Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/368 E. 2022/855 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/368 Esas
KARAR NO: 2022/855 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/284 Esas – 2021/752 Karar
TARİH: 14/10/2021
DAVA: Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında 19/02/2014 ve 21/03/2017 tarihinde bayilik sözleşmeleri imzalanmış olup davalının devamlı olarak borçlarını zamanında ödemede temerrüde düşmesi sebebi ile cari hesap borcunun ödenmesi, aksi taktirde bayilik sözleşmesinin feshedileceği hususunda Beykoz … Noterliği 17.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davacının borcunu ödememesi sebebi ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek 54.971,40 TL cari hesap alacağının, 450.000,00 TL kar kaybından doğan ve sair(davacıya bayilik sözleşmesinin devam edeceği inancı ile bugüne kadar verilen kira vs destekler) maddi zararların, 150.000,00 TL manevi tazminatın, 144.485,4 TL cezai şart bedelinin, 37.760,00 TL tabela bedelinin ve tabelanın iade edilmediği her gün için şimdilik 2.000,00 Euro tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında huzurdaki davaya konu bayilik sözleşmesi dışında şantiyelerde mobilya montajları yapılmak üzere montaj sözleşmeleri akdedilmiş olduğunu ve davacı ile alt taşeron ilişkisinin bulunmakta olduğunu, ticari defterlerin incelenmesi ile de görüleceği üzere bu sözleşmelere ilişkin borç alacak ilişkisinin kaydedildiği cari hesapların tek açık hesap üzerinden yürütülmekte olduğunu, davacının belirttiği cari hesap borcunun ise gerçeği yansıtmadığını, zira birçok projede müvekkil şirketin hakediş alacağı olduğundan bayilik açısından müvekkil şirkete hiçbir zaman borçlu olmadığını, hakediş alacaklarını tahsili için 3 ayrı icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin cari alacağına istinaden yapmış olduğu yasal takibe itirazın iptali davasının İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/829 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olduğunu, yine teminat senetleri nedeniyle menfi tespit davasının İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/251 Esas sayılı dosyası üzerinden devam etmekte olduğunu, müvekkilinin davacı yandan hakedişlerini alamaması üzerine Beyoğlu …Noterliği’nin 21.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek davacı yandan cari hesap ektresine dayalı 920.598,37 TL hakediş alacağını talep ettiğini, bunun üzerine davacı yan tarafından müvekkilime Beykoz …Noterliği’nin 30.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hakedişlerin ödenmeyeceğinin belirtildiğini, bunun üzerine başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2018/829 Esas sayılı itirazın iptali davasının açılmış olduğunu, davacının bayilik sözleşmesini haksız bir şekilde feshettiğini, müvekkiline faydalanmadığı destek kalemlerinin de yükletilmeye çalışıldığını, davacının müvekkilinin onayı ve bilgisi olmadan iki ayrı cari hesap tutmasının tek sebebinin müvekkilinin borçlandırılmasının amaçlanması olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, davalı vekili 24/11/2020 tarihli dilekçesinde, iş bu dava dosyası ile İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/829 E. sayılı dosyasının birleştirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/10/2021 tarih ve 2019/284 Esas 2021/752 Karar sayılı Kararı ile; “ İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/829 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacının … Ticaret Limited Şirketi, davalının … Anonim Şirketi olup dosyanın derdest olduğu, işbu dosya ile mahkememizin 2019/284 Esas sayılı dava dosyasının benzer hukuki zeminde olduğu, her iki dosyadaki uyuşmazlığın aynı cari hesap ilişkisinden doğduğu, dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibatın bulunduğu ve usul ekonomisi açısından birlikte yargılamanın yapılması gerektiği anlaşılmış olmakla, mahkememizin 2019/284 Esas sayılı dosyasının İstanbul Anadolu 9 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/829 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “1- Mahkememizin 2019/284 esas sayılı dosyasının HMK nun 166.maddesi gereğince İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/829 esas sayılı dosyasi ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamanın bu dosya üzerinden devam edilmesine, 2- Yargılamanın İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/829 E.sayılı dosyası üzerinden DEVAMINA, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bu davanın konusunun, taraflar arasında imzalanan 19/02/2014 ve 21/03/2017 tarihli Bayilik Sözleşmelerine aykırılık nedeni ile cari hesap alacağı, maddi manevi, tazminat yoksun kalınan kar, tabela bedeli, tabela tazminatı, cezai şart alacağının tahsili istemi olduğunu, bayilik ilişkisinde müvekkili tarafından mutfak ürünlerinin sipariş üzerine bayiye toptan fiyatı üzerinden satışı yapılmakta ve bayi tarafından “Kelebek” markası adı altında tüketicilere perakende olarak mutfak ürünlerinin satışının yapılmakta olduğunu, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret 2018/829 E sayılı davasının konusunun ise davalının Mobilya Montaj Sözleşmesi uyarınca mobilya montajlarını gerçekleştirdiği, hak edişe hak kazandığı iddiası ve bunların ödenmediği iddiasına dayalı olduğunu, dolayısıyla her iki davadaki uyuşmazlıkların farklı olması nedeniyle birleştirme kararının hatalı olduğunu, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere her iki davada bazı ortak hususlarının bulunmasının birleştirme için yeterli olmadığını, davaların aralarında bağlantının