo senedi olmasa da borç ikrarını içeren ve alacaklının elinde olan yani hukuken ödenmemiş bir alacak senedi hükmünde olduğunu, davalının söz konusu borcu ödemediğini, borca itiraz edildiğinden takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın haksız olması nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle husumet yönünden davaya itiraz ettiklerini, davalının davacı ile alacak borç ilişkisi doğuracak surette hiçbir münasebeti bulunmadığını, davalının çekin keşidecisi davacının ise çekteki üçüncü kişi- ciranta pozisyonunda olduğunu, bu durumda taraflar arasında temel bir borç ilişkisi bulunmayan ve süresinde ibraz keyfiyeti yerine getirilmediği için kambiyo senedi olma niteliğini yitiren bir çekten dolayı cirantanın keşideciden bir hak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davalının lehtara karşı da bir borcu bulunmayıp hatır çeki olarak düzenlendiğinden ortada gerçek anlamda borç tevsik eden bir belgeden bahse imkan da bulunmadığını, kambiyo senedi borçtan mücerret olup şekli koşulları yerine getirildiği takdirde gününde ödenmesi gerektiğini, ancak bu koşullar yerine getirilmediğinde çek kambiyo vasfını yitireceğinden artık müracaat borçlularına başvurma imkanının ortadan kalktığını, bu durumda çeki elinde bulunduranın ancak temel borç ilişkisine dayanarak ancak kendi muhatabına karşı bir alacak talebinde bulunabileceğini oysa davacının davalı ile doğrudan bir muhataplığı söz konusu olmadığından çekten dolayı müracaatının da mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/10/2021 tarih ve 2020/702 Esas – 2021/948 Karar sayılı kararı ile; ” Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davaya konu edilen çeke dayalı olarak davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, çekin hatır çeki olarak verilip verilmediği hususlarındadır. Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, dava konusu çekin bankaya süresinde ibraz edilmemesi nedeni ile kambiyo senedi vasfını yitirmiş olmasından dolayı dava konusunun TTK 4.maddesi kapsamında olmadığı ve davanın ticari dava sayılmadığı, mal varlığı ve şahıs varlığı ile ilgili davalara bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine olup iş bu davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış, davanın görev nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” Davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yasal iki haftalık süresi içerisinde talep edildiğinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu çekin, ibraz süresi geçirildikten sonra zamanaşımı süresi içerisinde ilamsız takibe konu edildiğini, icra takibinde yer alan takip talebinde de “çek yaprağı ve sebepsiz zenginleşme nedeniyle oluşan alacağın tahsili için iş bu icra takibi başlatılmıştır.” şeklinde borcun sebebinin belirtilmiş olduğunu,
TTK 732. madde ve eski TTK 644. Maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle doğrudan dava açılabileceği gibi bu hakkın itirazın iptali davasında da ileri sürülebilmesinin mümkün olduğunu, davaya konu çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğinden ilamsız takibe konu edildiğini ve davalı tarafın haksız itirazı neticesinde işbu davanın açıldığını (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2017/893 E. 2018/6431 K. ve 10.12.2018 tarihli kararı- Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2020/3478 E. 2021/267 K. Ve 21.01.2021 tarihli kararı), davalı hakkında ikame edilen davanın, TTK 732. madde hükmüne dayalı olarak başlatılan takibe yönelik itirazın iptali olduğunu ve doğrudan TTK da düzenlendiğini, bu nedenle davanın TTK 4. maddesinde düzenlenen ticari davalardan olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklandığını, dolayısıyla yerel mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/106 E. 2018/925 K. ve 18.04.2018 tarihli ilamında, süresinde bankaya ibraz edilemeyen çek hamili kambiyo hukukuna dayalı müracat hakkını kaybetmiş olsa dahi TTK 818. hükmü yollaması ile TTK 732. gereğince sebepsiz zenginleşme davasına başvurabileceği, hal böyle olunca çek kambiyo vasfını taşımaya devam etmektedir denildiğini, Yargıtay kararları çerçevesinde davaya konu uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan hükümlere dayanılarak karara bağlanacağını ve doğrudan dava konusu ile ilgili Türk Ticaret Kanununda hüküm bulunduğundan Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, süresinde ibraz edilmeyen çekten kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı tarafça İstanbul …İcra Müd.’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı … ve dava dışı … aleyhine 24.800,00 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının çek yaprağı ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterildiği, çekin keşidecisinin işbu dosyada davalı …, lehtarının … San-…, keşide tarihinin 15/04/2012 olduğu, lehtar tarafından çekin davacıya ciro edildiği, çekin davacı tarafça 27/04/2012 tarihinde bankaya ibraz edildiği, banka tarafından ibraz süresi geçtiğinden herhangi bir işlem yapılmadığının belirtildiği görülmektedir. Çek yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği takdirde TTK’nun 808.maddesi uyarınca hamil kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideci ya da cirantaya karşı çeke delil başlangıcı olarak dayanarak dava açması ya da TTK’nun 818. yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken 732.madde uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciden alacağını talep etmesi gerekmektedir.Somut olayda, davaya konu çekte davacı hamil, davalı ise keşideci olup, davacının ciro ile çeki edindiği, davacı tarafça TTK’nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciden çek bedelinin tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlara dair davalar TTK 4. madde gereği mutlak ticari davalardandır. Bu durumda aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince davaya bakmaya ticaret mahkemesi görevli olup, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2021 tarih ve 2020/702 Esas – 2021/948 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.