Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/359 E. 2022/759 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/359 Esas
KARAR NO: 2022/759 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021
NUMARASI: 2020/811 Esas 2021/1124 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin mobilya üretimi yapan davalı … Tic ve San Ltd Şirketine bir takım mobilya siparişi verdiğini ve müvekkilinin de daha sonra 32.500-TL ödeme yaptığını, davalı şirketin sözleşme konusu malları teslim etmiş ise de kısa bir sürede bu ürünlerde esaslı ayıpların ortaya çıktığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirkete müracaatta bulunarak sözleşmeden caydığını ve bu konuda ihtar keşide ettiğini, ancak davalı şirkete yapılan müracaatın sonuçsuz kalması üzerine Keşan 2 Asliye Hukuk Mahkemesinde “Ayıplı Malın Bedelinin iadesi” davası açıldığını ve Mahkemenin 2013/393 esas 2015/437 karar sayılı ilamı ile 32.500-TL’nin müvekkiline iadesine karar verildiğini, söz konusu ilama dayalı olarak Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını ve takibin kesinleştiğini, ancak davalı şirketin ayıplı malları iade almadığı gibi bedeli de davacı tarafa ödemediğini, icra takip işlemleri sırasında davalı şirketin 17.11.2014 tarihinde tasfiye edildiğini, tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona ereceğini, ancak tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işleminin eksiksiz tamamlanması gerekeceğini, eğer tasfiye işlemlerinin gerçek olarak tamamlanmamış ve tasfiyede gerekli hususlar eksik bırakılmışsa tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemeyeceğini, dava konusu olayda da 29.02.2012 tarihli sözleşmeden kaynaklanan borcun devam ettiğinin açıkça görüldüğünü, şirketin tasfiyesinin hukuka aykırı olduğundan, TTK nun 224 ve 445 maddeleri anlamında ihyası gerektiğini, diğer davalı … davalı şirketin kanuni temsilcisi, müdürü iken dava konusu alacağı ödememek üzere ve davanın lehine sonuçlanacağını anladığından kötü niyetle ve hukuka aykırı olarak şirketi tasfiye ederek aynı adreste ve yine mobilya işi ile ilgili olarak kendi adına başka bir iş yeri açtığını ve ticari faaliyetine devam ettiğini, bu nedenlerle öncelikle davalı şirketin yeniden ihyasına ve Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …dan tahsiline ve icra takip dosyasında borçlu taraf olarak aleyhinde icra takibi yapılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın kabulüne, hukuka aykırı şekilde tasfiye edilen İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı … Tic ve San Ltd Şirketinin yeniden İhyasına, Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …’dan tahsiline, icra takip dosyasında davalı …’ın borçlu taraf olarak eklenmesine ve aleyhinde icra takibi yapılmasına, bu taleplerinin kabul olmaması halinde icra takibinin kesinleşmesinden sonraki kapak hesabı olan 45.558,54-TL‘nin hesap tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile,davalının adresi itibariyle davalı yönünden davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, dosyada Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Davacının konu ettiği Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/393 E. 2015/437 K. sayılı dosyasının, tüketici kanunundan kaynaklı bir dava olduğu ve bu davanın davalısının, tasfiye edilen … olduğunu tasfiyeye ilişkin gerekli ilanların zamanında yapılarak tasfiyenin gerçekleştiğini, davacının Keşan İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine hem icra takip dosyası dışı davalı …’i dahil etmek istemesinin hem de Ticari bir işlem olmayan, tüketici hukukuna dayalı bir ilama konu icra takibine verilmiş bir mahkeme kararı olduğu halde “ticari faiz işletilmesi” talebinin de kabulünün mümkün olmadığını bahisle öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle reddini ,maddi ve yasal dayanaktan yoksun davanın, zamanaşımı ve husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle görev ve yetki bakımından itiraz ettiklerini, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret Mahkemelerinin olduğunu, Müvekkilinin TTK’nun 32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Tasfiye memuru tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurun sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, vadesi gelmeyen borçlardan ihtilaflı veya şarta bağlı borçların notere tevdii yada kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bunun yapılmadan şirketin tasfiye sürecinin sonuçlandırılıp, bakiye, mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kaydı sicilinden terkin