Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/406 E. 2022/350 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/406 Esas
KARAR NO: 2022/350 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2021
NUMARASI: 2021/239 Esas 2021/779 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkilinin 2008 yılı Eylül Ayında … isimli şirkette çalışmaya başladığını, 2012 Yılında … olarak ticari faaliyete başladığını, o tarihteki kataloglarda “…” ibaresinin mevcut olduğunu, 2016 yılında ise … şirketinin resmi olarak açılışının yapıldığını, … şirketinin ise 2017 yılında tasfiye edilmeye başlandığını, müvekkilinin 18.11.2018 tarihinde, fiili olarak işletmeci olan … tarafından müşterilerin önünde hakaret edilip aşağılanmasından dolayı, 4857 sayılı Kanun 24/II maddesine dayanarak iş akdinin feshedildiğini, müvekkilinin çalışmalarına karşılık sadece 2012 yılında 6. aydan 12. aya aya kadar toplam 17 gün sigortalı gösterildiğini, diğer zamanlar için sigorta yaptırılmadığını, sigorta primlerini ödediğini, bu nedenle hizmet tespit davası açmasının zorunlu hale geldiğini, İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi 2020/291 Esas sayılı dosya ile açılan davada, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için kendilerine süre verildiğini belirterek … Ltd. Şti.’nin tüzel kişiliğinin ihyasına, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili …’un … adında firma kurduğunu ve firmayı işlettiğini, şirketin 2021 tarihinde ticaret sicile tescil edildiğini, … adlı şirketin 2017 yılında tasfiye işlemlerine başladığını, zarara uğraması nedeniyle kapanma yoluna gittiğini, şirketin 25/01/2017 tarihinde tasfiyeye girdiğini, tasfiye kararının 14/02/2017 tarihinde tescil edildiğini, ilanların 22/02/2020, 01/03/2020 ve 08/03/2020 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetelerinde yayımlandığını, Şubat 2021 ‘de tam kapanmanın gerçekleştiğini, müvekkili şirketin borca tatmış olduğunu, ticari faaliyetlerini yürütemez duruma gelmesi sebebiyle tasfiyesinin kaçınılmaz olduğunu, tasfiye memurluğunu …’un yaptığını, davacının iş akdi fesih tarihinde … adlı şirketin tasfiye aşamasında olmasına rağmen tüm işçilerin davacı da dahil işçilik hak ve alacaklarının ödendiğini, davacının işten ayrıldığı zaman arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığını, arabulucu nezdinde anlaşma sağlanarak tüm işçilik hak ve alacaklarının ödendiğini, tüm alacaklarını alan davacının sigortalı olduğu günlerin eksik olduğunu ileri sürerek tespit davası açarak, kapanmış olan şirketin de ihyasını istemesinin hakkın kötüye kullanılmasından başka bir şey olmadığını, davacının davasından dolayı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasını istemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, şirketin kapandığını, müvekkilinin firma ile bir bağlantısının kalmadığını, davasının haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ticaret sicil müdürlüğüne dava dilekçesi tebliğine rağmen süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/10/2021 tarih ve 2021/239 Esas – 2021/779 Karar sayılı kararında; “…. İhyası istenilen şirketin celp olunan ticaret sicil dosyasının incelenmesinde; ihyası istenilen şirketin 25/01/2017 tarihinde tasfiye sürecine girdiği, tasfiye kararının 14/02/2017 tarihinde tescil edildiği, tasfiye memuru olarak davalı …’un tayin edildiği, 16/12/2020 tarihinde de şirketin tasfiyesinin sona erdiği hususu sicile bildirilerek şirketin 22/12/2020 tarihinde sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafın davaya dayanak yaptığı İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2020/291 Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dava dışı …Turizm Ltd. Şti., Sgk ve dava dosyamızda ihyası istenen …Şirketi aleyhine hizmet tespiti davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği, mahkemece davalı şirketin ihyasına ilişkin kararın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmıştır. Toplanan tüm bu delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı olan ve sicilden 22/12/2020 tarihinde resen terkin edilen şirketin İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi ‘nin 2020/291 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547. maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline…”gerekçesi ile, DAVANIN KABULÜ İLE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu 22/12/2020 tarihinde sicilden terkin edilen “TASFİYE HALİNDE … LİMİTED ŞİRKETİ” ‘nin İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2020/291 