Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/375 E. 2022/856 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/375 Esas
KARAR NO: 2022/856 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/344 Esas – 2021/846 Karar
TARİH: 15/12/2021
DAVA: İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkide müvekkili tarafından davalıya mal temin edildiğini ve bu hizmet karşılığı fatura düzenlendiğini, ancak müvekkilinin cari hesap alacağının davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili balıkçılıkla ilgilenmekte olup … isimli balık teknesinin donatanı olduğunu, müvekkilinin balıkçılıkta kullanacağı ÖTV’siz yakıtın temini, balıkçı barınağı önüne kadar getirilerek tekneye nakledilmesi ve karşılığında bedelinin müvekkilin tuttuğu balıkları su ürünleri halinde satan kabzımal tarafından ödenmesi ve yapılan ödemenin müvekkilinin kabzımalındaki cari alacak hesabından düşülmesi noktasında, dava dışı … Ltd. Şti. ile anlaştığını, … Ltd. Şti. ile davacı arasında 21/12/2012 tarihli Çerçeve Sözleşme yapıldığını ve buna göre …’in 5 yıl süreyle …’in ÖTV’siz yakıt satışı yapacağı müşterileri tespit ve temin edeceğini, akaryakıt satışı yapılan müşterilerin mali borçlarını ödeme taahhüdü altına gireceğini ve bu şekilde aracılık görevini üstleneceğini, borçların garantörü olacağını, karşılığında davacının …’e aracılık-tellaliye bedeli ve sözleşmede belirlenen bedelleri ödeyeceğini, bu koşullar ve sözleşme altında müvekkilinin …’in aracılığı ile davacıdan yakıt alan balık gemisi konumunda olduğunu, davaya konu fatura bedelinin ise … tarafından davacıya çek ile ödenmiş olduğunu, ancak davacının … ile ilişkilerini bozulması ve …’den alacaklı konuma gelmesi ile kendisindeki faturaların müvekkil adına düzenlenmiş olmasından faydalanarak haksız icra takibini başlattığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/12/2021 tarih ve 2020/344 Esas 2021/846 Karar sayılı Kararı ile; “6102 Sayılı TTK’nın 931. maddesinde, gemi tanımına yer verilmiştir. Aynı yasanın 1352. maddesinde, deniz alacakları kavramına yer verilmiş, maddenin l bendi uyarınca; geminin işletilmesi için sağlanan yakıt dahil bu amaçlarla verilen hizmetlerden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın deniz alacağı kapsamında tanımlandığı bildirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu, davalı tarafından “…” adlı gemiye davacıdan motorin alındığı görülmüştür. Dava konusu alacağın deniz ticaretinden doğduğu, deniz hukukuna ilişkin uyuşmazlığın deniz ihtisas mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek davaya bakma görevinin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinde olduğu değerlendirilmiş, mahkememizin görevsizliğine dosyanın görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; ” 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE HMK 114/1-C VE 115/2 MADDESİ GEREĞİNCE DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİ İLE DAVANIN USULDEN REDDİNE, 2-Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İSTANBUL DENİZ İHTİSAS MAHKEMESİNE ( İstanbul 17. ATM ) GÖNDERİLMESİNE, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Huzurdaki davanın konusunun satılan/alınan yakıtın yola/seyre uygun olup olmaması olmadığını, yalnızca yakıtın gemiye satılmış olmasının, uyuşmazlığın TTK’nın 5. Kitabında yer alan hükümlere göre çözülmesini gerektirmeyeceğini, tarafların ticari işletmesi sebebiyle aralarında yapılan akaryakıt ürünü alım-satımına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, TTK’nın 1320. maddesinde gemi alacaklısı hakkı veren hallerin sıralanmış olduğunu ve akaryakıt alacağının bunların içinde sayılmadığını, her ne kadar mahkemenin gerekçeli kararında TTK’nın 1352. maddesine dayanılmışsa da 1352. maddesi cebri icraya ilişkin özel hükümler başlığı altında düzenlenmiş olup ihtiyati haciz talebinde bulunma hususuna ilişkin olduğunu, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih,2016/2094 E.2016/5051K. ve 06/10/2015 tarih 2015/3595E. Ve 2015/8487 K. Sayılı kararı, 2016/2758 E. 2016/5250 K. Sayılı kararı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2005/13581 E. 2007/276 K. Sayılı kararının da bu yönde olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu uyuşmazlığın, davacı tarafından davalı balıkçı/esnafın balık avlama gemisine verilen akaryakıttan kaynaklı alacak iddiasına dayalı faturaya dayalı alacak iddiasının geçerli olup olmadığı, buna göre davalının davacıya ödenmemis yakıt borcunun bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğunu, buna göre davanın, TBK 112 ve devamı maddelerinde düzenlenen alım satım iliskisinden kaynaklanmakta olduğunu, Deniz Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK ‘nın 5. Kitabında düzenlenen deniz ticareti ve deniz sigortalarından kaynaklanan davalarla sınırlı olduğundan, iş bu dava yönünden Deniz Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığını, Dosyada celp edilen vergi kayıtlarına göre davalının basit usulde mükellefiyet tesis ettirdiği, esnaf sınırını aşmadığı, davacı taraf tacir olsa da davalı tarafın esnaf olduğunu, bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığını, bu nedenle, somut olayda 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağını ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığını, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, yakıt satış faturasına dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. 6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. TTK’nun 5.kitap kısmında ‘deniz ticareti’ başlığı altında sıralanmış bulunan düzenlemelerin uygulanmasına ilişkin davalar ise Denizcilik İhtisas Mahkemesinin görev alanına girmektedir. Somut olaya döndüğümüzde, uyuşmazlık, davalının teknesi için davacıdan satın almış olduğu yakıt bedelinin ödenip ödenmediği hususuna ilişkin olup, yakıt bedeli alacağı TTK 1320 m. uyarınca gemi alacaklısı hakkı veren alacaklar arasında sayılmadığı gibi başka herhangi bir nedenle deniz ticareti hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir durum da söz konusu değildir. Mahkemece geminin işletilmesi için sağlanan yakıtın TTK 1352 m. de deniz alacakları arasında sayıldığı belirtilmiş ise de, söz konusu madde hükmü ihtiyati haciz isteyebilme hakkını düzenleyen bir madde olup yakıt bedeli alacağına ilişkin ihtiyati haciz talep edilmesi halinde uygulama alanı bulacaktır. Dolayısıyla iş bu davanın Deniz İhtisas Mahkemesinin görevine girmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Öte yandan dosya kapsamında mevcut İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazılarından, davalı şahsın gerçek kişi ticari işletme kaydının veya ortağı olduğu şirket kaydının bulunmadığı, potansiyel mükellef olarak kayıtlı olduğu ancak vergisel açıdan mükellefiyet kaydının bulunmadığı anlaşılmakta olup, buna göre davalının tacir sıfatını haiz olmadığı açıktır. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın TTK’nda düzenlenen bir husustan kaynaklanmamasına, davalının tacir sıfatının bulunmamasına ve mesleki amaçla yakıt satın almış olmasına göre, iş bu davada görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, görevli olan mahkeme hatalı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK 353/1-a3 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmek üzere mahkemesine iadesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarih 2020/344 Esas – 2021/846 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.