edilmiş ise, terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliğinin ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını,bu davanın ihya ile sınırlı olması gerektiğini ve belirttiği diğer nedenlerle öncelikle yetki ve görev yönünden davanın reddine, bu olmadığı takdirde tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı, tasfiye memurları olduğunu ve yasal hasım olan müvekkilinin aleyhine hiçbir şekilde vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin yüklenmemesine, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/11/2021 tarih ve 2020/811 Esas – 2021/1124 Karar sayılı kararında; “….Dava, şirketin ihyası ve tazminat istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiler” düzenlemesine yer verilmiştir. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği … Ticaret Ltd.Şti.nin 29/05/2013 tarihinde tasfiyesine karar verildiği 22/07/2013 tarihinde tescil tasfiyesinin ise sona erdiği tarihin 17/11/2014 tarihinde tescil edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce yapılan incelemede Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının derdest olduğu, davacının şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin Keşan İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile sınırlı olarak ihyasına, şirketin son tasfiye memuru …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, ihyası talep edilen şirkete husumet yöneltilmiş ise de, sicilden terkin edilen davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davalı şirkete karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı, davalı şirketten teslim alınan malların ayıplı çıkmış olması nedeniyle Keşan 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/393 Esasına kayıtlı olarak açtıkları dava neticesinde 32.500,00 TL’nin davacıya iadesine karar verildiğini, ilama istinaden Keşan İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibini başlattıklarını, kesinleşen takibe rağmen borcun ödenmediğini, davalı şirketin tasfiyesinin kötüniyetli ve hukuka aykırı olarak yapıldığını belirterek alacağın …’dan da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’in zamanaşımı itirazı, davanın TTK m.560’da belirtilen sürelerde açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı … Sanayi Ticaret Ltd.Şti.nin 29/05/2013 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi …’in atandığı, 17/11/2014 tarihinde tasfiyenin sona erdiği anlaşılmıştır. TTK hükümlerine göre, şirket müdürü veya tasfiye memurunun, alacaklının zararından sorumlu olması için, yükümlülüğünü yerine getirmemesi veya davranışının zarara neden olması gerekmektedir. Borçlu şirketin, borcunu ödeyebilecek mal varlığı veya mali gücünün bulunmaması durumunda, borçlu şirket tasfiye olmasa dahi, alacaklı alacağını tahsil edemeyeceğine göre, borçlu şirketin tasfiyesine zarar eden olmadığının kabulü gerekmektedir. Mahkememizce Ticaret Sicil Memurluğundan tasfiye işlemlerine ilişkin tüm belgeler, gerek tasfiye öncesinde gerekse tasfiye sürecinde tasfiye olan borçlu şirketin mal varlığına ve mali durumuna ilişkin belgeler celbedilerek bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi tarafından tanzim olunan rapor ile davalı şirketin tasfiyesi sonucunda davacının alacaklı olduğu bedeli karşılayacak malvarlığı olduğu ancak tasfiye sonunda kalan mal varlığının davalı şirket ortaklarına dağıtıldığı tespit edilmiştir. Davalı şirketin tasfiye karar tarihi 29/05/2013, tasfiyenin sona erdiği tarih ise 17/11/2014’dür. Davacı tarafça, davalı şirketten satın alınan mallara ilişkin olarak 17/09/2013 tarihinde noterden ihtarname keşide edilmiş ve akabinde 11/10/2013 tarihinde Keşan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/393 esasına kayıtlı olarak ayıplı malın ve bedelin iadesi talepli dava ikame edilmiş olup, 01/09/2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı şirketin tasfiyesi yargılama sürmekte iken tamamlanmıştır. Bilirkişi incelemesi neticesinde borçlu şirketin borcunu ödeyecek ekonomik gücü bulunmakta iken tasfiye işlemlerinin tamamlanarak sicilden terkin edildiği, davacı tarafın bu surette zararına sebebiyet verildiği anlaşılmakla davalı …’e yönelik talep bakımından davanın kısmen kabulü ile, 32.500 TL alacağın ( Keşan İcra Müd.nün … E sayılı dosyasındaki alacak miktarı ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde ) dava tarihi olan 26/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Açılan davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE, 1-Davalı Tasfiye Halinde … Limited Şirketine karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE … TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin ihyasına, 3-Şirketin son tasfiye memuru …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına, 4-İhya kararının Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanına, 5-Davalı …’e yönelik talep bakımından davanın kısmen kabulü ile, 32.500 TL alacağın (Keşan İcra Müd.nün … E sayılı dosyasındaki alacak miktarı ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde) dava tarihi olan 26/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 6-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan harç ve masraflardan sorumlu tutulmasına yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk Derece Mahkemesi 28/01/2022 tarih 2020/811 Esas 2021/1124 Karar sayılı ek kararında; “Mahkememiz tarafından verilen 24/11/2021 tarih 2020/811 Esas Esas 2021/1124 sayılı karar, Davalılardan … vekili tarafından verilen İstinaf dilekçesi ile istinaf edilmiş ve … istinaf no ile kaydı yapılmış ise de, nispi istinaf karar harcı ile posta giderinin yatırılmaması nedeniyle, kendisine yasal uyarıyı taşıyan Mahkememizin 10/01/2022 tarihli muhtırasının, 15/01/2022 tarihinde tebliğ olunduğu halde süresi içerisinde posta gideri ve istinaf karar harcının ikmal edilmediği anlaşılmakla…” gerekçesi ile, HMK.nun 344.maddesi uyarınca davalılardan … vekilinin istinaf isteminin reddine, kararın davalılardan … vekili tarafından istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna başvurulmamıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkemece delillerin takdirinde hataya düşüldüğü ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi kararının yerinde olmadığını, Zira; dava dilekçesinde izah edildiği üzere hukuka aykırı şekilde tasfiye edilen İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı … Tic. Ve Sanayi Ltd. Ş.ti’nin yeniden İHYASINA, Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip konusu alacağımızın davalı …’dan tahsiline ve icra takip dosyasında davalı …’ın borçlu taraf olarak eklenmesine ve Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip dosyası ile aleyhinde icra takibi yapılmasına,bu talebin reddi halinde ise Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibinin kesinleşme tarihi 05.01.2016 tarihli kapak hesabı olan 45.558,54.-TL’nin 05.01.2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte (dava konusu ihtilaf ticari iş niteliğinde olup ticari faiz uygulanması gerektiğinden) davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, Gerekçeli kararda da belirtildiği üzere, davalı … Sanayi Ticaret Ltd.Şti.nin 29/05/2013 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi davalı …’in atandığı ve 17/11/2014 tarihinde tasfiye sona erdiğini, TTK hükümlerine göre şirket müdürü veya tasfiye memurunun, alacaklının zararından sorumlu olması için, yükümlülüğünü yerine getirmemesi veya davranışının zarara neden olması gerektiğini, dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davalı …Sanayi Ltd. Ş.ti’nin tasfiyesi ile şirketin varlıkları davalı …’in üzerine aktarıldığını, davalı …’in, yukarıda izah edildiği gibi aleyhinde devam eden Keşan 2. Asliye Hk. Mh. 2013/393 E. – 2015/437 K. Sayılı alacak davası söz konusu iken davayı kaybedeceğini anladığı noktada şirketi tasfiye ederek aynı adreste ve yine mobilya işi ile ilgili olarak kendi adına başka bir işyeri açarak ticari faaliyetine devam etmekte olduğunu, davalı şirketin ortakları ise hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, 500.000,00.-TL son sermayeli şirketin 300.000,00.-TL si davalı …’e , 200.000,00.-TL’ise …’e ait olduğunu, bu durum karşısında Ticaret Kanunu 553 ve 644. maddesindeki koşulların gerçekleştiğinin açık göstergesi olduğunu, Dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere, davalı …’in, davalı … Tic. Ltd. Ş.ti’nin kanuni temsilcisi/müdürü iken, davacı müvekkili tarafından Keşan 2.Asliye Hk. Mh. 2013/393 E. – 2015/437 K. Sayılı dosyası ile aleyhinde açılan “Ayıplı Malın Bedelinin iadesi” davasının aleyhte sonuçlanacağını anladığı noktada 17.11.2014 tarihinde dava konusu alacağı ödememek üzere kötü niyetle ve hukuka aykırı olarak şirketi tasfiye ederek şirketin varlıklarını kendi üzerine aktarmış ve aynı adreste ve yine mobilya işi ile ilgili olarak kendi adına başka bir işyeri açtığı (Avcılar V.D VKN:…) ve ticari faaliyetine devam ettiğini, Davalı … Ltd. Ş.ti’nin tasfiyesi ile şirketin varlıkları davalı …’in üzerine aktarıldığını, davalı … ile … Ltd. Şti. arasında organik bir bağ bulunmakta olduğunu, her iki iş yeri de