Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/395 E. 2022/316 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/395 Esas
KARAR NO: 2022/316 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ… ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/1428 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 01/12/2021 (22/12/2021 yazım tarihli)
DAVA: Tespit, Tazminat, Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar, davalıların haksız eylemleri nedeniyle ticaret unvanının sicilden terkinine, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine, maddi ve manevi tazminata, tek satıcılık sözleşmesini ihlali nedeniyle tazminata, protokol ve senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, peşin ithalat bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZET: İlk Derece Mahkemesi 01/12/2021 tarih ve 2016/1428 E. sayılı Ara Karar sayılı Kararı ile; “Davacı tarafça sunulan talep dilekçeleri ile taşınmazlar üzerinde tedbir kararı verilmesi, Mahkememiz 13/11/2020 tarihli ara kararından rücu edilmesi, şirket hisseleri üzerinde tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olmakla;…Yukarıda açıklanan yasal hükümler ve genel prensipler çerçevesinde davacının taşınmazlar ve şirket hisselerine ilişkin tedbir talebi değerlendirilmiş, davada ve birleşen davada pek çok talep bulunmasına rağmen taşınmazların aynına ilişkin bir talep bulunmadığı, yine şirket hisselerinin bizatihi uyuşmazlık konusu olmadığı, ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, HMK.389 ve devamı maddelerinde düzenlenen koşulların oluşmadığı değerlendirilmiş bu talebin reddine dair karar vermek gerekmiştir. Davacının, Mahkememizin 13/11/2020 tarihli ara kararından rücu talebi yönünden ise; Mahkememizin 13/11/2020 tarihli celsesinde, “Davalılar vekilinin mahkememizin 30/05/2018 tarihli tedbir kararına yönelik itiraz yerinde görülmekle mahkememizin 30/05/2018 tarihli ara kararı ile konulan tedbirlerin kaldırılmasına” dair karar verildiği ve Mahkememizin 19/11/2020 tarihli ara kararı ile anılan ara kararın gerekçesinin açıklandığı, bu kapsamda “Mahkememizce dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yapılmış eksiklikler olmakla birlikte bir kısım delillerin tartışılması imkanı oluşmuş, bu çerçevede; 30/05/2018 tarihli tedbir kararına nazaran delil durumunda meydana gelen değişiklik gözetilerek mahkememizin 30/05/2018 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir” şeklinde kanaat açıklandığı ve hali hazırda, açıklanan kanaatte bir değişiklik bulunmadığı değerlendirilmekle davacının rücu isteminin de reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; “1-Davacının, şirket hisseleri üzerinde, ayrıca taşınmazlar üzerinde tedbir kararı verilmesi isteminin, hisseler ile taşınmazların dava konusu olmaması nedeniyle reddine, 2-Davacının Mahkememizin 13/11/2020 tarihli ara kararından rücu isteminin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; Tedbirin kaldırılmasına ilişkin 19/11/2020 tarihli ara karara itiraz üzerine verilen 22/12/2012 tarihli ara kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tedbir kararının kaldırılması ile şirket hisselerinin haciz yolu sattırılmasının önünün açıldığını, dolayısıyla şirketine ait taşınmazlar ve şirket hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması taleplerinin reddinin de doğru olmadığını belirterek 22/12/2021 ve 19/11/2020 tarihli ara kararların kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, ticaret unvanının sicilden terkini, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, tazminat, tek satıcılık sözleşmesini ihlali nedeniyle tazminat, protokol ve senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti, peşin ithalat bedelinin iadesi istemleriyle açılan davada, icra takiplerine yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılması kararına itiraz ve tedbirin kaldırılması nedeniyle davacı şirket hisseleri ve taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle taleplerin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin kambiyo senetlerine dayalı icra takipleri nedeniyle vermiş olduğu 30/05/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararları, mahkemenin 13/11/2020 tarihli(19/11/2020 yazım tarihli) ara kararı ile kaldırılmış olup, söz konusu ara kararın istinafı üzerine Dairemizin 28/01/2021 tarih 2021/105 E. 2021/100 K. sayılı kararı ile, durum ve koşulların değişmesi nedeniyle ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin kararların itiraz yoluna tabi olduğu, istinaf kanun yoluna tabi olmadığı gerekçesiyle davacıların istinaf isteminin usulden reddine karar verilmiş olup, söz konusu ara karardan rücu talebinin reddine ilişkin ara karar da aynı nedenle istinaf kanun yoluna tabi olmadığından söz konusu ara karara yönelik bir değerlendirme yapılmamıştır. Öte yandan davacılar tedbir kararının kaldırılması nedeniyle davacı şirket hisselerinin haciz yolu sattırılmasının önünün açıldığını ileri sürerek davacı şirkete ait taşınmazlar ve şirket hisseleri ile davacı şahsa ve ailesine ait taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması istemiştir. Ne var ki HMK 389.m. uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ve TTK 61.m. uyarınca ise ancak haksız rekabete konu eylemlere ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olup, davacının iş bu davadaki talepleri dikkate alındığında davacı şirkete ait taşınmaz ve hisseler ile davacı şahsa ve ailesine ait taşınmazların dava konusunu teşkil etmediği açık olup, mahkemenin bu yöndeki tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacıların 13/11/2020 tarihli (19/11/2020 yazım tarihli) ara karardan rücu talebinin reddine ilişkin 01/12/2021 tarihli (22/12/2021 yazım tarihli) ara karara yönelik istinaf isteminin usulden reddi, davacılara ait taşınmazlar ve şirket hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine ilişkin 01/12/2021 tarihli (22/12/2021 yazım tarihli) ara karara yönelik istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların 13/11/2020 tarihli (19/11/2020 yazım tarihli) ara karardan rücu talebinin reddine ilişkin 01/12/2021 tarihli (22/12/2021 yazım tarihli) ara karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 341.maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacıların taşınmazlar ve şirket hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine ilişkin 01/12/2021 tarihli (22/12/2021 yazım tarihli) ara karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 3-Davacı tarafın adli yardım talebi kabul edilmiş olmakla istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve istinaf karar harcının bu aşamada alınmasına yer olmadığına, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.