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA, Şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil’ine tesciline, bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru …’un tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, Karar kesinleştiğinde ihya edilen şirketin sicile tescil işlemlerinin yapılabilmesi için gerekçeli kararın İTO ya gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı dilekçesinde; 2008 yılında … isimli şirkette çalışmaya başladığını , daha sonra … olarak ticari faaliyetine devam ettiğini, … isimli şirketin 2017 yılında tasfiye işlemlerine başladığını, 2018 tarihinde iş akdini feshettiğini belirttiğini, Müvekkil …’un kurduğu bu firma … Limited Şirketi , 2021 tarihinde ticaret sicile tescil olduğunu, … adlı şirket, 2017 yılında tasfiye işlemlerine başladığı, zarara uğradığı için kapanma yoluna gittiğini, şirketin 25.01.2017 tarihinde tasfiyeye girmiş olup, tasfiye kararı, 14.02.2017 tarihinde tescil edildiğini, ilanların 22/02/2020 1/3/2020 8/3/2020 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetelerinde yayınlandığını, .22.12.2020 tarihinde sicilden terkin edildiğini, Müvekkilinin kapatmış olduğu şirket borca batmış, ticari faaliyetini yürütemez duruma geldiği için tasfiye aşaması kaçınılmaz olduğunu, tasfiye aşamasında , tasfiye memurluğunu da … yaptığını, Davacının iş akdi fesih tarihinde, … adlı şirket tasfiye aşamasında olmasına rağmen tüm işçilerin davacı da dahil işçilik hak ve alacakları ödendiğini, Davacı, şirket terkin edilip tamamen kapandıktan sonra ihya davasına sebep olan hizmet tespiti davasını açtığını, (Yargıtay 22. H.D.”…. Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Yargıtay 11. H. D.E. 2003/8626 Şirketin İhyası ( Şirketin Feshine Yönelik Açılan Dava Sırasında Şirket Sicilden Terkin Edildiğinden Davacıya Şirketin İhyası Davası Açması için Süre Verilmesinin Gerekmesi ) Husumet ( Şirketin Tüzel Kişiliği Devam Ederken Dava Açılmış Olup Ortaklara Husumet Yöneltildiğine Göre Davanın Şirket Aleyhine Açıldığının Kabulünün Gerekmesi )) Bu ve buna benzer kararlarda görüldüğü üzere, şirketin ihyası için belli şartların oluşması gerektiğini, Davaya konu şirket usulune uygun tasfiye işlemleri yürütmüş ve ticaret sicilden usule, hukuka uygun terkin edilmiş ve ticaret sicil gazetesinde tescil edildiğini, Davacının ihya talebine dayanak tuttıuğu iş davasındaki alacakları bakımından da davacı tüm alacaklarını almış ve böyle kabul ettiğini, Davacı, iş davasını, şirketin tasfiye işlemleri bittikten ve tescil edildikten sonra açtığını, Hizmet tespiti davası açıldığı zaman şirket tamamen tasfiye edilmiş ve tescil edildiğini, ticaret sicilde ilan edildiğini, Davacının hizmet tespiti davasından dolayı şirket tüzel kişiliğinin ihyasını istemesi, hayatın olağan akşına aykırı olduğu gibi hukuki bir dayanağı olmayıp, bir fayda da sağlamadığını, Mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, tasfiye suretiyle ticaret sicilden terkin edilmiş şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için TTK 547. maddesine göre ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu 22/12/2020 tarihinde sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde … Limited Şirketi” ‘nin İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2020/291 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, tasfiye edilerek ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında tasfiye kapanmadan önce 04/09/2020 tarihinde İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2020/291 Esas sayılı dosyası ile açılmış Hizmet Tespiti davası olduğu ve dava devam ederken şirketin 22/12/2020 tarihinde sicilden terkin işlemlerinin yapıldığı, taraf teşkilinin sağlanabilmesi için ilgili şirketin yeniden tescilinin zorunlu olduğu, buna göre davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. Tasfiye halinde bulunan şirket hakkında 04/09/2020 tarihinde İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2020/291 Sayılı dosyası ile açılmış derdest dava olduğu halde tasfiye sonunda 22/12/2020 tarihinde ticaret sicilden kaydı silinen şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlandığından söz edilemeyecektir. TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. Bu durumda tasfiye işlemleri eksik bırakıldığından ek tasfiye işlemlerinin yapılması zorunlu olmakta ve kaydı silinen şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması bakımından ihyası gerekmektedir. Mahkemece ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirketin ihyasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 09/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.