aynı adreste ve aynı iş kolunda (mobilya üretim), aynı makine ve üretim malzemeleri ile ticari faaliyet gösterdiği, aynı müşteri kitlesine hitap ettiği ve aynı müşteri portföyü ile ticari kazanç sağladığını, şirket pay sahibi …, şirket tüzel kişiliği ile özdeşleştiği, şirketin mal varlığı ile şirket ortağının mal varlığı birbirine karıştığı, art niyetli ve hesaplı davranışlarla sırf sorumluluktan sıyrılmak amacıyla şirketi tasfiye ederek aynı adreste şirket malvarlığı ile kendi adına yeni bir işyeri açtığını, delillerin toplanması ve her iki işyeri ticari defter kayıtları üzerinden yapılacak inceleme ve alınacak bilirkişi raporu ile bu iddiaların sabit olduğunun görüleceğini, buna rağmen yerel Mahkeme tarafından bu hususta hiçbir inceleme yapılmadığı ve delilleri toplanmadığını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5148 E. -2017/7084 K. sayılı ve 11.12.2017 tarihli kararı.) Diğer yandan, Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu Kanun’un 553. ve 644. maddesinde belirtildiğini, buna göre yönetim kurulu üyeleri veya müdürler, kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olduklarını, Dolayısıyla davalı …’in Keşan 2.Asliye Hk. Mh. 2013/393 E. – 2015/437 K. Sayılı ilama dayalı Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip konusu alacaktan … Tic. Ltd. Ş.ti ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekmekte olduğunu, Belirtilen nedenlerle, Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip konusu alacağın davalı …’den tahsiline ve icra takip dosyasında borçlu taraf olarak aleyhinde icra takibi yapılmasına, bu taleplerinin reddi halinde ise Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibinin kesinleşme tarihi 05.01.2016 tarihli kapak hesabı olan 45.558,54.-TL’nin 05.01.2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte (dava konusu ihtilaf ticari iş niteliğinde olup ticari faiz uygulanması gerektiğinden) davalı …’den tahsiline karar verilmesi gerekirken anılan şekilde, Davalı …’e yönelik talep bakımından davanın kısmen kabulü ile, 32.500 TL alacağın (Keşan İcra Müd.nün … E sayılı dosyasındaki alacak miktarı ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde) dava tarihi olan 26/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine kararı verilmiş olması açıkça usul ve yasaya aykırı olup, kararın kaldırılması gerektiğini, Kaldı ki davalı şirket ve … tacirdir ve taraflar arasındaki dava konusu hukuki ihtilaf, “ticari iş” olduğunu, dava dilekçesinde de Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …’den tahsiline ve icra takip dosyasında borçlu taraf olarak aleyhinde icra takibi yapılmasına,bu talepleri yerinde görülmemesi halinde Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibinin kesinleşme tarihi 05.01.2016 tarihli kapak hesabı olan 45.558,54.-TL’nin 05.01.2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, ancak yerel mahkemece gerekçesi belirtilmeyerek dava tarihinden itibaren yasal faiz üzerinden hüküm kurulmuş olması açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bunun yanında yerel mahkemece her ne kadar “….ihyası talep edilen şirkete husumet yöneltilmiş ise de, sicilden terkin edilen davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davalı şirkete karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle REDDİNE…” karar verilmiş ise de yerel Mahkemenin bu kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamı ile dava ve talepleri karşısında davalı şirkete de husumet yöneltilmesi gerektiği ve husumet ehliyetinin söz konusu olduğunu, Delil listesinde yemin deliline başvurmuş olmalarına rağmen ispat edilmediğine karar verilen hususlar açısından davalıya yemin teklif etme haklarının hatırlatılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkeme kararında davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yine yerel mahkeme kararında yargılama giderleri ve harçların hesaplanmasında da usul ve yasaya aykırılık olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalı şirketin yeniden ihyasına Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …’den tahsiline ve icra takip dosyasında borçlu taraf olarak aleyhinde icra takibi yapılmasına, bu taleplerinin reddi halinde ise Keşan İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibinin kesinleşme tarihi 05.01.2016 tarihli kapak hesabı olan 45.558,54.