bulunması gerektiğini, ve davalardan birinde verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması gerektiğini, diğer davanın konusunun eser sözleşmesi ve bu davanın konusunun ise bayilik sözleşmesi olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle cari hesap alacağının, kar kaybının, ceza şartın, maddi ve manevi tazminatın, tabela bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle iş bu dava ile İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret 2018/829 E sayılı davasının birleştirilmesine karar verilmiştir. Davalı, taraflar arasında bayilik sözleşmesi yanında montaj sözleşmesi de akdedildiğini ve her iki sözleşmeye konu cari hesabın tek açık hesap üzerinden yürütülmekte olduğunu, davacının müvekkilinin onayı ve bilgisi olmadan iki ayrı cari hesap tutmasının tek sebebinin müvekkilinin borçlandırılmasının amaçlanması olduğunu belirterek bu dava ile kendisinin cari hesap alacağının tahsili için açmış olduğu İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret 2018/829 E sayılı davasının birleştirilmesini talep etmiş, buna karşılık davacı, davalının kendisinin yüklenicisi olduğu şantiyelerde münferiden taşeron olarak iş yaptığını, ancak söz konusu işlerin bu davanın konusunu teşkil etmediğini, kendisi tarafından davalının bayilik cari hesabının ve taşeron olarak çalıştığı işlere ilişkin cari hesabın ayrı tutulmakta olduğunu belirtmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen raporda, davacının gerek bayilik sözleşmesinden doğan alacaklarını ve gerekse montaj sözleşmesinden doğan davalıya olan tek bir cari hesap üzerinden izlediği ve hesabın kendisi içerisinde kayıt anında ilgilisine göre borç/alacak mahsubu yaparak çalıştığı, davalının ise montaj sözleşmesinden doğan alacaklarını alıcılar hesabında ve bayilik sözleşmesinden doğan borçlarını satıcılar hesabı üzerinden izlediği ve borç alacak bakiyesine göre virman yaparak mahsup yaptığı, ilişki boyunca cari hesap mutabakatı yapılmadığı, hesap bakiyeleri arasında ciddi fark olduğu tespit edilmiş olup, buna karşılık davacı, bilirkişiye 3 adet cari hesap kaydı iletildiğini, bunlardan birinin bayilik sözleşmesine, birinin montaj sözleşmesine ve bir diğerinin ise her iki hesabın birleştiği hesaba ilişkin olduğunu, ancak bilirkişinin bu ayrımı yapmadığını, eksik ve hatalı tespitler yaptığını belirterek rapora itiraz etmiştir. HMK 166/2 m. uyarınca davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. 166/4 m. uyarınca ise davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret 2018/829 E sayılı dava dosyası incelendiğinde, dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısı hakkında … kodlu cari hesabına (815.683,45 alacak bakiyeli cari hesapta yer alan …-… nolu faturaları ile sınırlandırarak ve ödeme emri ekinde cari hesap ekstresi ile sadece bu faturaları sunmak suretiyle) dayalı olarak 414.598,37 TL asıl alacak üzerinden başlatılan icra takibine itirazın iptali istemiyle açılan bir dava olduğu, dava dilekçesinde sadece montaj sözleşmesi ilişkisi ve buna ilişkin cari hesap alacağından söz edildiği, cevap dilekçesinde de montaj sözleşmesine istinaden düzenlenen ceza faturalarından söz edilerek borcun olmadığı yönünde savunmadan bulunulduğu görülmüştür. Tarafların da kabulünde olduğu üzere aralarında davacı tarafça … markası adı altında üretilen ürünlerin davalı tarafça davacıdan satın alınarak mağazalarda 3.kişilere satışına ilişkin Bayilik Sözleşmesi yanında, davacı ürünlerinin davalı tarafça montajı işini konu alan birden fazla sayıda Montaj Sözleşmesi akdedilmiş olup, bilirkişi incelemesi ile davalı tarafın her iki sözleşme ilişkisine konu cari hesabını ayrı ayrı tutmuş olduğunun tespit edilmiş olduğu, buna karşılık davalı tarafça açılan davaya konu cari hesap ekstresinin bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davalının alıcılar hesabına ilişkin olup olmadığının net bir şekilde anlaşılamadığı, yine raporda davacının tek bir cari hesap kaydı tuttuğu belirtilmiş ise de davacı tarafça ayrı ayrı tutulan kayıtların incelenmediği yönünde itirazda bulunulduğu ve keza davalı tarafça da davacının ayrı ayrı cari hesap kaydı tuttuğunun kabul edildiği görülmüştür. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere iş bu davanın, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı ile diğer alacakların tahsiline ilişkin olduğu açık olup, davalı tarafça açılan davanın montaj sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkin olması ve taraflarca her iki sözleşme ilişkisine ilişkin cari hesap kayıtlarının ayrı ayrı tutulmuş olması halinde, her iki davanın konusunun farklı olduğu, birisi hakkında verilecek kararın diğerini etkileyemeyeceği, aralarında bağlantı bulunmadığı kanaatine varılacak, taraflarca cari hesap kayıtlarının sadece tek bir hesapta tutulması halinde ise her iki hesaba konu alacak-borç tutarlarını ayrıştırmanın zorluğu karşısında her iki davanın birlikte görülmesinin uygun olduğu, aralarında bağlantı bulunduğu sonucuna varılacaktır, ne var ki dosya kapsamı itibariyle bir sonuca varmak mümkün görülmemiştir. O halde mahkemece bilirkişiden, davacının kendi cari hesap kaydına yönelik itirazlarının değerlendirilmesi ve davalı tarafça açılan davaya konu cari hesap ekstresi incelenmek suretiyle söz konusu ekstrenin kapsamının belirlenmesi hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a6 m. uyarınca hükmün kaldırılması ve mahkemesine iadesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/10/2021 tarih ve 2019/284 Esas – 2021/752 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.