-TL’nin 05/01/2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte (dava konusu ihtilaf ticari iş niteliğinde olup ticari faiz uygulanması gerektiğinden) davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, şirket ihyası ve tazminat davasıdır. Dairemizin 15/10/2020 tarih ve 2020/1379 Esas 2020/1153 Karar sayılı kararımız ile , İlk Derece Mahkemesinin 20/11/2019 tarih ve 2019/644 Esas – 2019/1268 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kaldırılarak, HMK’nın 294-297. maddelerine uygun hüküm kurulmasının temini için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıdaki gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk Derece Mahkemesi 28/01/2022 tarih ve 2020/811 Esas – 2021/1124 Karar sayılı ek kararı ile; HMK.nun 344.maddesi uyarınca davalılardan … vekilinin istinaf isteminin reddine ve kararın davalılardan … vekili tarafından istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilmiş, ek karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, Davacı dava dilekçesi ile ;” 1-) Hukuka aykırı şekilde tasfiye edilen İstanbul Ticaret Sicilinde kayıtlı … Ltd Şirketinin yeniden İhyasına, 2-) Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …’dan tahsiline, icra takip dosyasında davalı …’ın borçlu taraf olarak eklenmesine ve takip dosyasında Davalı …’ın borçlu taraf olarak eklenmesine ve Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile aleyhinde icra takibi yapılmasına, 3-) Bu taleplerinin kabul olmaması halinde Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin kesinleşmesinden sonraki kapak hesabı olan 45.558,54-TL‘nin hesap tarihi olan 05/01/2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.” Dava dosyasında HMK 110.md anlamında davaların-taleplerin yığılması söz konusudur. Davalı …’ın terkin edilen şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu ve davacının davalı …’a ilişkin tazminat talepleri şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı 6102 sayılı TTK’nın 553. maddesi uyarınca açılan tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından açılan ihya davası ve tazminat davası birlikte görülebilecek davalardan olmadığından mahkemece bu davaların tefrik edilerek ayrı ayrı görülmesi gerekirken tefrik edilmeden birlikte görülmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemenin kabulüne göre de; Mahkemece, davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş isede ret edilen taleplere ilişkin gerekçe yazılmadığı görülmüştür. Davacının dava dilekçesindeki, ikinci ve üçüncü talepleri terditli olup dava dilekçesindeki ikinci talebinin tamamen kabul görmemesi halinde üçüncü maddedeki talebinin kabulüne karar verilmesi talep edilmiş olmakla, mahkemece öncelikle ikinci maddedeki tüm taleplerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkeme kararının hüküm fıkrasında davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, … denilmiş olmakla birlikte , Mahkemenin kabulüne göre Davacının ikinci maddedeki taleplerinden Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …’dan tahsiline ilişkin talebi yönünden değerlendirme yapılıp bu yönden karar verilmiş isede Davacının ikinci maddedeki taleplerinden icra takip dosyasında davalı …’ın borçlu taraf olarak eklenmesine ve Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile aleyhinde icra takibi yapılmasına ilişkin taleplerinin ret gerekçesinin yazılmadığı görülmüştür. Dava dilekçesinin ikinci maddedeki tüm taleplerin kabul edilmemesi halinde talep bölümünün üçüncü maddesindeki davacı talebi, Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin kesinleşmesinden sonraki kapak hesabı olan 45.558,54-TL‘nin hesap tarihi olan 05/01/2016 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline ilişkin talebinin değerlendirilmesi gerekirken bu yönde bir değerlendirme yapılmaması da yerinde görülmemiştir. Dava dilekçesinde dava değerinin 32.500,00 TL. Olarak gösterildiği ve mahkemece tazminat davasının bu miktar üzerinden kısmen kabul kararı verilmiş isede davacının 2. maddedeki taleplerinden öncelikle Keşan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip konusu alacaklarının davalı …’dan tahsiline yönelik olduğu ve icra dosyasındaki alacak miktarının 37.540,88 TL. Olduğu ve üçüncü maddedeki terditli talebinin ise 45.558,54 TL. olup HMK. 31 maddesinde düzenlenen hâkimin davayı aydınlatma görevi kapsamında mahkemece, davacı tarafa dava değerinin açıklattırılarak dava değerinin tesbit edilip sonucuna göre eksik harcın tamamlatılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Sonuç itibariyle, Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 297, 353/1.a.6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarih ve 2020/811 Esas 2021/1124 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.